Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | undying adj. | ölümsüz | ||
Tom bought an eternity ring for Mary, as a token of his undying love for her. Tom ona duyduğu ölümsüz aşkın bir simgesi olarak Mary'ye bir sonsuzluk yüzüğü satın aldı. More Sentences |
||||
General | undying adj. | sonsuz | ||
Tom bought an eternity ring for Mary, as a token of his undying love for her. Tom, Mary'ye olan sonsuz aşkının bir simgesi olarak ona sonsuzluk yüzüğü aldı. More Sentences |
||||
General | undying adj. | ölmez | ||
General | undying adj. | ebedi | ||
General | undying adj. | nihayetsiz |