seçim kampanyası - Türkisch Englisch Wörterbuch

seçim kampanyası

Bedeutungen von dem Begriff "seçim kampanyası" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 11 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
seçim kampanyası election campaign n.
We had elections in my country on Sunday, and election campaigns tend to polarise in order to emphasise differences.
Pazar günü ülkemde seçimler vardı ve seçim kampanyaları farklılıkları vurgulamak için kutuplaştırma eğilimindedir.

More Sentences
seçim kampanyası electoral campaign n.
These men had all been accused of slandering the president during the electoral campaign last year.
Bu kişilerin hepsi geçen yılki seçim kampanyası sırasında cumhurbaşkanına iftira atmakla suçlanmıştı.

More Sentences
Politics
seçim kampanyası election campaign n.
His senatorial election campaign in Missouri was partly funded by Monsanto, a GMO multinational.
Missouri'deki senatörlük seçim kampanyası kısmen bir GDO çokuluslusu olan Monsanto tarafından finanse edildi.

More Sentences
General
seçim kampanyası political campaign n.
seçim kampanyası elective campaign n.
seçim kampanyası hustings n.
seçim kampanyası canvass n.
seçim kampanyası electorial campaign n.
Law
seçim kampanyası canvass n.
Politics
seçim kampanyası electioneering n.
seçim kampanyası political marketing n.

Bedeutungen, die der Begriff "seçim kampanyası" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 44 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
(seçim kampanyası) son aşama stretch n.
We are now entering into the final stretch of the negotiation process.
Şimdi müzakere sürecinin son aşamasına giriyoruz.

More Sentences
Politics
seçim kampanyası konuşması election campaign speech n.
A number of election campaign speeches have been given here in the House.
Burada, Meclis'te bir dizi seçim kampanyası konuşması yapıldı.

More Sentences
General
seçim kampanyası konusu election issue n.
seçim kampanyası vaadi campaign pledge n.
seçim kampanyası fonu campaign chest n.
seçim kampanyası kasası election campaign coffer n.
seçim kampanyası yapma electioneering n.
seçim kampanyası ortağı campaign partner n.
seçim kampanyası fonu campaign fund n.
seçim kampanyası gezisi election campaign trail n.
seçim kampanyası yönetimi campaign management n.
seçim kampanyası planı campaign plan n.
seçim kampanyası vaadi election campaign promise n.
seçim kampanyası kasası campaign coffer n.
seçim kampanyası planı election campaign plan n.
seçim kampanyası gezisi campaign trail n.
seçim kampanyası vaadi campaign promise n.
adayın seçim kampanyası candidature n.
şehir ve kasabaların ana caddelerinde halkla buluşarak seçim kampanyası yürütmek main-street [canada] v.
seçim kampanyası yapmış electioneered adj.
Phrasals
(birine, bir şeye) karşı seçim kampanyası yapmak campaign against (someone or something) v.
(birine, bir şeye) karşı seçim kampanyası düzenlemek campaign against (someone or something) v.
Idioms
oylarını birleştirmek için birlikte seçim kampanyası yapan siyasetçiler dream ticket n.
seçim kampanyası düzenlemek take to the hustings v.
seçim kampanyası yapmak/yürütmek be on the hustings v.
seçim propagandası/kampanyası yapmak take to the stump [us] v.
Trade/Economic
medya kanalıyla yapılan seçim kampanyası wholesale politics n.
Politics
federal seçim kampanyası yasası federal election campaign act n.
seçim kampanyası fonları campaign funds n.
seçim kampanyası için ayrılan fon campaign fund n.
seçim kampanyası demeci election campaign speech n.
seçim kampanyası yönetimi campaign management n.
seçim kampanyası çalışması campaign swing n.
seçim kampanyası açık oturumları campaign debates n.
seçim kampanyası yöneticisi election campaign manager n.
(abd) seçim kampanyası senate race n.
(abd) seçim kampanyası senate campaign n.
siyasetçinin şehir ve kasabaların ana caddelerinde halkla buluşarak seçim kampanyası yürütmesi mainstreeting n.
(seçim kampanyası sırasında) peronda yapılan kısa konuşma whistle-stop n.
seçim kampanyası kapsamında bir adayın bir dizi küçük kasabayı ziyaret ettiği turne whistle-stop tour n.
seçim kampanyası için doğrudan adaya verilen para hard money [us] n.
başa baş giden seçim kampanyası dead heat n.
(seçim kampanyası çalışması olarak) tüm ara istasyonlarda durarak tur yapmak whistle-stop v.
küçük kasabalara kısa ziyaretler yaparak seçim kampanyası yürütmek whistle-stop v.