genelinde - Türkisch Englisch Wörterbuch

genelinde

Bedeutungen von dem Begriff "genelinde" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 3 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
genelinde throughout adv.
However, there are still millions of tonnes of asbestos in Europe's buildings throughout the European Union.
Bununla birlikte, Avrupa Birliği genelinde Avrupa'daki binalarda hala milyonlarca ton asbest bulunmaktadır.

More Sentences
genelinde in every part of adv.
genelinde all across adv.

Bedeutungen, die der Begriff "genelinde" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 58 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
bölge genelinde throughout the region n.
Definitely, a more effective allocation of water throughout the region is needed.
Bölge genelinde daha etkin bir su tahsisine kesinlikle ihtiyaç vardır.

More Sentences
ülke genelinde throughout the country adv.
Testing can take place in testing centres throughout the country or in situ at parties or concerts.
Testler ülke genelindeki test merkezlerinde ya da partilerde veya konserlerde yerinde gerçekleştirilebilir.

More Sentences
dünya genelinde around the world adv.
The four big companies together buy almost half the coffee beans produced around the world.
Dört büyük şirket birlikte dünya genelinde üretilen kahve çekirdeklerinin neredeyse yarısını satın almaktadır.

More Sentences
dünya genelinde across the world adv.
Across the world, the financial markets have moved closer together.
Dünya genelinde finans piyasaları birbirine daha da yaklaştı.

More Sentences
Phrases
dünya genelinde across the globe expr.
Religions are still being suppressed across the globe.
Dünya genelinde dinler hala baskı altında tutuluyor.

More Sentences
ülke genelinde across the country expr.
This morning, the polls opened all across the country.
Bu sabah sandıklar tüm ülke genelinde açıldı.

More Sentences
Trade/Economic
dünya genelinde worldwide adj.
This adds up to over 3 million victims a year worldwide, 500 000 of whom are European citizens.
Bu da dünya genelinde yılda 500.000'i Avrupa vatandaşı olmak üzere 3 milyondan fazla mağdur anlamına gelmektedir.

More Sentences
General
ülke genelinde countrywide adj.
bölge genelinde region-wide adj.
ülkenin genelinde countrywide adj.
banka genelinde bank-wise adj.
kıta genelinde continent-wide adj.
bölge genelinde throughout the territory adv.
bölge genelinde throughout the district adv.
ülke genelinde country-wide adv.
okul genelinde school-wide adv.
ülkenin genelinde country-wide adv.
ülkenin genelinde throughout the country adv.
ülke genelinde across the nation adv.
yurt genelinde across the country adv.
ülkenin genelinde across the nation adv.
yurt genelinde across the nation adv.
kurum genelinde institutionally adv.
Phrases
türkiye genelinde across turkey expr.
türkiye genelinde throughout turkey expr.
ülkenin genelinde across the country expr.
Colloquial
sosyal beceriksizlikleri açısından birbirine benzeyen ve toplumun genelinde pek olmayan aynı obsesyon ve kaygılara sahip insan grubu nerd pack n.
ülke genelinde coast to coast adv.
Idioms
ülke genelinde from coast to coast expr.
Trade/Economic
ülke genelinde en düşük düzey national minimum n.
Politics
bae genelinde kurulan her şirketin kendi büyüklüğüne göre birleşik arap emirlikleri vatandaşlarına iş verme zorunluluğuna sahip olması emiratisation (emiratization) n.
avrupa birliği ülkeleri genelinde eu-wide adv.
Institutes
(yeni zelanda'da) dünya genelinde işsiz yoğunluklu bölgelere yardım sağlayan çeşitli kurumları koordine eden bir kuruluş corso (council of organizations for relief services overseas) abrev.
Telecom
avrupa genelinde numara europe-wide number n.
avrupa genelinde ücretsiz telefon hizmetleri europe-wide freephone services n.
avrupa genelinde ortak numara europe-wide number n.
avrupa genelinde ücretsiz aranır hizmet europe-wide freephone services n.
avrupa genelinde ücretsiz aranır hizmetler europe-wide freephone services n.
mikrodalga erişimi için dünya genelinde uyumluluk worldwide interoperability for microwave access n.
ülke genelinde numaralandırma planı world-wide numbering plan n.
Botanic
dünya genelinde ılıman bölgelerde yetişen püsküllü saz türü cypress sedge (carex pseudocyperus) n.
avrupa genelinde yaygın, dik yetişen bir tere tower cress (turritis glabra) n.
avrupa genelinde yaygın, dik yetişen bir tere tower mustard n.
avrupa genelinde yaygın, dik yetişen bir tere arabis glabra n.
avrupa genelinde yaygın, dik yetişen bir tere arabis turrita n.
avrupa genelinde yaygın olarak yetişen bir tere tower mustard (turritis glabra) n.
avrupa genelinde yaygın olarak yetişen bir tere tower cress n.
avrupa genelinde yaygın olarak yetişen bir tere arabis glabra n.
kuzey amerika genelinde yaygın olarak görülen helezonik yaprakları ve küçük yeşilimsi beyaz çiçekleri olan bir ot molluga verticillata n.
History
1930'lu yılların başında dünya genelinde yaşanan ekonomik kriz the depression n.
Geology
bir organizmanın dünya genelinde dağılımı cosmopolitan species distribution n.
bir organizmanın dünya genelinde dağılımı cosmopolitan pandemic distribution n.
kıta veya dünya genelinde dağların oluşumunu veya diğer fiziksel hareketleri kapsayan derin yer kabuğu hareketi revolution n.
Cinema
ülke genelinde gösterime giren wide-release adj.
Entomology
dünya genelinde zararlı olarak kabul edilen bir ekinbiti wheat weevil (sitophilus granarius) n.
dünya genelinde yaygın olan küçük ve tropikal bir kelebek driftfish n.
Slang
bir şirketin dünya genelinde genişleme düşüncesine odaklanması globasm n.
Modern Slang
dünya genelinde afrikalılara karşı uygulanan baskı/zulüm/ayrımcılık afropessimism n.