Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | greet with v. | karşılamak | ||
Well, I know very well that I will be greeted with smiles and grins everywhere. Her yerde gülümsemeler ve sırıtışlarla karşılanacağımı çok iyi biliyorum. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | greet with v. | belli bir şekilde (sıcak, soğuk vb) karşılamak |