indebted

Bedeutungen von dem Begriff "indebted" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	indebted adj.	teşekkür borçlu
I am also indebted to the Council for its positive attitude in this matter. Bu konudaki olumlu tutumu için Konsey'e de teşekkür borçluyum. More Sentences
2	General	indebted adj.	minnettar
I am indebted to him for this. Bunun için ona minnettarım. More Sentences
3	General	indebted adj.	borçlu
This is a worrying scenario for highly indebted families and individuals. Bu durum yüksek borçlu aileler ve bireyler için endişe verici bir senaryodur. More Sentences
Trade/Economic
4	Trade/Economic	indebted adj.	borçlu
I'm forever indebted to you. Sana sonsuza dek borçluyum. More Sentences
Law
5	Law	indebted adj.	borçlu
Sami felt deeply indebted to Layla. Sami, Layla'ya derinden borçlu hissediyordu. More Sentences
General
6	General	indebted adj.	verecekli

Bedeutungen, die der Begriff "indebted" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 21 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	feel indebted v.	borçlu hissetmek
I feel indebted to you for your help during my illness. Hastalığım sırasında yaptığınız yardım için size borçlu hissediyorum. More Sentences
2	General	be indebted v.	borçlu olmak
Tom doesn't like to be indebted to anyone. Tom başkasına borçlu olmayı sevmez. More Sentences
3	General	become indebted v.	borca sokmak
4	General	become indebted to v.	borçlanmak
5	General	become indebted v.	borçlanmak
6	General	remain indebted v.	borçlu olmak
7	General	be indebted v.	borçlu durumda bulunmak
8	General	be indebted to somebody v.	minnet duymak
9	General	be indebted to somebody v.	müteşekkir olmak
10	General	be indebted to v.	müteşekkir olmak
11	General	be indebted to v.	minnettar olmak
Speaking
12	Speaking	I'm indebted to you expr.	size minnettarım
13	Speaking	I am deeply indebted to you expr.	size gerçekten borçlandım
Trade/Economic
14	Trade/Economic	heavily indebted poor countries n.	aşırı borçlu fakir ülkeler
15	Trade/Economic	become indebted v.	borçlanmak
16	Trade/Economic	become indebted v.	borca girmek
17	Trade/Economic	moderately indebted adj.	ılımlı borçlu
Politics
18	Politics	heavily indebted poor country n.	ağır borç yükü altındaki yoksul ülke
19	Politics	highly indebted poor countries n.	ağır borç yükleri altındaki fakir ülkeler
20	Politics	heavily indebted poor countries n.	ağır borç yükü altındaki yoksul ülkeler
21	Politics	heavily indebted poor countries (hipc) n.	ağır borçlu yoksul ülkeler