|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
kurutulmuş dövülmüş et |
pemmican n.
|
|
2 |
General |
kurutulmuş hindistancevizi |
copra n.
|
|
3 |
General |
kurutulmuş/kuru erik |
prune n.
|
|
4 |
General |
kuru ve kurutulmuş meyvelerin standardizasyonu |
standardization of dry and dried fruits n.
|
|
5 |
General |
afrodizyak olarak kullanılan kurutulmuş kuduzböceği tozu |
spanish fly n.
|
|
6 |
General |
kurutulmuş palamut yüksükleri (palamutmeşesinin) |
valonia n.
|
|
7 |
General |
kurutulmuş hindistancevizi içi |
copra n.
|
|
8 |
General |
kurutulmuş tuzsuz balık |
stockfish n.
|
|
9 |
General |
kurutulmuş palamut kadehleri (palamutmeşesinin) |
valonia n.
|
|
|
10 |
General |
güneşte kurutulmuş domatesler |
sun dried tomatoes n.
|
|
11 |
General |
kurutulmuş meyve ve sebzeler |
dried fruits and vegetables n.
|
|
12 |
General |
kurutulmuş hindistan cevizi içi |
copra n.
|
|
13 |
General |
kurutulmuş kuşburnu |
dried rosehip n.
|
|
14 |
General |
kurutulmuş geyik eti |
dried deer meat n.
|
|
15 |
General |
kurutulmuş acı/jalapen biber |
chipotle n.
|
|
16 |
General |
kurutulmuş yonca |
dried clover n.
|
|
17 |
General |
kurutulmuş güller |
dried roses n.
|
|
18 |
General |
çay ya da parfüm yapımında kullanılmak üzere yağı çıkarılan kurutulmuş papatya çiçekleri |
chamomile n.
|
|
19 |
General |
kurutulmuş tuğla |
kutcha n.
|
|
20 |
General |
et veya balık gibi kurutulmuş çeşitli besinlerin öğütülmesi ile elde edilen ürün |
meal n.
|
|
21 |
General |
peyote kaktüsünün halüsinojenik meskalin içeren kurutulmuş tomurcukları |
mescal n.
|
|
22 |
General |
peyote kaktüsünün halüsinojenik meskalin içeren kurutulmuş tomurcukları |
mescal bean n.
|
|
23 |
General |
peyote kaktüsünün halüsinojenik meskalin içeren kurutulmuş tomurcuklarına verilen ad |
mescal button n.
|
|
24 |
General |
kurutulmuş çiçek |
dried flower n.
|
|
25 |
General |
yakacak olarak kullanılan kurutulmuş hayvan dışkısı |
mis [africa] n.
|
|
26 |
General |
hava ile kurutulmuş tuzsuz balık |
lubfish [obsolete] n.
|
|
27 |
General |
kurutulmuş malzeme parçası |
desiccation n.
|
|
28 |
General |
kurutulmuş olgun ignatiya çekirdeği |
ignatia n.
|
|
29 |
General |
altın mühür bitkisinin şifa amaçlı kullanılan kurutulmuş rizomu ve kökleri |
golden seal n.
|
|
|
30 |
General |
altın mühür bitkisinin şifa amaçlı kullanılan kurutulmuş rizomu ve kökleri |
goldenseal n.
|
|
31 |
General |
kurutulmuş kök zencefil |
powdered ginger n.
|
|
32 |
General |
kurutulmuş çiçek aranjmanı |
potpourri n.
|
|
33 |
General |
ocakta kurutulmuş |
kiln dry v.
|
|
34 |
General |
kurutulmuş tütün yapraklarını saplarından koparmak |
strip tobacco v.
|
|
35 |
General |
ocakta kurutulmuş |
kiln-dry v.
|
|
36 |
General |
güneşte kurutulmuş |
sunbaked adj.
|
|
37 |
General |
güneşte kurutulmuş |
sun-dried adj.
|
|
38 |
General |
odun dumanıyla kurutulmuş olan |
smoke-dried adj.
|
|
39 |
General |
doğal kurutulmuş |
naturally seasoned adj.
|
|
40 |
General |
bedenden kurutulmuş |
disembodied adj.
|
|
41 |
General |
tekrar/yeniden kurutulmuş |
redried adj.
|
|
42 |
General |
(ısıyla) kurutulmuş |
unparched adj.
|
|
43 |
General |
dumanda kurutulmuş |
infumed adj.
|
|
44 |
General |
güneşte kurutulmuş |
sundried adj.
|
|
45 |
General |
kurutulmuş (gıda) |
desiccated adj.
|
|
Colloquial |
|
46 |
Colloquial |
tuzda kurutulmuş biftek |
salt horse [dated] n.
|
|
Trade/Economic |
|
47 |
Trade/Economic |
kurutulmuş meyvelerin konduğu yaklaşık 320 kg'lık fıçı veya varil |
caroteel n.
|
|
Industry |
|
48 |
Industry |
tabaklama için muhafaza etmek üzere yünü kırkılıp havayla kurutulmuş olan koyun postu |
slat n.
|
|
Technical |
|
49 |
Technical |
ani kurutulmuş kağıt hamuru |
flash-dried pulp n.
|
|
50 |
Technical |
fırında kurutulmuş agrega |
oven-dry aggregate n.
|
|
51 |
Technical |
fırında kurutulmuş kum |
kiln-dried sand n.
|
|
52 |
Technical |
havada kurutulmuş kereste |
air-dried lumber n.
|
|
53 |
Technical |
havada kurutulmuş kereste |
air-dried wood n.
|
|
54 |
Technical |
kurutulmuş bitki korunağı |
herbarium n.
|
|
55 |
Technical |
kurutulmuş yiyecekler |
dry-salter n.
|
|
56 |
Technical |
kurutulmuş kum |
stoved sand n.
|
|
57 |
Technical |
kurutulmuş kum |
dried sand n.
|
|
58 |
Technical |
kurutulmuş toprak |
oven-dry soil n.
|
|
59 |
Technical |
kurutulmuş lağım çamuru |
dried sludge n.
|
|
60 |
Technical |
kurutulmuş filmin aşınma mukavemeti |
resistance to abrasion of a dried coating n.
|
|
61 |
Technical |
kurutulmuş numune |
dried sample n.
|
|
62 |
Technical |
kurutulmuş kil |
dried clay n.
|
|
63 |
Technical |
kurutulmuş kol kabağı içi |
loofa n.
|
|
64 |
Technical |
kurutulmuş madde |
dried matter n.
|
|
65 |
Technical |
yüzeyi kurutulmuş kalıp |
skin-dried mold n.
|
|
66 |
Technical |
yüzeyi kurutulmuş kalıp |
skin-dried mould n.
|
|
67 |
Technical |
güneşte kurutulmuş tuğla |
bat n.
|
|
68 |
Technical |
doğal kurutulmuş |
air-dry adj.
|
|
69 |
Technical |
havada kurutulmuş |
air-dried adj.
|
|
|
70 |
Technical |
havada kurutulmuş |
air dried adj.
|
|
71 |
Technical |
güneşte kurutulmuş |
sun dried adj.
|
|
72 |
Technical |
fırında kurutulmuş |
kiln-dried adj.
|
|
73 |
Technical |
havayla kurutulmuş |
air dried adj.
|
|
74 |
Technical |
havada kurutulmuş |
air-seasoned adj.
|
|
75 |
Technical |
havada kurutulmuş |
air-dry adj.
|
|
76 |
Technical |
güneş ışığında kurutulmuş |
adust adj.
|
|
77 |
Technical |
havada kurutulmuş |
air seasoned adj.
|
|
78 |
Technical |
spreyle kurutulmuş |
spray-dried adj.
|
|
79 |
Technical |
suni olarak kurutulmuş |
artificially dried adj.
|
|
80 |
Technical |
sprey tekniği ile kurutulmuş |
spray-dried adj.
|
|
81 |
Technical |
suni kurutulmuş |
artificial-dried adj.
|
|
82 |
Technical |
sprey ile kurutulmuş |
spray-dried adj.
|
|
Construction |
|
83 |
Construction |
rio grande vadisinde tuğla olarak kullanılan, güneşte kurutulmuş saman bloğu |
terron n.
|
|
84 |
Construction |
güneşte kurutulmuş tuğla |
sun-dried brick n.
|
|
85 |
Construction |
havada kurutulmuş |
air-dried adj.
|
|
Woodworking |
|
86 |
Woodworking |
kurutulmuş kereste |
dry wood n.
|
|
87 |
Woodworking |
kurutulmuş (kereste) |
dry adj.
|
|
Dyeing |
|
88 |
Dyeing |
kurutulmuş kırmızı biber renginde |
paprika adj.
|
|
Medical |
|
89 |
Medical |
sinameki ağacının müshil özelliği gösteren kurutulmuş kabuğu |
cassia fistule n.
|
|
90 |
Medical |
kurutulmuş laminaria dokusundan üretilen, rahimde genişlemeyi uyarmak için iç servikal açıklığa uygulanan küçük çubuk |
laminaria n.
|
|
91 |
Medical |
kurutulmuş madde |
dried substance n.
|
|
92 |
Medical |
ateş ağacının kurutulmuş sıvısı |
bengal kino n.
|
|
93 |
Medical |
ateş ağacının kurutulmuş sıvısı |
butea gum n.
|
|
94 |
Medical |
ateş ağacının kurutulmuş sıvısı |
butea kino n.
|
|
95 |
Medical |
ateş ağacının kurutulmuş sıvısı |
gum butea n.
|
|
96 |
Medical |
kurutulmuş solucan, tartar yağı, alkol vb. ile hazırlanan tentür |
worm tincture n.
|
|
97 |
Medical |
eskiden morfin olarak kullanılan kurutulmuş kurtboğan otu yaprakları ve çiçekleri |
monkshood n.
|
|
98 |
Medical |
kuzey hindistan'a özgü yeşil centiyan bitkisinin kurutulmuş dokuları |
chiretta n.
|
|
99 |
Medical |
kuzey hindistan'a özgü yeşil centiyan bitkisinin kurutulmuş dokuları |
chirata n.
|
|
100 |
Medical |
ipecac çalısının kurutulmuş kök ve kök saplarından hazırlanan tıbbi preparasyon |
ipecac n.
|
|
101 |
Medical |
ipecac çalısının kurutulmuş kök ve kök sapları |
ipecacuanha n.
|
|
102 |
Medical |
ipecac çalısının kurutulmuş kök ve kök saplarından hazırlanan tıbbi preparasyon |
ipecacuanha n.
|
|
Pharmaceutics |
|
103 |
Pharmaceutics |
kurutulmuş ispanyol sineğinden hazırlanan diüretik ve ürogenital afrodizyak |
cantharides n.
|
|
104 |
Pharmaceutics |
barut ağacı bitkisinin müshil ilacı elde etmede kullanılan kurutulmuş kabuğu |
cascara n.
|
|
105 |
Pharmaceutics |
barut ağacı bitkisinin müshil ilacı elde etmede kullanılan kurutulmuş kabuğu |
cascara sagrada n.
|
|
106 |
Pharmaceutics |
uyarıcı olarak kullanılan kurutulmuş cedvar köksapı |
cetewale [curcuma zedoaria] n.
|
|
107 |
Pharmaceutics |
kurutulmuş meyve ve otlardan yapılan şifalı bitki çayı |
tisane n.
|
|
108 |
Pharmaceutics |
yatıştırıcı ve yumuşatıcı olarak kullanılan kurutulmuş hatmi kökü |
althaea n.
|
|
109 |
Pharmaceutics |
yatıştırıcı ve yumuşatıcı olarak kullanılan kurutulmuş hatmi kökü |
althea n.
|
|
110 |
Pharmaceutics |
cinchona cinsi bitkilerin kurutulmuş kabuğu |
bark n.
|
|
111 |
Pharmaceutics |
magnolia cinsi bitkinin geleneksel tıpta kullanılan kurutulmuş kabuğu |
magnolia n.
|
|
112 |
Pharmaceutics |
kurutulmuş kediotu köklerinden elde edilen bir yatıştırıcı ilaç |
valerian n.
|
|
113 |
Pharmaceutics |
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen bir sütotunun saponin içeren ve balgam söktürücü olarak kullanılabilen kurutulmuş kökleri |
seneca snakeroot n.
|
|
114 |
Pharmaceutics |
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen bir sütotunun saponin içeren ve balgam söktürücü olarak kullanılabilen kurutulmuş kökleri |
seneca root n.
|
|
115 |
Pharmaceutics |
kuzey amerika'nın doğusunda yetişen bir sütotunun saponin içeren ve balgam söktürücü olarak kullanılabilen kurutulmuş kökleri |
seneca n.
|
|
116 |
Pharmaceutics |
ratanya üreten bitkilerin eskiden kanama durdurucu ve boya maddesi olarak kullanılan kurutulmuş kökü |
rhatany n.
|
|
117 |
Pharmaceutics |
rheum cinsi bitkilerin kurutulmuş rizom ve köklerinden yapılan bir müstahzar |
rhubarb n.
|
|
118 |
Pharmaceutics |
kurutulmuş ban otu yaprakları |
hyoscyamus n.
|
|
119 |
Pharmaceutics |
kurutulmuş yaban yasemini gövdesi |
dulcamara n.
|
|
120 |
Pharmaceutics |
kurutulmuş pituri çalısından hazırlanan uyuşturucu |
pituri n.
|
|
121 |
Pharmaceutics |
kurutulmuş pituri çalısından hazırlanan uyuşturucu |
bedgery n.
|
|
122 |
Pharmaceutics |
kurutulmuş pituri çalısından hazırlanan uyuşturucu |
pitcheri n.
|
|
123 |
Pharmaceutics |
kurutulmuş pituri çalısından hazırlanan uyuşturucu |
pitchuri n.
|
|
124 |
Pharmaceutics |
kan kökü bitkisinin kurutulmuş köksapı |
sanguinaria n.
|
|
125 |
Pharmaceutics |
kurutulmuş saparna kökleri |
sarsaparilla n.
|
|
Food Engineering |
|
126 |
Food Engineering |
dondurularak kurutulmuş kek |
freeze dried cake n.
|
|
127 |
Food Engineering |
kurutulmuş domates |
dehydrated tomato n.
|
|
128 |
Food Engineering |
kurutulmuş balık ürünleri |
dried fish products n.
|
|
129 |
Food Engineering |
kurutulmuş fesleğen |
dried sweet basil n.
|
|
130 |
Food Engineering |
kurutulmuş şeftali |
dried peach n.
|
|
131 |
Food Engineering |
kurutulmuş besinler |
dried foods n.
|
|
132 |
Food Engineering |
kurutulmuş soğan |
dried onion n.
|
|
133 |
Food Engineering |
kurutulmuş uskumru |
dried mackerel n.
|
|
134 |
Food Engineering |
kuru ve kurutulmuş meyveler |
dry and dried fruids n.
|
|
135 |
Food Engineering |
kurutulmuş tuzlu et |
salt junk n.
|
|
136 |
Food Engineering |
kurutulmuş tuzlu et |
salt junk n.
|
|
137 |
Food Engineering |
kurutulmuş soğan |
dehydrated onion n.
|
|
138 |
Food Engineering |
kurutulmuş mantar |
dried mushroom n.
|
|
139 |
Food Engineering |
kurutulmuş patates |
dehydrated potato n.
|
|
140 |
Food Engineering |
kurutulmuş hamsi |
dried anchovy n.
|
|
141 |
Food Engineering |
soğukta kurutulmuş kahve |
freeze dried coffee n.
|
|
142 |
Food Engineering |
tabii olarak kurutulmuş |
naturally dried n.
|
|
143 |
Food Engineering |
kurutulmuş maya |
dried yeast n.
|
|
144 |
Food Engineering |
maltlık tahılda kullanılan kurutulmuş kökçükler |
comes n.
|
|
145 |
Food Engineering |
suni olarak kurutulmuş |
artificially dried adj.
|
|
146 |
Food Engineering |
soğutarak muhafaza edilmiş ve kurutulmuş |
freeze-dried adj.
|
|
147 |
Food Engineering |
suni kurutulmuş |
artificially dried adj.
|
|
148 |
Food Engineering |
(yiyecek) kurutulmuş |
cured adj.
|
|
Gastronomy |
|
149 |
Gastronomy |
avustralya'ya özgü, çikolata ve kurutulmuş hindistanceviziyle kaplı pandispanya keki |
lamington n.
|
|
150 |
Gastronomy |
ince şeritler halinde kesilmiş ve kurutulmuş et |
charqui n.
|
|
151 |
Gastronomy |
kurutulmuş buzağı midesi |
cheeselep [dialect] n.
|
|
152 |
Gastronomy |
suşi veya pirinç topları yaparken kullanılan kurutulmuş ve yenebilir bir tür suyosunu |
nori n.
|
|
153 |
Gastronomy |
suşi veya pirinç topları yaparken kullanılan kurutulmuş ve yenebilir bir tür suyosunu |
amanori n.
|
|
154 |
Gastronomy |
kış için güneşte kurutulmuş elma |
normandy pippins n.
|
|
155 |
Gastronomy |
suşi veya pirinç topları yaparken kullanılan kurutulmuş ve yenebilir bir tür suyosunu |
amanori n.
|
|
156 |
Gastronomy |
suşi veya pirinç topları yaparken kullanılan kurutulmuş ve yenebilir bir tür suyosunu |
laver n.
|
|
157 |
Gastronomy |
güney afrika ve namibya'da tüketilen kurutulmuş ve işlenmiş et |
biltong n.
|
|
158 |
Gastronomy |
genellikle kurutulmuş ve tuzlanmış morina balığı |
bacalao n.
|
|
159 |
Gastronomy |
güneşte kurutulmuş domatesler |
sun-dried tomatoes n.
|
|
160 |
Gastronomy |
ispanya’nın ünlü kurutulmuş domuz budu pastırması |
jamon n.
|
|
161 |
Gastronomy |
kurutulmuş soğan |
dried onion n.
|
|
162 |
Gastronomy |
kurutulmuş morina |
dried cod n.
|
|
163 |
Gastronomy |
kurutulmuş taze fasulye |
dehydrated green bean n.
|
|
164 |
Gastronomy |
kurutulmuş ıspanak |
dried spinach n.
|
|
165 |
Gastronomy |
kurutulmuş havuç |
dried carrot n.
|
|
166 |
Gastronomy |
kurutulmuş taze fasulye |
dried green bean n.
|
|
167 |
Gastronomy |
kurutulmuş deniz yosununun içine pirinç koyularak hazırlama kore'ye özgü bir tür dolma |
gimbap n.
|
|
168 |
Gastronomy |
kurutulmuş deniz yosununun içine pirinç koyularak hazırlama kore'ye özgü bir tür dolma |
kimbap n.
|
|
169 |
Gastronomy |
kurutulmuş yoğurt |
dried yoghurt n.
|
|
170 |
Gastronomy |
kurutulmuş vişne |
dried sour cherries n.
|
|
171 |
Gastronomy |
kurutulmuş elma |
dried apples n.
|
|
172 |
Gastronomy |
kurutulmuş sarımsak |
dried garlic n.
|
|
173 |
Gastronomy |
kurutulmuş incir |
dried fig n.
|
|
174 |
Gastronomy |
kurutulmuş et |
beef jerky n.
|
|
175 |
Gastronomy |
kurutulmuş hamur |
dried pastry croutons n.
|
|
176 |
Gastronomy |
kurutulmuş biberiye |
dried rosemary n.
|
|
177 |
Gastronomy |
kurutulmuş patlıcan |
dried eggplant n.
|
|
178 |
Gastronomy |
kurutulmuş et |
jerky n.
|
|
179 |
Gastronomy |
kurutulmuş patates |
dried potato n.
|
|
180 |
Gastronomy |
kurutulmuş vanilya |
cured vanilla n.
|
|
181 |
Gastronomy |
kurutulmuş pırasa |
dried leek n.
|
|
182 |
Gastronomy |
kurutulmuş sarımsak |
dehydrated garlic n.
|
|
183 |
Gastronomy |
kurutulmuş bamya |
dried okra n.
|
|
184 |
Gastronomy |
kurutulmuş domates |
dried tomato n.
|
|
185 |
Gastronomy |
kurutulmuş bezelye |
dried pea n.
|
|
186 |
Gastronomy |
kurutulmuş biber |
dried pepper n.
|
|
187 |
Gastronomy |
noel zamanında geleneksel olarak servis edilen kurutulmuş meyve ve baharatlar ile doldurulmuş ingiliz menşeli bir turta |
mince pie n.
|
|
188 |
Gastronomy |
kurutulmuş poblano biberi |
ancho n.
|
|
189 |
Gastronomy |
kurutulmuş dilim et |
jerk n.
|
|
190 |
Gastronomy |
kurutulmuş küçük balık ve karideslerin tuz ve baharatla harmanlandığı bir çeşni |
balachong n.
|
|
191 |
Gastronomy |
orkney ve shetland adaları'na özgü kurutulmuş sığır ve koyun eti |
vifda n.
|
|
192 |
Gastronomy |
genellikle fırında kurutulmuş halde satılan bir ingiliz elması türü |
biffin n.
|
|
193 |
Gastronomy |
tuzlanmış ve kurutulmuş atlantik morinası |
haberdine n.
|
|
194 |
Gastronomy |
özellikle tortilla yapımında ve meksika menşeli bir et yemeğinde kullanılan, kurutulmuş mısırdan yapılan bir hamur |
masa n.
|
|
195 |
Gastronomy |
kurutulmuş mısırdan yapılan bir çeşit un |
masa harina n.
|
|
196 |
Gastronomy |
kurutulmuş sardalya balığı |
fair maid n.
|
|
197 |
Gastronomy |
kurutulmuş sığır eti |
hung beef n.
|
|
198 |
Gastronomy |
jöle yapılı kurutulmuş morina balığı |
lutefisk n.
|
|
199 |
Gastronomy |
jöle yapılı kurutulmuş morina balığı |
lutfisk n.
|
|
200 |
Gastronomy |
bir parça etin kurutulmuş yosun ile birlikte pirinç tabakasına sarılmasıyla yapılan bir hawaii yemeği |
musubi [hawaii] n.
|
|
201 |
Gastronomy |
füme ve kurutulmuş meksika biberi |
chipotle chili n.
|
|
202 |
Gastronomy |
füme ve kurutulmuş meksika biberi |
chipotle pepper n.
|
|
203 |
Gastronomy |
fümelenmiş ve çok ince dilimlenmiş kurutulmuş dana eti |
chipped beef n.
|
|
204 |
Gastronomy |
fümelenmiş ve çok ince dilimlenmiş kurutulmuş dana eti |
chip beef n.
|
|
205 |
Gastronomy |
kurutulmuş tahıl |
graddan [scotland/ireland] n.
|
|
206 |
Gastronomy |
kurutulmuş tahıl |
gradden [scotland/ireland] n.
|
|
207 |
Gastronomy |
öğütülüp kurutulmuş soğan ve tuz |
onion salt n.
|
|
208 |
Gastronomy |
(süsleme olarak kullanılan) kurutulmuş kırmızı biber |
ristra n.
|
|
209 |
Gastronomy |
tütsülenip kurutulmuş domuz sosisi |
cotechino n.
|
|
210 |
Gastronomy |
kurutulmuş ringa balığı |
digby chicken [canada] n.
|
|
211 |
Gastronomy |
kurutulmuş ringa balığı |
digby chick [canada] n.
|
|
212 |
Gastronomy |
çin'e özgü bir kurutulmuş mantar |
doong gwooh n.
|
|
213 |
Gastronomy |
domuzun üst yan kısmından alınan, genellikle marine edilip kurutulmuş yağ şeridi |
fatback n.
|
|
214 |
Gastronomy |
kurutulmuş hindistan cevizi ve şekerle hazırlanan bir şekerleme |
coconut ice n.
|
|
215 |
Gastronomy |
kurutulmuş palamuttan yapılan balık suyu |
dashi n.
|
|
216 |
Gastronomy |
kurutulmuş (gıda) |
dry adj.
|
|
Chemistry |
|
217 |
Chemistry |
kurutulmuş sodyum fluorür |
dried sodium fluoride n.
|
|
218 |
Chemistry |
kurutulmuş sinameki yapraklarında bulunan iki glikozitten her biri |
sennoside n.
|
|
219 |
Chemistry |
kurutulmuş pire otu çiçeklerinden yapılan böcek ilacı |
dalmatian insect powder n.
|
|
220 |
Chemistry |
kurutulmuş pire otu çiçeklerinden yapılan böcek ilacı |
persian insect powder n.
|
|
221 |
Chemistry |
kurutulmuş pire otu çiçeklerinden yapılan böcek ilacı |
pyrethrum n.
|
|
222 |
Chemistry |
kurutulmuş pire otu çiçeklerinden yapılan böcek ilacı |
pyrethrum flowers n.
|
|
223 |
Chemistry |
kurutulmuş anlamına gelen bir ön ek |
dehydro- pref.
|
|
224 |
Chemistry |
kurutulmuş anlamına gelen bir ön ek |
dehydr- pref.
|
|
Biochemistry |
|
225 |
Biochemistry |
dondurarak kurutulmuş |
lyophilized adj.
|
|
226 |
Biochemistry |
dondurarak kurutulmuş |
liophilised adj.
|
|
227 |
Biochemistry |
dondurarak kurutulmuş |
lyophilised adj.
|
|
228 |
Biochemistry |
dondurarak kurutulmuş |
liophilized adj.
|
|
229 |
Biochemistry |
dondurularak kurutulmuş (doku, kan, serum) |
freeze-dried adj.
|
|
Marine Biology |
|
230 |
Marine Biology |
norveç'ten ihraç edilen kurutulmuş morina balığı |
klipfish n.
|
|
231 |
Marine Biology |
yoğunlaştırıcı ve emülgatör olarak kullanılan kurutulmuş kırmızı alg bitkisi |
chondrus n.
|
|
232 |
Marine Biology |
kurutulmuş tuzlu morina |
salt cod n.
|
|
Zoology |
|
233 |
Zoology |
larvaları kurutulmuş meyvelere ve tahıllara saldıran bir güve türü |
cadra figulilella n.
|
|
Botanic |
|
234 |
Botanic |
ratanya bitkisinin kurutulmuş kökü |
ratany (krameria) n.
|
|
235 |
Botanic |
tarçın bitkisinin kurutulmuş çiçek tomurcuğu |
cassia buds n.
|
|
236 |
Botanic |
kokain içeren kurutulmuş koka yaprakları |
truxillo coca n.
|
|
237 |
Botanic |
kokain içeren kurutulmuş koka yaprakları |
coca n.
|
|
238 |
Botanic |
kokain içeren kurutulmuş koka yaprakları |
peruvian coca n.
|
|
239 |
Botanic |
kuzey amerika'da bulunan sarı-pembe çiçekli bir çalının kurutulmuş yaprak ve sapları |
turkey pea n.
|
|
240 |
Botanic |
kuzey amerika'da bulunan sarı-pembe çiçekli bir çalının kurutulmuş yaprak ve sapları |
devil's shoestrings n.
|
|
241 |
Botanic |
kuzey amerika'da bulunan sarı-pembe çiçekli bir çalının kurutulmuş yaprak ve sapları |
devil's shoestring n.
|
|
242 |
Botanic |
güney amerika'da yetişen, genellikle kurutulmuş olarak satılan phaseolus cinsi fasulye |
turtle bean n.
|
|
243 |
Botanic |
güney amerika'da yetişen, genellikle kurutulmuş olarak satılan phaseolus cinsi fasulye |
black bean n.
|
|
244 |
Botanic |
altın yağmur sinamekisinin kurutulmuş posaları |
amaltas n.
|
|
245 |
Botanic |
altın yağmur sinamekisinin kurutulmuş posaları |
cassia fistula n.
|
|
246 |
Botanic |
altın yağmur sinamekisinin kurutulmuş posaları |
purging cassia n.
|
|
247 |
Botanic |
doğu asya'da yetişen astragalus bitkisinin kurutulmuş kökü |
astragalus n.
|
|
248 |
Botanic |
doğu asya'da yetişen astragalus bitkisinin kurutulmuş kökü |
milk vetch n.
|
|
249 |
Botanic |
kava çalısının kurutulmuş kökleri |
ava n.
|
|
250 |
Botanic |
kava çalısının kurutulmuş kökleri |
awa n.
|
|
251 |
Botanic |
hıyarşembe ağacının kurutulmuş meyve kabukları |
purging cassia n.
|
|
252 |
Botanic |
mahonia cinsine ait çeşitli çalıların acı tonik olarak kullanılan kurutulmuş kökleri |
barberry n.
|
|
253 |
Botanic |
eskiden terletici ve uyarıcı olarak kullanılan kurutulmuş bir tür ağaç kabuğu |
zanthoxylum n.
|
|
254 |
Botanic |
cedvar bitkisinin kurutulmuş köksapları |
zedoary n.
|
|
255 |
Botanic |
kurutulmuş aspir yaprakları |
bastard saffron n.
|
|
256 |
Botanic |
eskiden müshil olarak kullanılan, çiçekli dişbudak gibi bazı bitkilerin gözeneklerinden dışarıya çıkan maddenin kurutulmuş hali |
manna n.
|
|
257 |
Botanic |
(kurutulmuş) beyaz taneli fasulye |
white bean n.
|
|
258 |
Botanic |
kahveye tat vermek için kullanılan kurutulmuş hindiba kökü |
chicory n.
|
|
259 |
Botanic |
inciçiçeğinin kalp kuvvetlendirici olarak kullanılan kurutulmuş rizom ve kökleri |
may blossom [uk] n.
|
|
260 |
Botanic |
mezeryon gibi daphne cinsi çalıların vezikatuvar ve tahriş edici olarak kullanılan kurutulmuş kabuğu |
mezereon n.
|
|
261 |
Botanic |
mezeryon gibi daphne cinsi çalıların vezikatuvar ve tahriş edici olarak kullanılan kurutulmuş kabuğu |
mezereum n.
|
|
262 |
Botanic |
pelin gibi bir bitkinin açmadan kurutulmuş tomurcuklarından yapılmış antelmintik bir tambur |
wormseed n.
|
|
263 |
Botanic |
çöpleme cinsinden olan şifalı bitkilerin kurutulmuş köksapı ve kökü |
hellebore n.
|
|
264 |
Botanic |
kurutulmuş beyaz çöpleme köksapı ve kökü |
hellebore n.
|
|
265 |
Botanic |
brezilya'da çay yerine kullanılan, lantana pseodothea bitkisinin kurutulmuş yaprakları |
brazilian tea n.
|
|
266 |
Botanic |
çayda tağşiş yapmak için kullanılan, stachytarpheta mutabilis bitkisinin kurutulmuş yaprakları |
brazilian tea n.
|
|
267 |
Botanic |
stachytarpheta indica ve stachytarpheta jamaicensis tropik bitkilerinin kurutulmuş yaprakları |
brazilian tea n.
|
|
268 |
Botanic |
lantana pseodothea tropik çalısının kurutulmuş yaprakları |
brazil tea n.
|
|
269 |
Botanic |
stachytarpheta indica ve stachytarpheta jamaicensis tropik bitkilerinin kurutulmuş yaprakları |
brazil tea n.
|
|
270 |
Botanic |
şeytan şalgamının kurutulmuş kökü |
bryony n.
|
|
271 |
Botanic |
şeytan şalgamının kurutulmuş kökü |
briony n.
|
|
272 |
Botanic |
şeytan şalgamının kurutulmuş kökü |
bryonia n.
|
|
273 |
Botanic |
kurutulmuş buhu yaprağı |
buchu n.
|
|
274 |
Botanic |
kurutulmuş buhu yaprağı |
short buchu n.
|
|
275 |
Botanic |
kurutulmuş buhu yaprağı |
long buchu n.
|
|
276 |
Botanic |
kurutulmuş buhu yaprağı |
bucco n.
|
|
277 |
Botanic |
kurutulmuş buhu yaprağı |
bucku n.
|
|
278 |
Botanic |
avrupa'ya özgü kurutulmuş kökleri yakıldığında sülfür kokusu yayan bir bitki |
hog's fennel n.
|
|
279 |
Botanic |
müshil olarak kullanılan kurutulmuş barut ağacı kabuğu |
holy bark n.
|
|
280 |
Botanic |
müshil olarak kullanılan kurutulmuş barut ağacı kabuğu |
chittam bark n.
|
|
281 |
Botanic |
müshil olarak kullanılan kurutulmuş barut ağacı kabuğu |
chittem bark n.
|
|
282 |
Botanic |
şerbetçiotunun kurutulmuş çiçekleri |
hops n.
|
|
283 |
Botanic |
kurutulmuş bitki koleksiyonu |
hortus siccus n.
|
|
284 |
Botanic |
kurutulmuş bitki koleksiyonunun saklandığı alan |
hortus siccus n.
|
|
285 |
Botanic |
kurutulmuş bitki deposu |
hortus siccus n.
|
|
286 |
Botanic |
yaban mersininin bitkisel ilaç olarak kullanılan kurutulmuş meyvesi veya meyve özü |
huckleberry n.
|
|
287 |
Botanic |
kurutulmuş çiçekleri ise çorbalarda ve çaylarda kullanılan bir bitki |
hyssop n.
|
|
288 |
Botanic |
eskiden diüretik ilaç, tonik ve astrenjan olarak kullanılan kurutulmuş keklik üzümü |
mitchella n.
|
|
289 |
Botanic |
yabani ortancanın kurutulmuş rizomu ve kökleri |
hydrangea n.
|
|
290 |
Botanic |
altınmühür bitkisinin kurutulmuş rizomu ve kökleri |
hydrastis n.
|
|
291 |
Botanic |
doğu hindistan'da yetişen terminalia cinsi çeşitli ağaçların kurutulmuş ekşi meyveleri |
myrobalam n.
|
|
292 |
Botanic |
doğu hindistan'da yetişen terminalia cinsi çeşitli ağaçların kurutulmuş ekşi meyveleri |
myrabolam n.
|
|
293 |
Botanic |
doğu hindistan'da yetişen terminalia cinsi çeşitli ağaçların kurutulmuş ekşi meyveleri |
myrabolan n.
|
|
294 |
Botanic |
doğu hindistan'da yetişen terminalia cinsi çeşitli ağaçların kurutulmuş ekşi meyveleri |
myrobolan n.
|
|
295 |
Botanic |
kurutulmuş lima fasulyesi |
butter bean [dialect] n.
|
|
296 |
Botanic |
kınakına cinsi bazı ağaçların kurutulmuş kabuğu |
china n.
|
|
297 |
Botanic |
grindelya çiçeğinin kurutulmuş yaprakları ve gövdesi |
grindelia n.
|
|
298 |
Botanic |
ipecac çalısının kurutulmuş kök ve kök sapları |
ipecac n.
|
|
299 |
Botanic |
amerika'nın tropikal bölgelerine özgü emetin salgılayan kısa boylu bir çalının kurutulmuş kök ve kök sapları |
brazilian ipecac n.
|
|
300 |
Botanic |
kurutulmuş mahmude otu kökü |
ipomoea n.
|
|
301 |
Botanic |
kurutulmuş mahmude otu kökü |
ipomea n.
|
|
302 |
Botanic |
koka bitkisinin kurutulmuş yaprakları |
bolivian coca n.
|
|
303 |
Botanic |
koka bitkisinin kurutulmuş yaprakları |
huanuco coca n.
|
|
304 |
Botanic |
üzerine yapışık halde küçük kurutulmuş bitkiler veya bitki parçaları içeren numune zarfı |
packet n.
|
|
305 |
Botanic |
zerdeçal bitkisinin kurutulmuş rizomu |
curcuma n.
|
|
306 |
Botanic |
andız otunun kurutulmuş kök ve rizomları |
inula n.
|
|
307 |
Botanic |
çeşitli orkide türlerinin kurutulmuş kökleri |
saleb n.
|
|
308 |
Botanic |
kurutulmuş saparna kökü |
sarsaparilla root n.
|
|
309 |
Botanic |
smilax cinsi bitkilerin kurutulmuş kökü |
sarsaparilla root n.
|
|
310 |
Botanic |
kurutulmuş çiğdem çiçeği tohumu |
colchicum n.
|
|
311 |
Botanic |
kurutulmuş çiğdem soğanı |
colchicum n.
|
|
312 |
Botanic |
zostero otunun mobilya ve kumaşlarda kullanılan kurutulmuş sapları |
sea grass n.
|
|
313 |
Botanic |
zostero otunun mobilya ve kumaşlarda kullanılan kurutulmuş sapları |
sea hay n.
|
|
314 |
Botanic |
yaprakları buğulandıktan sonra sarılıp kurutulmuş yeşil çay |
sencha n.
|
|
315 |
Botanic |
kurutulmuş şeftali çiçeği çanağı |
shuck n.
|
|
316 |
Botanic |
kurutulmuş çiçeklerinden böcek ilacı elde edilen bir pire otu |
chrysanthemum marschallii n.
|
|
317 |
Botanic |
kurutulmuş çiçeklerinden böcek ilacı elde edilen bir pire otu |
chrysanthemum roseum n.
|
|
318 |
Botanic |
peyote kaktüsünde kurutulmuş diskoid tepecik |
mescal bean n.
|
|
319 |
Botanic |
peyote kaktüsünde kurutulmuş diskoid tepecik |
peyote button n.
|
|
Agriculture |
|
320 |
Agriculture |
kurutulmuş ve öğütülmüş hayvan kalıntılarından oluşan gübre |
tankage n.
|
|
321 |
Agriculture |
kurutulmuş şeftali |
dried peach n.
|
|
322 |
Agriculture |
kurutulmuş hindistan cevizi içi |
coprah n.
|
|
323 |
Agriculture |
kurutulmuş armut |
dried pear n.
|
|
324 |
Agriculture |
kurutulmuş kiraz |
dried sweet cherries n.
|
|
325 |
Agriculture |
kurutulmuş soğan |
dehydrated onion n.
|
|
326 |
Agriculture |
işleyerek kurutulmuş ve artık sürülmeyen bir arazi |
oldfield n.
|
|
327 |
Agriculture |
işleyerek kurutulmuş ve artık sürülmeyen bir arazi |
old-field n.
|
|
328 |
Agriculture |
kurutulmuş eğrelti otu köklerinden yapılan gübre |
osmundine n.
|
|
329 |
Agriculture |
üzerine önceki mahsulden kurutulmuş veya solmuş tortular serpilmiş |
trashy adj.
|
|
Tobacco |
|
330 |
Tobacco |
amerika'nın kuzeybatısındaki yerlilerce sigara olarak tüketilen kurutulmuş bitki yaprakları ve kabukları |
kinnikinic n.
|
|
331 |
Tobacco |
amerika'nın kuzeybatısındaki yerlilerce sigara olarak tüketilen kurutulmuş bitki yaprakları ve kabukları |
kinnikinnick n.
|
|
332 |
Tobacco |
güney maryland'de yetiştirilen, sigara ve puro yapımında kullanılan ve tabii atmosferik şartlar altında kurutulmuş parlak bir tütün |
maryland n.
|
|
333 |
Tobacco |
güney maryland'de yetiştirilen, sigara ve puro yapımında kullanılan ve tabii atmosferik şartlar altında kurutulmuş parlak bir tütün |
maryland tobacco n.
|
|
334 |
Tobacco |
işlenebilmesi için kurutulmuş tütünün nemlendirilip yumuşatılması için elverişli olan nemli hava dönemi |
damp n.
|
|
335 |
Tobacco |
(kurutulmuş tütün yapraklarını) ortadan demetlemek ve bağlamak için kurutma çıtasından ip koparmak |
break v.
|
|
Forestry |
|
336 |
Forestry |
gilead balsamının kurutulmuş aromatik odunu |
xylobalsamum n.
|
|
Environment |
|
337 |
Environment |
dondurularak kurutulmuş bakteri metodu |
freeze-dried bacteria method n.
|
|
338 |
Environment |
sıvı ile kurutulmuş bakteri metodu |
liquid-dried bacteria method n.
|
|
Archaic |
|
339 |
Archaic |
kurutulmuş bitki korunağı |
herbal n.
|
|
340 |
Archaic |
kurutulmuş ayıüzümü |
hurtleberry n.
|
|
Slang |
|
341 |
Slang |
(yakıp içmek için) kurutulmuş muz kabuğu lifi |
mellow yellow n.
|
|
Gastronomy |
|
342 |
Gastronomy |
güney afrika ve namibya'da tüketilen kurutulmuş ve işlenmiş et |
bultong n.
|
|