|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
saat farkından dolayı rahatsızlık |
jet lag n.
|
|
2 |
General |
dönüşüm rahatsızlık |
conversion disorder n.
|
|
3 |
General |
fobik rahatsızlık |
phobic disorder n.
|
|
4 |
General |
konvülsif rahatsızlık |
convulsive disorder n.
|
|
5 |
General |
duygusal rahatsızlık |
emotional disturbance n.
|
|
6 |
General |
rahatsızlık veren |
disrupter n.
|
|
7 |
General |
rahatsızlık verme |
annoying n.
|
|
8 |
General |
rahatsızlık veren şey |
noiance [obsolete] n.
|
|
9 |
General |
rahatsızlık verme |
noyance [obsolete] n.
|
|
10 |
General |
rahatsızlık nedeni olan şey |
trachle [scottish] n.
|
|
11 |
General |
fiziksel rahatsızlık |
unease n.
|
|
12 |
General |
rahatsızlık verme |
bedevilment n.
|
|
13 |
General |
rahatsızlık sebebi |
mischief n.
|
|
14 |
General |
rahatsızlık veren kimse |
mischief n.
|
|
15 |
General |
zararlı veya rahatsızlık veren özellik |
mischief n.
|
|
16 |
General |
rahatsızlık nedeni |
gall n.
|
|
17 |
General |
ufak rahatsızlık |
hurry [dialect] n.
|
|
18 |
General |
rahatsızlık kaynağı |
offence n.
|
|
19 |
General |
yaygın bir memnuniyetsizlik veya rahatsızlık ifadesi |
rumble n.
|
|
20 |
General |
rahatsızlık sebebi |
disease n.
|
|
21 |
General |
rahatsızlık verici şey |
incommodity n.
|
|
22 |
General |
şişkinliğin eşlik ettiği rahatsızlık |
pooch n.
|
|
23 |
General |
ufak rahatsızlık |
flea bite n.
|
|
24 |
General |
ufak rahatsızlık |
flea-bite n.
|
|
25 |
General |
rahatsızlık vermek |
bother v.
|
|
26 |
General |
rahatsızlık vermek |
put out v.
|
|
27 |
General |
kaba olup çevreye rahatsızlık vermek |
scamble v.
|
|
28 |
General |
rahatsızlık duymak |
feel uncomfortable v.
|
|
29 |
General |
rahatsızlık duymak |
feel discomfort v.
|
|
30 |
General |
rahatsızlık vermek |
disturb v.
|
|
31 |
General |
rahatsızlık duymak |
be troubled with v.
|
|
32 |
General |
rahatsızlık vermek |
annoy v.
|
|
33 |
General |
rahatsızlık vermek |
incommode v.
|
|
34 |
General |
-den rahatsızlık duymak |
be uncomfortable with v.
|
|
35 |
General |
rahatsızlık vermek |
get under one's skin v.
|
|
36 |
General |
rahatsızlık vermek |
unsettle v.
|
|
37 |
General |
rahatsızlık vermek |
chivy up v.
|
|
38 |
General |
rahatsızlık vermek |
trouble v.
|
|
39 |
General |
rahatsızlık vermek |
discommode v.
|
|
40 |
General |
birisine rahatsızlık vermek |
jerk someone over v.
|
|
41 |
General |
birisine rahatsızlık vermek |
jerk over v.
|
|
42 |
General |
birisine rahatsızlık vermek |
jerk someone around v.
|
|
43 |
General |
birisine rahatsızlık vermek |
jerk around v.
|
|
44 |
General |
ciddi bir rahatsızlık geçirmek |
have a serious disorder v.
|
|
45 |
General |
rahatsızlık vermek |
offend v.
|
|
46 |
General |
rahatsızlık vermek |
chevy v.
|
|
47 |
General |
rahatsızlık vermek |
hant [dialect] v.
|
|
48 |
General |
yoksunluk, öz disiplin veya kendi kendine acı veya rahatsızlık vererek zayıflatmak |
mortify v.
|
|
49 |
General |
rahatsızlık vermek |
gnaw v.
|
|
50 |
General |
rahatsızlık verecek şekilde ısıtmak |
parboil v.
|
|
51 |
General |
rahatsızlık vermek |
faze v.
|
|
52 |
General |
iğrenme ve rahatsızlık hissetmek |
scunner [scotland] v.
|
|
53 |
General |
rahatsızlık vermek |
stir v.
|
|
54 |
General |
rahatsızlık vermek |
inconvenience v.
|
|
55 |
General |
rahatsızlık verici |
nettlesome adj.
|
|
56 |
General |
rahatsızlık verici |
unsettling adj.
|
|
57 |
General |
rahatsızlık hissetmeyen |
unvexed adj.
|
|
58 |
General |
rahatsızlık veren |
uncomforting adj.
|
|
59 |
General |
rahatsızlık veren |
exasperative adj.
|
|
60 |
General |
sıcaklığı ile rahatsızlık yaratan |
hot adj.
|
|
61 |
General |
rahatsızlık verici |
hurting adj.
|
|
62 |
General |
rahatsızlık veren |
ructious [dialect] adj.
|
|
63 |
General |
rahatsızlık veren |
diseaseful [obsolete] adj.
|
|
64 |
General |
rahatsızlık verici |
incommodate [obsolete] adj.
|
|
65 |
General |
rahatsızlık verici |
uncanny adj.
|
|
66 |
General |
rahatsızlık vererek |
tauntingly adv.
|
|
67 |
General |
rahatsızlık verecek şekilde |
embarrassingly adv.
|
|
68 |
General |
aldatılma veya rahatsızlık belirten bir ünlem |
chiz interj.
|
|
69 |
General |
rahatsızlık, üzüntü veya acıma belirten bir ünlem |
oy interj.
|
|
70 |
General |
rahatsızlık, üzüntü veya acıma belirten bir ünlem |
oy vey interj.
|
|
Phrasals |
|
71 |
Phrasals |
rahatsızlık yaratmak |
kick up v.
|
|
72 |
Phrasals |
(birine) rahatsızlık vermek |
get to (someone) v.
|
|
73 |
Phrasals |
birine bir şeyle rahatsızlık vermek |
trouble someone with something v.
|
|
74 |
Phrasals |
habersiz rahatsızlık vermek |
land in on v.
|
|
75 |
Phrasals |
(birine) sürekli rahatsızlık vermek |
pinch at (someone) v.
|
|
76 |
Phrasals |
ile sıkıntı/rahatsızlık vermek |
burden with v.
|
|
77 |
Phrasals |
istemeden rahatsızlık vermek |
break in on v.
|
|
78 |
Phrasals |
istemeden rahatsızlık vermek |
break upon v.
|
|
79 |
Phrasals |
(birine biriyle/bir şeyle) ilgili rahatsızlık vermek |
trouble (someone) about (someone or something) v.
|
|
80 |
Phrasals |
ile ilgili rahatsızlık vermek |
trouble about v.
|
|
81 |
Phrasals |
için rahatsızlık vermek |
trouble for v.
|
|
82 |
Phrasals |
(hastalık, rahatsızlık) etkilemeye başlamak |
come on v.
|
|
Colloquial |
|
83 |
Colloquial |
rahatsızlık yaratan tip |
a wet blanket n.
|
|
84 |
Colloquial |
rahatsızlık veren kişi |
(a) drag n.
|
|
85 |
Colloquial |
rahatsızlık veren kimse |
hairball n.
|
|
86 |
Colloquial |
hafif bir hastalık, kırgınlık, rahatsızlık |
touch of something n.
|
|
87 |
Colloquial |
ciddi olmayan bir hastalık, kırgınlık, rahatsızlık |
touch of something n.
|
|
88 |
Colloquial |
hafif rahatsızlık |
pip n.
|
|
89 |
Colloquial |
belirsiz bir rahatsızlık |
pip n.
|
|
90 |
Colloquial |
rahatsızlık veren öğrencilerin normal sınıflarına dönene kadar ders yaptıkları, okuldan ayrı bir yerde bulunan özel birim |
sin bin [uk] n.
|
|
91 |
Colloquial |
(birine bir şey) için rahatsızlık vermek |
trouble (one) for (something) v.
|
|
92 |
Colloquial |
rahatsızlık vermeyi sonlandırmak |
turn it up v.
|
|
93 |
Colloquial |
hoşlanmama, rahatsızlık, tiksinti veya gıcık olmayı belirten ünlem |
ugh interj.
|
|
94 |
Colloquial |
rahatsızlık/sabırsızlık/yorgunluk ünlemi |
phew expr.
|
|
95 |
Colloquial |
rahatsızlık verdiğim için özür dilerim (kinaye) |
excuse me for breathing! expr.
|
|
96 |
Colloquial |
rahatsızlık verdiğim için özür dilerim (kinaye) |
excuse me for living! expr.
|
|
97 |
Colloquial |
rahatsızlık verdiğim için özür dilerim (kinaye) |
(well,) pardon me for existing! expr.
|
|
Idioms |
|
98 |
Idioms |
bir sorunun birinde utanç, rahatsızlık veya kızgınlık uyandırıp uyandırmadığına dair varsayımsal bir test |
red-face test n.
|
|
99 |
Idioms |
(bir şey) nedeniyle (birine) sıkıntı vermek/rahatsızlık vermek |
burden someone or something with someone or something v.
|
|
100 |
Idioms |
birine rahatsızlık vermek |
pee in someone's corn flakes v.
|
|
101 |
Idioms |
birine rahatsızlık vermek |
piss in someone's cornflakes v.
|
|
102 |
Idioms |
birine aşırı rahatsızlık vermek |
badger someone to death v.
|
|
103 |
Idioms |
birisine rahatsızlık vermek |
jerk someone around v.
|
|
104 |
Idioms |
birine rahatsızlık vermek |
rake on someone v.
|
|
105 |
Idioms |
birine rahatsızlık vermek |
give someone a hard time v.
|
|
106 |
Idioms |
birine rahatsızlık vermek |
rag on someone v.
|
|
107 |
Idioms |
birisine rahatsızlık vermek |
give someone a pain v.
|
|
108 |
Idioms |
birisine rahatsızlık vermek |
make someone's gorge rise v.
|
|
109 |
Idioms |
birine rahatsızlık vermek |
get on somebody's wick v.
|
|
110 |
Idioms |
birisine rahatsızlık vermek |
jack someone around v.
|
|
111 |
Idioms |
birine rahatsızlık vermek |
get on somebody's tits v.
|
|
112 |
Idioms |
görünüşte rahatsızlık hissetmek |
green about the gills v.
|
|
113 |
Idioms |
rahatsızlık yaratmak |
kick up a fuss v.
|
|
114 |
Idioms |
rahatsızlık vermek |
get under (one's) skin v.
|
|
115 |
Idioms |
rahatsızlık yaratmak |
kick up a row v.
|
|
116 |
Idioms |
rahatsızlık yaratmak |
kick up a storm v.
|
|
117 |
Idioms |
rahatsızlık vermek |
get someone's goat v.
|
|
118 |
Idioms |
yükseklikten rahatsızlık duymamak |
have a head for heights v.
|
|
119 |
Idioms |
yükseklikten rahatsızlık duymamak |
have a (good) head for heights v.
|
|
120 |
Idioms |
(birinin) rahatsızlık duymasını sağlamak |
make things hot for (one) v.
|
|
121 |
Idioms |
artık (birine) rahatsızlık vermemek |
be out of (one's) hair v.
|
|
122 |
Idioms |
birine/bir şeye aşırı rahatsızlık vermek |
badger someone or something to death v.
|
|
123 |
Idioms |
(birine) rahatsızlık vermek |
give (one) a pain v.
|
|
124 |
Idioms |
rahatsızlık vermek |
give a hard time v.
|
|
125 |
Idioms |
rahatsızlık vermek |
give a pain v.
|
|
126 |
Idioms |
rahatsızlık vermek |
make gorge rise v.
|
|
127 |
Idioms |
'-in rahatsızlık duymasını sağlamak |
make it hot for v.
|
|
128 |
Idioms |
birinin rahatsızlık duymasını sağlamak |
make it hot for somebody v.
|
|
129 |
Idioms |
(birinin) rahatsızlık duymasını sağlamak |
make it warm for (one) v.
|
|
130 |
Idioms |
(birinin) rahatsızlık duymasını sağlamak |
make things warm for (one) v.
|
|
131 |
Idioms |
rahatsızlık vermeyecek/güçlük çıkarmayacak şekilde |
out of (one's) road expr.
|
|
132 |
Idioms |
rahatsızlık verici |
under one's skin expr.
|
|
133 |
Idioms |
rahatsızlık verici |
under the skin expr.
|
|
134 |
Idioms |
rahatsızlık verdiğim için üzgünüm |
sorry for being a wet blanket [cliché] expr.
|
|
135 |
Idioms |
rahatsızlık verdiğim için üzgünüm |
sorry to be a wet blanket [cliché] expr.
|
|
Speaking |
|
136 |
Speaking |
rahatsızlık veriyorsun |
you are being a nuisance expr.
|
|
Trade/Economic |
|
137 |
Trade/Economic |
iş kazası veya iş kaynaklı rahatsızlık nedeniyle verilen ücretli izin |
workers' compensation leave n.
|
|
138 |
Trade/Economic |
parasal rahatsızlık |
monetary disturbance n.
|
|
139 |
Trade/Economic |
(rakibe) rahatsızlık verme gücü |
nuisance value n.
|
|
Law |
|
140 |
Law |
topluma rahatsızlık veren kimse |
nuisancer [obsolete] n.
|
|
141 |
Law |
giderilebilir rahatsızlık |
abatable nuisance n.
|
|
142 |
Law |
gürültü vb gibi nedenlerle komşulara verilen rahatsızlık |
private nuisance n.
|
|
143 |
Law |
sadece belirli kişilere verilen rahatsızlık |
private nuisance n.
|
|
Technical |
|
144 |
Technical |
hava yüksek rakımlarda uçarken oluşan bir rahatsızlık |
air embolism n.
|
|
145 |
Technical |
hava yüksek rakımlarda uçarken oluşan bir rahatsızlık |
aeroembolism n.
|
|
146 |
Technical |
rahatsızlık şiddeti |
disturbance power n.
|
|
Aeronautic |
|
147 |
Aeronautic |
uçakla seyahat ederken zaman dilimlerinin geçilmesi halinde ortaya çıkan ve vücudun gece gündüz ritminin bozulmasına yol açan bir fiziksel rahatsızlık |
jetlag n.
|
|
Medical |
|
148 |
Medical |
dalgınlık hali veya sersemlikten kaynaklanan bir rahatsızlık |
nervous fever n.
|
|
149 |
Medical |
abdominal rahatsızlık hissi |
abdominal discomfort n.
|
|
150 |
Medical |
ani rahatsızlık |
sudden illness n.
|
|
151 |
Medical |
ara sıra ortaya çıkan bir rahatsızlık |
occasional annoyance n.
|
|
152 |
Medical |
aşırı derecede evden kacma isteginden kaynaklanan rahatsızlık |
drapetomania n.
|
|
153 |
Medical |
aşırı kullanma sonucu kas veya bir organda meydana gelen rahatsızlık |
repetitive strain disorder n.
|
|
154 |
Medical |
aşırı kullanma sonucu kas veya bir organda meydana gelen rahatsızlık |
repetitive strain injury n.
|
|
155 |
Medical |
atmosfer basıncı değişikliğinden kaynaklanan rahatsızlık |
barotrauma n.
|
|
156 |
Medical |
belirgin rahatsızlık |
noticeable discomfort n.
|
|
157 |
Medical |
belirgin rahatsızlık |
apparent discomfort n.
|
|
158 |
Medical |
bipolar rahatsızlık |
bipolar disorder n.
|
|
159 |
Medical |
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık |
hyperkulturemia n.
|
|
160 |
Medical |
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık |
stendhal syndrome n.
|
|
161 |
Medical |
ciddi rahatsızlık |
serious health impairment n.
|
|
162 |
Medical |
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık |
stendhal's syndrome n.
|
|
163 |
Medical |
ciddi rahatsızlık |
serious ailment n.
|
|
164 |
Medical |
ciddi rahatsızlık |
serious health problem n.
|
|
165 |
Medical |
çok güzel sanat eserleriyle veya doğal güzelliklerle yoğun bir şekilde karşılaşıldığında (kalp çarpıntısı veya baş dönmesi gibi durumlar ile) duyulan psikosomatik rahatsızlık |
florence syndrome n.
|
|
166 |
Medical |
duyusal rahatsızlık |
sensory disorder n.
|
|
167 |
Medical |
epigastrik rahatsızlık |
epigastric discomfort n.
|
|
168 |
Medical |
epigastrium'da hissedilen rahatsızlık |
epigastric discomfort n.
|
|
169 |
Medical |
gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen hipertansiyon ve proteinüri ile kendisini gösteren rahatsızlık |
preeclampsia n.
|
|
170 |
Medical |
gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen hipertansiyon ve proteinüri ile kendisini gösteren rahatsızlık |
pre-eclampsia n.
|
|
171 |
Medical |
fiziksel rahatsızlık/bozukluk |
physical impairment n.
|
|
172 |
Medical |
fiziksel rahatsızlık |
physical ailment n.
|
|
173 |
Medical |
göz kuruluğundan kaynaklanan bir rahatsızlık |
xerophthalmic n.
|
|
174 |
Medical |
gıda kaynaklı rahatsızlık |
foodborne illness n.
|
|
175 |
Medical |
gıda kaynaklı rahatsızlık |
foodborne disease n.
|
|
176 |
Medical |
karnın üst bölümünde ağrı veya rahatsızlık hissi |
pain or discomfort in the upper abdomen n.
|
|
177 |
Medical |
kardiyovasküler rahatsızlık |
cardiovascular disease n.
|
|
178 |
Medical |
kortikosteroid hormonların aşırı salgılanmasıyla ortaya çıkan rahatsızlık |
hyperadrenocorticism n.
|
|
179 |
Medical |
kortikosteroid hormonların aşırı salgılanmasıyla ortaya çıkan rahatsızlık |
cushing's syndrome n.
|
|
180 |
Medical |
kolondaki divertiküllerin zayıf noktalara doğru dışa baskı yapmasından kaynaklanan rahatsızlık |
diverticulosis n.
|
|
181 |
Medical |
nörolojik rahatsızlık |
neurologic disorder n.
|
|
182 |
Medical |
nedeni bilinmeyen rahatsızlık |
disorder with an unknown origin n.
|
|
183 |
Medical |
olağan dışı miktarlarda yemek tüketimi ve bilinçli dışa atım yöntemlerini içeren bir rahatsızlık |
bulimia n.
|
|
184 |
Medical |
otoimmün rahatsızlık |
autoimmune disease n.
|
|
185 |
Medical |
persistan veya rekürren ağrı veya rahatsızlık hissi |
persistent or recurrent pain or discomfort n.
|
|
186 |
Medical |
somatoform rahatsızlık |
somatoform disorder n.
|
|
187 |
Medical |
sakat bırakıcı rahatsızlık |
debilitating disorder n.
|
|
188 |
Medical |
rahatsızlık öncesi bilişsel yetiler |
premorbid cognitive abilities n.
|
|
189 |
Medical |
psikojen rahatsızlık |
psychogenic disorder n.
|
|
190 |
Medical |
sinir hasarı sonrası oluşan rahatsızlık |
beriberi n.
|
|
191 |
Medical |
sinir bozukluğuna bağlı meydana gelen müzmin ve kaşıntılı rahatsızlık |
neurodermatitis n.
|
|
192 |
Medical |
seyrek rahatsızlık |
rare disorder n.
|
|
193 |
Medical |
şizoid rahatsızlık |
schizoid disorder n.
|
|
194 |
Medical |
stresden kaynaklanan rahatsızlık |
stress disorder n.
|
|
195 |
Medical |
travmatik rahatsızlık |
acute traumatic disorder n.
|
|
196 |
Medical |
tedavi edilebilir rahatsızlık |
treatable disorder n.
|
|
197 |
Medical |
topuk altındaki fasya bağ dokusunun zedelenmesi sonrası şiddetli topuk ağrıları ile karakterize bir rahatsızlık |
plantar fasciitis n.
|
|
198 |
Medical |
uzun süre hastanede tedavi görülmesi sonrası ortaya çıkan psikolojik rahatsızlık (genellikle çocuklarda görülür) |
hospitalism n.
|
|
199 |
Medical |
uzun mesafeli uçak seyahatinden sonra rahatsızlık hisseden kimse |
jet-lagged n.
|
|
200 |
Medical |
vücudun fazla miktarda demir emmesi sonucu oluşan bir rahatsızlık |
iron-storage disease n.
|
|
201 |
Medical |
vücudun fazla miktarda demir emmesi sonucu oluşan bir rahatsızlık |
bronzed diabetes n.
|
|
202 |
Medical |
vücudun fazla miktarda demir emmesi sonucu oluşan bir rahatsızlık |
hemochromatosis n.
|
|
203 |
Medical |
vücudun fazla miktarda demir emmesi sonucu oluşan bir rahatsızlık |
iron overload n.
|
|
204 |
Medical |
aşırı aktivite ile karakterize bir rahatsızlık |
hyperthymia n.
|
|
205 |
Medical |
hafif rahatsızlık |
minor ailment n.
|
|
206 |
Medical |
tozun yol açtığı rahatsızlık |
coniosis n.
|
|
207 |
Medical |
aşırı yeme-içmeden kaynaklanan rahatsızlık |
crapula n.
|
|
208 |
Medical |
bedensel rahatsızlık |
fantod n.
|
|
209 |
Medical |
hastalıktan kurtulan polio hastalarını etkileyen bir rahatsızlık |
post-polio syndrome n.
|
|
210 |
Medical |
kansere dönüşme ihtimali bulunan rahatsızlık |
precancer n.
|
|
211 |
Medical |
arteriyel kan basıncının hipertansiyon değeri altında normalin üzerine yükseldiği bir rahatsızlık |
prehypertension n.
|
|
212 |
Medical |
nedeni açıklanamayan fiziksel semptomlar yaratan bir grup psikiyatrik rahatsızlık |
somatic symptom disorder n.
|
|
213 |
Medical |
(göz) sklera ve korneanın iltihaplanma sebebiyle dışa çıkıntı yaptığı bir rahatsızlık |
staphyloma n.
|
|
214 |
Medical |
noktalı görünüm ile karakterize bir rahatsızlık |
stippling n.
|
|
215 |
Medical |
uzun mesafeli uçak seyahatinden sonra rahatsızlık hisseden |
jetlagged adj.
|
|
Psychology |
|
216 |
Psychology |
kişiyi yorgun ve elden ayaktan düşüren bir duygusal rahatsızlık |
nervous exhaustion n.
|
|
217 |
Psychology |
akut paranoid rahatsızlık |
acute paranoid disorder n.
|
|
218 |
Psychology |
akut travmatik rahatsızlık |
acute traumatic disorder n.
|
|
219 |
Psychology |
anlamsal pragmatik rahatsızlık |
semantic pragmatic disorder n.
|
|
220 |
Psychology |
birincil rahatsızlık |
primary disorder n.
|
|
221 |
Psychology |
ciddi duygusal rahatsızlık |
serious emotional disturbance n.
|
|
222 |
Psychology |
çift kutuplu rahatsızlık |
bipolar disorder n.
|
|
223 |
Psychology |
çocukluktaki veya ergenlikteki şizoid rahatsızlık |
schizoid disorder of childhood or adolescence n.
|
|
224 |
Psychology |
duygusal rahatsızlık |
affective disorder n.
|
|
225 |
Psychology |
distiymik rahatsızlık |
dysthymic disorder n.
|
|
226 |
Psychology |
işlevsel rahatsızlık |
functional disorder n.
|
|
227 |
Psychology |
kuruntulu rahatsızlık |
delusional disorder n.
|
|
228 |
Psychology |
manik-depresif rahatsızlık |
manic-depressive disorder n.
|
|
229 |
Psychology |
majör depresif rahatsızlık |
major depressive disorder n.
|
|
230 |
Psychology |
mevsime bağlı duygusal rahatsızlık |
seasonal affective disorder n.
|
|
231 |
Psychology |
nevrotik rahatsızlık |
neurotic disorder n.
|
|
232 |
Psychology |
özgül gelişimsel rahatsızlık |
specific developmental disorder n.
|
|
233 |
Psychology |
pek çok sistemi etkileyen enflamatuvar rahatsızlık |
multisystem involving inflammatory disorde n.
|
|
234 |
Psychology |
paranoid rahatsızlık |
paranoid disorder n.
|
|
235 |
Psychology |
paylaşılan paranoid rahatsızlık |
shared paranoid disorder n.
|
|
236 |
Psychology |
saplantılı-zorlanımlı rahatsızlık |
obsessive-compulsive disorder n.
|
|
237 |
Psychology |
salınımlı rahatsızlık |
cyclothymic disorder n.
|
|
238 |
Psychology |
somatoform rahatsızlık |
somatoform disorder n.
|
|
239 |
Psychology |
şizoafektif rahatsızlık |
schizoaffective disorder n.
|
|
240 |
Psychology |
şizofreniform rahatsızlık |
schizophreniform disorder n.
|
|
241 |
Psychology |
tanısız ruhsal rahatsızlık |
unspecified mental disorder n.
|
|
242 |
Psychology |
bipolar rahatsızlık |
manic depression n.
|
|
243 |
Psychology |
çift kutuplu rahatsızlık |
manic depression n.
|
|
244 |
Psychology |
bipolar rahatsızlık |
manic depressive illness n.
|
|
245 |
Psychology |
çift kutuplu rahatsızlık |
manic depressive illness n.
|
|
246 |
Psychology |
tüm dikkatin tek nesne veya fikre yoğunlaştığı rahatsızlık |
hyperprosexia n.
|
|
247 |
Psychology |
belirlenemeyen hastalık semptomlarının eşlik ettiği depresyon ve hayali hastalık evhamı ile karakterize bir rahatsızlık |
hypochondriacism n.
|
|
248 |
Psychology |
çocuklukta ortaya çıkıp dil becerisi gibi psikolojik işlevlerin gelişiminde yavaşlama ile karakterize olan rahatsızlık |
developmental disorder n.
|
|
249 |
Psychology |
bilinç, kimlik veya motor hareketlerinde gerçekleşen ani değişim ile karakterize zihinsel bir rahatsızlık |
dissociative disorder n.
|
|
250 |
Psychology |
bedensel rahatsızlık |
fantods n.
|
|
251 |
Psychology |
rahatsızlık yaşıyor gibi yapmak |
simulation n.
|
|
252 |
Psychology |
(psikiyatrik rahatsızlık belirtisi olarak) aynı şeyi sürekli tekrar etmek |
verbigerate v.
|
|
253 |
Psychology |
(acı veya rahatsızlık veren anıları) otomatik olarak veya farkında olmadan bilinçli zihnin dışına itmek |
repress v.
|
|
Mental Health |
|
254 |
Mental Health |
zihinsel rahatsızlık nedeniyle konuşma ve muhakeme becerisinin zayıflaması |
dyslogia n.
|
|
255 |
Mental Health |
zihinsel rahatsızlık nedeniyle konuşma ve muhakeme becerisinin zayıflaması |
dyslogy n.
|
|
Pathology |
|
256 |
Pathology |
aşırı apsent içmekten doğan bir tür rahatsızlık |
absinthism n.
|
|
257 |
Pathology |
vertigo, kulak ağrısı, yüz felci ve bazen işitme kaybı ile kendini gösteren, herpes virüsünün neden olduğu enfeksiyondan kaynaklanan rahatsızlık |
ramsay hunt syndrome n.
|
|
258 |
Pathology |
akciğer kanserine yakalananlarda kalça ve uyluk kaslarında zayıflık ve ağrıyan sırt ile kendini gösteren bir rahatsızlık |
lambert-eaton syndrome n.
|
|
259 |
Pathology |
gözleri etkileyen bir alerjik rahatsızlık |
vernal conjunctivitis n.
|
|
260 |
Pathology |
virüsten kaynaklanan rahatsızlık veya hastalık |
virus n.
|
|
261 |
Pathology |
kan damarlarının kasılması sonucunda parmağın beyaz renge dönmesine neden olan bir rahatsızlık |
white finger n.
|
|
262 |
Pathology |
parazitik kurtların genellikle bağırsaklarda neden olduğu rahatsızlık |
worms n.
|
|
263 |
Pathology |
karaciğer iltihaplanması ile karakterize bir rahatsızlık |
hepatitis n.
|
|
264 |
Pathology |
hastanın cildinde sürünme, ısırma ve batma hissi yaşadığı bir rahatsızlık |
morgellons n.
|
|
265 |
Pathology |
aşırı kullanma sonucu kas veya organda meydana gelen rahatsızlık |
repetetive strain injury n.
|
|
266 |
Pathology |
dirsek, kalça ve diz eklemleri başta olmak üzere eklemleri etkileyen ağrılı ve hareketi kısıtlayıcı bir rahatsızlık |
chondromatosis n.
|
|
267 |
Pathology |
koroidin şişerek ağrıya yol açtığı bir rahatsızlık |
choroiditis n.
|
|
268 |
Pathology |
doğumdan sonra lensin opaklaştığı bir rahatsızlık |
congenital cataract n.
|
|
269 |
Pathology |
tiroid bezinin yeterince çalışmaması sonucu ortaya çıkan bir rahatsızlık |
congenital myxedema n.
|
|
270 |
Pathology |
hipofiz bezi tümörünün aşırı acth hormonu salgılamasıyla ortaya çıkan bir rahatsızlık |
cushing disease n.
|
|
271 |
Pathology |
hipofiz bezi tümörünün aşırı acth hormonu salgılamasıyla ortaya çıkan bir rahatsızlık |
cushing's disease n.
|
|
272 |
Pathology |
derinin mavi-mor renk aldığı bir rahatsızlık |
cyanose n.
|
|
273 |
Pathology |
derinin mavi-mor renk aldığı bir rahatsızlık |
cyanosite n.
|
|
274 |
Pathology |
nedeni bilinmeyen rahatsızlık |
income [dialect] [uk/scotland] n.
|
|
275 |
Pathology |
çok sayıda papillom ile karakterize bir rahatsızlık |
papillomatosis n.
|
|
276 |
Pathology |
fetüste anormal kalp ritmiyle tespit edilen rahatsızlık hali |
fetal distress n.
|
|
277 |
Pathology |
fetüste anormal kalp ritmiyle tespit edilen rahatsızlık hali |
foetal distress n.
|
|
278 |
Pathology |
çocuk ve hayvanlarda karın şişkinliğine sebep olan bir rahatsızlık |
potbelly n.
|
|
279 |
Pathology |
iç organların ters tarafta olduğu doğumsal bir rahatsızlık |
situs inversus n.
|
|
280 |
Pathology |
derinin mavi-mor renk aldığı bir rahatsızlık ile ilgili |
cyanosed adj.
|
|
281 |
Pathology |
(hastalık, rahatsızlık) sigaraya bağlı gelişen |
smoking-related adj.
|
|
Pharmaceutics |
|
282 |
Pharmaceutics |
(ağız kuruluğu, sedasyon, gastrointestinal rahatsızlık) birçok yan etkisi bulunan bir trisiklik antidepresan |
doxepin n.
|
|
283 |
Pharmaceutics |
(ağız kuruluğu, sedasyon, gastrointestinal rahatsızlık) birçok yan etkisi bulunan bir trisiklik antidepresan |
doxepin hydrochloride n.
|
|
284 |
Pharmaceutics |
(ağız kuruluğu, sedasyon, gastrointestinal rahatsızlık) birçok yan etkisi bulunan bir trisiklik antidepresan |
sinequan® n.
|
|
Veterinary |
|
285 |
Veterinary |
atların göğüs ve bacaklarında görülen romatizmal bir rahatsızlık |
chest founder n.
|
|
286 |
Veterinary |
koyunlarda mineral eksikliği nedeniyle oluşan rahatsızlık |
heft [ireland] n.
|
|
287 |
Veterinary |
atta rahatsızlık oluşturan gürültülü solunum |
roaring n.
|
|
288 |
Veterinary |
(evcil hayvanlarda) içi boş organlarda psödomembranöz çökeltiler oluşturan iltihaplı rahatsızlık |
croup n.
|
|
289 |
Veterinary |
(yaşlı at ve köpeklerde) göğüs ve bacaklarda görülen ağrılı bir rahatsızlık |
founder n.
|
|
290 |
Veterinary |
atlarda kaşıntılı lezyonlar oluşturan bir rahatsızlık |
summer sores n.
|
|
Education |
|
291 |
Education |
akademik rahatsızlık |
academic disorder n.
|
|
Meteorology |
|
292 |
Meteorology |
sıcaklığı ve nemin birlikte etkisi sebebiyle hissedilen rahatsızlık miktarı |
humiture n.
|
|
Military |
|
293 |
Military |
kişinin etrafındakilerle iletişim kurmasını engelleyecek derecede ciddi rahatsızlık |
incapacitating illness or injury n.
|
|
Archaic |
|
294 |
Archaic |
karşılıklı rahatsızlık duyma |
disgust n.
|
|
295 |
Archaic |
rahatsızlık veren şey |
disgust n.
|
|
Slang |
|
296 |
Slang |
gereksiz ve çevresine rahatsızlık veren tip |
dickweed n.
|
|
297 |
Slang |
rahatsızlık verici kişi |
schmoe n.
|
|
298 |
Slang |
birine cinsel içerikli/rahatsızlık verici mesajlar göndererek yapılan taciz |
textual harassment n.
|
|
299 |
Slang |
birine rahatsızlık vermek |
rip on someone v.
|
|
300 |
Slang |
birine rahatsızlık vermek |
screw someone over v.
|
|
301 |
Slang |
birine rahatsızlık/sıkıntı vermek |
kick-ass on someone v.
|
|
302 |
Slang |
birini cinsel içerikli/rahatsızlık verici mesajlar göndererek taciz etmek |
textually harass v.
|
|
303 |
Slang |
üzüntü, kızgınlık ya da rahatsızlık belirtirken kullanılan vurgulayıcı ifade |
bloody well expr.
|
|
British Slang |
|
304 |
British Slang |
ciddi rahatsızlık |
packet n.
|
|
305 |
British Slang |
rahatsızlık vermek |
give gyp v.
|
|
306 |
British Slang |
rahatsızlık vermek |
mither v.
|
|
Modern Slang |
|
307 |
Modern Slang |
rahatsızlık veren kimse |
a pill n.
|
|
308 |
Modern Slang |
gerçek yaşı söylendiğinde rahatsızlık duyma |
age dysphoria n.
|
|