Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | freezer n. | buzluk | ||
She put the steak in the freezer. O, bifteği buzluğa koydu. More Sentences |
||||
Common Usage | freezer n. | dondurucu | ||
After all, throughout Europe, we have ready-made foods from these countries in our freezers. Ne de olsa, Avrupa'nın her yerinde, dondurucularımızda bu ülkelerden gelen hazır gıdalar var. More Sentences |
||||
General | ||||
General | freezer n. | derin dondurucu | ||
It certainly affected my decision this summer when I was buying a fridge and a freezer for my home. Bu yaz evime buzdolabı ve derin dondurucu alırken kararımı kesinlikle etkiledi. More Sentences |
||||
General | freezer n. | buzdolabı | ||
Fadil's head was found in a freezer. Fadıl'ın başı bir buzdolabında bulundu. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | freezer n. | buzluk | ||
Her friends had to padlock the freezer to prevent her from eating ice cream. Arkadaşları onun dondurma yemesini engellemek için buzluğa asma kilit takmak zorunda kaldılar. More Sentences |
||||
Food Engineering | ||||
Food Engineering | freezer n. | dondurucu | ||
Sometimes, it even corresponds to the temperature in a freezer. Hatta bazen dondurucudaki sıcaklığa bile denk gelebiliyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | freezer n. | soğutucu | ||
General | freezer n. | buzdolabının içindeki buzluk | ||
General | freezer n. | dipfriz | ||
General | freezer n. | donan kimse | ||
General | freezer n. | donan şey | ||
General | freezer n. | üşüyen kimse | ||
Industry | ||||
Industry | freezer n. | el ile çalışan dondurma yapma makinesi | ||
Industry | freezer n. | dondurma yapma makinesini çalıştıran kimse | ||
Industry | freezer n. | soğutulmuş oda | ||
Industry | freezer n. | soğutmalı oda | ||
Industry | freezer n. | soğutma odası | ||
Industry | freezer n. | gıda dondurma tesisi işleten kimse | ||
Technical | ||||
Technical | freezer n. | dondurucu cihaz | ||
Technical | freezer n. | dondurma makinesi | ||
Technical | freezer n. | soğutucu | ||
Technical | freezer n. | metal işçiliğinde dökümleri rötuşlamak için kullanılan bir alet | ||
Railway | ||||
Railway | freezer n. | frigorifik vagon | ||
Railway | freezer n. | dondurucu işlevi gören vagon | ||
Slang | ||||
Slang | freezer n. | hapishane | ||
Slang | freezer n. | cezaevi |