Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | regain n. | geri kazanmak | ||
Yesterday, my aunt regained her sight. Dün, teyzem görme yetisini geri kazandı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | regain v. | tekrar kavuşmak | ||
She regained consciousness in the hospital. O, hastanede bilincine tekrar kavuştu. More Sentences |
||||
General | regain v. | kavuşmak | ||
I hope your mother will regain her health soon. Umarım annen yakında sağlığına kavuşur. More Sentences |
||||
General | regain v. | yeniden kazanmak | ||
We must regain consumer confidence by producing a policy that will embrace all aspects. Tüm yönleri kucaklayacak bir politika üreterek tüketicinin güvenini yeniden kazanmalıyız. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | regain v. | yeniden kazanmak | ||
How can consumer confidence in products from this area be regained? Bu alandaki ürünlere yönelik tüketici güveni nasıl yeniden kazanılabilir? More Sentences |
||||
General | ||||
General | regain n. | yeniden kazanılan şey | ||
General | regain n. | yeniden kazanma | ||
General | regain v. | tekrar ele geçirmek | ||
General | regain v. | geri dönmek | ||
General | regain v. | yeniden elde etmek | ||
General | regain v. | geri kazandırmak | ||
General | regain v. | tekrar ulaşmak | ||
General | regain v. | yeniden varmak | ||
Textile | ||||
Textile | regain n. | tekstil malzemesinin standart atmosferde emdiği nem miktarının kuru ağırlığa olan yüzdesi |