Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | worry about (someone or something) v. | (biriyle/bir şeyle) ilgili endişelenmek | ||
I know you worry about him. Onunla ilgili endişelendiğini biliyorum. More Sentences |
||||
Phrasals | worry about (someone or something) v. | (biri/bir şey) için kaygılanmak | ||
Phrasals | worry about (someone or something) v. | (biriyle/bir şeyle) ilgili endişelendirmek | ||
Phrasals | worry about (someone or something) v. | (biri/bir şey) için kaygılandırmak |