|
Kategorie |
Englisch |
Türkisch |
|
General |
|
1 |
General |
world war n.
|
dünya savaşı |
|
The Second World War has thus been brought to a definitive end.
İkinci Dünya Savaşı böylece kesin olarak sona ermiştir.
More Sentences
|
2 |
General |
war poetry n.
|
savaş şiiri |
|
There's lots of war poetry on the syllabus.
Müfredatta bir sürü savaş şiiri var.
More Sentences
|
|
3 |
General |
prisoner of war n.
|
savaş esiri |
|
Yet he is taken hostage and treated as a prisoner of war.
Yine de rehin alındı ve savaş esiri muamelesi gördü.
More Sentences
|
4 |
General |
war on terrorism n.
|
terörizmle savaş |
|
The Afghan crisis, the war on terrorism, must not distract our attention from this part of the world.
Afgan krizi, terörizmle savaş, dikkatimizi dünyanın bu bölgesinden uzaklaştırmamalıdır.
More Sentences
|
5 |
General |
state of war n.
|
savaş durumu |
|
The concept of a state of war best describes the situation.
Savaş durumu kavramı durumu en iyi şekilde açıklamaktadır.
More Sentences
|
6 |
General |
tug of war n.
|
çekişme |
|
There is a tug of war going on between the Council and Parliament.
Konsey ve Parlamento arasında bir çekişme yaşanıyor.
More Sentences
|
7 |
General |
theatre of war n.
|
savaş alanı |
|
Europe has experience of being a theatre of war.
Avrupa bir savaş alanı olma deneyimine sahiptir.
More Sentences
|
8 |
General |
guerrilla war n.
|
gerilla savaşı |
|
There is a real guerrilla war in progress.
Devam etmekte olan gerçek bir gerilla savaşı var.
More Sentences
|
9 |
General |
nuclear war n.
|
nükleer savaş |
|
Nuclear war has been threatened.
Nükleer savaş tehdidinde bulunuldu.
More Sentences
|
10 |
General |
prisoners of war n.
|
savaş esirleri |
|
Until such time as their legal status has been established, they must be regarded as prisoners of war.
Yasal statüleri belirlenene kadar savaş esiri olarak kabul edilmeleri gerekmektedir.
More Sentences
|
11 |
General |
war of aggression n.
|
saldırı savaşı |
|
We are concerned here with a war of aggression contrary to international law.
Biz burada uluslararası hukuka aykırı bir saldırı savaşı ile ilgileniyoruz.
More Sentences
|
12 |
General |
gulf war n.
|
körfez savaşı |
|
Since the end of the Gulf War, our strategy has been one of containment and deterrence.
Körfez Savaşı'nın sona ermesinden bu yana stratejimiz çevreleme ve caydırıcılık üzerine kurulmuştur.
More Sentences
|
13 |
General |
war criminal n.
|
savaş suçlusu |
|
First of all, Saddam Hussein is already a hardened war criminal.
Her şeyden önce, Saddam Hüseyin zaten azılı bir savaş suçlusudur.
More Sentences
|
14 |
General |
prisoner of war n.
|
savaş tutsağı |
|
He's a prisoner of war.
O bir savaş tutsağıdır.
More Sentences
|
15 |
General |
war crime n.
|
savaş suçu |
|
Those responsible for violations of human rights and war crimes act with complete impunity.
İnsan hakları ihlalleri ve savaş suçlarından sorumlu olanlar hiçbir cezayla karşılaşmaksızın hareket etmektedir.
More Sentences
|
16 |
General |
state of war n.
|
savaş hali |
|
In nature, living beings are in a perpetual state of war.
Doğada, canlılar sürekli bir savaş halindedir.
More Sentences
|
17 |
General |
cold war n.
|
soğuk savaş |
|
It is a product of the Cold War, and no longer meets today's needs.
Soğuk Savaş'ın bir ürünüdür ve artık günümüzün ihtiyaçlarını karşılamamaktadır.
More Sentences
|
18 |
General |
war movie n.
|
savaş filmi |
|
Tom doesn't watch war movies.
Tom savaş filmi seyretmez.
More Sentences
|
19 |
General |
korean war n.
|
kore savaşı |
|
The father was a veteran of the Korean War.
Baba Kore savaşının emektarıydı.
More Sentences
|
20 |
General |
class war n.
|
sınıf savaşı |
|
It means that class war is being waged.
Bu, sınıf savaşının yürütüldüğü anlamına geliyor.
More Sentences
|
21 |
General |
declaration of war n.
|
savaş ilanı |
|
Anything else would be unacceptable and a declaration of war.
Başka bir şey kabul edilemez ve savaş ilanı demek olur.
More Sentences
|
22 |
General |
preventive war n.
|
önleyici savaş |
|
The doctrine of a preventive war to protect the vital interests of the United States is unacceptable.
Amerika Birleşik Devletleri'nin hayati çıkarlarını korumak için önleyici savaş doktrini kabul edilemez.
More Sentences
|
|
23 |
General |
threat of war n.
|
savaş tehdidi |
|
We must solve this as good friends and not with something like a threat of war.
Bunu savaş tehdidi gibi bir şeyle değil, iyi dostlar olarak çözmeliyiz.
More Sentences
|
24 |
General |
civil war n.
|
iç savaş |
|
The country has experienced a terrible civil war.
Ülke korkunç bir iç savaş yaşadı.
More Sentences
|
25 |
General |
god of war n.
|
savaş tanrısı |
|
In Greek mythology, Ares was the god of war.
Yunan mitolojisinde, Ares savaş tanrısıydı.
More Sentences
|
26 |
General |
entering the war n.
|
savaşa girme |
|
In 1779, Spain entered the war against the British.
İspanya 1779 yılında İngilizlere karşı savaşa girdi.
More Sentences
|
27 |
General |
war hero n.
|
savaş kahramanı |
|
Roosevelt was a war hero.
Roosevelt bir savaş kahramanı idi.
More Sentences
|
28 |
General |
third world war n.
|
üçüncü dünya savaşı |
|
I wonder if a third world war will break out.
Üçüncü dünya savaşının patlak verip vermeyeceğini merak ediyorum.
More Sentences
|
29 |
General |
war zone n.
|
savaş alanı |
|
It's like a war zone there.
Orası savaş alanı gibi.
More Sentences
|
30 |
General |
anti-war demonstration n.
|
savaş karşıtı gösteri |
|
Hundreds of thousands of people have gathered for anti-war demonstrations across the European Union.
Avrupa Birliği genelinde yüz binlerce insan savaş karşıtı gösteriler için bir araya geldi.
More Sentences
|
31 |
General |
bloody war n.
|
kanlı savaş |
|
The European Union is set up with the aim of ending the frequent and bloody wars between neighbours, which culminated in the Second World War.
Avrupa Birliği, İkinci Dünya Savaşı ile doruğa ulaşan komşular arasındaki sık ve kanlı savaşları sona erdirmek amacıyla kurulmuştur.
More Sentences
|
32 |
General |
go to war v.
|
savaşa girmek |
|
Man decides to go to war; and man can put a stop to war.
Savaşa girmeye insan karar verir; ve insan savaşı durdurabilir.
More Sentences
|
33 |
General |
wage war v.
|
savaşmak |
|
Holding talks is the way to achieve peace, not waging war.
Barışa ulaşmanın yolu savaşmak değil, görüşmeler yapmaktır.
More Sentences
|
34 |
General |
make war v.
|
savaşmak |
|
Let us take advantage of this situation, however, to contain the problem and avoid making war.
Bununla birlikte, sorunu kontrol altına almak ve savaşmaktan kaçınmak için bu durumdan yararlanalım.
More Sentences
|
35 |
General |
wage war against v.
|
savaş açmak |
|
The Burmese generals continue to wage war against their own population.
Burmalı generaller kendi halklarına karşı savaş açmaya devam ediyor.
More Sentences
|
36 |
General |
win a war v.
|
savaş kazanmak |
|
To win a war against terror across borders, we need to build a consensus across borders.
Sınırlar ötesinde teröre karşı savaşı kazanmak için sınırlar ötesinde bir mutabakat oluşturmamız gerekmektedir.
More Sentences
|
37 |
General |
wage war on v.
|
savaş açmak |
|
If they wish to wage war on undemocratic regimes in the Middle East, they must wage war on Saudi Arabia.
Eğer Ortadoğu'daki demokratik olmayan rejimlere savaş açmak istiyorlarsa, Suudi Arabistan'a savaş açmalıdırlar.
More Sentences
|
38 |
General |
prevent the war v.
|
savaşı önlemek |
|
He had to prevent the war.
O savaşı önlemeliydi.
More Sentences
|
39 |
General |
win the war v.
|
savaşı kazanmak |
|
Personally speaking, I think that we perhaps have won the war, but there is a risk we might lose peace.
Kişisel olarak, savaşı kazanmış olabileceğimizi düşünüyorum, ancak barışı kaybetme riskimiz de var.
More Sentences
|
40 |
General |
war with v.
|
ile savaşmak |
|
We're not at war with Japan.
Japonya ile savaşta değiliz.
More Sentences
|
Phrasals |
|
41 |
Phrasals |
war against (someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) savaşmak |
|
The war against terrorism is a war to free the people of Afghanistan from the twenty-eight years of slavery.
Terörizme karşı savaş Afganistan halkını yirmi sekiz yıllık kölelikten kurtarmak için verilen bir savaştır.
More Sentences
|
Phrases |
|
42 |
Phrases |
no to war expr.
|
savaşa hayır |
|
We should therefore say no to war and trust the UN.
Bu nedenle savaşa hayır demeli ve BM'ye güvenmeliyiz.
More Sentences
|
Colloquial |
|
43 |
Colloquial |
first gulf war n.
|
birinci körfez savaşı |
|
The gentlemen at this table were naval commanders during the first Gulf War.
Bu masadaki beyler Birinci Körfez Savaşı sırasındaki deniz komutanlarıydı.
More Sentences
|
Idioms |
|
44 |
Idioms |
declare war on (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) savaş ilan etmek |
|
We very much declare war on any form of terrorism.
Terörizmin her türlüsüne karşı savaş ilan ediyoruz.
More Sentences
|
Speaking |
|
45 |
Speaking |
war is over expr.
|
savaş bitti |
|
The war is over.
Savaş bitti.
More Sentences
|
General |
|
46 |
General |
shooting war n.
|
gerçek savaş |
|
47 |
General |
war chest n.
|
savaşta toplanan para |
|
48 |
General |
cost of war n.
|
savaşın maliyeti |
|
49 |
General |
wage war n.
|
savaş |
|
50 |
General |
theater of war n.
|
harp sahası |
|
51 |
General |
invasive war n.
|
istila savaşı |
|
52 |
General |
commencement of war n.
|
savaşın başlaması |
|
53 |
General |
war of balkan peninsula n.
|
balkan savaşı |
|
54 |
General |
war cry n.
|
savaş narası |
|
55 |
General |
ground war n.
|
kara harekatı |
|
56 |
General |
effects of war n.
|
savaşın sonuçları |
|
57 |
General |
war club n.
|
topuz |
|
58 |
General |
rights of war veterans n.
|
gazi hakları |
|
59 |
General |
advocate of war n.
|
savaş destekçisi |
|
60 |
General |
war caused disability n.
|
savaş maluliyeti |
|
61 |
General |
ground war n.
|
kara savaşı |
|
62 |
General |
results of the war n.
|
savaşın sonuçları |
|
|
63 |
General |
war academy n.
|
harp okulu |
|
64 |
General |
law of war n.
|
savaş hukuku |
|
65 |
General |
war in literature n.
|
edebiyatta savaş |
|
66 |
General |
war academy n.
|
harp akademisi |
|
67 |
General |
department of war n.
|
savaş bakanlığı |
|
68 |
General |
war gas n.
|
savaş gazı |
|
69 |
General |
the second world war n.
|
ikinci dünya savaşı |
|
70 |
General |
war of movement n.
|
manevra savaşı |
|
71 |
General |
paper war n.
|
basın savaşı |
|
72 |
General |
war god n.
|
savaş tanrısı |
|
73 |
General |
conduct of war n.
|
savaşın idaresi |
|
74 |
General |
prisoner of war n.
|
esir |
|
75 |
General |
the first world war n.
|
birinci dünya savaşı |
|
76 |
General |
war office n.
|
savaş bakanlığı |
|
77 |
General |
english war poetry n.
|
ingiliz savaş şiiri |
|
78 |
General |
war fleet n.
|
harp filosu |
|
79 |
General |
war of aggression n.
|
taarruz harbi |
|
80 |
General |
turco italian war n.
|
trablusgarp savaşı |
|
81 |
General |
war helmet n.
|
tolga |
|
82 |
General |
paper war n.
|
kalem savaşı |
|
83 |
General |
ministry of war n.
|
harbiye nezareti |
|
84 |
General |
trojan war n.
|
troya savaşı |
|
85 |
General |
end of the war n.
|
savaşın sonu |
|
86 |
General |
results of war n.
|
savaşın sonuçları |
|
87 |
General |
air war n.
|
hava savaşı |
|
88 |
General |
war cry n.
|
bir kampanyada kullanılan slogan |
|
89 |
General |
secretary of war n.
|
savaş bakanı |
|
90 |
General |
national sovereignty war n.
|
milli kurtuluş savaşı |
|
91 |
General |
war grave n.
|
şehitlik |
|
92 |
General |
horrors of war n.
|
savaşın dehşetleri |
|
93 |
General |
crimean war n.
|
kırım savaşı |
|
94 |
General |
serial war n.
|
hava savaşı |
|
95 |
General |
war of invasion n.
|
istila savaşı |
|
96 |
General |
war veteran n.
|
gazi |
|
97 |
General |
war whoop n.
|
savaş narası |
|
98 |
General |
war advocacy n.
|
savaş savunması |
|
99 |
General |
the class war n.
|
sınıf mücadelesi |
|
100 |
General |
war college n.
|
harp okulu |
|
101 |
General |
war and literature n.
|
savaş ve edebiyat |
|
102 |
General |
war baby n.
|
savaşta doğan bebek |
|
103 |
General |
holy war n.
|
din savaşı |
|
104 |
General |
war profiteer n.
|
harp zengini |
|
105 |
General |
prevention of war n.
|
savaşın önlenmesi |
|
106 |
General |
war and emergency legislation n.
|
savaş ve olağanüstü hal mevzuatı |
|
107 |
General |
war films n.
|
savaş filmleri |
|
108 |
General |
police war n.
|
polis savaşı |
|
109 |
General |
border war n.
|
sınır savaşı |
|
110 |
General |
secretary of state for war n.
|
savaş bakanı |
|
111 |
General |
war horse n.
|
savaş atı |
|
112 |
General |
holy war n.
|
cihat |
|
113 |
General |
war of conquest n.
|
fetih savaşı |
|
114 |
General |
tug of war n.
|
mücadele |
|
115 |
General |
guerilla war n.
|
çete savaşı |
|
116 |
General |
the aftermath of war n.
|
savaşın sonuçları |
|
117 |
General |
literature and the war n.
|
edebiyat ve savaş |
|
118 |
General |
aerial war n.
|
hava savaşı |
|
119 |
General |
women and war n.
|
kadınlar ve savaş |
|
120 |
General |
national independence war n.
|
milli kurtuluş savaşı |
|
121 |
General |
war hawk n.
|
savaş kışkırtıcısı |
|
122 |
General |
war of the knife n.
|
süngü savaşı |
|
123 |
General |
extension of war n.
|
savaşın uzaması |
|
124 |
General |
winning of the war n.
|
savaşın galibi |
|
125 |
General |
war of nerves n.
|
sinir harbi |
|
126 |
General |
war dance n.
|
savaş dansı |
|
127 |
General |
war declaration n.
|
savaş ilanı |
|
128 |
General |
tug of war n.
|
şiddetli rekabet |
|
129 |
General |
civil war n.
|
milli savaş |
|
130 |
General |
on a war foot n.
|
yolcu durumunda |
|
131 |
General |
consequences of a war n.
|
savaşın sonuçları |
|
132 |
General |
man of war n.
|
savaş gemisi |
|
133 |
General |
holy war n.
|
gaza |
|
134 |
General |
liberty war n.
|
kurtuluş savaşı |
|
135 |
General |
solemn war n.
|
din savaşı |
|
136 |
General |
persian gulf war n.
|
basra körfezi savaşı |
|
137 |
General |
warning of war n.
|
savaş uyarısı |
|
138 |
General |
war paint n.
|
savaş boyası |
|
139 |
General |
war clouds n.
|
savaş bulutları |
|
140 |
General |
theater of war n.
|
savaş alanı |
|
141 |
General |
war of position n.
|
mevzi savaşı |
|
142 |
General |
just war n.
|
haklı savaş |
|
143 |
General |
war relief n.
|
savaş yardımı |
|
144 |
General |
war and society n.
|
savaş ve toplum |
|
145 |
General |
yugoslav war n.
|
yugoslav savaşı |
|
146 |
General |
war crime trials n.
|
savaş suçu yargılamaları |
|
147 |
General |
war correspondents n.
|
savaş muhabirleri |
|
148 |
General |
yugoslav war crime trials n.
|
yugoslav savaş suçu yargılamaları |
|
149 |
General |
act of war n.
|
savaşın çıkmasına neden olan olay |
|
150 |
General |
act of war n.
|
savaş nedeni |
|
151 |
General |
outbreak of war n.
|
savaşın başlaması |
|
152 |
General |
outbreak of war n.
|
savaş çıkması |
|
153 |
General |
outbreak of war n.
|
savaş başlaması |
|
154 |
General |
outbreak of war n.
|
savaşın çıkması |
|
155 |
General |
war strategy n.
|
savaş stratejisi |
|
156 |
General |
rating war n.
|
rating savaşı |
|
157 |
General |
theater of war n.
|
savaş bölgesi |
|
158 |
General |
war crimes n.
|
savaş suçları |
|
159 |
General |
war letter n.
|
savaş mektubu |
|
160 |
General |
war threat n.
|
savaş tehdidi |
|
161 |
General |
war preparation n.
|
harp hazırlığı |
|
162 |
General |
declaring war n.
|
savaş ilan etme |
|
163 |
General |
proxy war n.
|
temsili savaş |
|
164 |
General |
greco-turkish war n.
|
yunan-türk savaşı |
|
165 |
General |
french and indian war n.
|
fransız-kızılderili savaşı |
|
166 |
General |
israel-arab war n.
|
israil-arap savaşı |
|
167 |
General |
post-war political scene n.
|
savaş sonrası politik sahne |
|
168 |
General |
russo-turkish war n.
|
rus-türk savaşı |
|
169 |
General |
war-horse n.
|
savaş atı |
|
170 |
General |
war-horse n.
|
artık eskisi kadar etki uyandırmayan sanat eseri |
|
171 |
General |
war-disability n.
|
harp malullüğü |
|
172 |
General |
war-horse n.
|
eski kurt |
|
173 |
General |
men-of-war n.
|
savaş gemisi |
|
174 |
General |
war-horse n.
|
eski tüfek |
|
175 |
General |
war-horse n.
|
çok tecrübeli biri |
|
176 |
General |
post-cold-war world n.
|
soğuk savaş sonrası dünyası |
|
177 |
General |
turco-italian war n.
|
trablusgarp savaşı |
|
178 |
General |
war-horse n.
|
artık eskisi gibi etki uyandırmayan bir sanat eseri (sık sık/fazlasıyla icra edildiği için) |
|
179 |
General |
anti-war demonstration n.
|
savaşa hayır gösterisi |
|
180 |
General |
war risk n.
|
savaş riski |
|
181 |
General |
war to the death n.
|
ölümüne savaş |
|
182 |
General |
war to the death n.
|
ölesiye savaş |
|
183 |
General |
war memorial n.
|
savaş anıtı |
|
184 |
General |
war memorial n.
|
şehit anıtı |
|
185 |
General |
outbreak of war n.
|
savaşın patlak vermesi |
|
186 |
General |
war story n.
|
savaş öyküsü |
|
187 |
General |
war story n.
|
savaş hikayesi |
|
188 |
General |
civil war cemetery n.
|
iç savaş mezarlığı |
|
189 |
General |
war train n.
|
savaş treni |
|
190 |
General |
sinews of war n.
|
savaş için gerekli kaynaklar |
|
191 |
General |
covert war n.
|
gizli/örtülü savaş |
|
192 |
General |
the war on terror n.
|
teröre karşı savaş |
|
193 |
General |
turkish war veterans association president n.
|
muharip gaziler derneği genel başkanı |
|
194 |
General |
war correspondent n.
|
savaş muhabiri |
|
195 |
General |
tug of war n.
|
halat çekme oyunu |
|
196 |
General |
war-weary troops n.
|
savaş yorgunu birlikler |
|
197 |
General |
war diamond n.
|
savaş bölgelerinde çıkarılan ve savaş düzenini finanse etmekte kullanılan elmas |
|
198 |
General |
the spoils of war n.
|
savaş ganimetleri |
|
199 |
General |
spoil of war n.
|
savaş ganimeti |
|
200 |
General |
civil war hero n.
|
iç savaş kahramanı |
|
201 |
General |
escalation of the war n.
|
savaşın tırmanması |
|
202 |
General |
world war III n.
|
üçüncü dünya savaşı |
|
203 |
General |
the next world war n.
|
bir sonraki dünya savaşı |
|
204 |
General |
an undeclared war n.
|
ilan edilmemiş bir savaş |
|
205 |
General |
war aim n.
|
savaş amacı |
|
206 |
General |
the brink of war n.
|
savaşın eşiği |
|
207 |
General |
post-war period n.
|
savaş sonrası dönem |
|
208 |
General |
pre-war period n.
|
savaş öncesi dönem |
|
209 |
General |
tug of war n.
|
ip çekme |
|
210 |
General |
war horn n.
|
savaş borusu |
|
211 |
General |
war photographer n.
|
savaş fotoğrafçısı |
|
212 |
General |
war of independence museum n.
|
kurtuluş savaşı müzesi |
|
213 |
General |
cause of war n.
|
savaş sebebi |
|
214 |
General |
cause of war n.
|
savaş nedeni |
|
215 |
General |
holy war n.
|
kutsal savaş |
|
216 |
General |
sacred war n.
|
kutsal savaş |
|
217 |
General |
arts of war n.
|
savaş sanatları |
|
218 |
General |
war threats n.
|
savaş tehditleri |
|
219 |
General |
war environment n.
|
savaş ortamı |
|
220 |
General |
repercussions of war n.
|
savaşın yankıları |
|
221 |
General |
war effort n.
|
savaş gayreti/çabası |
|
222 |
General |
war territory n.
|
savaş bölgesi |
|
223 |
General |
fortress war n.
|
kale savaşı |
|
224 |
General |
war reporter n.
|
savaş muhabiri |
|
225 |
General |
war and children n.
|
savaş ve çocuklar |
|
226 |
General |
war of the worlds n.
|
dünyalar savaşı |
|
227 |
General |
war of words n.
|
ağız dalaşı |
|
228 |
General |
war of words n.
|
laf dalaşı |
|
229 |
General |
war of words n.
|
söz dalaşı |
|
230 |
General |
war robots n.
|
savaş robotları |
|
231 |
General |
paint war n.
|
boya savaşı |
|
232 |
General |
war simulator n.
|
savaş simülatörü |
|
233 |
General |
the end of the cold war n.
|
soğuk savaş'ın sonu |
|
234 |
General |
war of ambition n.
|
hırs savaşı |
|
235 |
General |
tug-of-war n.
|
halat çekme yarışı |
|
236 |
General |
war bag n.
|
kovboy çantası |
|
237 |
General |
war sack n.
|
kovboy çantası |
|
238 |
General |
macedonian war n.
|
makedonya savaşı |
|
239 |
General |
macedonian war n.
|
makedonya krallığı ile roma arasında m.ö. 3. ve 2. yüzyıllarda meydana gelen dört savaştan biri |
|
240 |
General |
man-of-war n.
|
ölümcül şekilde sokan deniz anasına benzer bir deniz canlısı |
|
241 |
General |
portuguese man-of-war n.
|
ölümcül şekilde sokan deniz anasına benzer bir deniz canlısı |
|
242 |
General |
man–of–war n.
|
saygın bir donanmadaki mücadeleci savaş gemisi |
|
243 |
General |
intestine war [obsolete] n.
|
iç savaş |
|
244 |
General |
holy war n.
|
kökten farklı inançların, görüşlerin fanatik savunucuları arasındaki çatışma |
|
245 |
General |
holy war n.
|
ateşli mücadele |
|
246 |
General |
holy war n.
|
fanatik mücadele |
|
247 |
General |
holy war n.
|
tartışmalı bir konu hakkında bir internet forumunda devam eden bir diyalog |
|
248 |
General |
civil war buff n.
|
amerikan iç savaş dönemi tarihine hobi olarak ilgi duyan kimse |
|
249 |
General |
war widow n.
|
savaşta eşini kaybetmiş kimse |
|
250 |
General |
war widow n.
|
savaş dulu |
|
251 |
General |
honorary title for war veterans n.
|
gazilik |
|
252 |
General |
drug war n.
|
narkotik ile uyuşturucu satıcıları arasındaki çatışma |
|
253 |
General |
prisoner of war medal n.
|
amerikan savaş tutsaklarına verilen madalya |
|
254 |
General |
epic war n.
|
destansı savaş |
|
255 |
General |
people's war n.
|
halk savaşı |
|
256 |
General |
culture war n.
|
kültür savaşı |
|
257 |
General |
pick a war v.
|
savaş çıkarmak |
|
258 |
General |
wage war against v.
|
harp açmak |
|
259 |
General |
be at war with v.
|
uğraşmak |
|
260 |
General |
wage war v.
|
savaş açmak |
|
261 |
General |
wage war v.
|
savaşı sürdürmek |
|
262 |
General |
wage war v.
|
harp açmak |
|
263 |
General |
wage a war v.
|
savaşmak |
|
264 |
General |
start war v.
|
savaş başlatmak |
|
265 |
General |
levy war on v.
|
birine karşı savaş açmak |
|
266 |
General |
call for war duty v.
|
savaş görevine çağırmak |
|
267 |
General |
wage war on v.
|
harp açmak |
|
268 |
General |
pick a war v.
|
savaş çıkartmak |
|
269 |
General |
wage war against v.
|
savaşmak |
|
270 |
General |
declare war v.
|
savaş çıkarmak |
|
271 |
General |
wage war with v.
|
savaşmak |
|
272 |
General |
be at war with v.
|
mücadele etmek |
|
273 |
General |
wage war on v.
|
savaşmak |
|
274 |
General |
declare war v.
|
savaş ilan etmek |
|
275 |
General |
be at war v.
|
savaş halinde olmak |
|
276 |
General |
wage war on somebody v.
|
savaşmak |
|
277 |
General |
start a war v.
|
savaş açmak |
|
278 |
General |
make a war v.
|
savaş yapmak |
|
279 |
General |
wage a war v.
|
savaş yapmak |
|
280 |
General |
fight a war v.
|
savaş yapmak |
|
281 |
General |
the war break out v.
|
savaş çıkmak |
|
282 |
General |
(the war) to erupt v.
|
savaş patlak vermek |
|
283 |
General |
start the war v.
|
savaş başlatmak |
|
284 |
General |
lose war v.
|
savaş kaybetmek |
|
285 |
General |
wage war with v.
|
-e karşı savaşmak |
|
286 |
General |
wage war against v.
|
-e karşı savaşmak |
|
287 |
General |
wage war on v.
|
-e karşı savaşmak |
|
288 |
General |
come out of war v.
|
savaştan çıkmak |
|
289 |
General |
declare war against v.
|
savaş açmak |
|
290 |
General |
declare war against v.
|
savaş ilan etmek |
|
291 |
General |
pay war compensation v.
|
savaş tazminatı ödemek |
|
292 |
General |
parachute into war zone v.
|
paraşütle savaş alanına inmek |
|
293 |
General |
die in the war field with honour v.
|
savaş alanında onurlu bir şekilde ölmek |
|
294 |
General |
be on the brink of war v.
|
savaş eşiğine gelmek |
|
295 |
General |
be on the brink of war v.
|
savaşın eşiğine gelmek |
|
296 |
General |
be on the brink of war v.
|
savaşın eşiğinde olmak |
|
297 |
General |
levy war v.
|
silahlanmak |
|
298 |
General |
levy war v.
|
saldırmak |
|
299 |
General |
post cold war adj.
|
soğuk savaş sonrası |
|
300 |
General |
war weary adj.
|
savaş yorgunu |
|
301 |
General |
mobilized for war adj.
|
seferber |
|
302 |
General |
war weary adj.
|
savaş mağduru |
|
303 |
General |
on the war path adj.
|
kavgaya hazır |
|
304 |
General |
war-winning adj.
|
savaş kazanmış |
|
305 |
General |
war-torn adj.
|
savaştan zarar görmüş |
|
306 |
General |
war-worn adj.
|
savaştan zarar görmüş |
|
307 |
General |
war-torn adj.
|
savaş mağlubu |
|
308 |
General |
war-weary adj.
|
savaş yorgunu |
|
309 |
General |
war-weary adj.
|
savaştan bıkmış |
|
310 |
General |
war-worn adj.
|
savaş mağlubu |
|
311 |
General |
war-ridden adj.
|
savaşçı |
|
312 |
General |
war-ravaged adj.
|
savaştan tahrip olmuş |
|
313 |
General |
prisoner-of-war adj.
|
savaş esiri |
|
314 |
General |
prisoner-of-war adj.
|
harp esiri |
|
315 |
General |
prisoner-of-war adj.
|
savaş tutsağı |
|
316 |
General |
at war adv.
|
savaş halinde |
|
317 |
General |
after world war II adv.
|
2. dünya savaşı sonrası |
|
Phrasals |
|
318 |
Phrasals |
make war on someone v.
|
birine savaş açmak |
|
319 |
Phrasals |
declare war against someone v.
|
birine savaş açmak |
|
320 |
Phrasals |
declare war on someone v.
|
birine savaş açmak |
|
321 |
Phrasals |
declare war on someone v.
|
savaş ilan etmek |
|
322 |
Phrasals |
war over someone v.
|
uğruna kavga etmek |
|
323 |
Phrasals |
war against (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı savaş açmak |
|
324 |
Phrasals |
war against (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) bitirmeye/yok etmeye çalışmak |
|
325 |
Phrasals |
war against (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) |
|
326 |
Phrasals |
war against (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) ortadan kaldırmaya çalışmak |
|
327 |
Phrasals |
war against (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) yok etmeye çalışmak |
|
328 |
Phrasals |
war against (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) hakkından gelmeye çalışmak |
|
329 |
Phrasals |
war against (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) alt etmeye çalışmak |
|
330 |
Phrasals |
war on (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı savaş açmak |
|
331 |
Phrasals |
war on (someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) savaşmak |
|
332 |
Phrasals |
war on (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) bitirmeye/yok etmeye çalışmak |
|
333 |
Phrasals |
war on (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) |
|
334 |
Phrasals |
war on (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) ortadan kaldırmaya çalışmak |
|
335 |
Phrasals |
war on (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) yok etmeye çalışmak |
|
336 |
Phrasals |
war on (someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) hakkından gelmeye çalışmak |
|
337 |
Phrasals |
war on (someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) alt etmeye çalışmak |
|
338 |
Phrasals |
war over (something) v.
|
(bir şey) için savaş açmak |
|
339 |
Phrasals |
war over (something) v.
|
(bir şeyi) elde etmek için savaşmak |
|
340 |
Phrasals |
war over (something) v.
|
(bir konuda) çekişmek |
|
341 |
Phrasals |
war over (something) v.
|
(bir konuda) münakaşa/anlaşmazlık yaşamak |
|
342 |
Phrasals |
war with (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı savaş açmak |
|
343 |
Phrasals |
war with (someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) savaşmak/savaşa girmek |
|
344 |
Phrasals |
war with (someone or something) v.
|
(biriyle/bir grupla) çekişmek |
|
345 |
Phrasals |
war with (someone or something) v.
|
(biriyle/bir grupla) münakaşa/anlaşmazlık yaşamak |
|
Phrases |
|
346 |
Phrases |
at the end of the world war expr.
|
dünya savaşının sonunda |
|
347 |
Phrases |
because of civil war expr.
|
iç savaş dolayısı ile |
|
348 |
Phrases |
because of civil war expr.
|
iç savaş yüzünden |
|
349 |
Phrases |
because of civil war expr.
|
iç savaş nedeni ile |
|
350 |
Phrases |
because of civil war expr.
|
iç savaş nedeniyle |
|
351 |
Phrases |
on the verge of war expr.
|
savaşın eşiğinde |
|
352 |
Phrases |
with the outbreak of war expr.
|
savaşın patlak vermesiyle |
|
353 |
Phrases |
despite the war expr.
|
savaşa rağmen |
|
354 |
Phrases |
on the verge of a war expr.
|
savaşın eşiğinde |
|
355 |
Phrases |
no war expr.
|
savaşa hayır |
|
356 |
Phrases |
make love not war expr.
|
savaşma seviş |
|
Proverb |
|
357 |
Proverb |
never fight a land war in asia expr.
|
boyundan büyük bir çekişmeye girme |
|
358 |
Proverb |
never fight a land war in asia expr.
|
altından kalkamayacağın bir mücadeleye girme |
|
359 |
Proverb |
all's fair in love and war
|
aşkta ve savaşta her şey mubahtır |
|
360 |
Proverb |
all is fair in love and war
|
aşkta ve savaşta her şey mubahtır |
|
361 |
Proverb |
if you want peace, you must prepare for war
|
eğer barış istiyorsan savaşa hazırlan |
|
362 |
Proverb |
if you want peace, prepare for war
|
eğer barış istiyorsan savaşa hazırlan |
|
363 |
Proverb |
councils of war never fight
|
savaşa karar verenler asla savaşmazlar |
|
364 |
Proverb |
councils of war never fight
|
savaş konseyi savaşmaz |
|
365 |
Proverb |
if you want peace, prepare for war
|
barış istiyorsan savaşa hazırlıklı ol |
|
366 |
Proverb |
never start a land war in asia
|
boyundan büyük bir çekişmeye girme |
|
367 |
Proverb |
never start a land war in asia
|
altından kalkamayacağın bir mücadele başlatma |
|
Colloquial |
|
368 |
Colloquial |
dogs of war n.
|
savaşın kudurmuş köpekleri |
|
369 |
Colloquial |
dogs of war n.
|
savaşın getirdiği kaos |
|
370 |
Colloquial |
dogs of war n.
|
savaşın yol açtığı yıkım |
|
371 |
Colloquial |
dogs of war n.
|
paralı asker |
|
372 |
Colloquial |
war horse n.
|
sağlam kimse/şey |
|
373 |
Colloquial |
war horse n.
|
güçlü kimse/şey |
|
374 |
Colloquial |
war horse n.
|
sağlam/güçlü karakterli kimse |
|
375 |
Colloquial |
war horse n.
|
zorluklar karşısında dayanıklı kimse/şey |
|
376 |
Colloquial |
war horse n.
|
yılmayan/mücadeleci kimse |
|
377 |
Colloquial |
war horse n.
|
güvenilir kimse/şey |
|
378 |
Colloquial |
war horse n.
|
sırtını dayayabileceğin/yaslayabileceğin kimse veya şey |
|
379 |
Colloquial |
war horse n.
|
güç dayanağı |
|
380 |
Colloquial |
war horse n.
|
kurtarıcı kimse/şey |
|
381 |
Colloquial |
war horse n.
|
halihazırda bulunan şey |
|
382 |
Colloquial |
war horse n.
|
kurtarıcı şey |
|
383 |
Colloquial |
war horse n.
|
risksiz şey |
|
384 |
Colloquial |
war horse n.
|
her zamanki şey |
|
385 |
Colloquial |
old war horse n.
|
halihazırda bulunan şey |
|
386 |
Colloquial |
old war horse n.
|
kurtarıcı şey |
|
387 |
Colloquial |
old war horse n.
|
risksiz şey |
|
388 |
Colloquial |
old war horse n.
|
her zamanki şey |
|
389 |
Colloquial |
flame-war n.
|
çevrim içi forumlarda yaşanan ağız dalaşı |
|
390 |
Colloquial |
flame-war n.
|
kullanıcılar arasında olan hakaret dolu ve rencide edici mesajlaşma |
|
391 |
Colloquial |
in every war there is an enemy expr.
|
her savaşta bir düşman vardır |
|
392 |
Colloquial |
war has been declared expr.
|
savaş ilan edildi |
|
Idioms |
|
393 |
Idioms |
war bride n.
|
savaş zamanında başka bir ülkenin ordusuna mensup bir askerle evlenen kadın |
|
394 |
Idioms |
war bride n.
|
savaş gelini |
|
395 |
Idioms |
war to end all wars n.
|
bütün savaşları bitirecek olan savaş |
|
396 |
Idioms |
war to end all wars n.
|
tüm savaşları bitirecek son savaş |
|
397 |
Idioms |
war to end all wars n.
|
son savaş |
|
398 |
Idioms |
war to end all wars n.
|
en büyük/en etkili savaş |
|
399 |
Idioms |
war to end all wars n.
|
I. Dünya Savaşı |
|
400 |
Idioms |
a turf war n.
|
bir bölgeyi elde etme savaşı |
|
401 |
Idioms |
tug-of-war n.
|
iki grup arasındaki çekişme |
|
402 |
Idioms |
war of words n.
|
kalem savaşı |
|
403 |
Idioms |
a war of nerves n.
|
sinir harbi |
|
404 |
Idioms |
a war of words n.
|
sözcüklerin savaşı |
|
405 |
Idioms |
the fortunes of war n.
|
savaş süreci ve sonuçları |
|
406 |
Idioms |
the fortunes of war n.
|
savaşın kaderi |
|
407 |
Idioms |
fortunes of war n.
|
savaşın kaderi |
|
408 |
Idioms |
fortunes of war n.
|
savaşın sonucu |
|
409 |
Idioms |
fortunes of war n.
|
müsabakanın kaderi |
|
410 |
Idioms |
fortunes of war n.
|
müsabakanın sonucu |
|
411 |
Idioms |
fortunes of war n.
|
yarışın kaderi |
|
412 |
Idioms |
fortunes of war n.
|
yarışın sonucu |
|
413 |
Idioms |
fortunes of war n.
|
yarışmanın kaderi |
|
414 |
Idioms |
fortunes of war n.
|
yarışmanın sonucu |
|
415 |
Idioms |
war to end all wars n.
|
son savaş |
|
416 |
Idioms |
war to end all wars n.
|
nihai savaş |
|
417 |
Idioms |
war to end all wars n.
|
bütün dünyayı yok edecek savaş |
|
418 |
Idioms |
a war of words n.
|
laf dalaşı |
|
419 |
Idioms |
a war of words n.
|
söz dalaşı |
|
420 |
Idioms |
a war of words n.
|
münakaşa |
|
421 |
Idioms |
a war of words n.
|
ağız dalaşı |
|
422 |
Idioms |
a war to end all wars n.
|
birinci dünya savaşı |
|
423 |
Idioms |
a war to end all wars n.
|
bütün savaşları bitirecek olan savaş |
|
424 |
Idioms |
a war to end all wars n.
|
tüm savaşları bitirecek son savaş |
|
425 |
Idioms |
a war to end all wars n.
|
en büyük/en etkili savaş |
|
426 |
Idioms |
a war to end all wars n.
|
son savaş |
|
427 |
Idioms |
a war to end all wars n.
|
nihai savaş |
|
428 |
Idioms |
an act of war n.
|
savaş nedeni |
|
429 |
Idioms |
an act of war n.
|
savaşın çıkmasına neden olan olay |
|
430 |
Idioms |
an act of war n.
|
savaşa götüren/sürükleyen olay |
|
431 |
Idioms |
an act of war n.
|
kavga nedeni |
|
432 |
Idioms |
an act of war n.
|
anlaşmazlık sebebi |
|
433 |
Idioms |
an act of war n.
|
çatışma nedeni |
|
434 |
Idioms |
an act of war n.
|
iki kişi arasında düşmanlığa neden olacak hareket/davranış |
|
435 |
Idioms |
an act of war n.
|
birini kızdıracak bir davranış/hareket |
|
436 |
Idioms |
an act of war n.
|
savaş nedeni |
|
437 |
Idioms |
an act of war n.
|
savaşın çıkmasına neden olan olay |
|
438 |
Idioms |
an act of war n.
|
savaşa götüren/sürükleyen olay |
|
439 |
Idioms |
an act of war n.
|
kavga nedeni |
|
440 |
Idioms |
an act of war n.
|
anlaşmazlık sebebi |
|
441 |
Idioms |
an act of war n.
|
çatışma nedeni |
|
442 |
Idioms |
an act of war n.
|
iki kişi arasında düşmanlığa neden olacak hareket/davranış |
|
443 |
Idioms |
an act of war n.
|
birini kızdıracak bir davranış/hareket |
|
444 |
Idioms |
lose the battle, but win the war v.
|
küçük bir yenilgiye/başarısızlığa uğradıktan sonra savaşı/mücadeleyi kazanmak |
|
445 |
Idioms |
lose the battle, but win the war v.
|
bir adım geri ama sonra iki adım ileri gitmek |
|
446 |
Idioms |
win the battle, but lose the war v.
|
küçük bir zaferin/başarının peşinden koşup asıl savaşı/mücadeleyi kaybetmek |
|
447 |
Idioms |
win the battle, but lose the war v.
|
küçük balığı kovalayıp büyük balığı kaçırmak |
|
448 |
Idioms |
go to war over someone v.
|
uğruna kavga etmek |
|
449 |
Idioms |
declare war against (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı savaş açmak |
|
450 |
Idioms |
declare war against (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı savaş ilan etmek |
|
451 |
Idioms |
declare war against (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı mücadele başlatmak |
|
452 |
Idioms |
declare war on v.
|
-e savaş açmak |
|
453 |
Idioms |
declare war on v.
|
-e savaş ilan etmek |
|
454 |
Idioms |
declare war on v.
|
ile mücadele başlatmak |
|
455 |
Idioms |
declare war on (someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) savaş açmak |
|
456 |
Idioms |
declare war on (someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) mücadele başlatmak |
|
457 |
Idioms |
go to war (over someone or something) v.
|
(biri/bir şey yüzünden) kavga etmek |
|
458 |
Idioms |
go to war (over someone or something) v.
|
(biri/bir şey yüzünden) çatışmak |
|
459 |
Idioms |
make war (on someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) savaş açmak |
|
460 |
Idioms |
make war (on someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) mücadele etmek |
|
461 |
Idioms |
make war (on someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) ortadan kaldırmaya çalışmak |
|
462 |
Idioms |
make war (on someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) hakkından/üstesinden gelmeye çalışmak |
|
463 |
Idioms |
wage war (on someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı (savaş) açmak/başlatmak |
|
464 |
Idioms |
wage war (on someone or something) v.
|
(birine/bir şeye) karşı savaşmak |
|
465 |
Idioms |
wage war (on someone or something) v.
|
(biriyle/bir şeyle) savaşmak |
|
466 |
Idioms |
wage war (on someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) ortadan kaldırmaya çalışmak |
|
467 |
Idioms |
wage war (on someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) yok etmeye çalışmak |
|
468 |
Idioms |
wage war (on someone or something) v.
|
(birinin/bir şeyin) hakkından gelmeye çalışmak |
|
469 |
Idioms |
wage war (on someone or something) v.
|
(birini/bir şeyi) alt etmeye çalışmak |
|
470 |
Idioms |
this means war expr.
|
bu bir savaş ilanıdır |
|
471 |
Idioms |
at war expr.
|
anlaşmazlık içinde/halinde |
|
472 |
Idioms |
at war expr.
|
mücadele içinde/halinde |
|
473 |
Idioms |
at war expr.
|
çatışma içinde/halinde |
|
474 |
Idioms |
at war expr.
|
iç çatışmada |
|
475 |
Idioms |
at war expr.
|
içsel bir çatışma içerisinde |
|
476 |
Idioms |
at war expr.
|
kendiyle savaş halinde |
|
477 |
Idioms |
at war expr.
|
münakaşa içinde/halinde |
|
478 |
Idioms |
at war expr.
|
uyuşmazlık içinde |
|
479 |
Idioms |
at war expr.
|
kavga halinde |
|
480 |
Idioms |
at war expr.
|
ihtilaf içinde |
|
481 |
Idioms |
at war expr.
|
rekabet içinde |
|
482 |
Idioms |
at war expr.
|
çekişme içinde |
|
483 |
Idioms |
of course, you know this means war! expr.
|
bu kesinlikle savaş ilanıdır! |
|
484 |
Idioms |
of course, you know this means war! expr.
|
bu alenen savaş ilan etmektir! |
|
485 |
Idioms |
of course, you know this means war! expr.
|
bu savaşa giriyoruz demektir! |
|
486 |
Idioms |
of course, you realize this means war! expr.
|
bu kesinlikle savaş ilanıdır! |
|
487 |
Idioms |
of course, you realize this means war! expr.
|
bu alenen savaş ilan etmektir! |
|
488 |
Idioms |
of course, you realize this means war! expr.
|
bu savaşa giriyoruz demektir! |
|
Speaking |
|
489 |
Speaking |
I don't know how this war started expr.
|
bu savaşın nasıl başladığını bilmiyorum |
|
490 |
Speaking |
when will this war end? expr.
|
bu savaş ne zaman bitecek? |
|
491 |
Speaking |
you'll never win this war expr.
|
bu savaşı asla kazanamayacaksın |
|
492 |
Speaking |
how long did the independence war last? expr.
|
kurtuluş savaşı ne kadar sürdü? |
|
493 |
Speaking |
how long did the war of independence last? expr.
|
kurtuluş savaşı ne kadar sürdü? |
|
494 |
Speaking |
war is not a solution expr.
|
savaş bir çözüm değil |
|
495 |
Speaking |
after the war was over expr.
|
savaş bittikten sonra |
|
496 |
Speaking |
I saw the war for the first time expr.
|
savaşı ilk kez gördüm |
|
Trade/Economic |
|
497 |
Trade/Economic |
cola war n.
|
cola savaşı |
|
498 |
Trade/Economic |
post-world war n.
|
dünya savaşı sonrası |
|
499 |
Trade/Economic |
price war n.
|
fiyat savaşı |
|
500 |
Trade/Economic |
tariff war n.
|
gümrük savaşı |
|