kitchen - Türkisch Englisch Wörterbuch

kitchen

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "kitchen" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
kitchen n. mutfak
We always eat breakfast in the kitchen.
Biz kahvaltıyı hep mutfakta yapıyoruz.

More Sentences
General
kitchen adj. mutfak
We always eat breakfast in the kitchen.
Biz her zaman mutfakta kahvaltı ederiz.

More Sentences
kitchen n. kuzine
kitchen n. nevale
Marine
kitchen n. gemi mutfağı
Military
kitchen n. iaşe

Bedeutungen, die der Begriff "kitchen" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 207 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
soup kitchen n. aşevi
I used to volunteer at the local soup kitchen.
Eskiden yerel aşevinde gönüllü olarak çalışırdım.

More Sentences
kitchen table n. mutfak masası
Tom sat at the kitchen table.
Tom mutfak masasına oturdu.

More Sentences
kitchen cabinet n. mutfak dolabı
Food and cookware are stored in kitchen cabinets.
Gıda ve tencere seti mutfak dolaplarında saklanır.

More Sentences
kitchen cupboards n. mutfak dolapları
She cleaned out all of the kitchen cupboards.
O bütün mutfak dolaplarını temizledi.

More Sentences
kitchen appliance n. mutfak aleti
The market for smart kitchen appliances will soon be a billion-dollar industry.
Akıllı mutfak aletleri pazarı yakında milyar dolarlık bir sektör halini alacaktır.

More Sentences
kitchen wall n. mutfak duvarı
Jenny washed the kitchen wall twice a year.
Jenny yılda iki kez mutfak duvarını yıkadı.

More Sentences
kitchen cleaning n. mutfak temizliği
Mary is in the kitchen, cleaning up.
Mary mutfakta temizlik yapıyor.

More Sentences
hotel kitchen n. otel mutfağı
I am presently working in the hotel kitchen.
Ben şu anda otel mutfağında çalışıyorum.

More Sentences
clean the kitchen v. mutfağı temizlemek
Tom helped Mary clean the kitchen.
Tom, Mary'nin mutfağı temizlemesine yardım etti.

More Sentences
Common Usage
kitchen garden n. bostan
General
kitchen utensils n. mutfak aletleri
kitchen stove n. kuzine
kitchen sink n. eviye
preparatory kitchen n. hazırlık mutfağı
kitchen sink n. bulaşık teknesi
kitchen garden n. sebze bahçesi
kitchen equipment n. mutfak ekipmanı
set of kitchen utensils n. mutfak takımı
soup kitchen n. yoksullara parasız yemek verilen yer
soup kitchen n. aşhane
kitchen stove n. fırın
kitchen furniture n. mutfak mobilyası
kitchen utensil n. mutfak eşyası
kitchen sponge n. bulaşık süngeri
kitchen equipment n. mutfak malzemesi
kitchen ladder n. mutfak merdiveni
kitchen scales n. mutfak tartısı
central kitchen n. merkezi mutfak
kitchen cupboard n. mutfak dolabı
dining kitchen n. yemek köşeli mutfak
public soup-kitchen n. imaret
public soup-kitchen n. aşevi
soup-kitchen n. imaret
kitchen boy n. aşçı yamağı
kitchen maid n. aşçı yamağı
kitchen glove n. mutfak eldiveni
kitchen compartment n. mutfak
kitchen waste n. mutfak atıkları
kitchen story n. mutfak katı
kitchen closet n. mutfak dolabı
kitchen waste n. ıslak çöp
kitchen stove n. mutfak sobası
kitchen equipments n. mutfak ekipmanları
kitchen glassware n. mutfak cam eşyası
kitchen cleaning n. mutfak temizleme
kitchen expenses n. mutfak giderleri
a kitchen-sink play n. sıradan insanlarla ilgili sahne eseri
system-kitchen n. komple hazır mutfak
kitchen mixer n. mutfak bataryası
kitchen mixer n. mutfak mikseri
kitchen bench n. mutfak tezgahı
kitchen garden n. sebzelik
kitchen paper n. kağıt mutfak havlusu
kitchen paper n. kağıt havlu
kitchen roll n. kağıt havlu
kitchen roll n. kağıt mutfak havlusu
kitchen stove n. kuzine/mutfak sobası/fırınlı ocak
kitchen range n. kuzine/mutfak sobası/fırınlı ocak
kitchen apron n. mutfak önlüğü
industrial kitchen n. endüstriyel mutfak
built-in kitchen n. mutfak nişi
kitchen island n. mutfak masası
kitchen island n. (genelde mutfağın ortasına yerleştirilmiş) mutfak masası
kitchen drain n. mutfak gideri
kitchen foil n. mutfak folyosu
kitchen grease n. mutfak yağı (lekesi)
big kitchen n. büyük mutfak
kitchen hand n. mutfak elemanı
kitchen hand n. aşçı yamağı
back-kitchen n. mutfak yanındaki bulaşık yıkanan ve kap kacak konulan oda
thieves' kitchen [brit] n. çocukların kolayca suça sürüklendiği, hırsızların barındığı gecekondu mahallesi
open kitchen n. amerikan mutfak
hell's kitchen n. manhattan'da bir zamanlar adı suçla, gecekondularla, kötü olaylarla anılan bir bölge
kitchen help n. mutfakta çalışması için işe alınan kimse
kitchen lee n. kirli sabunlu su
kitchen match n. mutfak kibriti
kitchen match n. aşçı kibriti
kitchen match n. pürüzlü yüzeye sürtüldüğünde yanabilen, ahşap ve gaz sobasını tutuşturmaya elverişli ahşap kibrit
kitchen tea [australia/new zealand] n. kadın davetlilerin hediye olarak mutfak gereçleri getirdiği düğün öncesi parti
kitchen unit n. mutfak dolapları ve aletlerinden oluşan set
kitchen-diner n. ayrı bir yemek odası olmadığından yemek yenen mutfak
kitchen-sink n. ev veya restoranda mutfak lavabosu
kitchen sink n. eviye
kitchen value n. mutfak değeri
tidy up the kitchen v. mutfağı toparlamak
tidy up the kitchen v. mutfağı toplamak
tidy up the kitchen v. mutfağı toparlamak/düzeltmek
tidy up the kitchen v. mutfağa çeki düzen vermek
take for the kitchen v. bir tartışmada sessiz kalmak
take for the kitchen v. bir konuşmadan çekilmek
kitchen-sink adj. titizlik veya plandan yoksun
kitchen-sink adj. rastgele
kitchen-sink adj. gelişigüzel
Phrases
too many cooks in the kitchen [us] expr. bir kadın tam kadın
too many cooks in the kitchen [us] expr. iki kadın yarım kadın
too many cooks in the kitchen [us] expr. nerde çokluk
too many cooks in the kitchen [us] expr. orda bokluk
too many cooks in the kitchen [us] expr. üç kadın hiç kadın
Proverb
if you can't stand the heat, keep out of the kitchen hamama giren terler
if you can't stand the heat, keep out of the kitchen bara giren oynar
if you can't stand the heat, keep out of the kitchen zorluklarına katlanamayacaksan hiç başlama
if you can't stand the heat, keep out of the kitchen hamama giren terler
if you can't stand the heat, keep out of the kitchen işine gelirse
if you can't stand the heat, keep out of the kitchen beceremiyorsan, bırak
Colloquial
if you can't stand the heat get out of the kitchen! expr. beceremiyorsan, bırak!
Idioms
everything but the kitchen sink n. fuzuli şeyler
everything but the kitchen sink n. gereksiz şeyler
everything but the kitchen sink n. hemen hemen her şey
kitchen-sink n. çul çaput
kitchen-sink n. hırtı pırtı
kitchen-sink n. fuzuli eşya
kitchen-sink n. saçma sapan şeyler
kitchen cabinet n. devlet başkanının resmi olmayan fakat çok etkili olduğu düşünülen danışman grubu
kitchen cabinet n. resmi olmayan kabine
everything but/bar the kitchen sink n. fuzuli şeyler
everything but/bar the kitchen sink n. gereksiz şeyler
everything but/bar the kitchen sink n. gerekli gereksiz her şey
everything but/bar the kitchen sink n. ıvır zıvır her şey
kitchen-sink approach n. ince eleyip sık dokuma
kitchen-sink approach n. aşırı titiz davranma/yaklaşma
kitchen-sink drama [uk] n. sıradan insanlarla ilgili sahne eseri
take for the kitchen v. konuşmadan çekilmek veya sessiz kalmak
throw the kitchen sink v. elinden gelen her şeyi yapmak
throw the kitchen sink v. (bir şeyi başarmak için) elinde ne var ne yok her şeyi vermek
too many chefs in the kitchen expr. herkes patron
too many chefs in the kitchen expr. herkes patron kesilmiş
too many chefs in the kitchen expr. bir işe elli kişi karışırsa …
too many chefs in the kitchen expr. çok el girerse …
too many cooks in the kitchen expr. bir işe çok sayıda kişinin karışması
too many cooks in the kitchen expr. yapılacak bir işte herkesin söyleyecek bir şeyi olması
too many cooks in the kitchen expr. herkesin patron kesilmesi
everything and the kitchen sink expr. aklına gelebilecek her şey
everything and the kitchen sink expr. bir sürü değişik şey
everything and the kitchen sink expr. pılı pırtı
everything and the kitchen sink expr. neyi var neyi yok
everything and the kitchen sink expr. gerekli gereksiz her şey
if you can't take the heat, get out of the kitchen [us] expr. bara giren oynar
if you can't take the heat, get out of the kitchen [us] expr. zorluklarına katlanamayacaksan hiç başlama
if you can't take the heat, get out of the kitchen [us] expr. hamama giren terler
if you can't take the heat, get out of the kitchen [us] expr. beceremiyorsan, bırak
if you can't take the heat, get out of the kitchen [us] expr. işine gelirse
Speaking
if you can't stand the heat get out of the kitchen expr. hamama giren terler
if you can't stand the heat get out of the kitchen expr. işine gelirse
Trade/Economic
soup kitchen n. aşevi
kitchen and food services n. mutfak yemek hizmetleri
kitchen industry n. mutfak sanayii
kitchen equipment n. mutfak malzemesi
Politics
soup kitchen n. aşevi
food kitchen n. aşevi
kitchen cabinet n. hükümet başkanının resmi olmayan danışman grubu
Tourism
kitchen worker n. mutfak işçisi
Technical
kitchen hood n. aspiratör
kitchen sink n. bulaşık teknesi
electrically operated commercial kitchen machine n. elektrikle çalışan ticari mutfak makinesi
electric kitchen machine n. elektrikli mutfak makinesi
electric kitchen machines n. elektrikli mutfak makineleri
fitted kitchen n. hazır mutfak
kitchen machine n. mutfak makinesi
kitchen machines n. mutfak makineleri
kitchen furniture n. mutfak mobilyası
Textile
kitchen curtain n. mutfak perdesi
kitchen apron n. mutfak önlüğü
kitchen curtain patterns n. mutfak perde modelleri
kitchen curtain patterns n. mutfak perdesi modelleri
kitchen towel n. mutfak havlusu
Construction
large kitchen n. geniş mutfak
kitchen floor n. mutfak zemini
kitchen top n. mutfak tezgahı
kitchen counter n. mutfak tezgahı
built-in kitchen n. niş mutfak
Furniture
kitchen furniture n. mutfak mobilyası
Aeronautic
flight kitchen n. uçuş mutfağı
Marine
kitchen worktop n. mutfak tezgahı
Gastronomy
soup kitchen n. aş ocağı
open kitchen n. açık mutfak
kitchen hood n. davlumbaz
kitchen stove n. mutfak (ocak)
kitchen tools n. mutfak malzemeleri
central kitchen n. merkezi mutfak
kitchen tools n. mutfak gereçleri
court kitchen n. saray mutfağı
cold kitchen n. soğuk mutfak
kitchen knife n. yemek hazırlamada kullanılan bıçak
kitchen knife n. mutfak bıçağı
kitchen stuff n. yemek malzemesi
kitchen stuff n. mutfak ihtiyaçları
diet kitchen n. ihtiyacı olanlar için özel yemeklerin hazırlandığı mutfak
Tobacco
casing kitchen n. sos odası
Linguistics
kitchen kaffir n. güney afrika'da konuşulan karma bir dil
kitchen kaffir n. fanagalo dili
Archaeology
kitchen midden n. genellikle kemik, çömlek parçası ve deniz kabuğu gibi kalıntılar içeren ve bir tarihöncesi yerleşimin varlığına işaret eden evsel atıklardan oluşmuş büyük höyük
kitchen middens n. danimarka kıyılarında bulunmuş deniz kabuğu yığınlarından oluşan neolitik dönem kalıntıları
Environment
kitchen midden n. birikmiş atık mutfak malzemesi
kitchen midden n. mutfak çöpünden oluşan yığın
kitchen stuff n. mutfak atığı
kitchen stuff n. tencere ve tavalarda biriken yağ
Military
kitchen truck n. mutfak kamyonu
field kitchen n. sahra mutfağı
rolling kitchen n. seyyar mutfak
kitchen police n. mutfakta çalışan askeri personel
kitchen police n. askerlikte aşçılara yardım etme görevi
Art
kitchen sink n. ev yaşamının sefil ve alçak yönlerini yansıtan, 1950'lerde doğmuş olan realist sanat ekolünden oyun veya tablo
kitchen sink n. dram ve resimde ev yaşamının sefil ve alçak yönlerini yansıtan realist bir sanat ekolü
kitchen-sink adj. yaşamın ve özellikle domestik yaşamın olumsuz ve çirkin yönlerini realist bakış açısıyla tasvir eden
Printery
coating kitchen n. kuşe karışımı hazırlama ünitesi
coating kitchen n. kuşe mutfağı
British Slang
kitchen sink (rhyming slang on chink) n. çinli