|
- She is found guilty, ardently refuses to apologize and is sent to a trade school.
- Suçlu bulunur, özür dilemeyi kesinlikle reddeder ve bir meslek okuluna gönderilir.
- I apologize for the confusion and hysteria my mistake has caused.
- Hatamın sebep olduğu kafa karışıklığı ve histeriden dolayı özür dilerim.
- She is found guilty, ardently refuses to apologize and is sent to a trade school.
- Suçlu bulunur, özür dilemeyi şiddetle reddeder ve onu bir meslek okuluna yollarlar.
- Are you calling to apologize about the empty flash drive?
- Boş flash bellek için özür dilemek için mi aradınız?
- You should've apologized to Tom for your rude behavior.
- Kaba davranışın için Tom'dan özür dilemeliydin.
- You don't have to apologize.
- Özür dilemek zorunda değilsiniz.
- Dan hit Matt and forced him to apologize to Linda.
- Dan, Matt'e vurdu ve onu Linda'dan özür dilemeye zorladı.
- I wanted to apologize to him.
- Ondan özür dilemek istedim.
- I must apologize to you for not writing for so long.
- Sana uzun süre yazmadığım için özür dilemeliyim.
- The child was told to apologize for being rude to the guests.
- Misafirlere kaba davrandığı için çocuğa özür dilemesi söylendi.
- Dan apologized to Linda for being dishonest.
- Dan sahtekar olduğu için Linda'dan özür diledi.
- You need to apologize.
- Özür dilemelisin.
- I thought Tom would apologize, but he didn't.
- Tom'un özür dileyeceğini düşündüm ama dilemedi.
- I apologize for her.
- Onun adına özür dilerim.
- I won't speak to you until you apologize.
- Sen özür dileyinceye kadar seninle konuşmayacağım.
- Tom has nothing to apologize for.
- Tom'un özür dileyecek bir şeyi yok.
- Tom and I apologized to each other.
- Tom ve ben birbirimizden özür diledik.
- You should apologize to Tom for being late.
- Geç kaldığın için Tom'dan özür dilemelisin.
- You should apologize to him.
- Ona özür dilemelisin.
- You don't need to apologize, Tom.
- Özür dilemene gerek yok, Tom.
- Tom would've been forgiven for doing that if he'd apologized.
- Eğer özür dileseydi, Tom bunu yaptığı için affedilebilirdi.
- Tom wanted to apologize to Mary again.
- Tom, Mary'den bir daha özür dilemek istedi.
- We sincerely apologize for our error.
- Hatamız için içtenlikle özür dileriz.
- Tom apologized to Mary for eating her sandwich.
- Tom sandviçini yediği için Mary'den özür diledi.
- He apologized to her for being late.
- Geç kaldığı için ondan özür diledi.
- I apologized to Tom for doing that.
- Onu yaptığım için Tom'dan özür diledim.
- I'd like you to apologize to Tom.
- Ben Tom'dan özür dilemeni istiyorum.
- You should've apologized to Tom for being late.
- Geç kaldığın için Tom'dan özür dilemeliydin.
- I think it's you who should apologize to her.
- Bence ondan özür dilemesi gereken sensin.
- I apologized to my boss.
- Patronumdan özür diledim.
- Why should I apologize to Tom?
- Neden Tom'dan özür dileyeyim?
- Tom and Mary apologized to each other.
- Tom ve Mary birbirlerinden özür dilediler.
- When are you going to apologize to Tom?
- Tom'dan ne zaman özür dileyeceksin?
- That's no reason to apologize.
- Bu özür dilemek için bir sebep değil.
- He at least apologized.
- En azından özür diledi.
- Tom should apologize to Mary.
- Tom Mary'ye özür dilemeli.
- I apologized profusely.
- Çok özür diledim.
- Do you think I should apologize to Tom?
- Sence Tom'dan özür dilemeli miyim?
- Even though he apologized, I'm still furious.
- Özür dilemesine rağmen, hala çok kızgınım.
- You should apologize to him.
- Ondan özür dilemelisin.
- He apologized to me for his rudeness.
- Kabalığı için benden özür diledi.
- Tom apologized to Mary for being so late.
- Tom geç kaldığı için Mary'den özür diledi.
- I'm the one who ought to apologize.
- Özür dilemesi gereken kişi benim.
- You should apologize to Tom for coming late.
- Geç geldiğin için Tom'dan özür dilemelisin.
- I have to apologize.
- Özür dilemek zorundayım.
- I apologize if I offended you.
- Sizi kırdıysam özür dilerim.
- Make sure you don't forget to apologize.
- Özür dilemeyi unutmadığından emin ol.
- You need to apologize to them.
- Onlardan özür dilemelisin.
- I'm sure Tom will apologize.
- Tom'un özür dileyeceğinden eminim.
- You need to apologize to her and need to do it right away.
- Sen ona özür dilemelisin ve bunu hemen yapman gerekiyor.
- I'd like you to apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemeni istiyorum.
- They never apologized.
- Onlar hiç özür dilemedi.
- She should apologize.
- Özür dilemelidir.
- I must apologize to you for breaking the vase.
- Vazoyu kırdığım için sizden özür dilemeliyim.
- I didn't apologize.
- Özür dilemedim.
- You have to apologize at once when you have done wrong.
- Yanlış yaptığınızda hemen özür dilemek zorundasınız.
- I suggest that you apologize to Tom.
- Senin Tom'dan özür dilemeni öneririm.
- You should've apologized to Tom for calling him names.
- Tom'a hakaret ettiğin için ondan özür dilemeliydin.
- I apologized to my boss.
- Ben patronuma özür diledim.
- I want you to apologize.
- Özür dilemeni istiyorum.
- Tom apologized today.
- Tom bugün özür diledi.
- I've apologized, so get off my back.
- Özür diledim, bu yüzden düş yakamdan.
- Tom still hasn't apologized.
- Tom hâlâ özür dilemedi.
- Tom apologized to Mary for not doing what he was supposed to do.
- Tom yapması gerekeni yapmadığı için Mary'den özür diledi.
- I never apologized.
- Ben hiç özür dilemedim.
- You should've apologized to Tom.
- Tom'dan özür dilemeliydin.
- I don't see any reason why I have to apologize.
- Özür dilemem için bir neden göremiyorum.
- Tom would've been forgiven for doing that if he'd apologized.
- Tom, özür dileseydi bunu yaptığı için affedilirdi.
- I apologized to Tom today.
- Bugün Tom'dan özür diledim.
- I apologize if I hurt your feelings.
- Duygularını incittiysem, özür dilerim.
- Tom apologized to the audience.
- Tom seyircilerden özür diledi.
- There's no need for you to apologize.
- Özür dilemene gerek yok.
- Why did Tom apologize?
- Tom neden özür diledi?
- I'll apologize to them.
- Onlardan özür dileyeceğim.
- Tom apologized to us for being late.
- Tom geç kaldığı için bize özür diledi.
- I asked Tom to apologize to Mary.
- Tom'dan Mary'den özür dilemesini istedim.
- Tom should've apologized instantly.
- Tom hemen özür dilemeliydi.
- Tom wants Mary to apologize.
- Tom Mary'nin özür dilemesini istiyor.
- Tom wouldn't even talk to Mary after she had apologized to him.
- Tom, Mary'den özür diledikten sonra bile onunla konuşmadı.
- First, you need to apologize to me.
- Önce benden özür dilemelisin.
- You need to apologize to her.
- Ondan özür dilemelisin.
- Tom and I apologized to each other.
- Tom'la birbirimizden özür diledik.
- Tom never called Mary to apologize.
- Tom özür dilemek için Mary'yi hiç aramadı.
- I've already apologized for doing that.
- Bunu yaptığım için çoktan özür diledim.
- I didn't come here to apologize.
- Buraya özür dilemek için gelmedim.
- Sami apologized to Layla.
- Sami, Layla'dan özür diledi.
- Tom has already apologized for doing that.
- Tom bunu yaptığı için çoktan özür diledi.
- I'll apologize later.
- Daha sonra özür dileyeceğim.
- I truly apologize.
- Gerçekten özür dilerim.
- I apologized to her for stepping on her foot.
- Ayağına bastığım için ondan özür diledim.
- Should I apologize to Tom?
- Tom'dan özür dilemeli miyim?
- Tom apologized to Mary.
- Tom Mary'den özür diledi.
- I'm here to apologize.
- Özür dilemek için buradayım.
- Tom apologized on Monday.
- Tom pazartesi günü özür diledi.
- You should apologize to Tom for what you said.
- Söylediğin için Tom'dan özür dilemelisin.
- I apologize that I'm not able to give a better reference to this work.
- Bu çalışmaya daha iyi bir referans veremediğim için özür dilerim.
- I think that you ought to apologize to her.
- Ben ondan özür dilemen gerektiğini düşünüyorum.
- You should've apologized to Tom.
- Tom'dan özür dilemen gerekirdi.
- Tom wanted to apologize to Mary again.
- Tom tekrar Mary'den özür dilemek istedi.
- You need to apologize to her and need to do it right away.
- Ondan özür dilemelisin ve bunu hemen yapmalısın.
- Tom doesn't have to apologize to Mary.
- Tom, Mary'den özür dilemek zorunda değildir.
- I'm waiting for you to apologize.
- Ben senin özür dilemen için bekliyorum.
- You should at least apologize.
- En azından özür dilemelisin.
- I told Sami that he should apologize to Layla.
- Sami'ye Leyla'dan özür dilemesi gerektiğini söyledim.
- It would be a good idea if you apologized to Tom.
- Tom'dan özür dilesen iyi olur.
- I didn't apologize to Tom for doing that.
- Bunu yaptığım için Tom'dan özür dilemedim.
- First, I want you to apologize to Tom.
- Önce Tom'dan özür dilemeni istiyorum.
- Look, I'm trying to apologize.
- Bak, özür dilemeye çalışıyorum.
- I apologized to him for that.
- Bunun için ondan özür diledim.
- Tom apologized and then hung up.
- Tom özür diledi ve sonra telefonu kapattı.
- Tom said he apologized to Mary.
- Tom Mary'den özür dilediğini söyledi.
- You must apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemelisin.
- Tom has apologized to Mary for doing that.
- Tom bunu yaptığı için Mary'den özür diledi.
- You've got to apologize.
- Özür dilemek zorundasın.
- Tom apologized to the families of the victims for the explosion at the factory.
- Tom fabrikadaki patlama için kurbanların ailelerinden özür diledi.
- Tom couldn't apologize in French.
- Tom Fransızca özür dileyemedi.
- I apologize if I offended you.
- Seni üzdüysem özür dilerim.
- Tom wants Mary to apologize.
- Tom, Mary'nin özür dilemesini istiyor.
- There's no reason for you to apologize.
- Özür dilemen için hiçbir neden yok.
- There's nothing to apologize for.
- Özür dileyecek bir şey yok.
- I still haven't apologized to Tom.
- Tom'dan hâlâ özür dilemedim.
- Tom should apologize to Mary for being so rude to her mother.
- Tom, annesine karşı kaba davrandığı için Mary'den özür dilemeli.
- I have to apologize to her.
- Ondan özür dilemeliyim.
- I want her to apologize.
- Onun özür dilemesini istiyorum.
- I just wanted to apologize.
- Sadece özür dilemek istiyordum.
- Tom apologized to Mary for his son's rudeness.
- Tom oğlunun kabalığı için Mary'den özür diledi.
- Tom kissed Mary and apologized.
- Tom Mary'yi öptü ve özür diledi.
- I'm trying to apologize.
- Özür dilemeye çalışıyorum.
- I apologized to Tom for that.
- Onun için Tom'a özür diledim.
- She's probably just waiting for you to apologize.
- Muhtemelen özür dilemeni bekliyordur.
- She made no effort to apologize.
- O, özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.
- You must apologize to her for coming late.
- Geç geldiğin için ondan özür dilemelisin.
- Tom apologized to his teammates.
- Tom takım arkadaşlarından özür diledi.
- You need to apologize to us.
- Bizden özür dilemelisin.
- Tom didn't even have the decency to apologize.
- Tom özür dileme nezaketini bile göstermedi.
- Tom apologized to Mary for being late.
- Tom geç kaldığı için Mary'den özür diledi.
- He should apologize.
- O özür dilemeli.
- I didn't want to apologize.
- Özür dilemek istemiyordum.
- I'll apologize to her.
- Ondan özür dileyeceğim.
- Tom didn't want to apologize.
- Tom özür dilemek istemedi.
- Have you called Tom to apologize?
- Özür dilemek için Tom'u aradın mı?
- He apologized to us for having broken his promise.
- O, sözünü tutmadığı için özür diledi.
- I've apologized, so get off my back.
- Özür diledim, o yüzden yakamdan düş.
- I wanted to apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemek istedim.
- I apologized to you for that.
- Bunun için senden özür diledim.
- I apologize in advance.
- Şimdiden özür dilerim.
- Tom didn't have to apologize.
- Tom'un özür dilemesine gerek yoktu.
- Tom apologized and then hung up.
- Tom özür diledi ve telefonu kapattı.
- Tom began to apologize.
- Tom özür dilemeye başladı.
- I apologize for him.
- Onun adına özür dilerim.
- We came to apologize.
- Özür dilemeye geldik.
- Dan apologized to Linda for being dishonest.
- Dan, dürüst davranmadığı için Linda'dan özür diledi.
- They never apologized.
- Hiç özür dilemediler.
- I didn't want to apologize.
- Özür dilemek istemedim.
- Tom should apologize.
- Tom özür dilemeli.
- Tom knew he had to apologize.
- Tom özür dilemek zorunda olduğunu biliyordu.
- I apologize again.
- Tekrar özür dilerim.
- Tom needs to apologize.
- Tom'un özür dilemesi gerekiyor.
- I wouldn't forgive Tom even if he apologized.
- Özür dilese bile Tom'u affetmeyeceğim.
- I apologize if I offended you.
- Seni kırdıysam özür dilerim.
- I think it's time for me to apologize to her.
- Sanırım ondan özür dileme zamanım geldi.
- I'd like to apologize.
- Özür dilemek istiyorum.
- I have nothing to apologize for.
- Özür dileyecek bir şeyim yok.
- I've come to apologize.
- Özür dilemeye geldim.
- I've already apologized to Tom.
- Tom'dan çoktan özür diledim.
- You don't have to apologize to me.
- Benden özür dilemene gerek yok.
- Why don't you just apologize?
- Neden özür dilemiyorsun?
- Dan hit Matt and forced him to apologize to Linda.
- Dan Matt'e vurdu ve onu Linda'dan özür dilemeye zorladı.
- Tom should apologize to you.
- Tom senden özür dilemeli.
- Mary quickly apologized.
- Mary hemen özür diledi.
- I must apologize to you for breaking the vase.
- Vazoyu kırdığım için senden özür dilemeliyim.
- I apologized to the whole team.
- Tüm takımdan özür diledim.
- Layla's plan was to apologize.
- Leyla'nın planı özür dilemekti.
- He made no effort to apologize.
- O, özür dilemek için çaba göstermedi.
- Tom apologized to Mary for being so hard on her.
- Tom, Mary'ye çok sert davrandığı için ondan özür diledi.
- She had the decency to apologize.
- Özür dileme nezaketini gösterdi.
- Tom didn't need to apologize to me.
- Tom'un benden özür dilemesine gerek yoktu.
- I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
- Özür diledim ama o zaman bile benimle konuşmadı.
- Tom didn't have to apologize to me.
- Tom'un benden özür dilemesine gerek yoktu.
- I'll call him and apologize.
- Arayıp ondan özür dileyeceğim.
- You should apologize to her for that.
- Bunun için ondan özür dilemelisin.
- I thought Tom would apologize, but he didn't.
- Tom'un özür dileyeceğini düşünmüştüm ama dilemedi.
- No need to apologize; I understand.
- Özür dilemeye gerek yok; Anlıyorum.
- Tell Tom that he needs to apologize to Mary.
- Tom'a Mary'ye özür dilemesi gerektiğini söyle.
- I don't know how to apologize in French.
- Fransızca olarak nasıl özür dileyeceğimi bilmiyorum.
- I don't know how to apologize in French.
- Fransızca nasıl özür dileyeceğimi bilmiyorum.
- There is no reason for me to apologize.
- Özür dilemem için bir neden yok.
- Are you going to apologize to Tom?
- Tom'dan özür dileyecek misin?
- Ann apologized to her teacher for coming to school late.
- Ann okula geç geldiği için öğretmeninden özür diledi.
- Tom tends to apologize too often.
- Tom çok sık özür dileme eğilimindedir.
- I didn't come here to apologize.
- Buraya özür dilemeye gelmedim.
- Tom apologized to Mary for what he'd done.
- Tom yaptığı şey için Mary'den özür diledi.
- I would like Tom to apologize to me.
- Tom'un benden özür dilemesini istiyorum.
- He apologized to them for taking up their time.
- Zamanlarını aldığı için onlardan özür diledi.
- There is nothing to do but apologize.
- Özür dilemekten başka yapacak bir şey yok.
- There's no reason for you to apologize.
- Özür dilemen için bir sebep yok.
- Even though he apologized, I'm still furious.
- Özür dilemesine rağmen, hâlâ öfkeliyim.
- I don't think Tom has to apologize to Mary.
- Tom'un Mary'den özür dilemesi gerektiğini sanmıyorum.
- If you don't go, you'll have to apologize.
- Gitmezsen, özür dilemek zorunda kalacaksın.
- He could at least apologize.
- O en azından özür dileyebilirdi.
- If you're going to apologize, you should do it right away.
- Eğer özür dileyeceksen bunu derhal yapmalısın.
- Mary is too stubborn to apologize.
- Mary, özür dilemeyecek kadar inatçıdır.
- I want her to apologize.
- Onun özür dilemesini bekliyorum.
- Even if you are not to blame, you should apologize.
- Suçlu olmasanız bile özür dilemelisiniz.
- He apologized to the teacher for coming to school late.
- Okula geç kaldığı için öğretmeninden özür diledi.
- Do you think I should apologize to Tom?
- Tom'a özür dilemem gerektiğini düşünüyor musun?
- I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
- Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
- I don't think Tom has to apologize to Mary.
- Tom'un Mary'den özür dilemek zorunda olduğunu sanmıyorum.
- He apologized to the employee.
- Çalışandan özür diledi.
- I want Tom to apologize.
- Tom'un özür dilemesini istiyorum.
- She's probably just waiting for you to apologize.
- Muhtemelen sadece özür dilemeni bekliyordur.
- You should apologize to her.
- Ondan özür dilemelisin.
- We have nothing to apologize for.
- Özür dileyecek bir şeyimiz yok.
- Did you apologize to him?
- Ondan özür diledin mi?
- Tom wouldn't even talk to Mary after she had apologized to him.
- Mary ondan özür diledikten sonra Tom onunla konuşmadı bile.
- I don't have to apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilememe gerek yok.
- You should apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemelisin.
- Tom is too stubborn to apologize.
- Tom özür dilemeyecek kadar çok inatçı.
- I'll call him and apologize.
- Ben onu arayıp özür dileyeceğim.
- There is no reason for me to apologize.
- Özür dilemem için bir sebep yok.
- Do you really expect Tom to apologize?
- Gerçekten Tom'un özür dilemesini bekliyor musun?
- Do you really expect Tom to apologize?
- Gerçekten Tom'un özür dilemesini bekliyor musunuz?
- Tom is too stubborn to apologize.
- Tom özür dilemeyecek kadar inatçı.
- Tom apologized for having offended Mary.
- Tom, Mary'yi gücendirdiğinden dolayı özür diledi.
- You need to apologize to her.
- Ona özür dilemelisin.
- I apologized.
- Özür diledim.
- When are you going to apologize?
- Ne zaman özür dileyeceksin?
- I thought he'd apologize at least, but no.
- En azından onun özür dileyeceğimi düşündüm, ama hayır.
- You ought to have apologized to her.
- Ondan özür dilemeliydin.
- Make sure you apologize.
- Özür dilemeyi unutma.
- I've apologized, so lay off, OK?
- Özür diledim, bu yüzden bırak, tamam mı?
- Tom wanted Mary to apologize to John.
- Tom Mary'nin John'dan özür dilemesini istedi.
- Tom doesn't need to apologize.
- Tom'un özür dilemesine gerek yok.
- You must apologize to her for coming late.
- Geç kaldığınız için ondan özür dilemelisiniz.
- Tom didn't want to apologize to me.
- Tom benden özür dilemek istemedi.
- Tom never apologized.
- Tom asla özür dilemedi.
- Tom apologized to us for having done that.
- Tom bunu yaptığı için bizden özür diledi.
- He apologized profusely.
- O çok özür diledi.
- You should apologize to her.
- Ona özür dilemelisin.
- Tom apologized to the audience.
- Tom izleyicilerden özür diledi.
- Tom knew he had to apologize.
- Tom özür dilemesi gerektiğini biliyordu.
- You need to apologize to him.
- Ona özür dilemelisin.
- That's no reason to apologize.
- Özür dilemek için bir sebep yok.
- You should apologize to your father for not getting home in time for dinner.
- Akşam yemeği için zamanında eve gitmediğin için babandan özür dilemelisin.
- Tom apologized over the phone.
- Tom telefonda özür diledi.
- You had better apologize to him for that failure in some way or other.
- Bu başarısızlık için ondan bir şekilde özür dilesen iyi olur.
- She won't apologize.
- Özür dilemiyor.
- You should apologize to me.
- Benden özür dilemelisin.
- Tom didn't apologize in French.
- Tom Fransızca özür dilemedi.
- I'll apologize to Tom.
- Tom'dan özür dileyeceğim.
- I apologize that I'm not able to give a better reference to this work.
- Bu işle ilgili daha iyi bir referans veremeyeceğim için özür dilerim.
- Why will I write a letter to apologize?
- Neden özür dilemek için bir mektup yazacağım?
- I asked Tom to apologize to Mary.
- Tom'un Mary'den özür dilemesini istedim.
- If you don't go, you'll have to apologize.
- Eğer gitmezsen, özür dilemek zorunda kalacaksın.
- Tom wondered if Mary would apologize.
- Tom, Mary'nin özür dileyip dilemeyeceğini merak ediyordu.
- Tom has already apologized.
- Tom çoktan özür diledi.
- I don't think Tom is the one who needs to apologize.
- Özür dilemesi gereken kişinin Tom olduğunu sanmıyorum.
- I came to apologize.
- Özür dilemeye geldim.
- I apologized to you for that.
- Bunun için senden özür dilemiştim.
- I do apologize.
- Özür dilerim.
- I'll apologize to him.
- Ondan özür dileyeceğim.
- Tom apologized to me.
- Tom benden özür diledi.
- Tom attempted to apologize in French.
- Tom Fransızca özür dilemeye çalıştı.
- Tom made no effort to apologize.
- Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.
- Tom came to apologize.
- Tom özür dilemeye geldi.
- Tom should apologize to Mary.
- Tom Mary'den özür dilemeli.
- I apologize to all of you.
- Hepinizden özür dilerim.
- We apologize for this inconvenience.
- Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.
- Tom has since apologized.
- Tom o zamandan beri özür diledi.
- She apologized to him for being late.
- Geç kaldığı için ondan özür diledi.
- Even though he apologized, I'm still very mad.
- O özür dilese de, ben hâlâ çok kızgınım.
- I called Tom to apologize to him, but he hung up on me.
- Ondan özür dilemek için Tom'u aradım ama o, telefonu kapattı.
- Apologize to my entire family.
- Tüm ailemden özür dileyin.
- You have nothing to apologize for.
- Özür dileyecek bir şeyin yok.
- You don't have to apologize, Tom.
- Özür dilemene gerek yok, Tom.
- Tom is going to apologize.
- Tom özür dileyecek.
- Tom has never apologized for what he did to us.
- Tom bize yaptığı için asla özür dilemedi.
- I'm not going to apologize.
- Özür dilemeyeceğim.
- I'm sure Tom will apologize.
- Eminim Tom özür dileyecektir.
- I want Tom to come over and apologize to Mary.
- Tom'un gelip Mary'den özür dilemesini istiyorum.
- Tom should have apologized to Mary.
- Tom Mary'den özür dilemeliydi.
- You must apologize to her, and that at once.
- Ondan özür dilemelisin ve bunu derhal yapmalısın.
- Tom ought to apologize.
- Tom özür dilemeli.
- All I want is a chance to apologize.
- Tek istediğim özür dilemek için bir şans.
- I'm willing to apologize.
- Özür dilemeye hazırım.
- Tom thinks Mary should apologize to John for not doing what she said she'd do.
- Tom, Mary'nin yapacağını söylediği şeyi yapmadığı için John'dan özür dilemesi gerektiğini düşünüyor.
- Tom apologized profusely.
- Tom bolca özür diledi.
- I'm the one who should apologize.
- Özür dilemesi gereken benim.
- You've got to apologize.
- Özür dilemelisin.
- You should apologize to her for being so distant.
- Bu kadar mesafeli olduğun için ondan özür dilemelisin.
- I apologize in advance for his behaviour.
- Davranışları için şimdiden özür dilerim.
- I have to apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemek zorundayım.
- Tom didn't have to apologize.
- Tom özür dilemek zorunda değildi.
- Tom accidentally bumped into Mary and apologized.
- Tom kazara Mary'ye çarptı ve özür diledi.
- She apologized to his father for coming home late.
- Eve geç geldiği için babasından özür diledi.
- First, I want you to apologize to Tom.
- Öncelikle, Tom'dan özür dilemeni istiyorum.
- Tom has apologized twice.
- Tom iki kez özür diledi.
- Why don't you just apologize?
- Neden şimdi özür dilemiyorsun?
- I told Sami that he should apologize to Layla.
- Sami'ye Layla'dan özür dilemesi gerektiğini söyledim.
- I think it's time for me to apologize to her.
- Sanırım ona özür dilememin zamanıdır.
- Why should Tom apologize?
- Tom neden özür dilemeli?
- There's really no need to apologize.
- Gerçekten özür dilemeye gerek yok.
- Tom apologized to her.
- Tom ondan özür diledi.
- I've come to apologize.
- Ben özür dilemek için geldim.
- Did you have a chance to apologize to Tom?
- Tom'dan özür dileme fırsatın oldu mu?
- She should apologize.
- O özür dilemeli.
- Tom would have been forgiven for doing that if he'd apologized.
- Tom özür dileseydi bunu yaptığı için affedilebilirdi.
- You should apologize to her for being rude.
- Kaba davrandığın için ondan özür dilemelisin.
- He apologized to us for being late.
- Geç kaldığı için bizden özür diledi.
- You should apologize to us.
- Bizden özür dilemelisin.
- You should always apologize in person.
- Her zaman yüz yüze özür dilemelisin.
- You had better apologize to him for that failure in some way or other.
- O hata için bir şekilde ondan özür dilesen iyi olur.
- I don't have to apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemek zorunda değilim.
- You've got to apologize to them.
- Onlardan özür dilemelisin.
- Tom called Mary to apologize to her, but she hung up on him.
- Tom Mary'den özür dilemek için onu aradı ama Mary telefonu yüzüne kapattı.
- He apologized to them for taking up their time.
- Onların zamanını aldığı için onlardan özür diledi.
- He apologized to us for having broken his promise.
- Sözünü tutmadığı için bizden özür diledi.
- I wanted to apologize.
- Özür dilemek istedim.
- I should probably apologize to Tom.
- Muhtemelen Tom'dan özür dilemeliyim.
- Tom apologized to me this morning.
- Tom bu sabah benden özür diledi.
- We apologized to each other.
- Birbirimizden özür diledik.
- He should apologize.
- Özür dilemelidir.
- Tom never called Mary to apologize.
- Tom özür dilemek için Mary'yi asla aramadı.
- Tom doesn't want to apologize.
- Tom özür dilemek istemiyor.
- I suppose I ought to apologize.
- Sanırım özür dilemeliyim.
- You don't have to apologize.
- Özür dilemek zorunda değilsin.
- I came by to apologize.
- Özür dilemek için uğradım.
- Tom still hasn't apologized.
- Tom hala özür dilemedi.
- Tom apologized.
- Tom özür diledi.
- Tom had plenty of chances to apologize, but he didn't.
- Tom'un özür dilemek için pek çok şansı vardı ama dilemedi.
- You should apologize to them.
- Onlardan özür dilemelisin.
- There's no need to apologize.
- Özür dilemeye gerek yok.
- You will have to apologize when you see him.
- Onu gördüğünde özür dilemek zorunda kalacaksın.
- Tom apologized to Mary for being so hard on her.
- Tom ona karşı çok sert olduğu için Mary'den özür diledi.
- Why not apologize?
- Neden özür dilemiyorsun?
- You've got to apologize to her.
- Ondan özür dilemelisin.
- He did not even have the grace to apologize.
- Özür dileme nezaketini bile göstermedi.
- Don't apologize.
- Özür dileme.
- You should apologize to your father for not getting home in time for dinner.
- Yemeğe zamanında gelemediğin için babandan özür dilemelisin.
- Tom has never apologized for what he did to us.
- Tom bize yaptıkları için hiç özür dilemedi.
- Tom won't apologize.
- Tom özür dilemeyecek.
- I apologize in advance for his behaviour.
- Onun davranışları için şimdiden özür dilerim.
- Ask Tom to apologize to Mary.
- Tom'un Mary'den özür dilemesini iste.
- You should apologize to her for having been rude to her.
- Ona karşı kaba davrandığın için ona özür dilemelisin.
- He could at least apologize.
- En azından özür dileyebilir.
- I must apologize to you for not writing for so long.
- Bu kadar uzun süre yazmadığım için senden özür dilemeliyim.
- I already apologized.
- Çoktan özür diledim.
- Tom isn't going to apologize.
- Tom özür dilemeyecek.
- Tom apologized to Mary for what he'd done.
- Tom yaptıklarından dolayı Mary'ye özür diledi.
- I've already apologized to Tom.
- Ben zaten Tom'dan özür diledim.
- Tom wanted to apologize to Mary.
- Tom, Mary'den özür dilemek istedi.
- He apologized profusely.
- O bol bol özür diledi.
- He was about to apologize when the man punched him in the face.
- Tam özür dileyecekti ki adam yüzüne yumruk attı.
- Layla apologized to Sami.
- Leyla, Sami'den özür diledi.
- She won't apologize.
- Özür dilemeyecek.
- Tom thinks Mary should apologize to John.
- Tom, Mary'nin John'dan özür dilemesi gerektiğini düşünüyor.
- Tom apologized over the phone.
- Tom telefonla özür diledi.
- I want to apologize to everybody.
- Herkesten özür dilemek istiyorum.
- Tom wouldn't even talk to Mary after she had apologized to him.
- O ondan özür diledikten sonra Tom bile Mary ile konuşmadı.
- Apologize to the teacher whenever you're late.
- Geç kaldığınızda öğretmenden özür dileyin.
- My parents made me apologize to Tom.
- Ailem bana Tom'dan özür diletmişti.
- Tom apologized to his teammates.
- Tom, takım arkadaşlarından özür diledi.
- I wanted to apologize to her.
- Ondan özür dilemek istedim.
- Our teacher apologized to us for being late.
- Öğretmenimiz geç kaldığı için bizden özür diledi.
- I'm the one who should apologize.
- Özür dilemesi gereken kişi benim.
- Did you apologize to them?
- Onlardan özür diledin mi?
- Tom would have been forgiven for doing that if he'd apologized.
- Tom, özür dileseydi bunu yaptığı için affedilirdi.
- Dan apologized to his daughter, Linda, for not letting her go to the party.
- Dan, partiye gitmesine izin vermediği için kızı Linda'dan özür diledi.
- They shouldn't have to apologize.
- Onlar özür dilemek zorunda olmamalılar.
- I called Tom to apologize to him, but he hung up on me.
- Özür dilemek için Tom'u aradım ama telefonu yüzüme kapattı.
- I apologize if I forgot any others.
- Başka unuttuklarım varsa özür dilerim.
- I want to apologize to all of you for what just happened.
- Olanlar için hepinize özür dilemek istiyorum.
- I want to apologize to all of you for what just happened.
- Az önce olanlar için hepinizden özür dilemek istiyorum.
- I haven't apologized to Tom yet.
- Henüz Tom'dan özür dilemedim.
- Tell Tom that he needs to apologize to Mary.
- Tom'a Mary'den özür dilemesi gerektiğini söyle.
- That's no reason to apologize.
- O özür dilemek için bir neden değil.
- How did Tom apologize?
- Tom nasıl özür diledi?
- Did you apologize to Tom?
- Tom'a özür diledin mi?
- It won't do any good to apologize now.
- Şimdi özür dilemen işe yaramaz.
- I apologized immediately.
- Ben hemen özür diledim.
- Sometimes it's too late to apologize.
- Bazen özür dilemek için çok geçtir.
- I have apologized.
- Özür diledim.
- You should apologize.
- Özür dilemelisin.
- Did you apologize to Tom?
- Tom'dan özür diledin mi?
- I thought he'd apologize at least, but no.
- En azından özür dileyeceğini sanmıştım ama hayır.
- Tom apologized to Mary for his son's impolite remarks.
- Tom, oğlunun kaba sözleri için Mary'den özür diledi.
- I apologize if I offended you.
- Seni incittiysem özür dilerim.
- It won't do any good to apologize now.
- Şimdi özür dilemenin bir faydası olmaz.
- I apologized to her for that.
- Bunun için ondan özür diledim.
- Tom refused to apologize.
- Tom özür dilemeyi reddetti.
- You will have to apologize when you see him.
- Onu gördüğünde özür dilemek zorundasın.
- Even though he apologized, I'm still furious.
- Özür dilemesine rağmen hala kızgınım.
- She apologized to me for stepping on my foot.
- O, ayağıma bastığı için benden özür diledi.
- I'm here to apologize.
- Özür dilemeye geldim.
- I apologize if I hurt your feelings.
- Duygularınızı incittiysem, özür dilerim.
- Layla apologized to Sami.
- Layla Sami'den özür diledi.
- Tom wants me to apologize.
- Tom özür dilememi istiyor.
- It's too late to apologize now.
- Özür dilemek için artık çok geç.
- Tom later apologized.
- Tom daha sonra özür diledi.
- I must apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemeliyim.
- I apologized immediately.
- Hemen özür diledim.
- You need to go back and apologize to Tom.
- Geri dönüp Tom'dan özür dilemelisiniz.
- Tom wants to apologize to you.
- Tom senden özür dilemek istiyor.
- I think you should apologize to Tom.
- Bence Tom'dan özür dilemelisin.
- I came by to apologize.
- Özür dilemek için geldim.
- Tom had plenty of chances to apologize, but he didn't.
- Tom'un özür dilemek için çok fırsatı vardı, ama bunu yapmadı.
- How many times do I have to apologize?
- Kaç kez özür dilemem gerekiyor?
- You should always apologize in person.
- Her zaman bizzat özür dilemelisin.
- They shouldn't have to apologize.
- Özür dilemelerine gerek yok.
- Even if you are not to blame, you should apologize.
- Suçlanmasan bile, özür dilemelisin.
- I told Tom that he should apologize to Mary.
- Tom'a Mary'den özür dilemesi gerektiğini söyledim.
- Even though he apologized, I'm still very mad.
- Özür dilemesine rağmen hâlâ çok kızgınım.
- Make sure you apologize.
- Özür dilediğinden emin ol.
- I'm not going to apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemeyeceğim.
- I must apologize to Ann.
- Ann'den özür dilemeliyim.
- I won't speak to you until you apologize.
- Özür dileyene kadar seninle konuşmuyorum.
- He apologized to me.
- Benden özür diledi.
- Tom might at least apologize.
- Tom en azından özür dileyebilir.
- You should apologize to Tom for what you said.
- Söylediklerin için Tom'dan özür dilemelisin.
- Tom never apologized.
- Tom hiç özür dilemedi.
- Dan apologized to his daughter, Linda, for not letting her go to the party.
- Dan partiye gitmesine izin vermediği için kızı Linda'dan özür diledi.
- I didn't apologize.
- Ben özür dilemedim.
- Tom said he apologized to Mary.
- Tom, Mary'den özür dilediğini söyledi.
- Tom tried to make amends and apologize to Mary.
- Tom durumu telafi etmeye ve Mary'den özür dilemeye çalıştı.
- She made no effort to apologize.
- Özür dilemek için hiç çaba göstermedi.
- Please don't apologize.
- Lütfen özür dileme.
- I want to apologize.
- Özür dilemek istiyorum.
- My parents made me apologize to Tom.
- Ailem beni Tom'dan özür dilemeye zorladı.
- Tom quickly apologized.
- Tom hemen özür diledi.
- I want you to apologize.
- Özür dilemenizi istiyorum.
- Why should I apologize to you?
- Neden senden özür dileyeyim ki?
- Tom would have apologized to Mary if he had thought it was important.
- Tom önemli olduğunu düşünseydi Mary'den özür dilerdi.
- Tom didn't need to apologize.
- Tom'un özür dilemesine gerek yoktu.
- No need to apologize; I understand.
- Özür dilemenize gerek yok; anlıyorum.
- You must apologize to her, and do it at once.
- Ondan özür dilemelisin ve bunu hemen yapmalısın.
- We apologize.
- Özür dileriz.
- I've already apologized for that.
- Bunun için çoktan özür diledim.
- Tom apologized to us.
- Tom bizden özür diledi.
- You have to apologize at once when you have done wrong.
- Yanlış yaptığında hemen özür dilemelisin.
- Tom accidentally bumped into Mary and apologized.
- Tom yanlışlıkla Mary'ye çarptı ve özür diledi.
- Tom apologized on her behalf.
- Tom onun adına özür diledi.
- You don't need to apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemene gerek yok.
- You should apologize to him for coming late.
- Geç kaldığın için ondan özür dilemelisin.
- Tom needs to apologize.
- Tom özür dilemeli.
- I'm waiting for you to apologize.
- Özür dilemeni bekliyorum.
- Tom doesn't have to apologize to me.
- Tom benden özür dilemek zorunda değil.
- Tom doesn't know how to apologize in French.
- Tom, Fransızca'da özür dilemeyi bilmiyor.
- Make sure you don't forget to apologize.
- Özür dilemeyi unutmayacağından emin ol.
- Tom apologized and left.
- Tom özür diledi ve gitti.
- I apologized to Tom.
- Tom'dan özür diledim.
- I don't want to apologize.
- Özür dilemek istemiyorum.
- Tom apologized again.
- Tom tekrar özür diledi.
- I apologized to them for that.
- Bunun için onlardan özür diledim.
- She apologized to him for being late.
- Geç kaldığı için ona özür diledi.
- Tom actually apologized to Mary.
- Tom aslında Mary'den özür diledi.
- Tom has already apologized for that.
- Tom bunun için çoktan özür diledi.
- I don't want you to apologize.
- Özür dilemeni istemiyorum.
- Did you apologize to her?
- Ondan özür diledin mi?
- She apologized to me for stepping on my foot.
- Ayağıma bastığı için benden özür diledi.
- I wouldn't forgive Tom even if he apologized.
- Özür dilese bile Tom'u affetmezdim.
- Tom suggested to Mary that she apologize and make amends.
- Tom Mary'ye özür dilemesini ve telafi etmesini önerdi.
- Please don't apologize.
- Lütfen özür dilemeyin.
- I can't apologize enough.
- Yeterince özür dileyemiyorum.
- We apologize for this inconvenience.
- Bu rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.
- Tom won't have to apologize.
- Tom özür dilemek zorunda kalmayacak.
- Tom has already apologized for doing that.
- Tom bunu yaptığı için zaten özür diledi.
- Why should Tom apologize?
- Tom neden özür dilesin ki?
- Tom apologized to Mary for what he did.
- Tom yaptığı şey için Mary'den özür diledi.
- You don't have to apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemek zorunda değilsin.
- I think that you ought to apologize to her.
- Sanırım ondan özür dilemelisin.
- I'll call Tom and apologize.
- Tom'u arayıp özür dileyeceğim.
- I called Susan to apologize to her, but she hung up on me.
- Susan'dan özür dilemek için aradım ama telefonu yüzüme kapattı.
- Tom apologized on Mary's behalf.
- Tom Mary'nin adına özür diledi.
- I've already apologized for that.
- Onun için zaten özür diledim.
- I'll apologize later.
- Sonra özür dilerim.
- He apologized to me.
- O benden özür diledi.
- That's no reason to apologize.
- Özür dilemek için bir neden yok.
- You've got to apologize to him.
- Ondan özür dilemelisin.
- I have to apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemeliyim.
- She apologized to her father for coming in so late.
- Bu kadar geç geldiği için babasından özür diledi.
- I haven't apologized to Tom yet.
- Tom'dan daha özür dilemedim.
- He made no effort to apologize.
- Özür dilemek için çaba göstermedi.
- I'll apologize.
- Özür dileyeceğim.
- I'll apologize.
- Özür dilerim.
- I wanted to apologize to them.
- Onlardan özür dilemek istedim.
- I never apologized.
- Asla özür dilemedim.
- Tom tends to apologize too often.
- Tom çok sık özür dileme eğiliminde.
- You need to apologize to me.
- Benden özür dilemelisin.
- You should apologize to him for coming late.
- Geç geldiğin için ondan özür dilemelisin.
- I apologize to everyone.
- Herkesten özür dilerim.
- You need to go back and apologize to Tom.
- Geri gitmelisin ve Tom'dan özür dilemelisin.
- I want him to apologize.
- Onun özür dilemesini istiyorum.
- I apologized to Tom for that.
- Bunun için Tom'dan özür diledim.
- You should apologize to Dad for not coming home in time for supper.
- Akşam yemeği için eve zamanında gelmediğinden dolayı babandan özür dilemelisin.
- Ask Tom to apologize to Mary.
- Tom'dan Mary'den özür dilemesini iste.
- I want them to apologize.
- Onların özür dilemesini istiyorum.
- I have to apologize to Ann.
- Ann'den özür dilemek zorundayım.
- I apologize if I forgot any others.
- Unuttuğum başka biri varsa özür dilerim.
- He apologized to me for stepping on my foot.
- Ayağıma bastığı için benden özür diledi.
- I suggest that you apologize to Tom.
- Tom'dan özür dilemeni öneririm.
- You should apologize.
- Senin özür dilemen gerekir.
- You should've apologized to Tom for what you did.
- Yaptığın şey için Tom'dan özür dilemeliydin.
- Tom hasn't apologized.
- Tom özür dilemedi.
- Later Chris felt ashamed and apologized, and Beth forgave him.
- Daha sonra Chris utandı ve özür diledi, Beth de onu affetti.
- You should apologize to her for having been rude to her.
- Ona kaba davrandığın için ondan özür dilemelisin.
- Tom wanted to apologize to Mary.
- Tom Mary'den özür dilemek istedi.
- Aren't you going to apologize to Tom?
- Tom'dan özür dilemeyecek misin?
- I already apologized.
- Zaten özür diledim.
- Tom suggested to Mary that she apologize to John.
- Tom, Mary'ye John'dan özür dilemesini önerdi.
- No need to apologize.
- Özür dilemeye gerek yok.
- Why can't you apologize to him?
- Neden ondan özür dilemiyorsun?
- Tom apologized to us for having done that.
- Tom bunu yaptığından dolayı özür diledi.
- You should apologize to her for being rude.
- Ona kaba davrandığın için özür dilemelisin.
- I'll call her and apologize.
- Onu arayıp özür dileyeceğim.
- Tom apologized to us for being late.
- Tom geç kaldığı için bizden özür diledi.
- Tom didn't apologize to Mary.
- Tom Mary'den özür dilemedi.
- I have to apologize to him.
- Ondan özür dilemeliyim.
- Tom is here to apologize.
- Tom özür dilemek için burada.
- Tom should apologize to Mary for not arriving on time.
- Tom zamanında gelmediği için Mary'den özür dilemeli.
- We apologized to each other.
- Biz birbirimizden özür diledik.
- It's too late to apologize.
- Özür dilemek için çok geç.
- Oh, don't apologize.
- Ah, özür dileme.
- Tom tried to make amends and apologize to Mary.
- Tom Mary'den özür dileyerek hatasını telafi etmeye çalıştı.
- Maybe Tom will apologize to Mary.
- Belki Tom, Mary'den özür diler.
- You should apologize to her for that.
- Onun için ondan özür dilemelisin.
- She apologized profusely.
- Çok özür diledi.
- I sincerely apologize.
- İçtenlikle özür dilerim.
- I must apologize.
- Özür dilemeliyim.
- Tom apologized to Mary for accidentally stepping on her foot.
- Tom yanlışlıkla ayağına bastığı için Mary'den özür diledi.
- Why should I apologize?
- Neden özür dilemem gerekiyor?
- Tom wanted Mary to apologize to John.
- Tom, Mary'nin John'dan özür dilemesini istedi.
- You need to apologize to him.
- Ondan özür dilemelisin.
- If you're going to apologize, you should do it right away.
- Eğer özür dileyecekseniz, bunu hemen yapmalısınız.
- Tom apologized on Mary's behalf.
- Tom, Mary adına özür diledi.
- Can you teach me how to apologize in French?
- Bana Fransızca özür dilemeyi öğretebilir misin?
- Tom will apologize.
- Tom özür dileyecek.
- I want to apologize to you.
- Senden özür dilemek istiyorum.
- Tom made no effort to apologize.
- Tom özür dilemek için hiç çaba göstermedi.
- I want to apologize to everyone here.
- Buradaki herkesten özür dilemek istiyorum.
- He apologized to the teacher for coming to school late.
- O, okula geç geldiği için öğretmenden özür diledi.
- I have to apologize to them.
- Onlardan özür dilemeliyim.
- I need to apologize to Ann.
- Ann'den özür dilemem gerek.
- Why should I apologize?
- Neden özür dileyeyim ki?
- Tom apologized numerous times.
- Tom defalarca özür diledi.
- Tom needs to apologize to Mary.
- Tom'un Mary'den özür dilemesi gerekiyor.
Show More (542)
|