Tureng - back of - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	back of	arkasına	expr.
	Just throw your bicycle in the back of the truck and I'll drive you home. Bisikletini kamyonetin arkasına at, seni eve bırakayım. I've written his address on the back of the envelope. Onun adresini zarfın arkasına yazdım. The police told Tom to sit in the back of the patrol car. Polis Tom'a devriye arabasının arkasına oturmasını söyledi. Tom wrote something on the back of the envelope. Tom zarfın arkasına bir şey yazdı. Tom put his stepladder in the back of his pickup truck. Tom merdivenini kamyonetinin arkasına koydu. Layla put her bicycle in the back of the building. Layla bisikletini binanın arkasına koydu. Tom put the money he stole in a box that he hid in the back of his closet. Tom çaldığı parayı dolabının arkasına sakladığı bir kutuya koydu. Tom didn't get on back of Mary's motorcycle. Tom Mary'nin motosikletinin arkasına binmedi. Tom was handcuffed and shoved into the back of the police car. Tom kelepçelendi ve polis arabasının arkasına itildi. Just throw your bicycle in the back of the truck and I'll drive you home. Sadece bisikletini kamyonun arkasına at ve ben seni arabayla eve götüreceğim. She went to the back of the line. Sıranın arkasına geçti. I jumped into the back of the pickup truck with Tom. Tom'la birlikte kamyonetin arkasına atladım. Tom put the stolen money in a shoe box and hid it in the back of his closet. Tom çalınan parayı bir ayakkabı kutusuna koydu ve dolabının arkasına sakladı. Sami went to the back of the building. Sami binanın arkasına gitti. She went to the back of the line. Sıranın arkasına gitti. Sami sat in the back of the mosque. Sami caminin arkasına oturdu. Layla put her bicycle in the back of the building. Leyla binanın arkasına bisikletini koydu. Tom put his stepladder in the back of his pickup truck. Tom merdivenini kamyonunun arkasına koydu. Tom took off his pants and carefully hung them over the back of a chair. Tom pantolonunu çıkardı ve dikkatli bir şekilde bir sandalyenin arkasına astı. He went to the back of the building. Binanın arkasına gitti. Tom was leaning on the back of the chair. Tom sandalyenin arkasına dayanıyordu. Tom took off his jacket and hung it on the back of a chair. Tom ceketini çıkardı ve bir sandalyenin arkasına astı. Tom took off his pants and carefully hung them over the back of a chair. Tom pantolonunu çıkardı ve dikkatlice bir sandalyenin arkasına astı. I jumped into the back of the pickup truck with Tom. Tom'la kamyonetin arkasına atladım. Tom didn't get on back of Mary's motorcycle. Tom, Mary'nin motosikletinin arkasına binmedi. I've written his address on the back of the envelope. Zarfın arkasına adresini yazdım. A ball hit the back of my head while I was playing soccer. Ben futbol oynarken bir top kafamın arkasına çarptı. We sat in the very back of the auditorium. Konferans salonunun en arkasına oturduk. Tom took off his jacket and hung it on the back of a chair. Tom ceketini çıkardı ve onu sandalyenin arkasına astı. Tom told Mary he usually sat in the back of the classroom. Tom Mary'ye, genellikle sınıfın arkasına oturduğunu söyledi. Tom's dog seems to enjoy riding in the back of Tom's pickup truck. Tom'un köpeği, Tom'un kamyonetinin arkasına binmekten hoşlanıyor gibi görünüyor. Layla felt Sami's fingertips touching the back of her shoulder. Layla, Sami'nin parmak uçlarının omzunun arkasına dokunduğunu hissetti. Tom was leaning on the back of the chair. Tom sandalyenin arkasına yaslanmıştı. Tom wrote something on the back of the letter. Tom mektubun arkasına bir şeyler yazmış. A ball hit the back of my head while I was playing soccer. Futbol oynarken bir top kafamın arkasına çarptı. Tom wrote something on the back of the letter. Tom mektubun arkasına bir şeyler yazdı. Layla felt Sami's fingertips touching the back of her shoulder. Leyla, Sami'nin parmak uçlarının, omzunun arkasına dokunduğunu hissetti. Sami hid in the back of the truck. Sami kamyonun arkasına saklandı. Tom put his duffel bag in the back of the jeep. Tom spor çantasını cipin arkasına koydu. A ball hit me in the back of the head while I was playing soccer. Futbol oynarken kafamın arkasına bir top çarptı. Tom wrote something on the back of the envelope. Tom zarfın arkasına bir şey yazmış. Show More (38)
2	back of	arkasında	prep.
	Tom took Mary to the hospital on the back of his motorcycle. Tom Mary'yi motosikletinin arkasında hastaneye götürdü. There is a library at the back of that tall building. O yüksek binanın arkasında bir kütüphane var. We sat in the very back of the auditorium. Oditoryumun tam arkasında oturduk. I saw Tom riding on the back of Mary's motorcycle. Tom'u Mary'nin motosikletinin arkasında giderken gördüm. Tom is sitting in the very back of the classroom. Tom sınıfın en arkasında oturuyor. He disappeared into a dark corner at the back of the shop. Mağazanın arkasındaki karanlık bir köşede gözden kayboldu. Tom has a large bump on the back of his head. Tom'un kafasının arkasında büyük bir şişlik var. Children are playing at the back of the house. Çocuklar evin arkasında oynuyorlar. I’ve got eyes on the back of my head! Kafamın arkasında gözlerim var! Tom's voice was so soft it was barely audible to those sitting at the back of the lecture theatre. Tom'un sesi o kadar hafifti ki amfinin arkasında oturanlara zar zor duyulabiliyordu. Tom has a large bump on the back of his head. Tom'un kafasının arkasında büyük bir yumru var. I’ve got eyes on the back of my head! Başımın arkasında gözüm var. We'll have to sit at the back of the train. Trenin arkasında oturmak zorunda kalacağız. There used to be a big cherry tree at the back of my house. Önceden evimin arkasında büyük bir kiraz ağacı vardı. There is a church at the back of my house. Evimin arkasında bir kilise var. Children are playing at the back of the house. Çocuklar evin arkasında oynuyor. There is a large garden at the back of his house. Evinin arkasında büyük bir bahçe var. There is a hut at the back of our house. Evimizin arkasında bir kulübe var. What's that building at the back of the hospital? Hastanenin arkasındaki o yapı nedir? There is a garden at the back of my house. Evimin arkasında bir bahçe var. They caught Mary and Tom having sex at the back of the bus. Onlar Tom ve Mary'yi otobüsün arkasında seks yaparken yakaladı. We sat at the back of the hall. Biz salonun arkasında oturduk. There used to be a big cherry tree at the back of my house. Eskiden evimin arkasında büyük bir kiraz ağacı vardı. There is a garden at the back of our house. Evimizin arkasında bir bahçe var. He has eyes at the back of his head. Kafasının arkasında gözleri var. The calf muscle is located on the back of the lower leg. Baldır kası alt bacağın arkasında yer alır. He has eyes at the back of his head. Onun kafasının arkasında gözleri var. They caught Mary and Tom having sex at the back of the bus. Mary ve Tom'u otobüsün arkasında seks yaparken yakalamışlar. We'll have to sit at the back of the train. Trenin arkasında oturmak zorundayız. Tom is standing at the back of the room. Tom odanın arkasında duruyor. Show More (27)
3	back of	arkası	prep.
	Use two mirrors to see the back of your head. Kafanızın arkasını görmek için iki ayna kullanın. Use two mirrors to see the back of your head. Başınızın arkasını görmek için iki ayna kullanın. The back of Tom's right hand was injured by a splinter of glass. Tom'un sağ elinin arkası bir cam kıymığı tarafından yaralandı. I rub with pumice, in order to smooth the back of my feet. Ayaklarımın arkasını pürüzsüzleştirmek için ponza ile ovuyorum. He kissed the back of her hand. Onun elinin arkasını öptü. I rub with pumice, in order to smooth the back of my feet. Ayaklarımın arkasını yumuşatmak için ponza taşı ile ovarım. The back of the building is on First Street. Binanın arkası Birinci Cadde'de. The back of Tom's right hand was injured by a splinter of glass. Tom'un sağ elinin arkası bir cam parçasıyla yaralandı. Show More (5)