Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | poke out v. | uzaya ulaşmak |
General | poke out v. | zar zor görünmek |
General | poke out v. | çıkıntı yapmak |
General | poke out v. | dışarı uzanmak |
General | poke out v. | (bir şeyin) çıkıntı yapmasına yol açmak |
General | poke out v. | çıkıntılı hale getirmek |
General | poke out v. | parmakla oyarak çıkarmak |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | poke out of v. | çıkmak |
Phrasals | ||
Phrasals | poke something out v. | bir şeyi bir şeyin dışına doğru uzatmak/çıkarmak |
Phrasals | poke something out of something v. | bir şeyi bir şeyin dışına doğru uzatmak/çıkarmak |
Phrasals | poke out of something v. | (topraktan/tarladan vb) çıkmak |
Phrasals | poke out of (something) v. | (bir şeyden/bir yerden) fırlamak |
Phrasals | poke out of (something) v. | (bir şeyden/bir yerden) çıkıvermek |
Phrasals | poke out of (something) v. | (bir şeyden/bir yerden) çıkarmak |
Phrasals | poke out of (something) v. | (bir yerden/bir şeyden) dışarı uzatmak |