Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | jam with (something) v. | (bir şeyle) tıkamak |
Phrasals | jam with (something) v. | (bir şeyle) doldurmak |
Phrasals | jam with (something) v. | ağzına kadar (bir şeyle) doldurmak |
Phrasals | jam with (something) v. | kısa bir zaman dilimine (bir çok şey) sığdırmak |
Phrasals | jam with (something) v. | kısa bir zaman dilimi için (bir çok şey) planlamak |
Phrasals | jam with (something) v. | kısa bir zaman dilimine (bir çok şey) doldurmak |
Phrasals | jam with (something) v. | kısa bir zaman dilimini (bir şeyle) doldurmak |
Phrasals | jam with (something) v. | (bir şeyle) tıka basa doldurmak |
Phrasals | jam with (something) v. | (bir şeyle) ağzına kadar doldurmak |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | jam something up with something v. | -ile tıkamak |