Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Synonyme
Sätze
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Quellen
Über uns
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch Sätze
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf Ausblenden
Velaufsdetails
Verlauf Löschen
Verlauf :
make waves
hob head
interest tax shield
keep in the background
günde
Verlauf
Sätze
Bedeutungen von dem Begriff
"günde"
im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
Trade/Economic
1
Trade/Economic
günde
per diem
expr.
Bedeutungen, die der Begriff
"günde"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 274 Ergebniss(e)
Kategorie
Türkisch
Englisch
General
1
General
günde iki kez
twice a day
adv.
Layla walks her dogs
twice a day.
Leyla
günde iki kez
köpeklerini yürütür.
More Sentences
2
General
günde bir kere
once a day
adv.
I've heard that you shouldn't eat red meat more than
once a day.
Günde bir kereden
fazla kırmızı et yememeniz gerektiğini duymuştum.
More Sentences
3
General
iki günde bir
every other day
adv.
I go for a walk
every other day.
İki günde bir
yürüyüşe çıkıyorum.
More Sentences
4
General
birkaç günde bir
every few days
adv.
Tom comes here
every few days.
Tom buraya
birkaç günde bir
gelir.
More Sentences
5
General
günde bir
once a day
adv.
Drink this soup
once a day
for about one month.
Yaklaşık bir ay boyunca bu çorbadan
günde bir
defa için.
More Sentences
6
General
günde bir kez
once a day
adv.
I feed my dog
once a day.
Köpeğimi
günde bir kez
beslerim.
More Sentences
7
General
iki günde bir
every second day
adv.
I go to the dentist
every second day.
Her
iki günde bir
diş hekimine giderim.
More Sentences
Idioms
8
Idioms
birkaç günde bir
every few days
adv.
Tom comes here
every few days.
Tom buraya
birkaç günde bir
gelir.
More Sentences
9
Idioms
günde bir elma (doktoru uzak tutar)
apple a day
expr.
I try to eat an
apple a day.
Günde bir elma
yemeye çalışıyorum.
More Sentences
Computer
10
Computer
günde bir
days
n.
She goes to the supermarket every three
days.
Her üç
günde bir
süpermarkete gidiyor.
More Sentences
General
11
General
üç günde bir olan nöbet
tertian
n.
12
General
budizm'de öğrenci ve ustası arasında öğrencinin meditasyon gelişmesi üzerine günde iki kere yapılan günlük toplantı
sanzen
n.
13
General
on beş günde bir olan hafif gelgit
neap
n.
14
General
onbeş günde bir olan hafif gelgit
neap
n.
15
General
onbeş günde bir olan hafif gelgit
neap tide
n.
16
General
günde sekiz saat çalışma sistemi
eight-hour day
n.
17
General
günde üç öğün yemek
three meals a day
n.
18
General
bir kişinin bir günde yapabildiği iş miktarı
man-day
n.
19
General
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi)
odd-even rationing
n.
20
General
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi)
even odd rationing
n.
21
General
günde iki kez yapılan şey
two-a-day
n.
22
General
günde beş vakit namaz kılmak
perform five time salaat in a day
v.
23
General
günde üç kez sevişmek
make love three times a day
v.
24
General
günde 100 bin kadar hit almak
get about 100,000 hits a day
v.
25
General
günde en az yüz soru çözmek
solve at least 100 questions daily
v.
26
General
günde en az yüz soru çözmek
do at least 100 questions a day
v.
27
General
üç günde bir olan
tertian
adj.
28
General
günde iki kere oluşan
semidaily
adj.
29
General
on beş günde bir oluşan (gelgit)
neap
adj.
30
General
günde üç defa meydana gelen
terdiurnal
adj.
31
General
her üç günde bir olan
triduan
adj.
32
General
günde üç kez olan
tridaily
adj.
33
General
her üç günde bir yapılan
tridaily
adj.
34
General
günde iki kere olan
two-a-day
adj.
35
General
günde iki defa yapılan
two-a-day
adj.
36
General
günde iki kez olan
two-a-day
adj.
37
General
14 günde bir gerçekleşen
fortnightly
adj.
38
General
sekiz günde bir olan
octan
adj.
39
General
sekiz günde bir gerçekleşen
octan
adj.
40
General
bir günde gönderilen
overnight
adj.
41
General
belirli bir günde pişirilmiş olan
du jour
adj.
42
General
günde iki kez gelişen
semidiurnal
adj.
43
General
günde iki kez meydana gelen
semidiurnal
adj.
44
General
yarım günde bir meydana gelen
semidiurnal
adj.
45
General
her yarım günde bir gelişen
semidiurnal
adj.
46
General
her on dört günde bir görünen
fortnightly
adj.
47
General
on dört günde bir olan
fortnightly
adj.
48
General
bugünkü günde
in this day and age
adv.
49
General
günde iki kere
twice a day
adv.
50
General
birkaç günde bir
in every few days
adv.
51
General
iki günde bir
on alternate days
adv.
52
General
dört günde bir
every four days
adv.
53
General
son yedi günde
last seven days
adv.
54
General
günde bir tane
one a day
adv.
55
General
günde bir tane
one piece a day
adv.
56
General
günde bir tane
one per day
adv.
57
General
günde üç kez
three times a day
adv.
58
General
günde iki kez
two times a day
adv.
59
General
birkaç günde bir
every several days
adv.
60
General
birkaç günde bir
once per several passing days
adv.
61
General
iyi günde kötü günde hastalıkta ve sağlıkta
in good times and in bad times in sickness and in health
adv.
62
General
on günde bir
every ten days
adv.
63
General
on günde bir
once every ten days
adv.
64
General
her iki günde bir
every two day
adv.
65
General
her iki günde bir
once every two days
adv.
66
General
iki günde bir
once every two days
adv.
67
General
her iki günde bir
every two days
adv.
68
General
her iki günde bir
once in two days
adv.
69
General
iki günde bir
every two days
adv.
70
General
iki günde bir
once in two days
adv.
71
General
sabah 1 akşam 1 olmak üzere günde 2 kere
twice daily once in the morning and once in the evening
adv.
72
General
sabah bir akşam bir olmak üzere günde iki kere
twice daily once in the morning and once in the evening
adv.
73
General
sıradan bir günde
in an ordinary day
adv.
74
General
aynı günde
on the same day
adv.
75
General
günde üç defa/kez/kere
three times per day
adv.
76
General
on dört günde bir
fortnightly
adv.
77
General
hafta sonları günde beş kere
five times a day on a weekend
adv.
78
General
hafta sonları günde beş kere
five times a day on weekends
adv.
79
General
on beş günde bir hafta sonu
every other weekend
adv.
80
General
günde üç kere
three times a day
adv.
81
General
günde dört kere
four times a day
adv.
82
General
günde üç defa
three times a day
adv.
83
General
günde dört kez
four times a day
adv.
84
General
günde dört defa
four times a day
adv.
85
General
15 günde bir
once every 15 days
adv.
86
General
15 günde bir
every 15 days
adv.
87
General
2 günde bir
every two days
adv.
88
General
on beş günde bir
every 15 days
adv.
89
General
iki günde bir
once in two days
adv.
90
General
ertesi günde gerçekleşerek
overmorrow
adv.
91
General
ertesi günde
overmorrow
adv.
Phrases
92
Phrases
iyi günde kötü günde
through thick and thin
adv.
93
Phrases
aynı günde
within the same day
expr.
94
Phrases
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
even a broken watch is right twice a day
expr.
95
Phrases
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
even a broken watch is right twice a day
expr.
96
Phrases
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
even a stopped watch is right twice a day
expr.
97
Phrases
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
even a stopped watch is right twice a day
expr.
98
Phrases
bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir
even a stopped watch is right twice a day
expr.
99
Phrases
bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir
even a broken watch is right twice a day
expr.
100
Phrases
günde 3 öğün
three square meals a day
expr.
101
Phrases
günde üç öğün
three square meals a day
expr.
102
Phrases
günde 3 öğün
three meals a day
expr.
103
Phrases
günde üç öğün
three meals a day
expr.
104
Phrases
günde 3 öğün
3 square meals a day
expr.
105
Phrases
günde üç öğün
3 square meals a day
expr.
106
Phrases
günde 3 öğün
3 meals a day
expr.
107
Phrases
günde üç öğün
3 meals a day
expr.
108
Phrases
söylendiği günde
on the alleged day
expr.
109
Phrases
yağmurlu bir günde
on a rainy day
expr.
Proverb
110
Proverb
iyi günde herkes yanında olur, ama kötü günde yanında kimse kalmaz
laugh and the world laughs with you, weep and you weep alone
111
Proverb
iyi dost kara günde belli olur
a friend in need is a friend indeed
112
Proverb
günde bir elma doktoru uzak tutar
an apple a day keeps the doctor away
113
Proverb
günde bir elma doktoru uzakta tutar
an apple a day keeps the doctor away
114
Proverb
iyi dost kötü günde belli olur
a friend in need is a friend indeed
115
Proverb
güneşli bir günde evlenmek şans getirir
happy is the bride that the sun shines on
116
Proverb
roma bir günde kurulmadı
rome wasn't built in a day
117
Proverb
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
even a blind pig can find an acorn once in a while
118
Proverb
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
a dead clock is correct twice a day
119
Proverb
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
a dead clock is right twice a day
120
Proverb
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
even a blind pig can find an acorn once in a while
121
Proverb
durmuş saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
even a blind pig can find an acorn once in a while
122
Proverb
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
even a blind pig can find an acorn once in a while
123
Proverb
dost kara günde belli olur
a friend in need is a friend indeed
124
Proverb
gerçek dost kara günde belli olur
a friend in need is a friend indeed
125
Proverb
bozuk/durmuş saat bile günde iki defa/kere doğruyu gösterir
even a blind hog finds an acorn every now and then
126
Proverb
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
even a blind squirrel finds a nut once in a while
127
Proverb
dost kara günde belli olur
a false friend and a shadow stay only while the sun shines
128
Proverb
iyi gün dostu kara günde yok olur
a false friend and a shadow stay only while the sun shines
129
Proverb
samimiyetsiz/iki yüzlü insanlar yalnızca iyi günde dostluk eder
a false friend and a shadow stay only while the sun shines
130
Proverb
dostun iyisi iyi günde değil zor günde belli olur
a false friend and a shadow stay only while the sun shines
131
Proverb
bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir
a stopped clock is right twice a day
132
Proverb
dost kara günde belli olur
friend in need is a friend indeed
133
Proverb
gerçek arkadaş kara günde belli olur
friend in need is a friend indeed
134
Proverb
iyi günde herkes yanında olur(, ama kötü günde yanında kimse kalmaz)
laugh and the (whole) world laughs with you(; weep and you weep alone)
135
Proverb
iyi günde herkes yanında olur
laugh and the world laughs with you
136
Proverb
roma bir günde kurulmadı
rome was not built in a day
137
Proverb
iyi günde herkes yanındadır, kötü günde yalnız kalırsın
smile and the (whole) world smiles with you(;cry and you cry alone)
138
Proverb
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
even a stopped/broken clock is right twice a day
Colloquial
139
Colloquial
bir günde dört mevsim
four seasons in one day
n.
140
Colloquial
günde üç öğün yemek
three square meals a day
v.
141
Colloquial
günde 1 saat
one hour a day
adv.
142
Colloquial
günde bir saat
one hour a day
adv.
143
Colloquial
bunları günde üç kere alın
take them three times a day
expr.
144
Colloquial
bunları günde üç defa alın
take them three times a day
expr.
145
Colloquial
bir günde yeterince hata yapmadın mı?
haven't you made enough mistakes for one day?
expr.
146
Colloquial
bu özel/önemli günde
on this significant occasion
expr.
147
Colloquial
bunları günde üç kez alın
take them three times a day
expr.
148
Colloquial
günde üç saat aralıksız
three hours a day straight
expr.
149
Colloquial
iki günde bir
every two days
expr.
150
Colloquial
bir günde sadece 24 saat var
there are only 24 hours in a day
expr.
151
Colloquial
her şeyi bir günde yapamazsın
there are only 24 hours in a day
expr.
152
Colloquial
(belirtilen günde) bir şey yapıyor musun/yapacak mısın?
are you doing anything (on a particular day)?
expr.
153
Colloquial
(belirtilen günde) bir işin/planın var mı?
are you doing anything (on a particular day)?
expr.
154
Colloquial
(belirtilen günde) meşgul müsün/müsait misin?
are you doing anything (on a particular day)?
expr.
Idioms
155
Idioms
kötü günde kullanılacak kaynak
safety net
n.
156
Idioms
günde üç öğün yemek
three squares
n.
157
Idioms
günde üç öğün yemek
three squares a day
v.
158
Idioms
(bir günde) 8 saatten az çalışmak
keep banker's hours
v.
159
Idioms
iyi günde kötü günde destekçisi olmak/yanında olmak
cast one's lot with
v.
160
Idioms
dost kara günde belli olur
a friend in need a friend indeed
expr.
161
Idioms
dost kara günde belli olur
friend in need is friend indeed
expr.
162
Idioms
dost kara günde belli olur
a friend in need is a friend indeed
expr.
163
Idioms
gerçek arkadaş kara günde belli olur
a friend in need is a friend indeed
expr.
164
Idioms
iyi günde de kötü günde de
through thick and thin
expr.
165
Idioms
iyi dost kara günde belli olur
a friend in need a friend indeed
expr.
166
Idioms
iyi günde ve kötü günde
in weal and woe
expr.
167
Idioms
günde bir elma (doktoru uzak tutar)
an apple a day [cliché]
expr.
168
Idioms
günde bir elma (sağlığa iyi gelir)
an apple a day [cliché]
expr.
169
Idioms
günde bir elma (doktoru uzak tutar)
an apple a day [cliché]
expr.
170
Idioms
günde bir elma (sağlığa iyi gelir)
an apple a day [cliché]
expr.
Speaking
171
Speaking
bir tavuk bir günde kaç defa yumurtlar?
how many eggs does a chicken lay per day?
expr.
172
Speaking
ben günde i̇ki̇ tane elma yeri̇m
I eat two apples every day
expr.
173
Speaking
daha hemen ilk günde
on the very first day
expr.
174
Speaking
günde kaç öğün yemek yiyorsunuz?
how many meals do you eat a day?
expr.
175
Speaking
günde kaç öğün yersin/yersiniz?
how many meals do you have a day?
expr.
176
Speaking
günde i̇ki̇ elma yerim
I eat two apples every day
expr.
177
Speaking
günde i̇ki̇ elma yiyorum
I eat two apples every day
expr.
178
Speaking
günde kaç kere dişini fırçalarsın?
how many times a day do you brush your teeth?
expr.
179
Speaking
günde kaç defa dişlerini fırçalarsın?
how many times a day do you brush your teeth?
expr.
180
Speaking
günde kaç litre su içersin?
how many litres of water do you drink per day?
expr.
181
Speaking
günde kaç litre su içiyorsun?
how many litres of water do you drink per day?
expr.
182
Speaking
günde kaç dersin var?
how many classes do you have in a day?
expr.
183
Speaking
günde iki veya üç kez/defa/kere yemeklerden önce aç karnına
two to three times a day, before meals, on an empty stomach
expr.
184
Speaking
günde kaç kez dişlerini fırçalarsın?
how many times a day do you brush your teeth?
expr.
185
Speaking
günde kaç öğün yemek yiyorsun?
how many meals do you have a day?
expr.
186
Speaking
günde 2000 kaloriden daha az yemelisin
you should eat less than 2000 calories a day
expr.
187
Speaking
günde ne kadar kahve içersin?
how much coffee do you drink a day?
expr.
188
Speaking
günde kaç öğün yersin/yersiniz?
how many meals do you eat a day?
expr.
189
Speaking
günde kaç öğün yemek yersin?
how many meals do you eat a day?
expr.
190
Speaking
günde kaç kez dişini fırçalarsın?
how many times a day do you brush your teeth?
expr.
191
Speaking
günde kaç sefer dişini fırçalarsın?
how many times a day do you brush your teeth?
expr.
192
Speaking
günde kaç öğün yemek yiyorsunuz?
how many meals do you have a day?
expr.
193
Speaking
günde kaç sefer dişlerini fırçalarsın?
how many times a day do you brush your teeth?
expr.
194
Speaking
günde kaç öğün yemek yersin?
how many meals do you have a day?
expr.
195
Speaking
günde kaç kere dişlerini fırçalarsın?
how many times a day do you brush your teeth?
expr.
196
Speaking
günde kaç öğün yemek yiyorsun?
how many meals do you eat a day?
expr.
197
Speaking
günde kaç saat ders çalışıyorsun?
how many hours a day do you study?
expr.
198
Speaking
günde kaç defa dişini fırçalarsın?
how many times a day do you brush your teeth?
expr.
199
Speaking
günde kaç kere dişlerini fırçalarsın?
how many times do you brush your teeth a day?
expr.
200
Speaking
neden son günde böyle bir şey olmak zorunda ki?
why did this have to happen on the last day?
expr.
201
Speaking
(yine böyle) bir gün/günde
one of these days
expr.
202
Speaking
size hafta içi bir günde neler yaptığımı anlatacağım
I'll tell you what I do on a weekday
expr.
203
Speaking
size hafta içi bir günde neler yaptığımı anlatacağım
I will tell you what I do on a weekday
expr.
Trade/Economic
204
Trade/Economic
aynı günde teslimat
same-day delivery
n.
205
Trade/Economic
(londra borsasında) ödemeyi yeni bir sözleşmeye kadar ertelemesi için alıcının satıcıya sabit bir günde ödediği prim veya faiz
continuation
n.
Law
206
Law
belirli bir günde bir hakim huzuruna çıkma sözü
vadimony
n.
207
Law
belirli bir günde bir hakım huzuruna çıkma taahhüdü
vadimony
n.
208
Law
belirlenen günde mahkemeye çıkacağını temin etmesi üzerine mahkumu serbest bırakmak
mainprise
v.
209
Law
(itirazla) aynı günde
instanter
adv.
Politics
210
Politics
meclis ya da kurulun bir günde yapacağı işleri gösteren liste
docket agenda
n.
211
Politics
meclis ya da kurulun bir günde yapacağı işleri gösteren liste
docket
n.
Tourism
212
Tourism
bir günde tamamlanan kısa gezi
day out
n.
Technical
213
Technical
bir günde üretilen emeğin birimi
day
n.
214
Technical
beş günde bir olan
quintan
adj.
215
Technical
her altı günde bir olan
sextan
adj.
Television
216
Television
günde 24 saat yayın yapan amerikalı bir televizyon müzik kanalı
mtv (music television)
n.
Construction
217
Construction
günde-derece
degree-day
n.
Marine
218
Marine
üç günlük işi iki günde yapmak
work double tides
v.
Medical
219
Medical
günde üç kere alınacak (reçetelerde)
tds (to be taken three times a day)
n.
220
Medical
günde tek doz insülin enjeksiyonu
once-daily insulin injection
n.
221
Medical
günde iki kere ilaç alınması
b.i.d.
n.
222
Medical
günde iki kere ilaç alınması
twice a day
n.
223
Medical
günde iki kere ilaç alınması
bid
n.
224
Medical
günde tek öğün beslenme
omad (one meal a day)
n.
225
Medical
üç günde bir gelen
tertian
adj.
226
Medical
üç günde bir oluşan
tertian
adj.
227
Medical
dört günde bir tekrar eden
quartan
adj.
228
Medical
günde dört kez
quater in die
expr.
229
Medical
günde bir
quaque die
expr.
230
Medical
günde üç kez
ter in die
expr.
231
Medical
günde iki kez
bis in die
expr.
232
Medical
günde iki defa
bid
expr.
Pathology
233
Pathology
her dokuz günde bir meydana gelen ateşli hastalık
nonary
n.
234
Pathology
dört günde bir nöbeti tutan sıtma
quartan
n.
235
Pathology
her sekiz günde bir tekrar eden yüksek ateş
octan
n.
236
Pathology
hem üç günde bir hem de günlük tekrar eden sıtma
semitertian [obsolete]
n.
237
Pathology
dört günde bir tekrarlayan (ateş)
quintan
adj.
238
Pathology
her sekiz günde bir tekrar eden yüksek ateş ile ilgili
octan
adj.
239
Pathology
hem üç günde bir hem de günlük tekrar eden sıtma özellikleri gösteren
semitertian
adj.
Pharmaceutics
240
Pharmaceutics
günde bir
qd (quāque diē)
abrev.
241
Pharmaceutics
günde dört kez
qid (quater in diē)
abrev.
Literature
242
Literature
seksen günde devri alem
around the world in eighty days
n.
243
Literature
80 günde devri alem
around the world in eighty days
n.
History
244
History
eski roma'da sekiz günde bir kurulan halka açık Pazar
nundine
n.
Religious
245
Religious
haham akiba'nın öğrencilerinin vebadan ölmesinin yasının tutulduğu omer döneminin bitişini gösteren, 33. günde kutlanan yahudi bayramı
lag bomer
n.
246
Religious
haham akiba'nın öğrencilerinin vebadan ölmesinin yasının tutulduğu omer döneminin bitişini gösteren, 33. günde kutlanan yahudi bayramı
lag b'omer
n.
247
Religious
bir kişinin ölümünü takip eden 30. günde anısına düzenlenen ayin
trental
n.
248
Religious
(katoliklerde) kişinin ölümünü takip eden 30. günde anısına düzenlenen ayin
trigintal
n.
249
Religious
(katoliklerde) kişinin ölümünü takip eden 30. günde anısına düzenlenen ayin
tricenarium
n.
250
Religious
(katoliklerde) kişinin ölümünü takip eden 30. günde anısına düzenlenen ayin
tricenary
n.
251
Religious
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi
ascension of the lord
n.
252
Religious
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi
ascension day
n.
253
Religious
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi
holy thursday
n.
254
Religious
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi
ascension of christ
n.
255
Religious
(hıristiyanlıkta) paskalyayı takip eden 40. günde kutlanan mesih'in cennete yükselişi
ascension
n.
256
Religious
(niçiren budizmi'nde) günde iki kere yapılan bir ayin
gongyo
n.
257
Religious
ekmek şarap ayininin aynı rahip tarafından günde iki kez yapılması
duplication
n.
258
Religious
aynı günde üç farklı ayin yapmak
trinate
v.
259
Religious
ekmek şarap ayinini günde iki kez yapmak
duplicate
v.
260
Religious
katolik kilisesince et yemenin yasaklandığı günde olan
maigre
adj.
Sport
261
Sport
sadece iyi günde takımının yanında olan taraftar
fair-weather fan
n.
262
Sport
(basketbol) aynı günde iki farklı takımın arka arkaya oynadığı iki maç
doubleheader
n.
Theatre
263
Theatre
günde iki kez sahnelenen şey
two-a-day
n.
264
Theatre
günde iki kez sahnelenen vodvil oyunu
two-a-day
n.
265
Theatre
(vodvil sahnelenen tiyatroda) ortak yönetilen ve günde iki veya daha fazla gösteri sergileyen küçük tiyatrolar
small time
n.
266
Theatre
vodvil oyununu günde iki kez gösterime sunan
two-a-day
adj.
Cinema
267
Cinema
günde iki defa film gösterimi
road show
n.
268
Cinema
günde iki defa film göstermek
road-show
v.
Abbreviation
269
Abbreviation
günde bir ton
tpd (tons per day)
n.
270
Abbreviation
günde üç defa
tid
adv.
Latin
271
Latin
günde üç kere
t.ı.d. (ter in die)
abrev.
272
Latin
günde dört kere
q.i.d. (quater in die)
abrev.
Modern Slang
273
Modern Slang
iyi günde kötü günde yanında olan arkadaş
all-weather friend
n.
274
Modern Slang
iyi günde kötü günde yanında olan arkadaş
always friend
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of günde
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy