Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | sınır tanımamak | know no bounds v. | ||
This ensures maximum flexibility and efficiency in our shared struggle against crime, which knows no boundaries. Bu da sınır tanımayan suça karşı ortak mücadelemizde azami esneklik ve etkinlik sağlamaktadır. More Sentences |
||||
General | sınır tanımamak | know no limit v. | ||
Human stupidity knows no limits. İnsan aptallığı sınır tanımaz. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Colloquial | sınır tanımamak | know no bounds v. | ||
Does your shame know no bounds? Utancın sınır tanımıyor mu? More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | sınır tanımamak | know no bounds v. | ||
Stupidity knows no bounds. Aptallık hiçbir sınır tanımaz. More Sentences |
||||
General | ||||
General | sınır tanımamak | cut across all boundaries v. | ||
General | sınır tanımamak | know no limits v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | eğlencede sınır tanımamak | know no bounds v. |
Idioms | ||
Idioms | (bir şey yaparken) sınır tanımamak | be not above (doing something) v. |
Idioms | bir şey yaparken sınır tanımamak | not be above doing something v. |