Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | yere bakan | downcast adj. | ||
He walked with downcast eyes. Gözleri yere bakar halde yürüdü. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | (gözler) yere doğru bakan | downcast adj. |
Idioms | ||
Idioms | yere bakan yürek yakan | a dark horse n. |
Botanic | ||
Botanic | kadifemsi dallı ve yere bakan yapraklarıyla küçük amerikan ağacı | red ash (fraxinus pennsylvanica) n. |
Botanic | kadifemsi dallı ve yere bakan yapraklarıyla küçük amerikan ağacı | downy ash n. |
British Slang | ||
British Slang | yere bakan yürek yakan | dark horse n. |