|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
yeke (dümene takılan) |
tiller n.
|
|
Many early cars used a tiller instead of a steering wheel.
İlk arabaların çoğunda direksiyon yerine yeke kullanılırdı.
More Sentences
|
2 |
General |
(kola takılan) rütbe |
chevron n.
|
|
The soldier proudly displayed the chevron on his sleeve.
Asker kolunda bulunan rütbesini gururla sergiliyordu.
More Sentences
|
3 |
General |
pasifik adalarında geleneksel olarak ziyaretçilerin boynuna takılan polinezya çelengi |
lei n.
|
|
4 |
General |
marşandizin arkasına takılan ve demiryolu görevlilerini taşıyan cumbalı vagon |
caboose n.
|
|
5 |
General |
konuşmaları gizlice dinlemek için telefon hattına takılan aygıt |
wiretap n.
|
|
6 |
General |
hayvanın ısırmasına veya zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri gibi kaf |
mouthpiece n.
|
|
7 |
General |
takılan kimse |
teaser n.
|
|
8 |
General |
verev takılan kumaş parçası |
gusset n.
|
|
9 |
General |
kulaklık (soğuğa karşı takılan) |
earmuff n.
|
|
10 |
General |
peşine takılan kimse |
tail n.
|
|
11 |
General |
grubun peşine takılan kız |
groupie n.
|
|
12 |
General |
hayvanların kulaklarına takılan marka |
earmark n.
|
|
13 |
General |
akla takılan düşünce |
obsession n.
|
|
14 |
General |
sorguç (miğfere takılan) |
crest n.
|
|
15 |
General |
marşandizin arkasına takılan ve demiryolu görevlilerini taşıyan cumbalı vagon |
guard's van n.
|
|
16 |
General |
dudakta bulunan piercinge takılan dudak süsü |
labret n.
|
|
17 |
General |
küçük tekerlek (mobilyaya takılan) |
caster n.
|
|
18 |
General |
yük hayvanına takılan küfe |
pannier n.
|
|
19 |
General |
kasanın kenarlarına takılan parmaklıklar |
rave n.
|
|
|
20 |
General |
frakla birlikte takılan beyaz papyon |
white tie n.
|
|
21 |
General |
ameliyatta ağza takılan alet |
gag n.
|
|
22 |
General |
başlık (bir şeyin ucuna takılan) |
tip n.
|
|
23 |
General |
treyler (kamyona/traktöre takılan) |
trailer n.
|
|
24 |
General |
takılan kimse |
tease n.
|
|
25 |
General |
dövüş horozuna takılan çelik mahmuz |
gaff n.
|
|
26 |
General |
ameliyatta ağıza takılan alet |
gag n.
|
|
27 |
General |
iliğe takılan çiçek |
buttonhole n.
|
|
28 |
General |
yakaya takılan çiçek |
buttonhole n.
|
|
29 |
General |
homoseksüel veya kadınsı erkeklere takılan isim |
nance n.
|
|
30 |
General |
homoseksüel veya kadınsı erkeklere takılan isim |
nancy boy n.
|
|
31 |
General |
homoseksüel veya kadınsı erkeklere takılan isim |
nancy n.
|
|
32 |
General |
yay kirişi takılan kertik |
nock n.
|
|
33 |
General |
şapkaya takılan örtü |
havelock n.
|
|
34 |
General |
(saat vb için) bele takılan kancalı zincir |
chatelaine n.
|
|
35 |
General |
saça takılan bant |
fillet n.
|
|
36 |
General |
göğse takılan süs iğnesi |
brooch n.
|
|
37 |
General |
telefon dinlemesine takılan cinayet |
the murder that got snagged in phone tapping n.
|
|
38 |
General |
komünist olmakla suçlanan kişilere takılan lakap |
pinko n.
|
|
39 |
General |
içkili veya biletli mekanlara girdiğinizde bileğinize takılan bileklik |
wristband n.
|
|
|
40 |
General |
çabuk takılan maske |
quick donning mask n.
|
|
41 |
General |
göze takılan aksesuarlar |
eyewear n.
|
|
42 |
General |
dile takılan reklam/tanıtım müzikleri |
catchy jingles n.
|
|
43 |
General |
başa/saça takılan süs |
headdress n.
|
|
44 |
General |
ceza yöntemi olarak boyun çevresine takılan çivili tasma |
cangue n.
|
|
45 |
General |
tek parça genelde açılmamak üzere boyuna takılan metal kolye |
torque n.
|
|
46 |
General |
omuza takılan bant şeklinde askı (davul vb taşımak için) |
baldric n.
|
|
47 |
General |
takılan kimse |
banterer n.
|
|
48 |
General |
şapkaya takılan rozet |
cockade n.
|
|
49 |
General |
(giysiye takılan/giysinin üzerinden) sallanan etiket |
swing tag n.
|
|
50 |
General |
kapıya takılan sineklik kafes |
screendoor n.
|
|
51 |
General |
at yarışlarında yanağa takılan ve atın ağzındaki kantarmayı destekleyen bir takı |
cheekpiece n.
|
|
52 |
General |
büyükbaş hayvanların kaçmasına engel olmak için iki ayağına takılan ip ya da zincir |
spancel n.
|
|
53 |
General |
uzun kuş tüylerinden başa takılan süsler veya şapkaya takılan uzun bir kuş tüyü |
aigrette n.
|
|
54 |
General |
kuş tüyü şeklinde, değerli taşlardan yapılmış başa takılan mücevher veya takı |
aigrette n.
|
|
55 |
General |
boyna takılan ince ip ve rozetten oluşan kravat |
bolo tie n.
|
|
56 |
General |
takılan kimse |
railleur n.
|
|
57 |
General |
havayı nemlendirip serinletmek için camlara veya kapılara takılan kafesli bambu çerçeve |
tatta n.
|
|
58 |
General |
kulak içine takılan kulaklık |
canalphone n.
|
|
59 |
General |
borazana takılan işlemeli flama |
tabard n.
|
|
60 |
General |
borazana takılan işlemeli flama |
taberd n.
|
|
61 |
General |
ceza yöntemi olarak boyun çevresine takılan çivili tasma |
cang n.
|
|
62 |
General |
afro saça takılan tarak |
afro-comb n.
|
|
63 |
General |
uzun kuş tüylerinden başa takılan süsler veya şapkaya takılan uzun bir kuş tüyü |
aigret n.
|
|
64 |
General |
kuş tüyü şeklinde, değerli taşlardan yapılmış başa takılan mücevher veya takı |
aigret n.
|
|
65 |
General |
eyer halkasının ata sürtünmesini önlemek için takılan deri kaplama |
chafe n.
|
|
66 |
General |
saçın arkasına takılan uzun dişli geniş süs tarağı |
backcomb n.
|
|
67 |
General |
bilezik/bileklik üzerine takılan küçük süsleme |
charm n.
|
|
68 |
General |
başın arkasına süs amaçlı takılan uzun dişli geniş tarak |
tucking-comb n.
|
|
69 |
General |
başın arkasına süs amaçlı takılan uzun dişli geniş tarak |
back comb n.
|
|
70 |
General |
kulağın etrafına takılan bir çeşit küpe |
ear cuff n.
|
|
71 |
General |
omuzdan bele doğru çaprazlama takılan bir kemer |
bandolier [obsolete] n.
|
|
72 |
General |
madalya yerine takılan renkli kurdele |
bar n.
|
|
73 |
General |
atlara takılan süslü örtü |
bard n.
|
|
74 |
General |
küpeye takılan mücevher |
jacket n.
|
|
75 |
General |
küpeye takılan süs |
jacket n.
|
|
76 |
General |
hindistan'da deve ve katırlara takılan küfe |
kajawah n.
|
|
77 |
General |
yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için önüne takılan ikinci yüzük |
keeper ring n.
|
|
78 |
General |
bardak etrafına takılan karton kılıf |
zarf n.
|
|
79 |
General |
bohem çevrelerde takılan bedavacı |
beachcomber n.
|
|
|
80 |
General |
yeni zelanda yerlileri tarafından aksesuar olarak takılan mako köpek balığı dişi |
mako n.
|
|
81 |
General |
başın arkasına takılan örtü |
volet [obsolete] n.
|
|
82 |
General |
eskrim maskesine takılan boyun koruyucu bez |
bib n.
|
|
83 |
General |
on yedinci yüzyılda çocuklara takılan, çene altından bağlanan bir başlık |
biggon n.
|
|
84 |
General |
hayvanı zapt etmek için arka ayağına takılan ip |
leg rope n.
|
|
85 |
General |
bir şeyler çiğneyen veya yüzünü ekşiten birini temsil eden, geçit törenlerinde veya komedi sahnesinde takılan grotesk maske |
manducus n.
|
|
86 |
General |
hamutun koşum kayışına bağlı eğri çubuklara takılan deri kayış |
hame strap n.
|
|
87 |
General |
yüzün korkutmak veya güldürmek için takılan grotesk veya gülünç temsili |
mask n.
|
|
88 |
General |
üzerine peruk takılan ve yüz hatları olmayan kafa modeli |
block n.
|
|
89 |
General |
iskoçya'da takılan geniş, mavi, yün bir kep |
bluebonnet n.
|
|
90 |
General |
bir yüzeye veya nesneye kolayca takılan şey |
hang-on n.
|
|
91 |
General |
trapez gösterisi yaparken takılan güvenlik kemeri |
mechanic n.
|
|
92 |
General |
vulvaya takılan yapay saç |
merkin n.
|
|
93 |
General |
bileğe takılan örme bileklik |
wrister [dated] [us] n.
|
|
94 |
General |
irlanda dilini desteklemek için takılan halka şeklinde küçük metal bir rozet |
fáinne [ireland] n.
|
|
95 |
General |
elbise yakasına takılan süslü dantel şerit veya harç |
fall n.
|
|
96 |
General |
makam sembolü olarak takılan başlık |
hat n.
|
|
97 |
General |
takılan başlığın temsil ettiği makam |
hat n.
|
|
98 |
General |
sosyal etkinliklerde takılan küçük dekoratif şapka |
hatinator n.
|
|
99 |
General |
şahinin bacağına takılan küçük çan |
hawkbell n.
|
|
100 |
General |
yük taşımak için başa takılan küçük yastık |
headring n.
|
|
101 |
General |
kitap kapaklarına takılan bakır kenarlık |
boss n.
|
|
102 |
General |
pantolon paçasının açılmaması için takılan kayış |
bowyang n.
|
|
103 |
General |
nal takılan atın hareket etmesini önleyen çerçeve |
brake n.
|
|
104 |
General |
saat zincirine takılan bir süs |
breloque n.
|
|
105 |
General |
ağza ve kafaya takılan eski bir tür işkence aleti |
bridle n.
|
|
106 |
General |
ağza ve kafaya takılan eski bir tür işkence aleti |
brank n.
|
|
107 |
General |
atlı arabada araba ile koşum takımı arasına takılan demir kanca |
holdback n.
|
|
108 |
General |
koşum takımına takılan yuvarlak dekoratif bir pirinç aksesuar |
horse brass n.
|
|
109 |
General |
eskiden iskoç askerleri tarafından takılan bir başlık |
hummle bonnet n.
|
|
110 |
General |
üniversitelerde özel etkinliklerde takılan üst kısmı kare ve düz olan bir tür şapka |
mortar-board n.
|
|
111 |
General |
devrilme durumunda rakibin yaralanmasını önlemek için mızrağın başına takılan halka |
mourn n.
|
|
112 |
General |
merhumun anısına takılan yüzük |
mourning ring n.
|
|
113 |
General |
dövüş horozunun topuğuna takılan sahte mahmuz |
gablock n.
|
|
114 |
General |
dövüş horozunun topuğuna takılan sahte mahmuz |
gaffle n.
|
|
115 |
General |
binicilerin bacaklarını korumak için eyerin iki yanına takılan uzun çizme |
gambado n.
|
|
116 |
General |
eskiden atkı olarak takılan bir aksesuar |
liripoop n.
|
|
117 |
General |
montun üstüne takılan saçaklı fular |
burdash n.
|
|
118 |
General |
ayırıcı işaret olarak takılan taç |
garland n.
|
|
119 |
General |
tarihi oyunlarda kazanana takılan taç |
garland n.
|
|
120 |
General |
vücudun kemer takılan bölümü |
girdlestead [obsolete] n.
|
|
121 |
General |
mobilyanın hareketini kolaylaştırmak için ayaklarına takılan kubbe şeklindeki buton |
glider n.
|
|
122 |
General |
işitme cihazının kulağa takılan parçası |
button n.
|
|
123 |
General |
(özellikle arap yarımadası ülkelerinde takılan) puşi |
ghutra n.
|
|
124 |
General |
önemsiz detaylara çok takılan aşırı titiz kimse |
grannie n.
|
|
125 |
General |
(körling sporunda) yer tutuşunu artırmak için körling ayakkabısına takılan kauçuk malzeme |
gripper n.
|
|
126 |
General |
ipi istenen pozisyonda tutması için olta çubuğuna takılan halka benzeri alet |
guide n.
|
|
127 |
General |
kaybolmaması için saat veya bileziğe takılan küçük kayış |
guard n.
|
|
128 |
General |
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük |
guard n.
|
|
129 |
General |
değerli bir yüzüğün parmaktan çıkmasını önlemek için üzerine takılan yüzük |
guard ring n.
|
|
130 |
General |
ingiliz köylü dansında maskeli aktörün beline takılan at figürü |
hobby-horse n.
|
|
131 |
General |
yalnız takılan kimse |
lone hand n.
|
|
132 |
General |
şahinlere takılan bir başlık türü |
rufterhood n.
|
|
133 |
General |
barlara takılan hayat kadını |
bar girl n.
|
|
134 |
General |
kavramayı desteklemek için ayakkabılara takılan sivri uçlu demir araç |
crampoons n.
|
|
135 |
General |
kimliği gizlemek için yüze takılan krepe kağıt parçası |
crape n.
|
|
136 |
General |
gelen sıcak havayı dağıtmak için saç kurutma makinesine takılan aparat |
diffuser n.
|
|
137 |
General |
hindistan'da takılan bir eşarp |
dupatta n.
|
|
138 |
General |
hindistan'da takılan bir eşarp |
dopatta n.
|
|
139 |
General |
küçük tanelerin kesilmesi ve sapların demetlenmesi için kullanılan tarım aletine takılan ek |
packer n.
|
|
140 |
General |
uyurken takılan çizgili yün başlık |
pirnie [dialect] [scotland] n.
|
|
141 |
General |
(at arabası vagonunda) ok ağacına takılan demir başlık |
pole cap n.
|
|
142 |
General |
klipsle takılan aksesuar |
clip-on n.
|
|
143 |
General |
kimono kuşağına takılan ufak işlemeli kutu |
inro n.
|
|
144 |
General |
(hristiyanlık) dini kıyafetlerin göğüs bölümüne takılan parça |
pectoral n.
|
|
145 |
General |
göğüs üzerine takılan haç |
pectoral n.
|
|
146 |
General |
göğüs üzerine takılan aksesuar |
pectoral medallion n.
|
|
147 |
General |
bele takılan kalem çantası |
penner [scotland] n.
|
|
148 |
General |
bele takılan kalem kılıfı |
penner [scotland] n.
|
|
149 |
General |
mızrak ucuna takılan üçgen flama |
pennon n.
|
|
150 |
General |
mızrak ucuna takılan üçgen flama |
penon n.
|
|
151 |
General |
mızrak ucuna takılan küçük flama |
penoncelle n.
|
|
152 |
General |
ayakkabının aşınmasını önlemek için tabana takılan metal parça |
plate n.
|
|
153 |
General |
(kölelere takılan) demir boyun tasması |
pothook n.
|
|
154 |
General |
boyna takılan zincir |
sautoir n.
|
|
155 |
General |
başı örtmek için takılan sıkı takke |
coif n.
|
|
156 |
General |
başın üst veya arka kısmına takılan dar bir kadın şapkası |
coiffe n.
|
|
157 |
General |
onur veya şövalye nişanı olarak takılan kurdele |
cordon n.
|
|
158 |
General |
genellikle başın ön kısmına takılan oval şekilli, düz ve küçük bir kadın şapkası |
disc [uk] n.
|
|
159 |
General |
genellikle başın ön kısmına takılan oval şekilli, düz ve küçük bir kadın şapkası |
disk [us] n.
|
|
160 |
General |
takılan şey |
fitment [obsolete] n.
|
|
161 |
General |
pencereye takılan tel sineklik |
flyscreen n.
|
|
162 |
General |
ayrıntılara takılan kimse |
pettifogger n.
|
|
163 |
General |
volan jantına takılan metal bağlantı |
prisoner n.
|
|
164 |
General |
saban izinin derinliğini belirlemek için sabana takılan aparat |
plowfoot n.
|
|
165 |
General |
çömlek tekerleğine takılan profil tutucu kol |
pulldown n.
|
|
166 |
General |
ayakkabı tabanına takılan tekerlekli metal aksam |
roller-skate n.
|
|
167 |
General |
atın arka ayağına takılan hafif deri veya kauçuk parça |
scalper n.
|
|
168 |
General |
atın arka ayağına takılan hafif deri veya kauçuk parça |
scalping boot n.
|
|
169 |
General |
yüzük gibi takılan mühür |
seal manual n.
|
|
170 |
General |
yukarı doğru tırmanışta geriye kaymayı önlemesi için kayağın altına takılan fok kürkünden veya daha kaba kürkten yapılmış bant |
sealskin n.
|
|
171 |
General |
otobüs şoförlerine takılan hizmet kıdem şeridi |
service stripe n.
|
|
172 |
General |
dövüş horozuna takılan keskin kenarlı ve sivri uçlu çelik mahmuz |
slasher n.
|
|
173 |
General |
(kulak deliğinin açık kalması için takılan) küçük küpe |
sleeper n.
|
|
174 |
General |
kapı sürgüsüne takılan ip |
sneck band n.
|
|
175 |
General |
boğaz ve boynu koruması için miğfere takılan parça |
bevor n.
|
|
176 |
General |
su üzerinde yürümek için ayağa takılan bir tür palet |
podoscaph n.
|
|
177 |
General |
sakatlıktan koruması için takılan aparat |
protective n.
|
|
178 |
General |
(atlara takılan) gem ucu |
spade bit n.
|
|
179 |
General |
(bas davulun dış çerçevesine takılan) sabitleme klempi |
spur n.
|
|
180 |
General |
hamağın iki ucuna takılan çubuk |
stretcher n.
|
|
181 |
General |
bizans imparatorluğu'nda takılan dekoratif bir yaka tarzı |
superhumeral n.
|
|
182 |
General |
yaşını çoktan geçmiş ama hala gençler gibi giyinip onlar gibi takılan kimse |
adultescent adj.
|
|
183 |
General |
(motor) dıştan takılan |
outboard adj.
|
|
184 |
General |
lakap takılan |
nicknamed adj.
|
|
185 |
General |
isim takılan |
nicknamed adj.
|
|
186 |
General |
maske olarak takılan |
masking adj.
|
|
187 |
General |
bir yüzeye veya nesneye kolayca takılan bir şey ile ilgili |
hang-on adj.
|
|
188 |
General |
önemsiz küçük ayrıntılara takılan |
word-splitting adj.
|
|
189 |
General |
boyuna takılan |
choker adj.
|
|
190 |
General |
sırta takılan |
dorsal adj.
|
|
191 |
General |
deliğe takılan takılarla ilgili |
pierced adj.
|
|
192 |
General |
(küpe) delikli kulağa takılan |
pierced adj.
|
|
193 |
General |
göğse takılan |
pectoral adj.
|
|
194 |
General |
taç takılan |
coronate adj.
|
|
195 |
General |
ağaç dalına takılan |
snagged adj.
|
|
196 |
General |
kütüğe takılan |
snagged adj.
|
|
197 |
General |
kolayca takılan |
snap-in adj.
|
|
198 |
General |
yerine takılan |
snap-in adj.
|
|
199 |
General |
yerine takılan |
snap-on adj.
|
|
200 |
General |
çıtçıtlarla takılan |
snap-on adj.
|
|
201 |
General |
solo takılan |
solivagant adj.
|
|
202 |
General |
yalnız takılan |
solivagant adj.
|
|
203 |
General |
solo takılan |
solivagous adj.
|
|
204 |
General |
yalnız takılan |
solivagous adj.
|
|
Phrasals |
|
205 |
Phrasals |
(gırtlağa takılan bir şeyi) çıkarmak |
choke up v.
|
|
206 |
Phrasals |
boğazına takılan bir şeyi öksürerek atmak |
choke something up v.
|
|
Colloquial |
|
207 |
Colloquial |
erkek ortamlarında takılan kişi |
man's man n.
|
|
208 |
Colloquial |
japon çizgi dizileri veya bu dizilerde var olan karakterlerin biriyle veya bir kısmıyla takıntılı olan kişilere takılan lakap |
weeb n.
|
|
209 |
Colloquial |
kafaya takılan konu |
white whale n.
|
|
210 |
Colloquial |
kangurulara çarpmamak için arabanın önüne takılan koruyucu |
bull bar n.
|
|
211 |
Colloquial |
sanat sepet işlerine takılan |
artsy-craftsy n.
|
|
212 |
Colloquial |
çete üyeliğini belli etmek için takılan bandana |
flag n.
|
|
213 |
Colloquial |
dişe takılan metal kalıp |
grill n.
|
|
214 |
Colloquial |
dişe takılan metal kalıp |
grille n.
|
|
215 |
Colloquial |
daha büyük bir cihaza takılan ufak elektronik cihaz |
dobber [uk] n.
|
|
216 |
Colloquial |
ölen kişinin morgda kimliğini belirlemek için ayak baş parmağına takılan kağıt/kart |
toe tag v.
|
|
217 |
Colloquial |
ölen kişinin morgda baş parmağına takılan etiket |
toe tag v.
|
|
218 |
Colloquial |
yedi yirmi dört internette takılan |
terminally online adj.
|
|
219 |
Colloquial |
yedi yirmi dört internette takılan |
chronically online adj.
|
|
Idioms |
|
220 |
Idioms |
erkek ortamlarında takılan kişi |
a man's man n.
|
|
221 |
Idioms |
yakaya takılan kravat |
clip on n.
|
|
222 |
Idioms |
ağza/dile dolanan/takılan şarkı |
earworm n.
|
|
223 |
Idioms |
ağza/dile dolanan/takılan şarkı |
sticky tune n.
|
|
224 |
Idioms |
tek tabanca takılan |
a lone wolf n.
|
|
225 |
Idioms |
direksiyonu tek elle de idare edebilmek için direksiyona takılan topuz |
necker's knob [dated] n.
|
|
226 |
Idioms |
direksiyonu tek elle de idare edebilmek için direksiyona takılan topuz |
necking knob [dated] n.
|
|
227 |
Idioms |
yapacak işi olmayıp birlikte takılan zengin kadınlar |
ladies who lunch n.
|
|
228 |
Idioms |
kafasına göre takılan/hareket eden kimse |
a law unto oneself n.
|
|
229 |
Idioms |
sürekli plajda takılan adam |
beach bum n.
|
|
230 |
Idioms |
sürekli plajda takılan kadın |
beach bunny n.
|
|
231 |
Idioms |
kafaya takılan şey |
bee in bonnet n.
|
|
232 |
Idioms |
aklına takılan şey |
bee in bonnet n.
|
|
233 |
Idioms |
kafaya takılan şey |
bee in bonnet n.
|
|
234 |
Idioms |
kafasına göre takılan |
fancy free adj.
|
|
235 |
Idioms |
kafasına göre takılan |
footloose and fancy free adj.
|
|
236 |
Idioms |
takılan lakap yapıştı kaldı |
the name stuck expr.
|
|
237 |
Idioms |
(birinin) ayağına takılan/dolanan |
under (one's) feet expr.
|
|
Speaking |
|
238 |
Speaking |
cool takılan/görünen |
cool-looking expr.
|
|
239 |
Speaking |
gözüme çarpan/takılan |
what caught my eye expr.
|
|
Politics |
|
240 |
Politics |
karayolu dışında kullanılan hareketli makinelere takılan içten yanmalı motorlardan çıkan gaz ve partikül kirleticilerin emisyonuna karşı alınacak tedbirlerle ilgili üye devlet kanunlarının yakınlaştırılması komitesi |
committee for the approximation of the laws of the member states relating to measures against the emission of gaseous and particulate pollutants from internal combustion engines to be installed in non-road mobile machinery n.
|
|
241 |
Politics |
genellikle üzerine özgürlüğü simgeleyen başlık takılan yüksek bayrak direği |
liberty pole n.
|
|
Industry |
|
242 |
Industry |
endüstriyel makinelere takılan ve makine bilgilerini içeren levha |
boilerplate n.
|
|
243 |
Industry |
(buzda, karda kaymayı önlemek için ayakkabının altına takılan) demir uçlu aksesuar |
creepers n.
|
|
Technical |
|
244 |
Technical |
kancanın ucuna takılan kaymayı önleyici demir halka |
toe ring n.
|
|
245 |
Technical |
sarkmayı önlemek için takılan ilmekli kayış |
trace-bearer n.
|
|
246 |
Technical |
sarkmayı önlemek için takılan ilmekli kayış |
lazy strap n.
|
|
247 |
Technical |
başa takılan gösterge |
helmet-mounted display n.
|
|
248 |
Technical |
başa ve kulağa takılan kulaklık |
headphone and earphone n.
|
|
249 |
Technical |
başa takılan okuyucu/gösterge |
head pointer n.
|
|
250 |
Technical |
başa takılan gösterge |
head-mounted display n.
|
|
251 |
Technical |
delerek vücuda takılan metaller |
body-piercing post assemblies n.
|
|
252 |
Technical |
insan kafası ve kulağına takılan simülatörler |
simulators of human head and ear n.
|
|
253 |
Technical |
kulak üstüne takılan kulaklıklar |
supra-aural earphones n.
|
|
254 |
Technical |
küçük teknelerin pupasına takılan motor |
outboard motor n.
|
|
255 |
Technical |
sabit düşük güçlü yüzeye takılan dirençler |
fixed low power surface mounting resistors n.
|
|
256 |
Technical |
tampona takılan direk |
wild bars n.
|
|
257 |
Technical |
tekerlekli taşıta takılan platform kaldırıcı |
platform lift mounted on a wheeled vehicle n.
|
|
258 |
Technical |
vinçlere kalıcı olarak takılan emniyet işaretleri |
safety signs permanently affixed to cranes n.
|
|
259 |
Technical |
yüzeye takılan kuvartz kristal birimleri |
surface mounted quartz crystal units n.
|
|
260 |
Technical |
yüzeye takılan yarı-iletken devre paketleri |
surface mounted semiconductor device packages n.
|
|
261 |
Technical |
yürüyen haşerelere karşı aerosol kapağına takılan plastik mekanizma |
wand assembly n.
|
|
262 |
Technical |
yüzeye takılan negatif sıcaklık katsayılı termistör |
surface mount negative temperature coefficient thermistor n.
|
|
263 |
Technical |
kullanım sırasında şoku azaltmak için bazı aletlere takılan elastik tutacak |
withe n.
|
|
264 |
Technical |
uğultuyu önlemek için takılan özel maske |
bloop n.
|
|
265 |
Technical |
başa takılan gösterge |
headset n.
|
|
266 |
Technical |
borunun çatıdan geçtiği yere takılan metal kasa ve flanş |
boot n.
|
|
267 |
Technical |
sallarken rakibin yaralanmaması için mızrağın başına takılan halka |
morne n.
|
|
268 |
Technical |
elektrik süpürgesinin emiş borusuna takılan ağız |
renovator n.
|
|
269 |
Technical |
küpeşteye takılan metal çatal |
oarlock n.
|
|
270 |
Technical |
payandaya takılan metal üzengi |
oarlock n.
|
|
271 |
Technical |
küpeşte veya payanda üzerine takılan pim |
oarlock n.
|
|
272 |
Technical |
değirmen taşı miline hazneyi sallamak için takılan bir bağlantı parçası |
damsel n.
|
|
273 |
Technical |
(makaraya takılan ve tekli hareket edebilir bloktan geçirilen) ip |
runner n.
|
|
274 |
Technical |
marangoz el matkabında uç takılan yuva |
pad n.
|
|
275 |
Technical |
daire testereye takılan mandrel |
saw mandrel n.
|
|
276 |
Technical |
deri kayışın ucunda ilmek yapmak için koşum takımına takılan özel tasarımlı metal toka |
conway buckle n.
|
|
277 |
Technical |
deri kayışın ucunda ilmek yapmak için koşum takımına takılan özel tasarımlı metal toka |
conway loop n.
|
|
278 |
Technical |
fotoğraf makinesinin önüne takılan ve fotoğraf planının düzenlenmesine yardımcı bir aksesuar |
finder n.
|
|
279 |
Technical |
volan jantına takılan metal bağlantı |
shrink link n.
|
|
280 |
Technical |
yol kenarını kazması veya düzlemesi için aracın yanına takılan makine |
plough n.
|
|
281 |
Technical |
yol kenarını kazması veya düzlemesi için aracın yanına takılan makine |
plow n.
|
|
282 |
Technical |
sabanın çekilen kısmının ucuna takılan bir çift demir plak |
plow clevis n.
|
|
283 |
Technical |
toprağı döndürmek yerine parçalayıp karıştırması için sabanın ucuna takılan sivri uçlu metal levha |
plow shovel n.
|
|
284 |
Technical |
olta ipine takılan ağırlık |
plummet n.
|
|
285 |
Technical |
araba falakasının ortasına takılan bir klips tertibatı |
singletree center clip n.
|
|
286 |
Technical |
serenin alttaki ucuna takılan halka |
snorter n.
|
|
287 |
Technical |
serenin alttaki ucuna takılan halka |
snotter n.
|
|
288 |
Technical |
deliğe takılan |
through-hole mounted adj.
|
|
289 |
Technical |
kavrayarak yerleşen/takılan |
snap-fit adj.
|
|
290 |
Technical |
üstten takılan |
surface-mounted adj.
|
|
Computer |
|
291 |
Computer |
takılan birim |
mounted volume n.
|
|
292 |
Computer |
yazılımın illegal kullanımını önlemek amacıyla bilgisayarın arkasına takılan fiş |
dongle n.
|
|
293 |
Computer |
facebook şirketine ait başa takılan sanal gerçeklik cihazları serisi |
oculus n.
|
|
Telecom |
|
294 |
Telecom |
ek frekans iletimi ve alımı sağlamakta kullanılan, radyo alıcı-vericisine takılan ekipman |
transverter n.
|
|
295 |
Telecom |
telefon hattını genişbantlı hattan ayırmak için telefonun soketine takılan bir cihaz |
microfilter n.
|
|
Electric |
|
296 |
Electric |
elektrik kablosu kaplamasına takılan bir tür kablo bağlantı ucu |
pothead n.
|
|
Mechanic |
|
297 |
Mechanic |
besleme suyu ısıtıcıları muhafazalarına takılan giriş kapağı |
access door n.
|
|
298 |
Mechanic |
(eskiden) ateşleme kabına takılan küçük çark |
rouet n.
|
|
299 |
Mechanic |
sağa veya sağ yönde tersine eğimli kapıya takılan (kilit) |
right-hand adj.
|
|
Textile |
|
300 |
Textile |
boyun bölgesine giyilen veya takılan her türlü giyim eşyası |
neckgear n.
|
|
301 |
Textile |
özellikle abd'nin louisiana eyaletinde takılan bir başlık |
tignon n.
|
|
302 |
Textile |
ucuna tüy takılan yumuşak yeşil keçeden şapka |
tirolean n.
|
|
303 |
Textile |
ucuna tüy takılan yumuşak yeşil keçeden şapka |
tyrolean n.
|
|
304 |
Textile |
tropikal bölgelerde güneşten korunmak için takılan şapka |
topee n.
|
|
305 |
Textile |
tropikal bölgelerde güneşten korunmak için takılan şapka |
topi n.
|
|
306 |
Textile |
tropikal bölgelerde güneşten korunmak için takılan şapka |
sun helmet n.
|
|
307 |
Textile |
tropikal bölgelerde güneşten korunmak için takılan şapka |
pith hat n.
|
|
308 |
Textile |
ayakkabının tabanına koruma maksatlı takılan metal plaka |
tramp n.
|
|
309 |
Textile |
yorganlara ve minderlere takılan düğme |
tuft n.
|
|
310 |
Textile |
bedene takılan yaka |
attached collar n.
|
|
311 |
Textile |
yakaya takılan çiçek |
buttonhole n.
|
|
312 |
Textile |
orta çağ'da çocuklara takılan bir başlık |
beguine n.
|
|
313 |
Textile |
orta çağ'da çocuklara takılan bir başlık |
biggon n.
|
|
314 |
Textile |
yakası açık elbiseye takılan bir tür dantelli yaka |
berthe n.
|
|
315 |
Textile |
boyna takılan süslü eşya |
chevesaile n.
|
|
316 |
Textile |
hindistan'da takılan beyaz bir kep |
gandhi cap n.
|
|
317 |
Textile |
eğirme sırasında ipliğe takılan veya yanlışlıkla kumaşa dokunan atık lif |
gout n.
|
|
318 |
Textile |
eğirme sırasında ipliğe takılan veya yanlışlıkla kumaşa dokunan atık liflerden kaynaklanan kumaş kusuru |
gout n.
|
|
319 |
Textile |
genellikle yandan takılan süslü şapka veya saç bandı |
fascinator n.
|
|
320 |
Textile |
omuzlara takılan bir tür fular |
fichu n.
|
|
321 |
Textile |
hindistan'da takılan bir baş örtüsü çeşidi |
pugaree n.
|
|
322 |
Textile |
hindistan'da takılan bir baş örtüsü çeşidi |
pagri n.
|
|
Architecture |
|
323 |
Architecture |
duvara takılan düz panel |
band n.
|
|
324 |
Architecture |
pencere kenarının makara takılan sağ üst köşesi |
pulley stile n.
|
|
Construction |
|
325 |
Construction |
tırmananların tutunması için sabit merdivenlerin yan kısmına takılan demir parmaklık |
ladder handle n.
|
|
326 |
Construction |
kar veya su üzerinde kaymak için özel botların altına takılan uzun ve ince araç |
skis n.
|
|
327 |
Construction |
kazıklı çit postuna takılan düz ray |
riband n.
|
|
328 |
Construction |
kazıklı çit postuna takılan düz ray |
riband n.
|
|
329 |
Construction |
kazıklı çit postuna takılan düz ray |
ribband n.
|
|
Lighting |
|
330 |
Lighting |
döner duya takılan tepe lambası |
eyeball n.
|
|
331 |
Lighting |
şamdana veya lambaya takılan bir süs halkası |
bobache n.
|
|
332 |
Lighting |
bağlantı fişinin lamba duyuna takılan bölümü |
body n.
|
|
Automotive |
|
333 |
Automotive |
lastiğe takılan kar zinciri |
chain n.
|
|
334 |
Automotive |
galeride kayıtsız arabalara takılan geçici plaka |
trade plate n.
|
|
335 |
Automotive |
kamyonet ve van tarzı otomobilden büyük araçların yan tarafına kapı altı seviyesine boydan boya takılan aksesuar basamağı |
running board n.
|
|
336 |
Automotive |
piston ve piston kolu ayağına serbestçe takılan piston pimi |
floating piston pin n.
|
|
337 |
Automotive |
yarış aracına yüksek hızda giderken yerde kalması amacıyla takılan düz bir parça |
wing n.
|
|
338 |
Automotive |
römorka takılan ve çekilen aracın daha hızlı gitmesini engelleyen bir fren türü |
overrun brake n.
|
|
339 |
Automotive |
geçirilerek takılan |
slip-in adj.
|
|
Transportation |
|
340 |
Transportation |
kışın kuzeyde yük vs. taşımak için kullanılan paletli bir traktör ve arkasına takılan kızaklı vagonlar |
cat-train [canadian] n.
|
|
341 |
Transportation |
kışın kuzeyde yük vs. taşımak için kullanılan paletli bir traktör ve arkasına takılan kızaklı vagonlar |
cat-swing [canadian] n.
|
|
Railway |
|
342 |
Railway |
marşandizin sonuna takılan cumbalı vagon |
van n.
|
|
343 |
Railway |
(demiryolunda taşıtların raydan çıkmalarını engellemek için) raylara takılan alet |
derail n.
|
|
Aeronautic |
|
344 |
Aeronautic |
rotor disklerinin çevresine eşit aralıklarla takılan kanatçıklar |
blade n.
|
|
345 |
Aeronautic |
uçağa takılan roket fırlatma parçası |
launch shoe n.
|
|
346 |
Aeronautic |
uçağa takılan roket fırlatma parçası |
launching shoe n.
|
|
347 |
Aeronautic |
nitelikli pilotlar ve uçak personellerince nişan olarak takılan şekillendirilmiş kuş kanatları |
wings n.
|
|
Marine |
|
348 |
Marine |
geminin dümenine takılan halat |
relieving tackle n.
|
|
349 |
Marine |
dalış tüpünün bir ucuna takılan bir cins supap |
pillar valve n.
|
|
350 |
Marine |
eski devirlerde savaş gemilerinin pruvasına takılan metal mahmuz |
bow spur n.
|
|
351 |
Marine |
kayıkta dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol |
tiller n.
|
|
352 |
Marine |
rüzgarı yakalamak üzere teknelerin direklerine takılan büyükçe kumaş parçası |
sail n.
|
|
353 |
Marine |
tekne yüzeyine takılan bağlantı parçaları |
through-hull fittings n.
|
|
354 |
Marine |
tekne yüzeyine takılan deniz tipi vana ve bağlantı parçaları |
seacock and through-hull fittings n.
|
|
355 |
Marine |
normal havada yatlara takılan büyük ve hafif yelken |
ballooner n.
|
|
356 |
Marine |
gemiyi buza karşı korumak için yanlarına takılan halat çerçevesi |
bowgrace n.
|
|
357 |
Marine |
eskiden tam armalı gemilere takılan koç boynuzu |
cockscomb n.
|
|
358 |
Marine |
liman mafsallarına takılan demir kanca |
porthook n.
|
|
359 |
Marine |
geminin kıçındaki balkon kapısının dışına takılan bir tür fırtına panjuru |
dead door n.
|
|
360 |
Marine |
zıpkına takılan kısa bir tür bağlantı ipi |
foreganger n.
|
|
361 |
Marine |
zıpkına takılan kısa bir tür bağlantı ipi |
foregoer n.
|
|
362 |
Marine |
zıpkına takılan bir tür bağlantı ipi |
forerunner n.
|
|
363 |
Marine |
gemi gövdesinin dışına takılan motora ait |
portable adj.
|
|
Mining |
|
364 |
Mining |
(altın yıkama) huniye takılan çakıllar |
hopperings n.
|
|
Medical |
|
365 |
Medical |
balon (solunum maskesine takılan) |
ambu bag n.
|
|
366 |
Medical |
kateter takılan anatomik bölge |
anatomic region of catheterization n.
|
|
367 |
Medical |
kateter takılan anatomik bölge |
anatomic region of catheterisation n.
|
|
368 |
Medical |
koklear implant takılan hasta |
cochlear implanted patient n.
|
|
369 |
Medical |
subklavyaya takılan kateter |
subclavian catheterization n.
|
|
370 |
Medical |
vücuda takılan torbalar |
body worn bags n.
|
|
371 |
Medical |
kasların devamlı kasılmasını önlemek için ele takılan rulo şeklindeki atel |
handroll n.
|
|
372 |
Medical |
derideki kan akışını ölçmek için parmağa takılan pletismograf |
digital plethysmograph n.
|
|
373 |
Medical |
kadın vücuduna takılan prezervatif |
femidom n.
|
|
374 |
Medical |
hijyenik pedi sabitlemek için takılan dar ve esnek kemer |
sanitary belt n.
|
|
Anatomy |
|
375 |
Anatomy |
ön kola takılan kolluk |
cubital n.
|
|
Dentistry |
|
376 |
Dentistry |
dişin yüzeyine takılan genellikle metalden yapılmış kalıp |
onlay n.
|
|
377 |
Dentistry |
diş takılan |
fanged adj.
|
|
Astronomy |
|
378 |
Astronomy |
büyük teleskopa takılan küçük teleskop |
finder n.
|
|
Zoology |
|
379 |
Zoology |
(hayvanlara takılan) küpe |
lugmark n.
|
|
380 |
Zoology |
eskiden at bacağına takılan pranga |
fetterlock n.
|
|
Botanic |
|
381 |
Botanic |
tohumları kıyafet veya yün dokulara takılan bitki |
stickweed n.
|
|
Agriculture |
|
382 |
Agriculture |
saman karıştırıcıya takılan karıştırma aparatı |
hayfork n.
|
|
383 |
Agriculture |
bitkileri yığmak için sabana veya pulluğa takılan ek parça |
hiller n.
|
|
384 |
Agriculture |
inekleri işaretlemek için çenelerinin altına takılan bir alet |
chin ball [new zealand] n.
|
|
385 |
Agriculture |
kümes hayvanlarını veya tavşanları taze çimlerin üzerinde dolaştırmak için kümes veya kafese takılan taşınabilir küçük tel parmaklık |
fold [uk] n.
|
|
386 |
Agriculture |
ekine zarar vermemesi için sabana takılan parça |
shield n.
|
|
387 |
Agriculture |
toprağı öğütmek için sabana takılan cihaz |
spider n.
|
|
Breeding |
|
388 |
Breeding |
(ata takılan) boğaz kayışı |
throatband n.
|
|
389 |
Breeding |
(ata takılan) boğaz kayışı |
throatlash n.
|
|
390 |
Breeding |
zapt etmek için atın ayağına takılan kelepçe |
trammel n.
|
|
391 |
Breeding |
kesim sırasında akan kan için tavuk gibi kuşların çenesine takılan metal kap |
blood cup n.
|
|
392 |
Breeding |
ineğin boynuna takılan kelepçe |
headstock n.
|
|
393 |
Breeding |
(huysuz at için takılan) at gözlüğü |
lunette n.
|
|
394 |
Breeding |
başın kenarına takılan at gemi |
sidecheck n.
|
|
Fishery |
|
395 |
Fishery |
oltanın ucuna takılan kuş tüyü |
tippet n.
|
|
396 |
Fishery |
oltanın kancasına takılan bir parça naylon |
trace n.
|
|
397 |
Fishery |
balık avlarken olta misinasının ucuna takılan ve yemin suya dalmasını engelleyen mantar ve veya suda batmayan parça |
bobfloat n.
|
|
398 |
Fishery |
balık avlarken olta misinasının ucuna takılan ve yemin suya dalmasını engelleyen mantar ve veya suda batmayan parça |
cork n.
|
|
399 |
Fishery |
balık avlarken olta misinasının ucuna takılan ve yemin suya dalmasını engelleyen mantar ve veya suda batmayan parça |
bob n.
|
|
400 |
Fishery |
ucuna kanca veya yem takılan olta ipi |
leader n.
|
|
401 |
Fishery |
ağa takılan yosunlar |
blind eel n.
|
|
402 |
Fishery |
olta ipinin ucuna takılan sinek |
bobber n.
|
|
403 |
Fishery |
olta ipinin ucuna takılan sinek |
bobfly n.
|
|
404 |
Fishery |
olta ipinin ucuna takılan sinek |
bobber n.
|
|
405 |
Fishery |
olta ipinin ucuna takılan sinek |
dropper n.
|
|
406 |
Fishery |
oltanın ucuna takılan kurşun |
dipsey n.
|
|
407 |
Fishery |
oltanın ucuna takılan kurşun |
dipsie n.
|
|
408 |
Fishery |
oltanın ucuna takılan kurşun |
dipsy n.
|
|
409 |
Fishery |
yapay olta sineği yapımında oltaya takılan malzemeler |
dubbing n.
|
|
410 |
Fishery |
(oltaya takılan balığı) ipi çekerek yormak |
play v.
|
|
Education |
|
411 |
Education |
toplu taşıma araçlarının üzerine takılan reklam afişleri |
car card n.
|
|
History |
|
412 |
History |
eskiden tıbbi büyü için takılan ve yavru kırlangıcın midesinden çıkarılan küçük taş |
chelidonius n.
|
|
413 |
History |
geçmiş dönemlerde saçın arkasına takılan bir peruk |
bagwig n.
|
|
414 |
History |
pantolonun paçasının açılmaması için takılan bir çift kayış |
bowyangs [australia/new zealand] n.
|
|
415 |
History |
18. yüzyılda maskeli balo gibi etkinliklerde takılan bir tür yarım maske |
loo mask n.
|
|
416 |
History |
18. yüzyılda maskeli balo gibi etkinliklerde takılan bir tür yarım maske |
loup n.
|
|
417 |
History |
eskiden kuşağa takılan bir tür kese |
gipser n.
|
|
418 |
History |
tunik üzerine takılan dikdörtgen biçimli kumaş veya kemer |
clavus n.
|
|
419 |
History |
eskiden başarısız öğrencilerin başına takılan külah |
dunce's cap n.
|
|
420 |
History |
eskiden başarısız öğrencilerin başına takılan külah |
fool's cap n.
|
|
421 |
History |
(eskiden avrupa'da) alnın ortasına takılan bir tür mücevher |
ferronière n.
|
|
422 |
History |
mızrak ucuna takılan küçük flama |
pennoncel n.
|
|
423 |
History |
mızrak ucuna takılan küçük flama |
pennoncelle n.
|
|
424 |
History |
15. yüzyıl ve sonrası avrupa kılıçlarında görülen, kabzanın bir tarafına takılan ve bazen kafes işi olabilen yarı dairesel kabza siperi |
shell n.
|
|
425 |
History |
göğse takılan ilave zırh parçası |
pesane n.
|
|
426 |
History |
göğse takılan ilave zırh parçası |
pusane n.
|
|
Archaeology |
|
427 |
Archaeology |
eski dönemlerde bilek veya kola takılan bilezik |
armilla n.
|
|
Religious |
|
428 |
Religious |
roma katolik din adamları tarafından takılan kare bir başlık |
beretta n.
|
|
429 |
Religious |
bazı yahudilerin kapı sövelerine takılan küçük bir parşömen tomarı |
mezuza n.
|
|
430 |
Religious |
bazı yahudilerin kapı sövelerine takılan küçük bir parşömen tomarı |
mezuzah n.
|
|
431 |
Religious |
göğüs üzerine takılan haç |
pectoral cross n.
|
|
432 |
Religious |
(tibet budizmi'nde) içinde muska bulunan ve kolye olarak takılan küçük kutu |
gau n.
|
|
433 |
Religious |
yunan ortodoks kilisesi'nde din adamlarının giydiği kıyafete takılan manşet |
cuff n.
|
|
Environment |
|
434 |
Environment |
karayolu dışında kullanılan hareketli makinelara takılan içten yanmalı motorlardan çıkan gazlara ve partikül halindeki kirleticilere karşı alınacak tedbirler |
measures against the emission of gaseous and particulate pollutants from internal combustion engines to be installed in non-road mobile machinery n.
|
|
435 |
Environment |
yakaya takılan hava örneği toplayıcısı |
personal air sampling device n.
|
|
436 |
Environment |
yakaya takılan hava örneği toplayıcısı |
lapel air sampling device n.
|
|
437 |
Environment |
kömür veya odundan yanıcı gaz üretmesi için araca takılan aparat |
gazogene n.
|
|
Military |
|
438 |
Military |
silaha takılan dürbün |
telescope sight n.
|
|
439 |
Military |
harbinin ucuna takılan çaput |
swab n.
|
|
440 |
Military |
kordon (üniformaya takılan) |
braid n.
|
|
441 |
Military |
ortaçağda takılan, vizör ve boyun koruyucudan oluşan bir kask tipi |
armet n.
|
|
442 |
Military |
kola takılan rütbe işareti |
chevron n.
|
|
443 |
Military |
bomba veya füzenin kuyruğuna takılan metal kılavuz |
vane n.
|
|
444 |
Military |
bomba veya füzenin kuyruğuna takılan dengeleyici kanat |
vane n.
|
|
445 |
Military |
ağız ve çeneye takılan çıkarılabilir bir zırh parçası |
ventail n.
|
|
446 |
Military |
üniforma üzerine takılan rütbe işareti |
insignia of rank n.
|
|
447 |
Military |
madalya kurdelesi üstüne ikinci bir ödülü veya daha yüksek bir sınıfı göstermek için takılan metal nişan |
cluster [us] n.
|
|
448 |
Military |
eski silahların kuyruk bölümüne takılan kürdan benzeri tel |
picker n.
|
|
449 |
Military |
(ingiliz ordusunda) rütbe belirtmek için takılan elmas biçimindeki sembol |
pip n.
|
|
450 |
Military |
bazı topçu silahlarına takılan metal ayaklık veya zemin |
platform n.
|
|
451 |
Military |
askeri üniformanın omuz bölgesine takılan kordon |
fourragère n.
|
|
452 |
Military |
boğaz ve boynu koruması için miğfere takılan parça |
beaver n.
|
|
Hunting |
|
453 |
Hunting |
(silah kilidine takılan) horoz |
tumbler n.
|
|
454 |
Hunting |
dipçiğin dibine takılan tabla |
butt plate n.
|
|
455 |
Hunting |
namlu ucuna vidalanarak takılan değişebilir şok |
choke tube n.
|
|
456 |
Hunting |
silaha takılabilmesi için dürbüne takılan halkalar |
scope rings n.
|
|
457 |
Hunting |
tepmeyi azaltmak için dipçik tabanına takılan kalın yarı sert esnek tabla |
recoil pad n.
|
|
458 |
Hunting |
geri tepmeyi azaltması için ateşli silahın namlu ucuna takılan alet |
compensator n.
|
|
459 |
Hunting |
fişek takılan her bir ilmek |
cartridge loop v.
|
|
Sport |
|
460 |
Sport |
körlingde kaymayı önlemek için ayakkabıya takılan çivili demir |
tramp n.
|
|
461 |
Sport |
pantolonun bisiklet zincirine takılmasını engelleyen, ayak bileklerinin etrafına takılan klips |
trouser clip n.
|
|
462 |
Sport |
pantolonun bisiklet zincirine takılmasını engelleyen, ayak bileklerinin etrafına takılan klips |
bicycle clip n.
|
|
463 |
Sport |
eskrim, buz hokeyi gibi sporlarda yüzü korumak için takılan maske |
mask n.
|
|
464 |
Sport |
eskrim kılıcının ucuna takılan koruyucu parça |
button n.
|
|
465 |
Sport |
araçlara takılan kızak benzeri ayak |
ski n.
|
|
466 |
Sport |
araçlara takılan kızak benzeri ayak |
skee n.
|
|
467 |
Sport |
kürek sporunda takılan koruyucu eldiven |
pogie n.
|
|
Music |
|
468 |
Music |
kilise orglarına hava basıncını kontrol için takılan bir parça |
viola da gamba n.
|
|
469 |
Music |
iki oktavlık notaların eşleştirilmesi için klavyeye takılan bir alet |
polychord n.
|
|
470 |
Music |
parmağa takılan pena |
slide n.
|
|
Theatre |
|
471 |
Theatre |
ingiliz köylü dansında maskeli aktörün beline takılan at figürü |
hobbyhorse n.
|
|
Cinema |
|
472 |
Cinema |
çekim sırasında kameraya takılan sese dayanıklı kılıf |
blimp n.
|
|
Printery |
|
473 |
Printery |
kağıt filigran silindirine takılan tel veya pirinç parça |
bit n.
|
|
Archaic |
|
474 |
Archaic |
takı olarak takılan sallantılı süs |
bob n.
|
|
Ornithology |
|
475 |
Ornithology |
kuşların ayağına takılan halka |
band n.
|
|
Slang |
|
476 |
Slang |
ağır takılan uyuşturucu müptelası |
druggie n.
|
|
477 |
Slang |
denizcilere takılan aşağılayıcı bir lakap |
jacky n.
|
|
478 |
Slang |
güzel kızlarla takılan çirkin kız |
nottie n.
|
|
479 |
Slang |
görünüş olarak ortadoğululara benzeyenlere takılan lakap |
dirka n.
|
|
480 |
Slang |
kangurulara çarpmamak için arabanın önüne takılan koruyucu |
roo bar n.
|
|
481 |
Slang |
üzerinde gübre kalıntıları olan çizmelerinden dolayı kovboylara takılan lakap |
shit kicker n.
|
|
482 |
Slang |
yalnız takılan mahkum |
walkalone n.
|
|
483 |
Slang |
yalnız takılan tip |
billy-no-mates n.
|
|
484 |
Slang |
siyahların yaşadığı mahallelerde takılan kişi |
ghetto bird n.
|
|
485 |
Slang |
kenar mahallelerde boş boş takılan kişi |
ghetto bird n.
|
|
486 |
Slang |
buz hokeyi oyuncularının peşine takılan kadın |
hockey whore n.
|
|
487 |
Slang |
buz hokeyi oyuncularının peşine takılan kadın |
puck bunny n.
|
|
488 |
Slang |
siyahi mahallelerinde gezinen/takılan kimse |
hood rat n.
|
|
489 |
Slang |
kenar mahallelerde takılan kimse |
hood rat n.
|
|
490 |
Slang |
kendinden yaşça büyük bir kadınla ilişkisi olan/takılan genç erkek |
boy toy n.
|
|
491 |
Slang |
afrikalı veya polinezyalı kişilere takılan ırksal bir lakap |
coconut head n.
|
|
492 |
Slang |
geylerle takılan kadın |
fag hag n.
|
|
493 |
Slang |
hap takılan tip |
pillhead n.
|
|
494 |
Slang |
komünist olmakla suçlanan kişilere takılan lakap |
pinko (commie) n.
|
|
495 |
Slang |
penis başına takılan pirsing |
prince albert n.
|
|
496 |
Slang |
(abd deniz kuvvetlerinde takılan) kartal arması |
crow n.
|
|
497 |
Slang |
ünlü olmak için popüler biri ile takılan kişi |
famefucker n.
|
|
498 |
Slang |
entel takılan |
booksie adj.
|
|
499 |
Slang |
entel takılan |
booksy adj.
|
|
British Slang |
|
500 |
British Slang |
geylerle takılan kadın |
fag-hag n.
|
|