Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | silahsızlandırmak | disarm v. | ||
We will disarm Saddam Hussein, but first of all let us find a solution to the Middle East. Saddam Hüseyin'i silahsızlandıracağız ama her şeyden önce Ortadoğu'ya bir çözüm bulalım. More Sentences |
||||
General | ||||
General | silahsızlandırmak | disarm v. | ||
Excuse me, but I thought the idea was to disarm Iraq and destroy its weapons of mass destruction. Affedersiniz ama ben amacın Irak'ı silahsızlandırmak ve kitle imha silahlarını yok etmek olduğunu sanıyordum. More Sentences |
||||
General | silahsızlandırmak | unarm v. | ||
General | silahsızlandırmak | demilitarize v. | ||
General | silahsızlandırmak | demilitarise v. | ||
General | silahsızlandırmak | unweapon v. | ||
Military | ||||
Military | silahsızlandırmak | unarm v. |