airfield - English Turkish Sentences
English Turkish
airfield havaalanı n.
  • Stricter noise standards for airfields are also a moot point.
  • Havaalanları için daha katı gürültü standartları da tartışmalı bir konudur.
  • Jerico takes the flash drive containing the wormhole program to the airfield where Heimdahl is attempting an escape.
  • Jerico solucan deliği programını içeren flaş belleği Heimdahl'ın kaçmaya çalıştığı havaalanına götürüyor.
  • The airfield on the island is now covered with weeds.
  • Adadaki havaalanı şu an yabani otlarla kaplı.
Show More (0)