Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Colloquial | yapma eğiliminde | inclined to do adj. |
Colloquial | yapma eğiliminde | tend to do adj. |
Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Colloquial | (bir şey yapma) eğiliminde | inclined to (do something) adj. | ||
Therefore, I am inclined to abstain on the resolution. Bu nedenle karar tasarısı konusunda çekimser kalma eğilimindeyim. More Sentences |
||||
General | ||||
General | alıntı yapma eğiliminde olan kimse | quotationist n. | ||
General | bir şeyi yapma eğiliminde olan | destined adj. |