item - Türkisch Englisch Wörterbuch

item

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "item" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 62 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
item n. madde
That is why my Group moves that this item be taken off the agenda.
Bu nedenle Grubum bu maddenin gündemden çıkarılmasını talep etmektedir.

More Sentences
item n. öğe
Sort the items from large to small.
Öğeleri büyükten küçüğe doğru sıralayın.

More Sentences
item n. kalem
This list of what we think are downright objectionable items of expenditure in the EU can be extended still further.
AB'de düpedüz sakıncalı olduğunu düşündüğümüz bu harcama kalemleri listesi daha da uzatılabilir.

More Sentences
General
item n. çeşit
Tom always orders the cheapest item on the menu.
Tom her zaman menüdeki en ucuz çeşidi sipariş eder.

More Sentences
item n. parça
I paid 89,99 for only three items of clothing!
Sadece üç parça kıyafet için 89,99 ödedim!

More Sentences
item n. konu
Preparations for Johannesburg will be one of the main items for discussion at the Seville European Council in June.
Johannesburg hazırlıkları Haziran ayında Sevilla'da yapılacak Avrupa Konseyi'nin ana tartışma konularından biri olacak.

More Sentences
item n. husus
I would like to bring up a couple of other items that we would like to see reinforced.
Güçlendirilmesini istediğimiz birkaç hususu daha gündeme getirmek istiyorum.

More Sentences
item n. (haber) parçası
Here’s a news item about this year's popular destinations.
İşte bu yılın popüler destinasyonlarıyla ilgili bir haber parçası.

More Sentences
item n. çift
They seem close. Are they an item?
Yakın görünüyorlar. Çiftler mi?

More Sentences
Trade/Economic
item n. eşya
Sort the items from large to small.
Eşyaları büyükten küçüğe doğru sırala.

More Sentences
item n. kalem
These are items I would have thought we were by now starting to reduce the payments for.
Bunlar, şimdiye kadar ödemeleri azaltmaya başladığımızı düşündüğüm kalemlerdir.

More Sentences
item n. madde
The next item is the Commission statement on works councils and redundancies.
Bir sonraki madde, iş konseyleri ve işten çıkarmalara ilişkin Komisyon açıklamasıdır.

More Sentences
Technical
item n. parça
If you hurry, there still might be some choice items left for you to buy.
Acele ederseniz, almanız için hâlâ birkaç parça kalmış olabilir.

More Sentences
Computer
item n. madde
There is an omission in item 9 of the joint resolution.
Ortak karar tasarısının 9. Maddesinde bir eksiklik var.

More Sentences
item n. öğe
There are five items on the tray, three of which are keys.
Tepside beş öğe var, bunlardan üçü anahtar.

More Sentences
Linguistics
item n. madde
The next item is the Commission statement on the economic forecasts for spring; guidelines for employment.
Bir sonraki madde, Komisyonun ilkbahar için ekonomik tahminlere ilişkin açıklaması; istihdam için kılavuz ilkeler.

More Sentences
item n. öğe
Pick one of the items on this list.
Bu listedeki öğelerden birini seçin.

More Sentences
General
item n. hesapta tek rakam
item n. bent
item n. fıkra
item n. adet
item n. haber
item n. işlem maddesi
item n. poz
item n. tane
item n. öge
item n. bilgi
item n. özellik
item n. ayırt edici özellik
item n. finansal araç
item n. şov
item n. gösteri
item n. gösterinin bir bölümü
item n. mesele
item n. kültürel faktör
item n. yazı parçası
item n. haber parçası
item n. ölçüm aracı
item n. kişisel bilgi
item n. belirsiz şey
item n. rutin
item n. sıradan şey
item n. dedikodu malzemesi
item n. gazetelerde kısa makale
item n. (eskiden) büyük i harfini kodlamada kullanılan kelime
item adv. bir de
item adv. dahi
item adv. keza
Trade/Economic
item n. adet
item n. bent
item n. kayıt
Media
item n. haber
Technical
item n. bakımlarda uçakla ilgili arızaların ve cevaplarının yazıldığı kağıt
Computer
item n. işlem maddesi
Psychology
item n. test sorusu
Archaic
item v. hesaplamak
item v. saymak
item v. detaylarını ortaya koymak
item v. not almak
item v. listelemek
item v. maddelemek
British Slang
item n. düzgün bir ilişki yaşayan çift

Bedeutungen, die der Begriff "item" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 442 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
news item n. haber
However, what I have heard so far reminds me of a news item I saw recently on the television.
Ancak şu ana kadar duyduklarım bana geçenlerde televizyonda gördüğüm bir haberi hatırlattı.

More Sentences
agenda item n. gündem maddesi
That is comparable with the situation in Sri Lanka we discussed in an earlier agenda item.
Bu durum, daha önceki bir gündem maddesinde ele aldığımız Sri Lanka'daki durumla karşılaştırılabilir.

More Sentences
Trade/Economic
work item n. iş kalemi
Mr Tom Jones has agreed to serve as the project leader for this new work item.
Bay Tom Jones, bu yeni iş kaleminde proje lideri olarak hizmet vermeyi kabul etti.

More Sentences
Computer
new item n. yeni öğe
This new Item is only available as part of Special Offer packages and cannot be obtained on its own from the Black Market.
Bu yeni öğe yalnızca Özel Teklif paketlerinin bir parçası olarak mevcuttur ve Karaborsa'dan tek başına elde edilemez.

More Sentences
Telecom
agenda item n. gündem maddesi
There also seems to be resistance to making development an agenda item of the negotiations.
Ayrıca kalkınmanın müzakerelerin bir gündem maddesi haline getirilmesine karşı bir direnç var gibi görünüyor.

More Sentences
General
consumable item n. tüketim maddesi
discussion item n. tartışma maddesi
item analysis n. nesne analizi
uncontrolled item n. kontroldışı kalem
menu item n. menü seçeneği
consumable item n. sarfedilebilen malzeme
key item n. temel madde
lost pet/item n. kayıp evcil hayvan/eşya
item # n. madde no
item no n. madde no
manufacturing item n. imalat kalemi
invoice item n. fatura kalemi
a table-top item n. sofralık
menu item n. menü öğesi
the first item on the agenda n. gündemin ilk maddesi
the first item on the agenda n. gündemin ilk sırası
expected life of an item n. kullanım ömrü
item number n. sıra no
item no n. sıra no
electronic item n. elektronik eşya
collector's item n. görülmeye değer parça
candidate item n. aday öge
valuable item n. kıymetli eşya
safety item n. güvenlik malzemesi
reparable item n. tamir edilebilir malzeme
reparable item n. onarılabilir madde
reparable item n. kurtarılabilir parça
reparable item n. kullanılamaz hale geldikten sonra tekrar kullanılmak üzere onarılan malzeme
common item n. birden fazla aktivite için gerekli olan parça
common-user item n. iki veya daha çok ülke/ordu tarafından ortak kullanılan parça
inventory item n. envanter ögesi
inventory item n. stok kalemi
item [obsolete] n. uyarı
item [obsolete] n. ihtar
item [obsolete] n. ikaz
item [dialect] n. ipucu
item [dialect] n. ima
item [dialect] n. çıtlatma
propose an item for the agenda v. gündeme getirmek
enter an item in a ledger v. deftere geçirmek
fail to report a news item v. haber atlamak
write something item by item v. madde madde yazmak
fail to print an item v. haber atlamak
enter an item v. madde kaydetmek
enter an item v. madde geçirmek
transfer an item v. bir maddeyi nakletmek
item-by-item adj. madde madde
item-by-item adj. teker teker
item-by-item adj. kalem bazında
item by item adv. madde madde
Colloquial
hot item n. çok satan şey/ürün
hot item n. çok satılan şey/ürün
hot item n. peynir ekmek gibi satılan şey/ürün
hot item n. tutkulu çift
hot item n. ihtiraslı çift
hot item n. ateşli çift
hot item n. şehvetli çift
hot item n. romantik çift
hot item n. ciddi ilişkisi olan çift
Idioms
collector's item n. koleksiyoncu için değerli olan nadir tarihi eser
collector's item n. nadide parça
collector's item n. koleksiyonluk parça/eser
collector's item n. koleksiyoncu parçası
collector's item n. müstesna bir parça
a big-ticket item n. pahalı (bir) alışveriş
a big-ticket item n. pahalı (bir) ürün
a big-ticket item n. büyük (bir) gider
a big-ticket item n. büyük (bir) harcama
big-ticket item n. pahalı alışveriş
big-ticket item n. pahalı ürün
big-ticket item n. büyük gider
big-ticket item n. büyük harcama
be an item v. birlikte/beraber/çıkıyor olmak
Trade/Economic
open item n. açık hesap kalemleri
open item n. açık mal
main item n. ana kalem
residual item n. bakiye kalem
line item n. belirtilen kalem
budget item n. bütçe kalemi
balance sheet item n. bilanço kalemi
balance item n. bilanço kalemi
item by item basis n. birim bazında kalem
debit item n. borç kalemi
accommodating item n. denkleştirici kalem
essential item n. esas madde
action item list n. eylem kalemleri listesi
item of income n. gelir unsuru
income item n. gelir kalemi
hedged item n. finansal riskten korunmaya konu kalem
revenue item n. gelir kalemi
cost item n. gider kalemi
expense item n. gider kalemi
expense item n. gider maddesi
expense item n. harcama kalemi
item of account n. hesap kalemi
spending item n. harcama kalemi
booking item n. hesap kalemi
line item n. ilgili kalem
returned item n. iade mal
export item n. ihracat kalemi
business item n. iş kalemi
credit item n. kredi kalemi
per contra item n. karşıt hesap
non-codified item n. kodlanmamış mal
expense item n. masraf maddesi
item of property n. mal kalemi
expenditure item n. maliyet kalemi
product item n. mal birimi
expense item n. masraf kalemi
cost item n. maliyet kalemi
cost item n. maliyet kalemi
cost item n. masraf kalemi
medium dollar value item n. orta dolar değerli madde
item number n. poz numarası
promotional item n. promosyonlu ürün
item screening n. parça görüntüleme
liability item n. pasif
action item list n. pazarlama planlan hazırlanmasında yardımcı bir araç
shelf item n. raf maddesi
capital item n. sermaye kalemi
end item n. son madde
item of inventory n. stok kalemi
end item n. son malzeme
fringe item n. stok dışı dağıtım maddesi
collection item n. tahsil senedi
high dollar value item n. yüksek para değerli madde
common item n. kolayca bulunabilen ticari malzeme
take out an item v. bir muhasebe kalemini silmek
carry an item v. bir maddeyi nakletmek
take out an item v. bir kalemi silmek
enter an item v. deftere bir madde kaydetmek
take out an item v. kalemi silmek
enter (an item) in an account v. mahsuplaştırmak
enter (an item) in an account v. mahsup etmek
carry an item v. satmak
as a separate item expr. ayrı bir kalem olarak
on item by item basis expr. kalem bazında
Law
mortgage on a movable item of property n. bir borcun tahsil edilmesi için menkul bir malın teminat olarak verilmesi
supplementary item n. ek madde
mortgage on a movable item of property n. menkul rehni
deprivation of sold item n. satılanın zaptı
file a report of lost or stolen item v. kayıp veya çalıntı bildiriminde bulunmak
Politics
item veto n. kanunun sadece bir veya birkaç maddesini veto etme
budget item n. bütçe kalemi
line-item veto n. bir kanunun sadece bir maddesini veya bazı maddelerini veto etme
commitment item n. mali kalem
include an item v. bir madde eklemek
Industry
common item n. yedek parça gibi teknik malzemeler dışındaki tüketim maddesi
Advertising
line item n. reklam birimi
Technical
component end item n. ana parça durumunda nihai madde
cyclic item n. devri madde
multi echelon technique for recoverable item control n. onarılabilir parçalar için çok kademeli kontrol tekniği
item script n. öğe betiği
selected item n. seçili öğe
item size n. veri birimindeki karakter ya da rakam sayısı
data item n. veri maddesi
Computer
tree item task n. ağaç öğesi görevi
arp list item n. arp listesi öğesi
menu item on tools menu n. araçlar menüsündeki menü öğesi
get chart item n. al grafik öğe
get pivot item n. al özet öğe
startup item n. başlangıç öğesi
header item n. başlık öğesi
first item n. birinci öğe
work item guid n. çalışma öğesi guid'si
item in file n. dosyadaki öğe
add list item n. ekle liste öğesi
action item n. eylem öğelesi
form item n. form öğesi
current item n. geçerli öğe
action item n. gereği beklenen işlem
task item n. görev öğesi
action item n. gereği beklenen öğe
referenced item n. gönderme yapılan öğe
calculated item n. hesaplanmış öğe
second item n. ikinci öğe
first item n. ilk öğe
source item n. kaynak öğe
glossary item n. kavramlar dizini öğesi
folder item n. klasör öğesi
link item n. köprü öğesi
user profile item n. kullanıcı profil öğesi
copy program item n. kopyalanacak program öğesi
drop-down item n. liste öğesi
list box item n. liste kutusu elemanı
menu item n. menü öğesi
move menu item n. menü öğesini taşı
menu sub item n. menü alt öğesi
bulleted list item n. mermi imli liste öğesi
note item n. not öğesi
numbered list item n. numaralandırılmış liste öğesi
numbered item n. numaralı öğe
unread item n. okunmamış öğe
pivot item n. özet öğe
outlook item n. outlook öğesi
featured item n. özellikli öğe
outline item n. öğe anahatlarını çiz
item properties n. öğe özellikleri
item font n. öğe yazı tipi
item size n. öğe boyutu
item value n. öğe değeri
item two n. öğe iki
item type n. öğe türü
item details n. öğe ayrıntıları
item one n. öğe bir
item limit n. öğe sınırı
item name n. öğe adı
edit item form n. öğe düzenleme formu
copies the item n. öğeyi kopyalar
item recovery n. öğe kurtarma
item separator n. öğe ayırıcısı
previous item n. önceki öğe
item security n. öğe güvenliği
item three n. öğe üç
item script n. öğe komut dosyası
program item n. program nesnesi
program item properties n. program öğesi özellikleri
project item n. proje öğesi
program item n. program öğesi
sequence item n. sıra öğesi
favorite item n. sık kullanılan öğe
next item n. sonraki öğe
move program item n. taşınacak öğe
base item n. temel öğe
data item n. veri unsuru
item size n. veri birimindeki rakam sayısı
data item n. veri maddesi
item size n. veri birimindeki karakter sayısı
create item of type n. yaratılacak öğenin türü
item to publish n. yayımlanacak öğe
item to publish n. yayınlanacak öğe
dropped item n. (bilgisayar oyununda) yenilen bot oyuncudan düşen eşya
open this item expr. bu öğeyi aç
keep this item expr. bu öğeyi sakla
copy this item expr. bu öğeyi kopyala
move this item expr. bu öğeyi taşı
places bar item expr. çubuk öğesi yerleştir
show item as expr. öğeyi göster
hide item expr. öğe gizle
send item to expr. öğenin gönderileceği yer
edit item expr. öğe düzenle
show item as expr. öğeyi farklı göster
explore item expr. öğede gezin
move item to expr. öğeyi taşı
edit item expr. öğeyi düzenle
moving item expr. öğe taşınıyor
send item to expr. öğeyi gönder
format item expr. öğeyi biçimlendir
pause item expr. öğeyi duraklat
print item expr. öğeyi yazdır
start item expr. öğeyi başlat
item not found expr. öğe bulunamadı
select an item expr. öğe seçin
find item expr. öğe bul
delete item expr. öğe sil
explore item expr. öğeyi araştır
item created expr. öğe oluşturuldu
remove item expr. öğeyi kaldır
below item expr. öğenin altında
share item now expr. öğeyi şimdi paylaştır
edit item form expr. öğe formunu düzenle
dismiss item expr. öğeyi bırak
browse item expr. öğeye gözat
request item expr. öğe iste
name of item expr. öğenin adı
copy item to expr. öğeyi kopyala
item deleted expr. öğe silindi
item collected expr. öğe alındı
show item expr. öğe göster
stop item expr. öğeyi durdur
delete item expr. öğeyi sil
remove item expr. öğe kaldır
open item expr. öğeyi aç
above item expr. öğenin üstünde
add item expr. öğe ekle
set item expr. öğe belirle
list item expr. öğeleri listele
move program item expr. program öğesini taşı
below selected item expr. seçili öğenin altında
above selected item expr. seçili öğenin üstünde
select page field item expr. sayfa alanı öğesini seç
set list item expr. liste öğesi sapta
new item form expr. yeni öğe formu
add new item expr. yeni öğe ekle
item # abrev. öğe no
Informatics
menu item n. menü öğesi
menu item n. menu öğesi
data item n. veri birimi
data item n. veri öğesi
hi-value asset control item n. yüksek değerli kaynak kontrol maddesi
Telecom
work item n. çalışma konusu
work item n. çalışma maddesi
critical item n. önemli malzeme
poste restante item n. postrestant gönderi
data item n. veri maddesi
Mechanic
common item n. iki veya daha fazla sayıdaki uç elemanı birleştirmek için gerekli parça
Automotive
connection item n. bağlantı işlemi
connection or measure item n. bağlantı veya ölçme işlemi
non-service item n. servis gerektirmeyen parça
Aeronautic
end item n. komple malzeme
configuration item n. konfigürasyon elementi
end item n. tamamlanmış malzeme
Psychology
item difficulty index n. madde zorluğu endeksi
item analysis n. madde analizi
item bias n. madde yanlılığı
scale item n. ölçek maddesi
Statistics
item analysis n. madde çözümlemesi
Education
the released item n. açıklanan sorular
total item correlation n. madde toplam korelasyonu
Linguistics
differential item functioning n. ayırdedici madde işleyişi
discrete item n. bağımsız madde
item dependence n. bağımlı madde
item independence n. bağımsız madde
multiple choice item n. çoktan seçmeli madde
recall item n. çağrıştırıcı madde
multiple-choice item n. çoktan seçmeli madde
grammatical item n. dilbilgisel öğe
true false item n. doğru-yanlış maddesi
true false item n. doğru yanlış madde
recognition item n. hatırlanan madde
recall item n. hatırlatıcı madde
binary choice item n. ikiden seçimli madde
polarity item n. kutuplanma öğesi
constructed-response item n. kurgu-yanıt maddesi
item equating n. madde eşitlemesi
item bank n. madde bankası
item ordering n. madde düzenlemesi
item reliability n. madde güvenirliği
item analysis n. madde çözümlemesi
item facility n. madde kolaylığı
item discrimination n. madde ayırıcılığı
item difficulty n. madde zorluğu
item arrangements n. madde düzenlemesi
item facility n. madde zorluğu
item characteristic curve n. madde özellikli eğrisi
item writing n. madde yazımı
item characteristic function n. madde işlev özelliği
item bias n. madde taraflılığı
item response theory n. madde yanıt kuramı
item calibration n. madde ölçünleştirmesi
item pool n. madde havuzu
passage item n. metin maddesi
negative polarity item n. olumsuzlama öğesi
positive polarity item n. olumlu kutuplanma öğesi
objective item n. nesnel madde
negative polarity item n. olumsuz kutuplanma öğesi
subjective item n. öznel madde
item response theory n. öğe yanıt kuramı
item and process n. öğe-işlem
item analysis n. öğe çözümlemesi
item and arrangement n. öğe düzenleme
discrete item n. parça birimli madde
polarity item n. polarite öğesi
test item n. sınav maddesi
lexical item n. sözcük
completion item n. tamamlama maddesi
directed-response item n. yönlendirilmiş yanıt maddesi
governing item n. yönetici
forced-choice item n. zorunlu yönlendirici madde
Military
recoverable item n. kullanılarak tüketilemeyen, tamir veya imhaya tabi olan ekipman
budget item n. aynen ikmal edilen madde
rapid service item n. acil ikmal maddesi
end item density n. ana malzeme yoğunluğu
maintenance support item n. bakım destek maddesi
multiple-line item number n. çok rakamlı istek bölgesi kalemi numarası
stockade list item n. depolama listesi maddesi
item of issue n. dağıtım maddesi
distribution item n. dağıtım maddesi
insurance item n. garantili madde
federal item identification number n. federal malzeme tanıtma numarası
mission item n. göreve ait malzeme
mission item n. görev malzemesi
major secondary item n. ikinci derecede ana malzeme
substitute item n. ikame madde
major item material excess n. ihtiyaç fazlası ana malzeme
secondary item n. ikinci derecede madde
requisition line item n. istek belgesi madde çeşidi
requisition line item n. istek belgesi kalemi
minor secondary item n. ikinci derece madde
major secondary item n. ikinci derecede ana madde
requisition line item n. istek belgesi madde satırı
unauthorized item n. kanunsuz madde
sensitive item n. kaçak madde
short life item n. kısa ömürlü madde
critical item n. kritik madde
mandatory recoverable item n. kurtarılması mecburi madde
mandatory recoverable item n. kurtarılması zaruri madde
major item status report n. komple malzeme durum raporu
major item n. komple malzeme
regulated item n. kontrollü madde
controlled item n. kontrollü madde
obsolete item n. kullanımına son verilmiş malzeme
off-the-shelf item n. kullanıma hazır madde
item number n. madde numarası
limited production type item n. mahdut miktarda üretilen malzeme
item identification n. madde tanıma
end item n. mamul madde
item manager n. malzeme müdürü
line item n. malzeme sıra numarası
limited standard item n. mahdut standart malzeme
item identification n. madde tanıtması
item manager n. mal sorumlusu
combat serviceable item n. muharebeye elverişli madde
barter item n. mübadele maddesi
centrally managed item n. merkezi olarak yönetilen madde
expected life of an item n. muhtemel kullanma süresi
national item identification number n. milli malzeme tanıtma numarası
military type item n. ordu tipi malzeme
recoverable item n. onarılabilir madde
end item density n. nihai madde yoğunluğu
lifed item n. ömürlü malzeme
pool item n. özel görev malzemesi
low dollar value item n. para değeri düşük madde
cyclic item n. periyodik madde
rationed item n. rasyona bağlanan madde
insurance item n. sağlam madde
fringe item n. sarfa tabi madde
inter-serviceable item n. silahlı kuvvetlerarası madde
nonstandard item n. standart olmayan madde
sensitive item n. şüpheli madde
standard item n. standart malzeme
nonstocked item n. stok dışı madde
standard item n. standart madde
repairable item n. tamir edilebilir malzeme
equipment item list n. teçhizat kalem listesi
key item n. temel ikmal maddesi
barter item n. takas maddesi
basic end item n. temel nihai madde
long lead item n. uzun tedarik zamanlı malzeme
long life item n. uzun miatlı madde
time change item n. zaman aşımlı malzeme
unauthorized item n. yetkisiz madde
common item [us] n. askeri yardım programı kapsamında alıcı ülkeye gönderilmesi gereken her türlü malzeme
common item [us] n. imalatı ve malzemesi benzer olup iki veya daha fazla askeri hizmet tarafından farklı renk ve modelleri kullanılabilen parçalar
common user item n. iki veya daha çok ülke/ordu tarafından kullanılan değiş tokuş edilebilir parça
Music
item [uk] n. müzik seçkisi
item [uk] n. müzik parçası