Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | guarded adj. | korunan | ||
It's a closely guarded secret. Bu çok sıkı korunan bir sır. More Sentences |
||||
General | guarded adj. | uyanık | ||
Be on your guard against pickpockets, Ken. Yankesicilere karşı uyanık ol, Ken. More Sentences |
||||
General | guarded adj. | ihtiyatlı | ||
The report is guarded on a number of issues so that we leave Turkey room for manoeuvre. Rapor, Türkiye'ye manevra alanı bırakmak için bazı konularda ihtiyatlı davranmaktadır. More Sentences |
||||
General | guarded adj. | (söz) dikkatli | ||
Despite the simplifications, we must guard against the risks of spoiling them or reducing their effectiveness. Basitleştirmelere rağmen onları bozma veya etkinliklerini azaltma risklerine karşı dikkatli olmalıyız. More Sentences |
||||
General | guarded adj. | tedbirli | ||
General | guarded adj. | muhafazalı | ||
General | guarded adj. | tarafsız kimse | ||
General | guarded adj. | göz kulak olunan | ||
General | guarded adj. | kollanan | ||
General | guarded adj. | nezaret edilen | ||
General | guarded adj. | denetimli | ||
General | guarded adj. | gözetimli | ||
General | guarded adj. | kontrollü |