Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
weather
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Bedeutungen von dem Begriff
"weather"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 66 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
weather
n.
hava
2
Common Usage
weather
n.
hava durumu
General
3
General
weather
n.
fırtına
4
General
weather
n.
yön
5
General
weather
n.
şart
6
General
weather
n.
ortam
7
General
weather
n.
rüzgara açık olan taraf
8
General
weather
n.
durum
9
General
weather
n.
hava
10
General
weather
n.
hava etkisi
11
General
weather
n.
kötü hava
12
General
weather
n.
bahtın dönmesi
13
General
weather
n.
o günün koşulları
14
General
weather
n.
hayatın getirdikleri
15
General
weather
v.
tehlikeyi bertaraf etmek
16
General
weather
v.
havalandırmak
17
General
weather
v.
savuşturmak
18
General
weather
v.
güneş yağmur vb nedenlerle solmak/aşınmak
19
General
weather
v.
çatlatmak
20
General
weather
v.
rengini değiştirmek
21
General
weather
v.
solmak
22
General
weather
v.
kötü havaya karşı dayanıklık göstermek
23
General
weather
v.
yalpalamak
24
General
weather
v.
-den aşınmak
25
General
weather
v.
yağmur nedeniyle solmak
26
General
weather
v.
tehlike atlatmak
27
General
weather
v.
atlatmak
28
General
weather
v.
kurutmak
29
General
weather
v.
yağmur aşındırmak
30
General
weather
v.
geçiştirmek
31
General
weather
v.
güneş yağmur vb soldurmak/aşındırmak
32
General
weather
v.
(hava ile) aşınmak
33
General
weather
v.
(hava) aşındırmak
34
General
weather
v.
hava etkisiyle değişmek
35
General
weather
v.
hava etkisine tutmak
36
General
weather
v.
(tehlikeyi/badireyi) atlatmak
37
General
weather
v.
başa çıkmak
38
General
weather
v.
baş etmek
39
General
weather
v.
rüzgara doğru yelken açmak
40
General
weather
v.
hava nedeniyle rengi solmak
41
General
weather
v.
hava nedeniyle rengi atmak
42
General
weather
v.
(hava) rengini soldurmak
43
General
weather
v.
hava etkisine dayanmak
44
General
weather
adj.
rahatsız
45
General
weather
adj.
hasta
Technical
46
Technical
weather
n.
hava
47
Technical
weather
n.
yel değirmeninin kendi dönme düzlemi ile yaptığı açı
48
Technical
weather
v.
hava etkisine tutmak
Computer
49
Computer
weather
n.
hava durumu
Architecture
50
Architecture
weather
v.
çatıya eğim vermek
Marine
51
Marine
weather
n.
görünür olan yan hat
52
Marine
weather
n.
görünür olan ince tahta kısım
53
Marine
weather
v.
(gemi) fırtınadan sağ salim geçmek
54
Marine
weather
v.
(yarışta veya deniz savaşında) rüzgara karşı avantajlı konum elde etmek
55
Marine
weather
v.
dalgalı denizde yalpalayıp baş-kıç vurmak
56
Marine
weather
adj.
geminin rüzgar alan yanına ait
57
Marine
weather
adj.
geminin rüzgar alan yanıyla ilgili
58
Marine
weather
adj.
geminin rüzgar alan yanında olan
59
Marine
weather
adj.
geminin rüzgar alan kısmında olan
Meteorology
60
Meteorology
weather
n.
olumsuz veya yıkıcı hava koşulları
61
Meteorology
weather
n.
soğuk hava ve rutubet
62
Meteorology
weather
v.
kötü hava koşulları nedeniyle hareket edememek
63
Meteorology
weather
adj.
hava durumu tahmininde kullanılan
64
Meteorology
weather
adj.
hava durumu tahminiyle ilgili
65
Meteorology
weather
adj.
atmosfer koşullarına maruz kalan
Ornithology
66
Ornithology
weather
v.
(şahini) açık havaya başlığı olmadan salmak
Bedeutungen, die der Begriff
"weather"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
General
1
General
weather strip
n.
pencere bandı
2
General
fine weather
n.
güzel hava
3
General
weather forecasting
n.
hava durumu tahmini
4
General
weather map
n.
hava durumu haritaları
5
General
weather report
n.
hava raporu
6
General
weather forecast
n.
hava raporu
7
General
weather vane
n.
fırıldak
8
General
weather stripping
n.
pencere bandı
9
General
weather strip
n.
tecrit şeridi
10
General
weather forecast
n.
hava tahmin raporu
11
General
weather map
n.
meteoroloji haritası
12
General
clear weather
n.
açık hava
13
General
weather chart
n.
hava haritası
14
General
nasty weather
n.
çepel
15
General
cold weather
n.
soğuk hava
16
General
weather condition
n.
havadurumu
17
General
bad weather
n.
kötü hava
18
General
normal weather conditions
n.
normal hava koşulları
19
General
weather condition
n.
hava durumu
20
General
weather sheet
n.
yelken ipi
21
General
weather stripping
n.
kapı pencere yalıtımı
22
General
synoptic weather chart
n.
hava tahmin haritası
23
General
weather bureau
n.
meteoroloji bürosu
24
General
local weather
n.
yerel hava
25
General
weather vane
n.
yelkovan
26
General
weather radar
n.
hava durumu radarı
27
General
unfavorable weather
n.
elverişsiz hava
28
General
weather vane
n.
rüzgar fırıldağı
29
General
weather forecast
n.
hava durumu
30
General
weather forecaster
n.
hava tahmincisi
31
General
weather map
n.
hava haritası
32
General
good weather
n.
iyi hava
33
General
weather stripping
n.
tecrit şeridi
34
General
unsettled weather
n.
değişken hava
35
General
weather side
n.
rüzgara maruz taraf
36
General
fair weather
n.
iyi hava
37
General
weather strip
n.
kapı pencere süngeri
38
General
weather forecast
n.
hava tahmini
39
General
weather analysis
n.
hava durumu tahlili
40
General
weather forecast
n.
hava durumu (hava tahmini)
41
General
weather forecast
n.
havadurumu (hava tahmini)
42
General
adverse weather conditions
n.
hava muhalefeti
43
General
adverse weather condition
n.
hava muhalefeti
44
General
freak (weather) condition
n.
olumsuz şart
45
General
rainy weather
n.
yağışlı hava
46
General
weather man
n.
hava durumu sunucusu
47
General
weather presenter
n.
hava durumu sunucusu
48
General
cold weather precautions
n.
soğuk hava önlemleri
49
General
cold weather precautions
n.
soğuktan koruma önlemleri
50
General
all-weather aircraft
n.
her türlü hava koşullarında uçabilen uçak
51
General
a foul-weather friend
n.
kara gün dostu
52
General
fair-weather friend
n.
iyi gün dostu
53
General
foul-weather friend
n.
kötü gün dostu
54
General
foul-weather friend
n.
kara gün dostu
55
General
weather-bound
n.
kötü hava şartlarından dolayı limanda mahsur kalmış (gemi)
56
General
inclement weather
n.
soğuk hava
57
General
inclement weather
n.
kötü hava
58
General
abnormal weather conditions
n.
anormal hava koşulları
59
General
abnormal weather conditions
n.
anormal hava şartları
60
General
changeable weather
n.
değişken hava
61
General
marginal weather
n.
normalin dışında hava şartları
62
General
adverse weather conditions
n.
kötü hava koşulları
63
General
weather conditions
n.
hava koşulları
64
General
weather conditions
n.
hava şartları
65
General
windy weather
n.
rüzgarlı hava
66
General
weather reporter
n.
hava durumu sunucusu
67
General
change of the weather
n.
havanın değişmesi
68
General
dark weather
n.
karanlık hava
69
General
a muggy weather
n.
bunaltıcı bir hava
70
General
severe weather conditions
n.
sert hava şartları
71
General
harsh weather conditions
n.
sert hava şartları
72
General
severe weather conditions
n.
sert hava koşulları
73
General
harsh weather conditions
n.
sert hava koşulları
74
General
warm weather
n.
ılık hava
75
General
muggy weather
n.
bunaltıcı hava
76
General
sultry weather
n.
bunaltıcı hava
77
General
local weather forecast
n.
yerel hava durumu
78
General
rainy weather
n.
yağmurlu hava
79
General
wet weather
n.
yağmurlu hava
80
General
extreme weather conditions
n.
şiddetli/ağır/sert hava şartları
81
General
overcast weather
n.
kapalı hava
82
General
bad weather conditions
n.
olumsuz hava şartları
83
General
bad weather conditions
n.
olumsuz hava koşulları
84
General
unfavorable weather conditions
n.
kötü hava koşulları
85
General
bad weather conditions
n.
kötü hava koşulları
86
General
bad weather conditions
n.
kötü hava şartları
87
General
unfavorable weather conditions
n.
olumsuz hava şartları
88
General
unfavorable weather conditions
n.
olumsuz hava koşulları
89
General
unfavorable weather conditions
n.
kötü hava şartları
90
General
weather and climate events
n.
hava ve iklim olayları
91
General
weather dictionary
n.
hava durumu sözlüğü
92
General
unpredictable weather
n.
öngörülemeyen hava (durumu)
93
General
weather event
n.
hava olayı
94
General
spring weather
n.
bahar havası
95
General
bad weather
n.
çepel
96
General
nasty/stormy weather
n.
çepel
97
General
weather hood
n.
hava kapağı
98
General
weather stain
n.
havanın neden olduğu olduğu renk atması/leke
99
General
weather forecast for turkey
n.
türkiye için hava tahmini
100
General
cold weather conditions
n.
soğuk hava koşulları
101
General
weather report
n.
hava durumu raporu
102
General
changeable weather
n.
istikrarsız hava
103
General
cool weather
n.
serin hava
104
General
raw weather
n.
soğuk ve nemli hava
105
General
sweater weather
n.
süveter/hırka havası
106
General
stormy weather
n.
fırtınalı hava
107
General
tempestuous weather
n.
fırtınalı hava
108
General
weather [obsolete]
n.
sağanak yağış
109
General
weather [obsolete]
n.
gökyüzü
110
General
weather gauge
n.
üstünlük
111
General
weather gauge
n.
avantaj
112
General
weather gaw
n.
kısmi gökkuşağı
113
General
weather woman
n.
kadın hava durumu sunucusu
114
General
shorts weather
n.
şort giyme havası
115
General
showery weather
n.
yağmurlu hava
116
General
fair-weather sailor
n.
görünürde denizci
117
General
fair-weather sailor
n.
tecrübesiz denizci
118
General
gloomy weather
n.
loş ve karanlık hava
119
General
gloomy weather
n.
kasvetli hava
120
General
weather mild
n.
Ilıman hava
121
General
weather mild
n.
ılık hava
122
General
weather mild
n.
yumuşak hava
123
General
wb (weather bureau)
n.
meteoroloji servisi
124
General
stress of weather
n.
hava muhalefeti nedeniyle mahsur kalma
125
General
stress of weather
n.
hava şartları nedeniyle kısıtlanma
126
General
feel under the weather
v.
rahatsız olmak
127
General
weather the storm
v.
zorluklara göğüs germek
128
General
be under the weather
v.
kendini kötü hissetmek
129
General
weather strip
v.
pencere yalıtımı yapmak
130
General
make heavy weather of something
v.
birşeye olması gerektiğinden daha fazla zaman harcamak
131
General
weather a crisis
v.
düze çıkmak
132
General
weather the crisis
v.
badireyi atlatmak
133
General
weather the crisis
v.
badire atlatmak
134
General
weather the storm
v.
krizi atlatmak
135
General
weather the storm
v.
badireyi atlatmak
136
General
weather the storm
v.
badire atlatmak
137
General
weather the storm
v.
zorlukların hakkından gelmek
138
General
make heavy weather of
v.
gözünde büyütmek
139
General
weather-strip
v.
pencere bandı yapıştırmak
140
General
make a forecast of the weather
v.
hava tahmininde bulunmak
141
General
make a forecast of the weather
v.
hava tahmini yapmak
142
General
fall victim to bad weather
v.
kötü havanın azizliğine uğramak
143
General
listen to the weather forecast
v.
hava durumunu dinlemek
144
General
weather a point
v.
karşı çıkanlara rağmen muvaffak olmak
145
General
all weather
adj.
her havaya elverişli
146
General
weather beaten
adj.
fırtınayla hırpalanmış
147
General
all-weather
adj.
her havaya elverişli
148
General
weather-beaten
adj.
yıkık dökük
149
General
weather-beaten
adj.
yanık ve kırış kırış (yüz)
150
General
weather-beaten
adj.
fırtına yemiş
151
General
weather-beaten
adj.
her türlü kötü hava şartlarına maruz kalmış
152
General
weather proof
adj.
her çeşit havaya dayanıklı
153
General
weather-resistant
adj.
hava koşullarına dayanıklı
154
General
weather-resistant
adj.
hava şartlarına dayanıklı
155
General
weather-stained
adj.
hava ile temas ettikten sonra rengi atan/atmış
156
General
weather-wise
adj.
hava durumundaki değişiklikleri tahmin etmede yetenekli olan
157
General
weather-wise
adj.
düşünce veya duygudaki değişiklikleri tahmin etmede yetenekli olan
158
General
fair-weather
adj.
sadece iyi havada elverişli
159
General
fair-weather
adj.
yalnızca iyi havada kullanılan
160
General
fair-weather
adj.
iyi gün dostu olan
161
General
fair-weather
adj.
yalnızca bolluk zamanındayken ve zorluk veya tehlike yokken faal, etkili, elverişli veya sadık olan
162
General
fair-weather
adj.
iyi havaya uygun
163
General
fair-weather
adj.
iyi havada yapılan
164
General
weather-wise
adv.
hava ile ilgili
165
General
weather-wise
adv.
havaya ilişkin
166
General
weather-wise
adv.
hava durumu ile ilgili
167
General
weather-wise
adv.
hava durumuna ilişkin
168
General
wea (weather)
abrev.
hava
169
General
wea (weather)
abrev.
hava durumu
Phrasals
170
Phrasals
risk of (some inclement weather)
n.
(kötü hava) riski
171
Phrasals
risk of (some inclement weather)
n.
(yağmur, kar, şimşek) olasılığı
172
Phrasals
weather out
v.
zorluklarla başarılı bir şekilde mücadele etmek
173
Phrasals
weather in
v.
olumsuz hava koşullarından dolayı içeride tıkılıp kalmak
174
Phrasals
weather in
v.
olumsuz hava koşulları dışarı çıkmasına izin vermemek
175
Phrasals
weather in
v.
olumsuz hava koşulları faaliyet gösterememesine neden olmak
176
Phrasals
weather in
v.
olumsuz hava koşulları ulaşmasına engel olmak
177
Phrasals
weather in
v.
olumsuz hava koşulları hareketini kısıtlamak
178
Phrasals
weather in
v.
olumsuz hava koşulları olduğu yerde kalmasına neden olmak
179
Phrasals
weather in
v.
olumsuz hava koşulları iş görmesini engellemek
180
Phrasals
weather in
v.
olumsuz hava koşulları nedeniyle ulaşılmaz hale gelmek
181
Phrasals
weather in
v.
olumsuz hava koşulları bir şeyi mahsur bırakmak
182
Phrasals
weather in
v.
olumsuz hava koşulları bir şeyin mahsur kalmasına neden olmak
183
Phrasals
weather in
v.
olumsuz hava koşulları bir şeyi içeride mahsur bırakmak
184
Phrasals
weather out
v.
fırtına atlatmak
185
Phrasals
weather out
v.
fırtınayı geçirmek
186
Phrasals
weather out
v.
fırtınayı güvenli bir şekilde atlatmak
187
Phrasals
weather out
v.
fırtınayı sağ salim geçirmek
188
Phrasals
weather out
v.
zorlu durumlara göğüs germek
189
Phrasals
weather out
v.
zorluklara katlanmak/dayanmak
190
Phrasals
weather out
v.
zorluklar karşısında sabırlı olmak
191
Phrasals
weather out
v.
ertelenmesine/iptal olmasına neden olmak
192
Phrasals
weather out
v.
olumsuz hava koşulları nedeniyle ertelenmek/iptal edilmek
193
Phrasals
weather out
v.
hava şartlarının aşındırmasıyla ortaya çıkmak
194
Phrasals
weather out
v.
hava şartlarıyla aşındırarak ortaya çıkarmak
195
Phrasals
weather out
v.
fırtınada hayatta kalmak
196
Phrasals
weather out
v.
fırtınadan sağ salim çıkmak/kurtulmak
197
Phrasals
weather out
v.
sağ salim atlatmak
198
Phrasals
weather out
v.
dayanmak
199
Phrasals
weather out
v.
atlatmak
200
Phrasals
weather out
v.
geçirmek
201
Phrasals
weather out of
v.
sağ salim atlatmak
202
Phrasals
weather out of
v.
dayanmak
203
Phrasals
weather out of
v.
atlatmak
204
Phrasals
weather out of
v.
geçirmek
Phrases
205
Phrases
partly because of the weather
expr.
bir ölçüde hava yüzünden
206
Phrases
partly because of the weather
expr.
biraz da hava yüzünden
207
Phrases
it's mostly because of the weather
expr.
çoğunlukla hava yüzünden
208
Phrases
it's mostly because of the weather
expr.
genelde hava yüzünden
209
Phrases
in case of adverse weather
expr.
olumsuz hava durumunda
210
Phrases
partly because of the weather
expr.
kısmen hava yüzünden
211
Phrases
what bad weather
expr.
ne kadar da kötü bir hava
Colloquial
212
Colloquial
the-end-of-the-world type weather
n.
dünyanın sonu tipi hava
213
Colloquial
weather eye
n.
dikkatli bakış
214
Colloquial
weather eye
n.
gözlemci bakış
215
Colloquial
keep a weather eye out
expr.
gözünü dört aç
216
Colloquial
keep a weather eye out
expr.
gözünü açık tut
217
Colloquial
keep a weather eye out
expr.
gözün üstünde olsun
218
Colloquial
keep a weather eye out
expr.
dikkatli ol
219
Colloquial
how about this weather?
expr.
havalar nasıl?
220
Colloquial
how's the weather up there? [cliché]
expr.
orada/yukarıda havalar nasıl?
Idioms
221
Idioms
weather breeder
n.
kapamadan önce havanın geçici olarak açması
222
Idioms
weather breeder
n.
yağmur/fırtına öncesindeki güneşli ve açık hava
223
Idioms
lovely weather for ducks
n.
ahmak ıslatan yağmur
224
Idioms
fine weather for ducks
n.
ahmak ıslatan yağmur
225
Idioms
brass monkey weather
n.
buz gibi hava
226
Idioms
brass monkey weather
n.
çok soğuk hava
227
Idioms
a fair-weather-friend
n.
iyi gün dostu
228
Idioms
fine weather for ducks
n.
yağmurun adeta bardaktan boşanırcasına yağdığını anlatmak için kullanılan ironik söz
229
Idioms
lovely weather for ducks
n.
yağmurun adeta bardaktan boşanırcasına yağdığını anlatmak için kullanılan ironik söz
230
Idioms
queen's weather
n.
güzel hava
231
Idioms
queen's weather
n.
dışarıda düzenlenecek bir etkinlik için uygun/güzel hava
232
Idioms
queen's weather
n.
elverişli hava/hava şartları
233
Idioms
make fair weather
v.
övmek
234
Idioms
make fair weather
v.
pohpohlamak
235
Idioms
make fair weather
v.
dostça davranmak
236
Idioms
make heavy weather of
v.
bir bardak suda fırtına yaratmak
237
Idioms
weather the storm
v.
düze çıkmak
238
Idioms
keep one's weather eye open
v.
dikkat kesilmek
239
Idioms
make heavy weather of
v.
gereğinden fazla çaba harcamak
240
Idioms
keep one's weather eye open
v.
gözünü dört açmak
241
Idioms
weather the storm
v.
fırtınadan sağ çıkmak
242
Idioms
make heavy weather of
v.
gözünde büyütmek
243
Idioms
keep a weather eye on
v.
gözlerini dört açmak
244
Idioms
make heavy weather of
v.
gereğinden sıkı tutmak
245
Idioms
weather the storm
v.
fırtınayı atlatmak
246
Idioms
make heavy weather of
v.
işi zorlaştırmak
247
Idioms
make heavy weather of
v.
işi zora sokmak
248
Idioms
be under the weather
v.
iyi olmamak
249
Idioms
feel a little under the weather
v.
kendini iyi hissetmemek
250
Idioms
be under the weather
v.
kendini iyi hissetmemek
251
Idioms
be under the weather
v.
morali bozuk olmak
252
Idioms
be feeling a little under the weather
v.
kendini iyi hissetmemek
253
Idioms
feel under the weather
v.
kendini halsiz hissetmek
254
Idioms
feel a little under the weather
v.
kendini çok iyi hissetmemek
255
Idioms
be under the weather
v.
kendini hasta hissetmek
256
Idioms
be feeling a little under the weather
v.
kendini kötü hissetmek
257
Idioms
feel under the weather
v.
keyfi olmamak
258
Idioms
be feeling a little under the weather
v.
kendini çok iyi hissetmemek
259
Idioms
feel a little under the weather
v.
kendini kötü hissetmek
260
Idioms
feel under the weather
v.
kendini hasta hissetmek
261
Idioms
be under the weather
v.
kendini halsiz hissetmek
262
Idioms
keep one's weather eye open
v.
kuş uçurtmamak
263
Idioms
be under the weather
v.
kendini kötü hissetmek
264
Idioms
feel under the weather
v.
keyfi bozuk olmak
265
Idioms
run into rough weather
v.
sorunla karşılaşmak
266
Idioms
run into rough weather
v.
sert kayaya çarpmak
267
Idioms
weather the storm
v.
sıkıntıya göğüs germek
268
Idioms
hit rough weather
v.
sorunla karşılaşmak
269
Idioms
hit rough weather
v.
sert kayaya çarpmak
270
Idioms
weather the storm
v.
tehlikeyi atlatmak
271
Idioms
keep one's weather eye open
v.
tetikte olmak
272
Idioms
make heavy weather of
v.
zora sürmek
273
Idioms
weather the storm
v.
zarar görmeden sıyrılmak
274
Idioms
keep a weather eye on something
v.
(bir durum hakkında) gözünü dört açmak
275
Idioms
make fair weather
v.
yalakalık yapmak
276
Idioms
make fair weather
v.
methetmek
277
Idioms
make fair weather
v.
gururunu okşamak
278
Idioms
make fair weather
v.
yaltaklanmak
279
Idioms
make fair weather
v.
yağ çekmek
280
Idioms
get the weather gage of (someone or something)
v.
(bir şeye/birine) karşı avantajlı konumda olmak
281
Idioms
get the weather gage of (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumda olmak
282
Idioms
get the weather gage of (someone or something)
v.
bir geminin hava şartları bakımından düşmanına göre avantajlı konumda olması
283
Idioms
get the weather gage of (someone or something)
v.
bir geminin rüzgarın estiği yön bakımından düşmanından avantajlı konumda olması
284
Idioms
weather the storm
v.
zorlukları/badireleri atlatmak
285
Idioms
make bad weather of it
v.
kötü hava koşullarıyla başa çıkamamak
286
Idioms
make bad weather of it
v.
hava koşullarına dayanamamak
287
Idioms
make bad weather of it
v.
kötü hava koşullarında zorlanmak
288
Idioms
make good weather of it [obsolete]
v.
olumsuz hava koşullarıyla iyi baş etmek
289
Idioms
make good weather of it [obsolete]
v.
olumsuz hava koşullarına iyi ayak uydurmak
290
Idioms
make good weather of it
v.
(bir gemi için) fırtınayla iyi baş etmek
291
Idioms
make bad weather of it
v.
(bir gemi için) fırtınayla baş edememek
292
Idioms
make heavy weather
v.
çırpınmak
293
Idioms
make heavy weather
v.
debelenmek
294
Idioms
make heavy weather of doing something
v.
bir şeye olması gerektiğinden daha fazla zaman harcamak
295
Idioms
keep a weather eye open
v.
dikkat kesilmek
296
Idioms
keep a weather eye open
v.
gözünü dört açmak
297
Idioms
keep a weather eye open
v.
kuş uçurtmamak
298
Idioms
keep a weather eye open
v.
tetikte olmak
299
Idioms
keep one's weather eye open
v.
dikkat kesilmek
300
Idioms
keep one's weather eye open
v.
gözünü dört açmak
301
Idioms
keep one's weather eye open
v.
kuş uçurtmamak
302
Idioms
keep one's weather eye open
v.
tetikte olmak
303
Idioms
keep a weather eye on (someone or something) [uk/australia]
v.
(biri/bir şey hakkında) gözlerini dört açmak
304
Idioms
keep a weather eye on (someone or something) [uk/australia]
v.
(birine/bir şeye) dikkat kesilmek
305
Idioms
keep a weather eye on (someone or something) [uk/australia]
v.
(biri/bir şey hakkında) tetikte olmak
306
Idioms
keep weather eye open
v.
dikkat kesilmek
307
Idioms
keep weather eye open
v.
gözünü dört açmak
308
Idioms
keep weather eye open
v.
kuş uçurtmamak
309
Idioms
keep weather eye open
v.
tetikte olmak
310
Idioms
under the weather
adj.
hasta
311
Idioms
brass monkey weather
expr.
dondurucu soğuk
312
Idioms
nice weather we're having
expr.
havalar iyi gidiyor
313
Idioms
under the weather
expr.
kafası dumanlı
314
Idioms
under the weather
expr.
keyifsiz
315
Idioms
under the weather
expr.
rahatsız
316
Idioms
under the weather
expr.
sarhoş
317
Idioms
under the weather
expr.
akşamdan kalma
318
Idioms
under the weather
expr.
deniz tuttuğu için rahatsız
319
Idioms
been under the weather
expr.
rahatsızlanmış
320
Idioms
been under the weather
expr.
hastalanmış
321
Idioms
make heavy weather of
yokuşa koşmak
322
Idioms
make heavy weather of
yokuşa sürmek
Speaking
323
Speaking
how is the weather in ankara?
expr.
ankara'da hava nasıl?
324
Speaking
what is the weather like in ankara?
expr.
ankara'da hava nasıl?
325
Speaking
what is the weather like today?
expr.
bugün hava nasıl?
326
Speaking
the weather is very nice today
expr.
bugün hava çok güzel
327
Speaking
how is the weather today?
expr.
bugün hava nasıl?
328
Speaking
the weather is cloudy today
expr.
bugün hava bulutlu
329
Speaking
the weather is nice today
expr.
bugün hava güzel
330
Speaking
the weather is so nice today
expr.
bugün hava çok güzel
331
Speaking
how is the weather today?
expr.
bugün hava nasıl?
332
Speaking
because the weather is cold
expr.
çünkü hava soğuk
333
Speaking
how was the weather?
expr.
hava nasıldı?
334
Speaking
how is the weather today?
expr.
hava nasıl bugün?
335
Speaking
the weather is too cold
expr.
hava çok soğuk
336
Speaking
what is the weather like
expr.
hava nasıl
337
Speaking
what's the weather like tomorrow?
expr.
hava yarın nasıl olacak?
338
Speaking
what is the weather like today?
expr.
hava bugün nasıl?
339
Speaking
what is the weather like there?
expr.
hava nasıl orada?
340
Speaking
is the weather hot?
expr.
hava sıcak mı?
341
Speaking
how do you like this weather?
expr.
havayla aran nasıl?
342
Speaking
how is the weather there?
expr.
hava nasıl orada?
343
Speaking
how is the weather today?
expr.
hava bugün nasıl?
344
Speaking
what is the weather like there?
expr.
hava nasıl oralarda?
345
Speaking
how is the weather?
expr.
hava nasıl?
346
Speaking
I've been under the weather
expr.
hastaydım
347
Speaking
what was the weather like?
expr.
hava nasıldı?
348
Speaking
you shouldn't have let her drive in that weather
expr.
hava o haldeyken araba kullanmasına izin vermemeliydin
349
Speaking
because the weather is cold
expr.
hava soğuk olduğundan
350
Speaking
the weather is sunny
expr.
hava güneşli
351
Speaking
the weather is too hot
expr.
hava çok sıcak
352
Speaking
what is the weather like in london in june?
expr.
haziran ayında londra'da hava nasıl olur?
353
Speaking
how do you like this weather?
expr.
havayı nasıl buluyorsun?
354
Speaking
the weather is snowy
expr.
hava kar yağışlı
355
Speaking
what's the weather like?
expr.
hava nasıl?
356
Speaking
how is the weather up there
expr.
havalar nasıl oralarda
357
Speaking
weather permitting
expr.
havalar müsait olursa
358
Speaking
is the weather cold?
expr.
hava soğuk mu?
359
Speaking
weather is nice
expr.
hava güzel
360
Speaking
is the weather nice?
expr.
hava güzel mi?
361
Speaking
what is the weather like today?
expr.
hava nasıl bugün?
362
Speaking
what is your favorite kind of weather?
expr.
hangi havalardan hoşlanırsın?
363
Speaking
what will the weather be like tomorrow?
expr.
hava yarın nasıl olacak?
364
Speaking
weather permitting
expr.
hava iyi olursa
365
Speaking
if the weather allows it
expr.
havalar müsait olursa
366
Speaking
the weather is nice today
expr.
hava bugün güzel
367
Speaking
what is the weather like in istanbul?
expr.
istanbul'da hava nasıl?
368
Speaking
how is the weather in istanbul?
expr.
istanbul'da hava nasıl?
369
Speaking
how is the weather there
expr.
oralarda havalar nasıl
370
Speaking
what a weather!
expr.
ne hava!
371
Speaking
what is your favorite kind of weather?
expr.
ne tür havalardan hoşlanırsın?
372
Speaking
how is the weather there
expr.
orada hava nasıl
373
Speaking
how is the weather there
expr.
orada havalar nasıl
374
Speaking
what is the weather like there?
expr.
orada hava nasıl?
375
Speaking
what is the weather like in erzurum in march?
expr.
mart ayında erzurum'da hava nasıl olur?
376
Speaking
how is the weather there
expr.
oralarda hava nasıl
377
Speaking
I've been under the weather
expr.
rahatsızdım
378
Speaking
what do you think the weather is like?
expr.
sence hava nasıl?
379
Speaking
what is the weather like in turkey?
expr.
türkiye'de hava nasıl?
380
Speaking
how is the weather in turkey?
expr.
türkiye'de hava nasıl?
381
Speaking
what's the weather like tomorrow?
expr.
yarın hava nasıl olacak?
382
Speaking
what will the weather be like tomorrow?
expr.
yarın hava nasıl olacak?
383
Speaking
what do you think of this weather?
expr.
(genelde sohbet başlatmak için söylenir) ee havalar nasıl?
Trade/Economic
384
Trade/Economic
per weather working day
n.
beher hava müsaadeli çalışma günü
385
Trade/Economic
weather working days
n.
havanın çalışmaya uygun olduğu işgünleri
386
Trade/Economic
weather insurance
n.
hava sigortası
387
Trade/Economic
weather working days
n.
hava şartları uygun çalışma günü
388
Trade/Economic
weather-related cancellation
n.
hava muhalefetine bağlı iptal
389
Trade/Economic
weather-related cancellation
n.
hava muhalefetine dayalı iptal
390
Trade/Economic
action of the weather
n.
havanın tesiri
391
Trade/Economic
weather derivatives
n.
iklim türev araçları
392
Trade/Economic
weather derivatives
n.
iklime dayalı türev ürünleri
Institutes
393
Institutes
weather service
n.
hava ajansı
394
Institutes
weather agency
n.
hava ajansı
395
Institutes
weather central
n.
meteorolojik bilgileri derleyen, düzenleyen ve yayan özel bir kuruluş
Insurance
396
Insurance
weather insurance
n.
kötü hava şartlarından ileri gelen zararlara karşı sigorta
397
Insurance
heavy weather damage
n.
kötü hava şartları hasarı
Technical
398
Technical
fair weather
n.
açık hava
399
Technical
weather beam
n.
bir geminin rüzgara bakan tarafı
400
Technical
workable weather
n.
çalışılabilir hava
401
Technical
freezing weather
n.
dondurucu hava
402
Technical
workable weather
n.
elverişli hava
403
Technical
weather bar
n.
eşik demiri
404
Technical
weather bar
n.
eşik laması
405
Technical
weather condition
n.
hava durumu
406
Technical
weather resistance
n.
hava koşullarına dayanma
407
Technical
weather-protected location
n.
hava şartlarına karşı korumalı yer
408
Technical
weather forecast
n.
hava tahmini
409
Technical
weather check
n.
hava tahribatı sonucu oluşan çatlak
410
Technical
weather ship
n.
hava gözlem gemisi
411
Technical
weather map
n.
hava durumunu gösteren harita
412
Technical
element of weather
n.
havanın elemanları
413
Technical
weather-protected locations
n.
hava şartlarından korumalı yerler
414
Technical
weather shield
n.
hava siperi
415
Technical
weather protection
n.
hava koşullarına karşı koruma
416
Technical
weather map
n.
hava haritası
417
Technical
weather compensator
n.
hava kompensatörü
418
Technical
non-weather protected locations
n.
hava şartlarından korumalı olmayan yerler
419
Technical
weather-resistance
n.
hava etkilerine dayanırlık
420
Technical
weather data
n.
iklim verileri
421
Technical
bottom leaf weather strip
n.
kapı iç bandı
422
Technical
unpleasant weather
n.
kötü hava şartları
423
Technical
protection against foul weather
n.
kötü hava şartlarına karşı koruma
424
Technical
bad weather
n.
kötü hava şartları
425
Technical
bad weather
n.
kötü hava koşulları
426
Technical
dry weather incubator
n.
kuru havalı inkübatör
427
Technical
unpleasant weather
n.
kötü hava koşulları
428
Technical
weather deck
n.
korunmasız güverte
429
Technical
foul weather
n.
kötü hava şartları
430
Technical
foul weather
n.
kötü hava koşulları
431
Technical
weather station
n.
meteoroloji istasyonu
432
Technical
weather balloon
n.
meteoroloji balonu
433
Technical
weather seal
n.
plastikten yapılmış kaporta fitili
434
Technical
synoptic weather chart
n.
sinoptik hava durumu haritası
435
Technical
weather-strip
n.
sızdırmaz bant
436
Technical
hot weather precautions
n.
sıcaktan koruma önlemleri
437
Technical
hot weather precaution
n.
sıcak havada alınan tedbirler
438
Technical
weather strip
n.
tıkama süngeri
439
Technical
space weather
n.
uzay iklimi
440
Technical
weather pack
n.
yağmurluk ve sineklik donanımı
441
Technical
weather boarding
n.
yalı baskısı kaplama
442
Technical
weather door
n.
panjurlu pencerede açıklık
443
Technical
weather door
n.
fırtınaya karşı ek dış kapı
444
Technical
weather-strip
v.
kapı veya pencere contası monte etmek
445
Technical
weather-strip
v.
kapı veya pencere contasıyla donatmak
446
Technical
weather-strip
v.
kapı veya pencere contası takmak
447
Technical
weather-tight
adj.
hava şartlarına dayanıklı
448
Technical
weather-proof
adj.
hava şartlarına dayanıklı
449
Technical
weather stripped
adj.
hava yalıtımı yapılan
450
Technical
weather stripped
adj.
hava yalıtımı yapılmış
451
Technical
weather-bound
adj.
kötü hava nedeniyle rötar yapmış (gemi veya uçak)
452
Technical
weather-stripped
adj.
tecrit şeridi ile kapatılmış çatlakları olan
Computer
453
Computer
weather vane
n.
rüzgar gülü
Textile
454
Textile
foul-weather gear
n.
koruyucu kıyafet
455
Textile
foul-weather gear
n.
kötü havalara karşı giyilen kıyafet
456
Textile
weather proof
adj.
havaya dayanıklı
Construction
457
Construction
weather moulding
n.
denizlik
458
Construction
weather moulding
n.
damlalık
459
Construction
concreting in freezing weather
n.
donlu havalarda beton dökme
460
Construction
weather board
n.
eğri geçmeli duvar kaplaması
461
Construction
weather fademeter
n.
hava şartları soldurma test cihazı
462
Construction
weather strip
n.
pencere bandı
463
Construction
cold-weather concreting
n.
soğuk havalarda beton dökme
464
Construction
weather strip
n.
sızdırmazlık bandı
465
Construction
weather moulding
n.
yağmur saçak çıtası
466
Construction
weather board
n.
yağmur koruma kapağı
467
Construction
weather strip
n.
yağmur sundurması
468
Construction
weather-board
v.
(yağmur suyunu, karı dışarıda tutup akıtmak için) tahtaları üst üste binecek şekilde çivilemek
Furniture
469
Furniture
weather house
n.
içinde biri kötü hava koşulları diğeri ise iyi hava koşullarını bildiren iki insan olan bir maket ev
470
Furniture
weather box
n.
içine biri kötü diğeri iyi hava tahmini yapan iki figür yerleştirilmiş maket ev
Automotive
471
Automotive
dynamic weather-strips
n.
dinamik (kapı/pencere) contaları
472
Automotive
cold weather valve
n.
soğuk hava supabı
473
Automotive
cold weather modulator
n.
soğuk hava modülatörü
474
Automotive
static weather-strips
n.
statik (kapı-pencere) contaları
475
Automotive
weather resistant
adj.
dış etkenlere dayanıklı
Aeronautic
476
Aeronautic
all weather aircraft
n.
her hava uçağı
477
Aeronautic
all weather aircraft
n.
her türlü hava koşullarında uçabilen uçak
478
Aeronautic
weather office
n.
meteorolojik ofis
479
Aeronautic
automatic weather observing system
n.
otomatik hava gözlem sistemi
480
Aeronautic
pilot weather report
n.
pilot hava raporu
481
Aeronautic
flying weather
n.
uçuşa elverişli hava
Marine
482
Marine
unusual weather
n.
anormal hava
483
Marine
stormy weather
n.
fırtınalı hava
484
Marine
the weather side
n.
orsa
485
Marine
weather side
n.
orsa
486
Marine
weather side
n.
rüzgar yönüne doğru
487
Marine
weather side
n.
rüzgar tarafı
488
Marine
weather side
n.
rüzgar üstü
489
Marine
weather side
n.
rüzgara maruz kalan taraf
490
Marine
weather gage
n.
rüzgarüstü
491
Marine
all going well weather permitting (agw wp)
n.
tüm hava koşulları uygun olduğu takdirdeki teslimat tarihi
492
Marine
weather deck
n.
üstü hava ve deniz koşullarına açık olan güverte
493
Marine
local weather bureau
n.
yerel hava bürosu
494
Marine
weather gauge [obsolete]
n.
bir yelkenli geminin diğerine göre (rüzgar nedeniyle) avantajlı konumu
495
Marine
weather-bit
n.
bocurgatın ucundaki halatın bir dönüşü
496
Marine
weather cloth
n.
brandayı hava koşullarından koruyan uzun muşamba
497
Marine
weather gauge
n.
bir diğer geminin rüzgar alan yanına göre geminin konumu
498
Marine
weather sheet
n.
yelkenin rüzgara göre açısını ayarlayan ip
499
Marine
make good weather
v.
(gemi) fırtınaya bir şekilde dayanmak
500
Marine
weather a point
v.
rüzgar tarafında kalacak şekilde karada belirli bir noktanın yanından geçmek
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of weather
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy