rakipsiz - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

rakipsiz



Bedeutungen von dem Begriff "rakipsiz" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 34 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
rakipsiz unrivalled adj.
rakipsiz unrivaled adj.
General
rakipsiz matchless adj.
rakipsiz unopposed adj.
rakipsiz peerless adj.
rakipsiz unique adj.
rakipsiz without an opponent adj.
rakipsiz preeminent adj.
rakipsiz unrivaled adj.
rakipsiz unrivalled adj.
rakipsiz unmatchable adj.
rakipsiz nonpareil adj.
rakipsiz one(a) adj.
rakipsiz one and only(a) adj.
rakipsiz unmatched adj.
rakipsiz pre-eminent adj.
rakipsiz unbeatable adj.
rakipsiz alone adj.
rakipsiz unbetterable adj.
rakipsiz unbettered adj.
rakipsiz unequaled adj.
rakipsiz unparagoned adj.
rakipsiz hors concours adj.
rakipsiz rivalless adj.
rakipsiz fellowless adj.
rakipsiz star adj.
rakipsiz hors concours adv.
Colloquial
rakipsiz in the front rank expr.
rakipsiz second to none expr.
Idioms
rakipsiz the only show in town n.
rakipsiz bar none expr.
rakipsiz beyond compare expr.
Trade/Economic
rakipsiz unrivaled adj.
rakipsiz unrivalled adj.

Bedeutungen, die der Begriff "rakipsiz" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 18 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
rakipsiz şey sugarplum n.
rakipsiz olmak be unrivaled v.
rakipsiz olmak be unrivalled v.
rakipsiz bir biçimde preeminently adv.
rakipsiz bir biçimde pre-eminently adv.
rakipsiz bir biçimde paravant [obsolete] adv.
Colloquial
al, büyüt, rakipsiz ol eee (embrace, extend, and extinguish) expr.
al, büyüt, rakipsiz ol embrace, extend, and extinguish expr.
Idioms
(her hangi bir alanda) rakipsiz the only game in town n.
bir şey piyasasında tek/rakipsiz olmak corner the market on something v.
bir şey piyasasında tek/rakipsiz olmak corner the something market v.
rakipsiz olmak be second to none v.
(bir şey) piyasasında tek/rakipsiz olmak corner the market (in something) v.
(bir şey) piyasasında tek/rakipsiz olmak corner the market on v.
Trade/Economic
rakipsiz fiyat unbeatable price n.
tüketimde rakipsiz olma ve dışarda tutulabilme özelliklerine sahip orta malları club goods n.
rakipsiz ürün public good n.
Sport
(rakipsiz şekilde) kürek çekme yarışını kazanma rowover n.