twice

Bedeutungen von dem Begriff "twice" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 12 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
Common Usage
1	Common Usage	twice adv.	iki kez
It does not make sense for us to follow the voting list, because we would then have to vote on the same content twice. Oylama listesini takip etmemiz mantıklı değil çünkü bu durumda aynı içeriği iki kez oylamak zorunda kalacağız. More Sentences
2	Common Usage	twice adv.	iki sefer
Sami was married twice. Sami iki sefer evlendi. More Sentences
3	Common Usage	twice adv.	iki kere
Esmaeel called me and slapped me again twice, like this. Esmaeel beni aradı ve iki kere daha tokat attı, bu şekilde. More Sentences
General
4	General	twice adv.	iki defa
The Economic and Social Council has met twice in 1999. Ekonomik ve Sosyal Konsey, 1999 yılında iki defa toplanmıştır. More Sentences
5	General	twice adv.	iki katı
Inflation is already twice that and is expected to rise once the 10 new countries join. Enflasyon şimdiden bunun iki katı ve 10 yeni ülke katıldığında yükselmesi bekleniyor. More Sentences
Technical
6	Technical	twice adv.	iki kez
It will meet twice a year and there is no particular budget to service the forum. Yılda iki kez toplanacaktır ve foruma hizmet etmek için belirli bir bütçe yoktur. More Sentences
7	Technical	twice adv.	iki defa
Nobody may be convicted twice for the same crime. Hiç kimse aynı suçtan dolayı iki defa mahkum edilemez. More Sentences
General
8	General	twice adv.	iki kat
9	General	twice adv.	mükerrer
10	General	twice prep.	iki misli
Archaic
11	Archaic	twice adj.	iki kat
12	Archaic	twice adj.	iki misli

Bedeutungen, die der Begriff "twice" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 203 Ergebniss(e)

	Kategorie	Englisch	Türkisch
General
1	General	read twice v.	iki kere okumak
A book worth reading is worth reading twice. Okunmayı hak eden bir kitap, iki kere okunmayı da hak eder. More Sentences
2	General	think twice v.	iki kez düşünmek
Then, for example, people will think twice before transporting oil in a tanker that is about to fall apart. O zaman, örneğin, insanlar parçalanmak üzere olan bir tankerle petrol taşımadan önce iki kez düşüneceklerdir. More Sentences
3	General	twice a day adv.	günde iki kez
We go to see her twice a day. Günde iki kez onu görmeye gidiyoruz. More Sentences
4	General	twice as much adv.	iki misli
If you decided to work for us we would pay you twice as much. Bizim için çalışmaya karar verirsen sana iki mislini öderiz. More Sentences
5	General	twice a week adv.	haftada iki kez
My sister takes piano lessons twice a week. Kız kardeşim haftada iki kez piyano dersi alıyor. More Sentences
6	General	once or twice adv.	bir iki kere
I think I've done that once or twice. Sanırım bunu bir iki kere yaptım. More Sentences
7	General	twice a week adv.	haftada iki defa
Tom eats fish twice a week. Tom haftada iki defa balık yer. More Sentences
8	General	twice weekly adv.	haftada iki kez
My youngest sister has piano lessons twice weekly. En küçük kız kardeşim haftada iki kez piyano dersi alıyor. More Sentences
9	General	twice as much adv.	iki kat fazla
He ate twice as much as I did. Benden iki kat fazla yedi. More Sentences
10	General	twice baked bread n.	çifte pişirilmiş ekmek
11	General	first cousin twice removed n.	kuzen torunu
12	General	think twice v.	etraflıca düşünmek
13	General	think twice v.	durup düşünmek
14	General	read twice v.	iki defa okumak
15	General	sell something for twice what he/she paid for it v.	aldığının/ödediğinin iki katına satmak
16	General	twice-told adj.	bilinen
17	General	twice-told adj.	daha önce yapılan
18	General	twice-told adj.	daha önce anlatılan
19	General	twice-told adj.	bayat (espri vb)
20	General	twice-told adj.	bayat (espri)
21	General	twice told adj.	bilinen
22	General	twice told adj.	çok söylenmiş
23	General	twice-born adj.	ikinci kez doğmuş
24	General	twice-born adj.	ahlaki ve manevi yönlerden yenilenmiş
25	General	twice-born adj.	üç üst düzey hindu kast gruplarından birine ait
26	General	twice-born adj.	üç üst düzey hindu kast gruplarından birini oluşturan
27	General	two-by-twice adj.	küçük
28	General	two-by-twice adj.	dar
29	General	two-by-twice adj.	daraşmalık
30	General	twice a month adv.	ayda iki kere
31	General	twice a year adv.	yılda iki kere
32	General	twice a day adv.	günde iki kere
33	General	once or twice adv.	bir iki kez
34	General	twice per hour adv.	saatte iki kez
35	General	twice in a row adv.	art arda iki kez
36	General	twice daily once in the morning and once in the evening adv.	sabah bir akşam bir olmak üzere günde iki kere
37	General	twice daily once in the morning and once in the evening adv.	sabah 1 akşam 1 olmak üzere günde 2 kere
38	General	twice yearly adv.	yılda iki defa
39	General	twice yearly adv.	yılda iki kez
40	General	twice yearly adv.	senede iki kere
41	General	twice weekly adv.	haftada 2 kere
42	General	twice a week adv.	haftada 2 kere
43	General	twice weekly adv.	haftada iki defa
44	General	twice a week adv.	haftada 2 kez
45	General	twice a week adv.	haftada iki kere
46	General	twice weekly adv.	haftada iki kere
47	General	twice weekly adv.	haftada 2 kez
48	General	once or twice a year adv.	yılda bir veya iki kez
49	General	once or twice a year adv.	yılda bir veya iki kere
50	General	twice a week or more adv.	haftada iki veya daha fazla kez
51	General	twice as much adv.	2 kat fazla
52	General	twice per year adv.	yılda 2 kere
53	General	twice per year adv.	yılda iki kere
54	General	twice per year adv.	yılda 2 defa
55	General	twice per year adv.	yılda 2 kez
56	General	twice per year adv.	senede 2 kere
57	General	twice per year adv.	yılda iki defa
58	General	twice per year adv.	yılda iki kez
59	General	twice per year adv.	senede iki defa
60	General	twice per year adv.	senede iki kere
61	General	twice per year adv.	senede 2 defa
62	General	twice per year adv.	senede iki kez
63	General	twice per year adv.	senede 2 kez
64	General	twice a minute adv.	dakikada iki defa
65	General	twice a minute adv.	dakikada iki kere
66	General	twice a minute adv.	dakikada iki kez
67	General	twice a minute adv.	dakikada iki sefer
68	General	at twice adv.	iki farklı zamanda
69	General	at twice adv.	iki seferde
70	General	at twice adv.	ikinci seferde
71	General	twice as prep.	iki kez
Phrases
72	Phrases	buy cheap, buy twice expr.	ucuz etin yahnisi/tiridi tatsız/yavan olur
73	Phrases	buy cheap, buy twice expr.	ucuz etin tiridi/suyu az olur
74	Phrases	buy cheap, buy twice expr.	ucuz alan pahalı alır
75	Phrases	buy cheap, buy twice expr.	ucuz alan iki kere alır
76	Phrases	twice in succession expr.	art arda iki kez
77	Phrases	even a stopped watch is right twice a day expr.	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
78	Phrases	even a stopped watch is right twice a day expr.	bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir
79	Phrases	even a broken watch is right twice a day expr.	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
80	Phrases	even a broken watch is right twice a day expr.	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
81	Phrases	even a broken watch is right twice a day expr.	bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir
82	Phrases	even a stopped watch is right twice a day expr.	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
83	Phrases	think twice code once expr.	iki kere düşün bir kere kodla
84	Phrases	going once, going twice, sold expr.	satıyorum, satıyorum, sattım
Proverb
85	Proverb	once burnt twice shy	sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
86	Proverb	once bitten twice shy	sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
87	Proverb	lightning never strikes in the same place twice	aynı dert kişinin başına iki kez gelmez
88	Proverb	lightning never strikes twice	aynı nehirde iki kez yüzülmez
89	Proverb	lightning never strikes twice	yıldırım aynı yere iki kez düşmez
90	Proverb	lightning does not strike twice	yıldırım aynı yere iki kere düşmez
91	Proverb	lightning does not strike twice	yıldırım aynı yere iki kez düşmez
92	Proverb	lightning does not strike twice	aynı nehirde iki kez yüzülmez
93	Proverb	lightning never strikes twice	yıldırım aynı yere iki kere düşmez
94	Proverb	he gives twice who gives quickly	az olsun dert değil ama çabuk olsun
95	Proverb	once burned twice shy	sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş
96	Proverb	fool me once, shame on you; fool me twice, shame on me	beni bir kere aldatırsan sen utan, ikincide ben kanarsam ben utanayım
97	Proverb	a good example has twice the value of good advice	bir musibet bin nasihatten evladır
98	Proverb	a good example has twice the value of good advice	bir musibet bin nasihatten iyidir
99	Proverb	think twice before you speak once	iki düşün, bir konuş
100	Proverb	think twice before you speak once	iki düşün, bir söyle
101	Proverb	measure twice, cut once	iki düşün, bir söyle
102	Proverb	measure twice, cut once	iki düşün, bir konuş
103	Proverb	you never step into the same river twice	aynı nehirde iki kez yıkanılmaz
104	Proverb	measure twice, cut once	İki ölç, bir biç
105	Proverb	a dead clock is correct twice a day	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
106	Proverb	a dead clock is right twice a day	bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
107	Proverb	buy cheap, buy twice	ucuz alan, pahalı alır
108	Proverb	buy cheap, buy twice	cömertle nekesin harcı birdir
109	Proverb	buy cheap, buy twice	ucuz etin yahnisi yavan/tatsız olur
110	Proverb	a stopped clock is right twice a day	bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir
111	Proverb	lightning doesn't strike twice	yıldırım aynı yere iki kere düşmez
112	Proverb	lightning doesn't strike twice	yıldırım aynı yere iki kez düşmez
113	Proverb	lightning doesn't strike twice	aynı nehirde iki kez yüzülmez
114	Proverb	lightning never strikes (the same place) twice	yıldırım aynı yere iki kere düşmez
115	Proverb	lightning never strikes (the same place) twice	yıldırım aynı yere iki kez düşmez
116	Proverb	lightning never strikes (the same place) twice	aynı nehirde iki kez yüzülmez
117	Proverb	lightning never strikes twice in the same place	yıldırım aynı yere iki kere düşmez
118	Proverb	lightning never strikes twice in the same place	yıldırım aynı yere iki kez düşmez
119	Proverb	lightning never strikes twice in the same place	aynı nehirde iki kez yüzülmez
120	Proverb	even a stopped/broken clock is right twice a day	bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
Colloquial
121	Colloquial	once or twice adv.	bir iki defa
122	Colloquial	once or twice adv.	bir iki kere
123	Colloquial	once or twice adv.	bir iki kez
124	Colloquial	bigger than life and twice as ugly expr.	birdenbire/bir anda (belirme)
125	Colloquial	big as life and twice as ugly expr.	birdenbire/bir anda (belirme)
126	Colloquial	kids twice my size expr.	iki katım olan çocuklar
127	Colloquial	men twice my size expr.	iki katım olan adamlar
128	Colloquial	guys twice my size expr.	iki katım olan herifler/adamlar
Idioms
129	Idioms	be twice the man/woman that (someone) is v.	(birinden) bin kat daha/bin kez daha (iyi, güçlü, başarılı) olmak
130	Idioms	be twice the man or woman that someone is v.	(birinden) bin kat daha (iyi, güçlü, başarılı) olmak
131	Idioms	stumble over the same stone twice v.	aynı hatayı iki kere yapmak
132	Idioms	not think twice about something v.	hemen/hiç düşünmeden yapmak
133	Idioms	throw party twice a year v.	yılda iki kez parti vermek
134	Idioms	stumble over the same stone twice v.	yaş tahtaya basmak
135	Idioms	not think twice about something v.	(bir konuda) tereddüt etmemek/etmeden davranmak
136	Idioms	be twice the man/woman v.	bin kat daha iyi biri olmak
137	Idioms	be twice the man/woman v.	bin kez daha iyi biri olmak
138	Idioms	be twice the man/woman v.	çok daha üstün biri olmak
139	Idioms	be twice the man/woman that (someone) is v.	(birinden) çok daha üstün olmak
140	Idioms	be twice the man/woman that (someone) is v.	(birinden) bin kat daha iyi olmak
141	Idioms	be twice the man/woman that (someone) is v.	(birinden) kat be kat daha iyi/üstün olmak
142	Idioms	think twice about v.	hakkında etraflıca düşünmek
143	Idioms	think twice about v.	hakkında durup düşünmek
144	Idioms	think twice about v.	hakkında iki kez düşünmek
145	Idioms	think twice about something/about doing something v.	bir şey/bir şey yapmak hakkında etraflıca düşünmek
146	Idioms	think twice about something/about doing something v.	bir şey/bir şey yapmak hakkında durup düşünmek
147	Idioms	think twice about something/about doing something v.	bir şeyi/bir şey yapmayı iki kez düşünmek
148	Idioms	cheap at twice the price [uk/australia] adj.	yok pahasına
149	Idioms	cheap at twice the price [uk/australia] adj.	ölü fiyatına
150	Idioms	cheap at twice the price [uk/australia] adj.	kelepir
151	Idioms	cheap at twice the price [uk/australia] adj.	değerinden çok ucuz
152	Idioms	cheap at twice the price [uk/australia] adj.	bedava
153	Idioms	cheap at twice the price [uk/australia] adj.	bedavadan ucuz
154	Idioms	cheap at twice the price [uk/australia] adj.	sudan ucuz
155	Idioms	twice over adv.	iki kere
156	Idioms	as large as life and twice as ugly expr.	birdenbire/bir anda (belirme)
157	Idioms	bigger than life and twice as ugly expr.	birden önüne çıkma
158	Idioms	bigger than life and twice as ugly expr.	kanlı canlı
159	Idioms	I don't boil my cabbage twice expr.	kendimi tekrar etmem
160	Idioms	I don't boil my cabbage twice expr.	aynı şeyi tekrarlayamam
161	Idioms	I don't boil my cabbage twice expr.	tekrar edemem
162	Idioms	I don't boil my cabbage twice expr.	bir şeyi iki kere yapmam
163	Idioms	I don't chew my cabbage twice expr.	kendimi tekrar etmem
164	Idioms	I don't chew my cabbage twice expr.	aynı şeyi tekrarlayamam
165	Idioms	I don't chew my cabbage twice expr.	tekrar edemem
166	Idioms	I don't chew my cabbage twice expr.	bir şeyi iki kere yapmam
167	Idioms	measure twice and cut once expr.	iki düşün, bir konuş
168	Idioms	measure twice and cut once expr.	iki düşün, bir söyle
169	Idioms	measure twice and cut once expr.	İki ölç, bir biç
Speaking
170	Speaking	think twice before saying anything expr.	bir şey söylemeden önce iki kez düşün
171	Speaking	we met before once or twice expr.	daha önce bir iki kere karşılaşmıştık
172	Speaking	he got married twice expr.	iki kere evlendi
173	Speaking	he got married twice expr.	iki defa evlendi
174	Speaking	he got married twice expr.	iki kez evlendi
175	Speaking	she got married twice expr.	iki kere evlendi
176	Speaking	she got married twice expr.	iki kez evlendi
177	Speaking	she got married twice expr.	iki defa evlendi
178	Speaking	think twice expr.	iki kez düşün
179	Speaking	I have been to spain twice so far expr.	şimdiye kadar iki kez ispanya'ya gittim
180	Speaking	I have been to spain twice so far expr.	şimdiye kadar iki kez ispanya'ya bulundum
181	Speaking	I have been to spain twice so far expr.	şimdiye kadar iki defa ispanya'ya gittim
182	Speaking	I have been to spain twice so far expr.	şimdiye kadar iki defa ispanya'ya bulundum
183	Speaking	I have been to spain twice so far expr.	şimdiye kadar iki kere ispanya'ya gittim
184	Speaking	I have been to spain twice so far expr.	şimdiye kadar iki kere ispanya'ya bulundum
185	Speaking	I shower twice a week expr.	haftada iki kez duş alırım
186	Speaking	I shower twice a week expr.	haftada iki defa duş alırım
187	Speaking	I shower twice a week expr.	haftada iki kere duş alırım
Computer
188	Computer	you have voted twice for the same player expr.	aynı oyuncuyu iki kez oyladın
189	Computer	you have voted twice for the same player expr.	aynı oyuncu için iki kez oy kullandın
190	Computer	you have voted twice for the same player expr.	aynı oyuncu için iki kere oy kullandın
191	Computer	you have voted twice for the same player expr.	aynı oyuncuyu iki kere oyladın
Textile
192	Textile	twice-laid adj.	eski yünden yapılmış
193	Textile	twice-laid adj.	eski malzemelerden dokunmuş
Automotive
194	Automotive	twice pipes n.	çift borulu
Aeronautic
195	Aeronautic	words twice expr.	iki kere/defa söyleyin
Marine
196	Marine	twice-laid adj.	eski veya kullanılmış iplerden yapılmış (halat)
Medical
197	Medical	twice a day n.	günde iki kere ilaç alınması
Gastronomy
198	Gastronomy	twice-baked bread n.	peksimet
Botanic
199	Botanic	twice-pinnate n.	iki çift yaprak
Latin
200	Latin	ne bis in idem (not twice in the same) expr.	aynı suçtan dolayı iki kere yargılanmama
Archaic
201	Archaic	twice-accented octave n.	ilk c notası ile başlayan ve artan müzikal oktav
Ornithology
202	Ornithology	twice-stabbed ladybird (chilocoris stigma) n.	uğur böcekleri familyasından küçük siyah renkli yırtıcı bir böcek
203	Ornithology	twice-stabbed ladybeetle n.	uğur böcekleri familyasından küçük siyah renkli yırtıcı bir böcek