Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | meatloaf n. | köfte | ||
I'll settle for being a good friend and keep bribing you with meatloaf until you give in. İyi bir arkadaş olmaya razı olacağım ve sen pes edene kadar sana köfte rüşveti vermeye devam edeceğim. More Sentences |
||||
General | meatloaf n. | et dilimi | ||
General | meatloaf n. | rulo köfte | ||
Idioms | ||||
Idioms | meatloaf n. | kişinin kişisel bağlantılarından gelen gereksiz/istenmeyen e-posta | ||
Idioms | meatloaf n. | kişinin tanıdığı kişilerden/çevresinden gelen gereksiz/istenmeyen e-posta | ||
Idioms | meatloaf n. | mesajlar, şakalar içeren kişinin kendi tanıdıkları/bağlantıları tarafından gönderilen e-postalar | ||
Idioms | meatloaf n. | kişinin kendi çevresi tarafından gönderilen spam mailler |