sınırlandırmak - Türkisch Englisch Wörterbuch

sınırlandırmak

Bedeutungen von dem Begriff "sınırlandırmak" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 40 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
sınırlandırmak limit v.
The crucial factors must be safety and limiting noise levels, not competitiveness.
Kritik faktörler rekabetçilik değil, güvenlik ve gürültü seviyelerinin sınırlandırılması olmalıdır.

More Sentences
General
sınırlandırmak confine v.
Under these circumstances, the EU should confine itself to controlling harmful substances.
Bu koşullar altında AB kendisini zararlı maddelerin kontrolüyle sınırlandırmalıdır.

More Sentences
sınırlandırmak restrict v.
She restricted herself to one protein bar a day.
Kendisine günde bir protein barla sınırlandırdı.

More Sentences
sınırlandırmak narrow v.
I've narrowed it down to three options.
Onu üç seçenekle sınırlandırdım.

More Sentences
Politics
sınırlandırmak restrict v.
The European Agency will have to restrict itself to a monitoring role.
Avrupa Ajansı'nın kendisini izleme rolüyle sınırlandırması gerekecektir.

More Sentences
Technical
sınırlandırmak restrict v.
I think, then, that I would have difficulties with us actually restricting this instrument to the internal market.
O halde, bu aracı gerçekten iç pazarla sınırlandırmamız konusunda zorluk yaşayacağımı düşünüyorum.

More Sentences
General
sınırlandırmak narrow down v.
sınırlandırmak delimit v.
sınırlandırmak pale v.
sınırlandırmak line off v.
sınırlandırmak cramp v.
sınırlandırmak delimitate v.
sınırlandırmak qualify v.
sınırlandırmak border v.
sınırlandırmak hold down v.
sınırlandırmak reduce v.
sınırlandırmak chain v.
sınırlandırmak emborder [obsolete] v.
sınırlandırmak imborder [obsolete] v.
sınırlandırmak imbound [obsolete] v.
sınırlandırmak immure v.
sınırlandırmak improper [obsolete] v.
sınırlandırmak thirl [uk] v.
sınırlandırmak include v.
sınırlandırmak distrain [obsolete] v.
sınırlandırmak coarct v.
sınırlandırmak inhoop [obsolete] v.
sınırlandırmak finite v.
sınırlandırmak stiffen v.
sınırlandırmak still v.
Phrasals
sınırlandırmak hem about v.
sınırlandırmak narrow down v.
sınırlandırmak tamp down v.
sınırlandırmak pull in v.
sınırlandırmak hedge in v.
Idioms
sınırlandırmak pare (something) to the bone v.
sınırlandırmak cut something to the bone v.
sınırlandırmak pare something to the bone v.
Technical
sınırlandırmak restrain v.
Archaic
sınırlandırmak bail v.

Bedeutungen, die der Begriff "sınırlandırmak" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 19 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
sayısını sınırlandırmak number v.
bir sınır çizerek faaliyeti veya etkiyi sınırlandırmak box v.
ufuk ile sınırlandırmak horizon v.
yüklenicinin edeceği fazladan karı sınırlandırmak veya geri kazandırmak için şartları gözden geçirerek düzeltmek renegotiate v.
iyice sınırlandırmak pinch v.
ifadesini sınırlandırmak constrain v.
(mirası) belirli varis grubuna sınırlandırmak fee tail v.
Phrasals
bir şeyi biriyle/bir şeyle sınırlamak/sınırlandırmak confine something to someone or something v.
(bir şeyi biriyle/bir şeyle) sınırlamak/sınırlandırmak confine (something) to (someone or something) v.
Formal
yeniden sınırlandırmak reconfine v.
Trade/Economic
birkaç büyük firmanın rekabeti sınırlandırmak ve yüksek fiyat uygulamak üzere bir araya gelip oluşturdukları birlik business trust n.
Politics
kendini tavsiyede bulunmakla sınırlandırmak confine oneself to making a recommendation v.
Technical
spektroskopun mikroskop alanını veya yarık uzunluğunu sınırlandırmak için kullanılan opak diyafram decker n.
özellikle boyutu sınırlandırmak veya notu belirtmek için çizimlerde kullanılan bir işaret crow's-foot n.
Biology
protein sentezini sınırlandırmak repress v.
Breeding
(ortak mera alanını) belirli sayıda sığır ile sınırlandırmak stint [uk] v.
Military
(askeri birlik veya teçhizatın) hareketini sınırlandırmak immobilize v.
(askeri birlik veya teçhizatın) hareketini sınırlandırmak immobilise v.
Sport
sayı tıraşlama ile yapılan skor sayısını sınırlandırmak shave v.