Verlauf

ibaret

Bedeutungen von dem Begriff "ibaret" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Phrases
1	Phrases	ibaret	nothing more than expr.

Bedeutungen, die der Begriff "ibaret" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 85 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	durum bundan ibaret	be much more the case n.
2	General	birkaç ince daldan ibaret dayak aleti	rod n.
3	General	peluşdan ibaret olma	plushness n.
4	General	yalnızca unvandan ibaret olma	titularity n.
5	General	ibaret olmak	consist v.
6	General	ibaret olmak	be made up of v.
7	General	ibaret olmak	consist of v.
8	General	ibaret olmak	be made up v.
9	General	-den ibaret olmak	be composed of v.
10	General	-den ibaret olmak	consist of v.
11	General	tatsız laftan ibaret	platitudinal adj.
12	General	tatsız laftan ibaret	platitudinous adj.
13	General	sayılardan ibaret	numeral adj.
14	General	-den ibaret	composed of adj.
15	General	piksellerden ibaret	pixelated adj.
16	General	ottan ibaret	grassy adj.
17	General	çayırdan ibaret	grassy adj.
Phrasals
18	Phrasals	(bir şeyden) ibaret olmak	consist of (something) v.
Phrases
19	Phrases	sadece varsayımdan ibaret olan şey	a matter of conjecture n.
20	Phrases	bundan ibaret	that’s about it expr.
Proverb
21	Proverb	hayat eğlenceden ibaret değildir	life is not beer and skittles
22	Proverb	hayat eğlenceden ibaret değildir	not all beer and skittles
23	Proverb	hayat sadece yemekten ibaret değildir	man cannot live by bread alone
24	Proverb	hayat sadece yemekten ibaret değildir	man does not live by bread alone
Colloquial
25	Colloquial	saçmalıktan ibaret	a load of (old) rubbish, nonsense, etc. n.
26	Colloquial	sadece kaloriden ibaret yiyecek	empty calories n.
27	Colloquial	yakışıklılıktan ibaret	face man n.
28	Colloquial	(birinin) bütün hayatı bir şeyden ibaret olmak	be (one's) life v.
29	Colloquial	sadece (isimden) ibaret olmak	be so much/many (something) v.
30	Colloquial	'-den ibaret olmak	be comprised of v.
31	Colloquial	(bir şeyden) ibaret olmak	be comprised of (something) v.
32	Colloquial	(bir şeyden) ibaret olmak	be so much/many (something) v.
33	Colloquial	bir şeyden ibaret olmak	be so much/many something v.
34	Colloquial	birinden/bir şeyden ibaret	comprised of someone or something adj.
35	Colloquial	(bir şeyden) ibaret	comprised of (something) adj.
36	Colloquial	durum bundan ibaret	that's (just) the way it plays expr.
37	Colloquial	durum bundan ibaret	there it is expr.
38	Colloquial	saçmalıktan ibaret	a lot of hooey expr.
39	Colloquial	(bir şeyden) ibaret	nothing more than (something) expr.
40	Colloquial	durum bundan ibaret	that's the way it goes expr.
Idioms
41	Idioms	sayılardan ibaret	numbers game n.
42	Idioms	fazlalıktan ibaret	spare tire n.
43	Idioms	saçmalıktan ibaret	a lot of bunk [uk] n.
44	Idioms	sayılardan ibaret olan durum	numbers game n.
45	Idioms	eğlenceden ibaret	moonlight and roses n.
46	Idioms	-den ibaret olmak	boil down to v.
47	Idioms	eğlenceden ibaret olmamak	be not all fun and games v.
48	Idioms	eğlenceden ibaret olmamak	be not all moonlight and roses v.
49	Idioms	birinin bütün hayatı bir şeyden ibaret olmak	be somebody's life v.
50	Idioms	dış görünüşten/güzellikten ibaret olmamak	be not just a pretty face v.
51	Idioms	hep eğlenceden ibaret olan şey	beer and skittles adj.
52	Idioms	saçmalıktan ibaret	a lot of baloney expr.
53	Idioms	saçmalıktan ibaret	a lot of bunk [us] expr.
54	Idioms	saçmalıktan ibaret	a lot of malarkey expr.
55	Idioms	bundan ibaret	that's about all expr.
56	Idioms	diyeceklerim budur/bundan ibaret (genellikle kendi hakkında yanlış bilgiler verirken söylenir)	that's my story and I'm sticking to it expr.
57	Idioms	hayat hep eğlenceden ibaret değildir	life isn't all beer and skittles expr.
58	Idioms	hayalden ibaret	(no more than) the man in the moon expr.
59	Idioms	dış görünüşten/güzellikten ibaret değil	not just a pretty face expr.
60	Idioms	dış görünüşten/güzellikten ibaret değil	not just another pretty face expr.
61	Idioms	hayat hep zevk ve sefadan ibaret değildir	(life is) not all beer and skittles expr.
62	Idioms	hayat her zaman eğlenceden ibaret değildir	(life is) not all beer and skittles expr.
63	Idioms	saçmalıktan ibaret	a bunch of hooey [us] expr.
64	Idioms	dış görünüşten/güzellikten ibaret değil	more than just a pretty face expr.
Speaking
65	Speaking	bundan ibaret	that's all expr.
66	Speaking	bu sizin için eğlence ve oyundan ibaret	it's all fun and games to you expr.
67	Speaking	durum bundan ibaret	that's just how it goes expr.
68	Speaking	durum bundan ibaret	that's just the way it goes expr.
69	Speaking	durum bundan ibaret	that's just the way it is expr.
Law
70	Law	paradan ibaret borç	pecuniary obligation n.
Politics
71	Politics	yalnız unvandan ibaret	titular n.
Aeronautic
72	Aeronautic	-den ibaret	composed of expr.
Medical
73	Medical	doku ve kandan ibaret	histohematogenous n.
74	Medical	lenfosit nüvelerinden çıkarılan ve nüklein ve histondan ibaret olan bir nükleoprotein	nucleohistone n.
Chemistry
75	Chemistry	selülozdan ibaret olmayan	noncellulosic adj.
Linguistics
76	Linguistics	a ve e harflerinden ibaret eski ingiliz rünik harfi	aesc n.
Religious
77	Religious	(hinduizm'de) maddi dünyanın yanılsamadan ibaret olduğu düşüncesinin simgesi olan illüzyon tanrıçası	maya n.
78	Religious	isa'nın bir ölümlüden ibaret olduğu inancı	humanitarianism n.
Philosophy
79	Philosophy	soyut kavramların, genel kavramların, evrensellerin gerçek olmadığını, yalnızca birer addan ibaret olduklarını öne süren doktrin	terminism n.
80	Philosophy	genel kavramların başka bir deyişle tümellerin gerçek olmadığını birer addan ibaret olduklarını öne süren realizm karşıtı felsefe akımı	nominalism n.
81	Philosophy	fenomenal dünyanın yanılsamadan ibaret olduğunu savunan doktrin	illusionism n.
Archaic
82	Archaic	suçlananla sanığın düello yaptırılmasından ibaret bir yargılama usulü	wager of battel n.
Slang
83	Slang	kastan ibaret adam	musclehead n.
84	Slang	vajinadan ibaret düşünülen kadın	beaver n.
Modern Slang
85	Modern Slang	yaş sadece bir sayıdan ibaret	age is just a number expr.