sins - Türkisch Englisch Wörterbuch

sins

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "sins" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
sins n. taksirat

Bedeutungen, die der Begriff "sins" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 72 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Religious
mid-sha'ban (the forgiveness of the sins) n. berat kandili
Have a blessed Mid-Sha'ban.
Berat Kandili'n kutlu olsun.

More Sentences
seven deadly sins n. yedi ölümcül günah
Gluttony is one of the seven deadly sins.
Oburluk yedi ölümcül günahtan biridir.

More Sentences
General
forgiveness of sins n. mağfiret
unatoned sins n. bağışlanması için dua edilmeyen günahlar
unatoned sins n. telafisi olmayan günahlar
sins of the father n. babanın günahları
forgiving of sins n. günahların affı
confess one's sins v. günah çıkarmak
forgive one's sins v. günahlarını bağışlamak
Proverb
the sins of the fathers are visited upon the children expr. babanın hatasını çocuk çeker
old sins cast long shadows geçmişin izi silinmez
old sins cast long shadows geçmişte yapılan hataların gölgesi silinmez
old sins cast long shadows geçmişte yapılan hatalar bir gün yine karşına çıkar
old sins have long shadows dün yediğin hurmalar gün gelir seni tırmalar
old sins have long shadows zamanında yapılan hatalar/düşüncesizlikler insanın peşinden gelmeye devam eder
old sins have long shadows zamanında yapılan hatalar/düşüncesizlikler uzun süre insanın peşini bırakmaz
old sins have long shadows eskiden yapılan hatalar/düşüncesizlikler insanı gölgesi gibi takip eder
Idioms
a multitude of sins n. birçok kusur
a multitude of sins n. bir sürü kusur
a multitude of sins n. birçok ayıp
a multitude of sins n. birçok eksiklik
a multitude of sins n. türlü kusurlar
a multitude of sins n. türlü hatalar
a multitude of sins n. türlü eksiklikler
a multitude of sins n. birçok kabahat
a multitude of sins n. türlü kabahatler
a multitude of sins n. bir sürü suç/günah
a multitude of sins n. türlü suçlar/günahlar
a multitude of sins n. kusurlar
a multitude of sins n. hatalar
a multitude of sins n. günahlar
a multitude of sins n. eksiklikler
a multitude of sins n. suçlar
a multitude of sins n. kabahatler
hide a multitude of sins v. birçok kusuru kapatmak
cover a multitude of sins v. birçok kusuru kapatmak
hide a multitude of sins v. hakikati saklamak
hide a multitude of sins v. hakikati gizlemek
cover a multitude of sins v. hakikati gizlemek
cover a multitude of sins v. hakikati saklamak
cover a multitude of sins v. kusurları gizlemek
hide a multitude of sins v. kusurları gizlemek
hide a multitude of sins v. (olumsuzluklara) paravan olmak
cover a multitude of sins v. (kötülükleri) örtmek
cover a multitude of sins v. (olumsuzluklara) paravan olmak
hide a multitude of sins v. (kötülüklere) örtü olmak
hide a multitude of sins v. (kötülükleri) örtmek
hide a multitude of sins v. (kötülükleri) gizlemek
cover a multitude of sins v. (kötülüklere) örtü olmak
hide a multitude of sins v. (kötülükleri) maskelemek
cover a multitude of sins v. (kötülükleri) maskelemek
cover a multitude of sins v. (kötülükleri) gizlemek
for (one's) sins [uk] expr. ceza olarak
for (one's) sins [uk] expr. (birinin) kabahatlerinin/günahlarının cezası olarak
for (one's) sins [uk] expr. (birinin) işlediği kabahatlerin/günahların cezası olarak
for my sins expr. ceza olarak
for my sins expr. kabahatlerimin/günahlarımın cezası olarak
for my sins expr. işlediğim kabahatlerin/günahların cezası olarak
for my sins expr. günahlarımı affettirmek için (şaka yollu)
for my sins expr. kabahatlerimi affettirmek için (şaka yollu)
(do/be something) for your sins expr. ceza olarak (bir şey yapmak/olmak)
(do/be something) for your sins expr. kabahatlerinin/günahlarının cezası olarak (bir şey yapmak/olmak)
for your sins expr. ceza olarak
for your sins expr. kabahatlerinin/günahlarının cezası olarak
for your sins expr. eziyet olsun diye
Speaking
may allah forgive his/her sins expr. allah taksiratını affetsin
forgive our sins expr. bizim günahlarımızı bağışla
Religious
canonical sins n. kilise tarafından putperestlik, cinayet, zina, sapkınlık gibi suçlara verilen ölüm ya da kamu kefaret cezası
cardinal sins n. yedi ölümcül günah
deadly sins n. yedi ölümcül günah
deadly sins n. yedi büyük günah
Ottoman Turkish
a person who sins openly n. fasık