saray - Türkisch Englisch Wörterbuch

saray

Bedeutungen von dem Begriff "saray" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 5 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
saray palace n.
In December, you have the king's permission to use his palace.
Aralık ayında, kralın sarayını kullanmak için izniniz var.

More Sentences
General
saray court n.
He had great influence in the imperial court.
İmparatorluk sarayında büyük etkisi vardı.

More Sentences
saray seraglio n.
saray serai n.
Politics
saray chamber n.

Bedeutungen, die der Begriff "saray" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 82 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
beyaz saray the white house n.
Doctors were called to the White House.
Doktorlar Beyaz Saray'a çağırıldılar.

More Sentences
saray mensubu courtier n.
The courtier was enjoying great royal favor.
Saray mensubu kraliyetin büyük teveccühüne mazhar oluyordu.

More Sentences
saray soytarısı court jester n.
I would remind you that the role of court jester is an essential one.
Saray soytarısı rolünün önemli bir rol olduğunu hatırlatmak isterim.

More Sentences
Politics
oval ofis (amerika birleşik devletleri başkanları'nın resmi makamıdır ve beyaz saray'da yer alır) oval office n.
The oval office is in the White House.
Oval ofis Beyaz Saray'da.

More Sentences
General
billur saray crystal palace n.
avrupa sarayları ve saray efradı courts and courtiers n.
saray kabini court cabin n.
saray dansı minuet n.
saray aşkı courtly love n.
saray şairi laureate n.
edebiyatta saray aşkı courtly love in literature n.
saray veya otelde devlete ait oda stateroom n.
saray gibi olma palatialness n.
saray soytarısı court fool n.
saray arabası palace car n.
saray toplumu courtly society n.
saray adamı courtier n.
bir ispanyol saray dansı sarabande n.
saray çalışanı yeoman n.
beyaz saray white house n.
saray halkı court n.
saray soytarısının sopası bauble n.
saray bosna sarajevo n.
beyaz saray sözcüsü white house spokesperson n.
beyaz saray sözcüsü white house spokesman/spokeswoman n.
saray avlusu base-court n.
saray nazırı chamberlain n.
saray müzisyeni court musician n.
saray yavrusu palatial n.
saray şairi poet laureate n.
saray soytarısı court joker n.
sırça saray glass house/palace n.
saray kıyafeti court dress n.
saray mücevherleri crown jewels n.
beyaz saray'ın adresi 1600 pennsylvania avenue n.
saray şairliği laureateship n.
ikindi vaktinde sadece erkeklerin katıldığı saray kabul merasimi levee [uk] n.
yargı hakkına sahip saray mensubu marshall n.
beyaz saray'ı ziyaret etmek visit the white house v.
saray gibi palatial adj.
saray çalışanlarını içeren yeoman adj.
saray çalışanına özgü yeoman adj.
saray çalışanına yakışan yeoman adj.
Phrases
saray aşkı amour courtois [french] n.
Idioms
beyaz saray 1600 pennsylvania avenue n.
saray politikası palace politics n.
Law
yargı hakkına sahip saray mensubu knight marshal n.
Politics
beyaz saray white house n.
hükümdarın saray için gerekli olan malzemeleri normal tarifeden daha düşük fiyata alma imtiyazı purveyance n.
beyaz saray koronavirüs görev gücü white house coronavirus task force n.
saray nazırı yardımcısı vice chamberlain n.
saray nazırı vekili vice chamberlain n.
beyaz saray'a ait white house adj.
beyaz saray ile ilgili white house adj.
Architecture
mağribilerin ispanya'da inşa ettikleri saray ve kalelere verilen isim alkazar n.
saray külliyesi palace complex n.
(ortaçağ'da) saray, kale veya malikanenin ana odası great hall n.
Gastronomy
saray usulü court style n.
saray mutfağı court kitchen n.
Botanic
saray patı aster n.
saray patı callistephus n.
History
mağribilerin ispanya'da inşa ettikleri saray/kalelere verilen ad alcazar n.
catherine de medicis için inşa edilmiş saray ve kraliyet konutu tuileries n.
catherine de medicis için inşa edilmiş saray ve kraliyet konutu tuileries palace n.
ispanya'nın granada kentinde yer alan bir kale ve saray alhambra n.
saray nazırı cubicularius n.
(helenistik veya roma döneminde) saray başhekimi archiater n.
15. ve 18. yüzyıllar arasında ingiliz kraliyet ailesine hizmet eden ve saray eğlencelerinden sorumlu görevliye verilen unvan master of the revels n.
burgonya'da bir saray burgundy n.
(antik roma'da) saray praetorium n.
hükümdar sofralarına nezaret edip yemekleri kontrol eden saray görevlisi food taster n.
Religious
14. yüzyıla kadar papaların oturduğu saray lateran palace n.
Music
bir tür ispanyol saray dansı saraband n.
18. yüzyılın ortalarında mannheim'ın saray orkestrasına bağlı bulunan bir grup müzisyen ve besteci mannheim school n.
eski bir fransız saray dansı boree [obsolete] n.
eski bir fransız saray dansı boree [obsolete] n.
japon imparatorluğu saray müziği gagaku n.
17. ve 18. yüzyıllarda yazılan bir tür müzikal saray eğlencesi divertisement n.
17. ve 18. yüzyıllarda yazılan bir tür müzikal saray eğlencesi divertissement n.
Theatre
(17. yüzyıl italyan saray komedyasında) hizmetçi kız karakteri columbine n.
Star Wars
saray plazası palace plaza n.
saray trafik kontrol merkezi palace traffic control center n.