yüksek olmayan - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yüksek olmayan



Bedeutungen von dem Begriff "yüksek olmayan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yüksek olmayan uninflated adj.

Bedeutungen, die der Begriff "yüksek olmayan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 31 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
dağ kadar yüksek olmayan yer yükseltisi hill n.
yaslanma kısmı olmayan yüksek iskemle bar-stool n.
yüksek tabakaya özgü olmayan non-u adj.
ifade gücü yüksek olmayan unarticulate adj.
morali yüksek olmayan unexpansive adj.
besin değeri yüksek olmayan unnourishing adj.
yüksek olmayan (ses) whispery adj.
en yüksek olmayan off-peak adj.
Trade/Economic
geliri, işi ve varlığı olmayan borçlulara verilen yüksek riskli bir kredi türü ninja loan n.
kredi notu iyi olmayan kişilerin birincil piyasa yerine faiz oranı diğerlerine göre daha yüksek bir imkandan ipotekli konut kredisi edinmesiyle ortaya çıkan kredi türü sub prime n.
kredi notu iyi olmayan kişilerin birincil piyasa yerine faiz oranı diğerlerine göre daha yüksek bir imkandan ipotekli konut kredisi edinmesiyle ortaya çıkan kredi türü subprime n.
Politics
daha yüksek rütbeli bir amiri olmayan feodal mevki alod n.
Textile
16. ve 17. yüzyıllarda ingiltere'de giyilen ve sonrasında londra'da kullanımı devam eden, yüksek olmayan yuvarlak bir şapka flat-cap n.
Marine
yüksek olmayan düz bir tepesi bulunan, düz kenarlı hasır şapka matlo n.
yüksek olmayan düz bir tepesi bulunan, düz kenarlı hasır şapka matelot n.
yüksek olmayan düz bir tepesi bulunan, düz kenarlı hasır şapka matlow n.
Mining
yüksek mineral içeriği olmayan (cevher) lean adj.
Medical
belirli bir nedeni olmayan inatçı ve patolojik yüksek tansiyon hyperpiesia n.
belirli bir nedeni olmayan inatçı ve patolojik yüksek tansiyon hyperpiesis n.
Physiology
hücre zarından geçen yüksek protein içeriği olmayan herhangi bir sıvı transudate n.
hücre zarından geçen yüksek protein içeriği olmayan herhangi bir sıvı transudation n.
Physics
bir fotonun, daha yüksek titreşimsel enerji düzeylerinde uyarılan moleküller tarafından elastik olmayan biçimde saçılması raman effect n.
saydam, iletken olmayan sıvı ya da katı malzeme içerisinden ışık hızından daha yüksek bir hızda yüklü bir parçacık geçirilmesiyle oluşan ışıma cherenkov effect n.
düşük gerilim altında akan, ancak daha yüksek gerilim ve basınçlar altında kırılan newton tipi olmayan bir sıvı flubber n.
Chemistry
oksijenin organik olmayan malzeme ile oluşturduğu, yüksek sıcaklıklarda süper iletken gibi davranan bileşik ceramic oxide n.
anyonik yüzey aktif maddelerdeki iyonik olmayan muhtevanın yüksek performanslı sıvı kromatografisi ile belirlenmesi determination of the content of non-ionic substances in anionic surface active agents by high performance liquid chromatography n.
Geology
ince toprak tabakası ve yüksek olmayan kireçtaşı çıkıntıları bulunan glady adj.
ince toprak tabakası ve yüksek olmayan kireçtaşı çıkıntıları bulunan gladey adj.
Military
belirli bir bölgede (akdeniz, karadeniz vb.) hareket kabiliyeti yüksek ancak açık denizlere uygun olmayan donanma green-water navy n.
Card
(pokerde) beraberlik durumunda oyunun sonucunu belirleyen, eldeki eşi olmayan en yüksek kart kicker n.
Slang
teknik bilgisi/kültür seviyesi yüksek olan ama sosyal becerisi olmayan kişi frog face n.