Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | oligopoly n. | oligopol | ||
I am thinking of the postal services and the risk that oligopolies will form, and another example is telecommunications. Posta hizmetlerini ve oligopollerin oluşma riskini düşünüyorum ve bir başka örnek de telekomünikasyondur. More Sentences |
||||
Trade/Economic | oligopoly n. | az sayıda satıcıdan oluşan tekel | ||
Trade/Economic | oligopoly n. | birkaç büyük firmanın pazarı ve fiyatları elinde tutması durumu | ||
Trade/Economic | oligopoly n. | tekelden farklı olarak birden fazla şirketin pastadan büyük pay sahibi olduğu ekonomi |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | oligopoly market n. | alıcısı çok satıcısı az piyasa |
Trade/Economic | differentiated oligopoly n. | aynı malın farklı türlerini üreten oligopol firmalar |
Trade/Economic | noncollusive oligopoly n. | bağımsız oligopol |
Trade/Economic | differentiated oligopoly n. | farklılaştırılmış oligopol |
Trade/Economic | differentiated oligopoly n. | firmaların farklılaştırılmış mallar sattıkları oligopol türü |
Trade/Economic | homogeneous oligopoly n. | firmaların standart nitelikte mallar üretmekte oldukları oligopol |
Trade/Economic | pure oligopoly n. | firmaların homojen ya da tamamen aynı malları sattıkları oligopol türü |
Trade/Economic | collusive oligopoly n. | kartelleşmiş oligopol piyasası |
Trade/Economic | oligopoly market n. | oligopol piyasa |
Trade/Economic | oligopoly competition n. | oligopol rekabet |
Trade/Economic | pure oligopoly n. | salt oligopol |