saplantılı - Türkisch Englisch Wörterbuch

saplantılı

Bedeutungen von dem Begriff "saplantılı" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 7 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
saplantılı obsessive adj.
The obsessive desire of wealth has been one of the great destructive forces of human history.
Saplantılı servet arzusu, insanlık tarihinin büyük yıkıcı güçlerinden biri olmuştur.

More Sentences
saplantılı obsessed adj.
Sami is so obsessed with Japanese culture.
Sami, Japon kültürü konusunda çok saplantılı.

More Sentences
Psychology
saplantılı obsessive adj.
Do people ever accuse you of being obsessive?
İnsanlar sizi hiç saplantılı olmakla suçluyor mu?

More Sentences
General
saplantılı obsessional adj.
saplantılı all-consuming adj.
Colloquial
saplantılı hang up adj.
Psychology
saplantılı fixated adj.

Bedeutungen, die der Begriff "saplantılı" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 35 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
saplantılı kimse crank n.
kızlardan kurulu pop gruplarına saplantılı biçimde hayran olan kimse girl-band geek n.
saplantılı meslek aşkı careerism n.
bir konu üzerinde saplantılı kimse monomaniac n.
saplantılı kimse fanatic n.
bir davaya veya fikre diğer kaygıları bir kenara itecek derecede saplantılı kimse monomaniacal adj.
saplantılı bir şekilde monomaniacally adv.
saplantılı bir şekilde obsessionally adv.
saplantılı bir şekilde obsessively adv.
Phrasals
(birine/bir şeye) saplantılı hung up (on someone or something) adj.
Colloquial
saplantılı düşünce tin hat n.
bilim, teknik, bilgisayar ve edebiyat gibi konular üzerinde saplantılı derecesinde bilgili kişilerin oluşturduğu alt kültür geek n.
Medical
saplantılı şekilde burnuyla oynama rhinotillexomania n.
saplantılı şekilde burnunu karıştırma rhinotillexomania n.
Psychology
saplantılı aşk limerence n.
türkiye ve türklere karşı saplantılı olma turkomania n.
saplantılı-zorlanımlı rahatsızlık obsessive-compulsive disorder n.
saplantılı-zorlanımlı kişilik obsessive-compulsive personality n.
saplantılı-zorlantılı kişi obsessive-compulsive person n.
saplantılı düşünce obsessive thought n.
saplantılı kişilik obsessional character n.
saplantılı bağlanma preoccupied attachment n.
saplantılı düşüncelere dalma obsessional brooding n.
bir konuya saplantılı kimse monomaniac n.
saplantılı kimse obsessive n.
aşırı saplantılı olma obsessiveness n.
aşırı saplantılı olma obsessivity n.
teknolojiye saplantılı derecede meraklı technophilic adj.
Literature
dante ve eserlerine saplantılı olma dantomania n.
Archaic
bir konuya saplantılı kimse monomane n.
Slang
teknolojiye olan saplantılı merak technomania n.
teknolojiye saplantılı derecede meraklı kimse technomaniac n.
saplantılı merak trip n.
bilim, teknik, bilgisayar, edebiyat gibi bir veya birden fazla konu üzerinde bilgili ve aşırı saplantılı olan, zeki, kültürlü, yetenekli ve entelektüel özelliklere sahip sıradışı veya tuhaf kişi geek n.
bilim, teknik, bilgisayar, edebiyat gibi bir veya birden fazla konu üzerinde bilgili ve aşırı saplantılı olan, zeki, kültürlü, yetenekli ve entelektüel özelliklere sahip sıradışı veya tuhaf kişi geke n.