Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | hijab n. | başörtüsü | ||
Layla will never remove her hijab. Layla başörtüsünü asla çıkarmayacak. More Sentences |
||||
General | hijab n. | türban | ||
Layla was thinking about taking her hijab off. Leyla türbanını çıkarmayı düşünüyordu. More Sentences |
||||
General | hijab n. | müslüman kadınların yüz, eller ve ayaklar hariç vücudunun tamamını örttüğü geleneksel bir giyim tarzı |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | woman in hijab n. | tesettürlü kadın |