abstract - English Turkish Sentences
English Turkish
abstract soyut adj.
  • Women often see EU decision-making as too distant, abstract and highfalutin.
  • Kadınlar AB'de karar alma süreçlerini genellikle çok uzak, soyut ve gösterişli olarak görüyorlar.
  • This abstract technical bias leads to erroneous federalist solutions which have a negative effect on democracy.
  • Bu soyut teknik önyargı, demokrasi üzerinde olumsuz etkisi olan hatalı federalist çözümlere yol açmaktadır.
  • They represent an administratively allocated abstract right to pollute the atmosphere.
  • Bu haklar, atmosferi kirletmek için idari olarak tahsis edilmiş soyut bir hakkı temsil etmektedir.
Show More (23)
abstract özet n.
  • Can you translate this abstract into Arabic?
  • Bu özeti Arapçaya çevirebilir misin?
  • Can you translate this abstract into Arabic?
  • Bu özeti Arapçaya çevirebilir misiniz?
  • I didn't read the paper, but I read the abstract.
  • Ben makaleyi okumadım ama özeti okudum.
Show More (1)
abstract özet çıkarmak v.
  • I made an abstract of a book.
  • Bir kitabın özetini çıkardım.
Show More (-2)