|
- The first time you meet people, you should be careful about how near you stand to them.
- İnsanlarla ilk kez tanıştığında, onlara ne kadar yakın durduğuna dikkat etmelisin.
- Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs.
- Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.
- He almost never gets sick because he is careful about his health.
- Sağlığına dikkat ettiği için neredeyse hiç hastalanmıyor.
- You'll have to be careful how you behave yourself.
- Terbiyeni takınmaya dikkat etmen gerekecek.
- Would you be careful with that?
- Buna dikkat eder misin?
- Be careful not to make any mistakes.
- Hata yapmamaya dikkat edin.
- He isn't being careful.
- Dikkat etmiyor.
- Tom was careful not to make too much noise.
- Tom çok fazla gürültü yapmamaya dikkat ediyordu.
- You'll have to be careful how you behave yourself.
- Nasıl davrandığına dikkat etmen gerekecek.
- We were careful not to do that.
- Bunu yapmamaya dikkat ettik.
- We must, first of all, be careful of our health.
- Her şeyden önce sağlığımıza dikkat etmeliyiz.
- Above all, be careful about what you eat and drink.
- Her şeyden önce, ne yediğinize ve içtiğinize dikkat edin.
- You should be careful of the feelings of others.
- Başkalarının duygularına dikkat etmelisiniz.
- I was careful to not leave any evidence.
- Kanıt bırakmamaya dikkat ettim.
- We have to be careful with expenses.
- Giderlerimize dikkat etmek zorundayız.
- He is careful about his manners.
- Davranışlarına dikkat ediyor.
- Be careful with her.
- Ona dikkat edin.
- Tom should be careful not to underestimate Mary.
- Tom, Mary'yi hafife almamaya dikkat etmeli.
- If you want to lose weight, you'll have to be careful about what you eat.
- Eğer kilo vermek istiyorsanız, yediklerinize dikkat etmelisiniz.
- Be careful with him.
- Ona dikkat edin.
- Be careful not to drink too much coffee in the evening.
- Akşamları çok fazla kahve içmemeye dikkat edin.
- You should be careful with knives.
- Bıçaklara dikkat etmelisin.
- Be careful not to drive the wrong way on a one-way street.
- Tek yönlü bir yolda yanlış yöne gitmemeye dikkat edin.
- Tom was careful not to say anything that would make Mary mad.
- Tom, Mary'yi kızdıracak bir şey söylememeye dikkat ediyordu.
- Tom was careful not to leave the door unlocked.
- Tom kapıyı açık bırakmamaya dikkat etti.
- Be careful not to trip over this rock.
- Bu kayaya takılmamaya dikkat edin.
- You should be careful with that.
- Ona dikkat etmelisin.
- Please be careful not to forget to lock the door when you go out.
- Lütfen dışarı çıkarken kapıyı kilitlemeyi unutmamaya dikkat edin.
- Be careful, the bullet can ricochet off the rock and come towards you.
- Dikkat edin, mermi taştan sekip size gelebilir.
- Not being careful of his health, he fell ill.
- Sağlığına dikkat etmediği için hastalandı.
- Be careful not to underestimate the problem.
- Sorunu hafife almamaya dikkat edin.
- We have to be careful who we show these plans to.
- Bu planları kime gösterdiğimize dikkat etmeliyiz.
- Being careful about his health, he seldom gets sick.
- Sağlığına dikkat ettiği için nadiren hastalanıyor.
- You should be careful with those.
- Bunlara dikkat etmelisin.
- You must be careful with the wine glass.
- Şarap bardağına dikkat etmelisin.
- Tom has some food allergies, so he has to be careful about what he eats.
- Tom'un bazı gıda alerjileri var, bu yüzden ne yediğine dikkat etmesi gerekiyor.
- You'd better be careful what you say.
- Söylediklerine dikkat etsen iyi edersin.
- Above all, be careful about what you eat and drink.
- En önemlisi, yediklerinize ve içtiklerinize dikkat edin.
- We should always be careful of what we do.
- Yaptığımız şeylere her zaman dikkat etmeliyiz.
- You must be careful with the wine glass.
- Şarap kadehine dikkat etmelisin.
- Be careful not to overcook the carrots.
- Havuçları fazla pişirmemeye dikkat edin.
- You've got to be careful what you say to people who are easily offended.
- Kolayca kırılabilen insanlara ne söylediğine dikkat etmelisin.
- Tom needs to be careful not eat too much.
- Tom'un çok fazla yememeye dikkat etmesi gerekiyor.
- She was careful not to break the glasses.
- Bardakları kırmamaya dikkat etti.
- Could you be careful with that?
- Buna dikkat eder misin?
- When you meet someone for the first time, be careful about how close you stand to that person.
- Biriyle ilk kez tanıştığınızda, o kişiye ne kadar yakın durduğunuza dikkat edin.
- You must be careful not to make him angry.
- Onu kızdırmamaya dikkat etmelisin.
- Please be careful not to let the dog outside.
- Lütfen köpeğin dışarı çıkmamasına dikkat edin.
- He seldom gets sick because he is careful about his health.
- Sağlığına dikkat ettiği için nadiren hastalanıyor.
- Tom is careful about what he eats and drinks.
- Tom yediklerine ve içtiklerine dikkat ediyor.
- You must be careful not to get angry.
- Sinirlenmemeye dikkat etmelisin.
- Mary is being careful with her baby.
- Mary bebeğine dikkat ediyor.
- Be careful with them.
- Onlara dikkat edin.
- Tom has to be careful about what he eats.
- Tom ne yediğine dikkat etmeli.
- Be careful about what you eat.
- Yediklerinize dikkat edin.
- You'd better be careful what you say.
- Söylediğine dikkat etsen iyi olur.
- Please be careful not to forget your card or your change in the machine.
- Lütfen kartınızı ya da para üstünüzü makinede unutmamaya dikkat edin.
- Tom was careful not to be noticed.
- Tom fark edilmemeye dikkat etti.
- You should be careful what you wish for.
- Ne dilediğine dikkat etmelisin.
- You should be careful with her.
- Ona dikkat etmelisin.
- Be careful not to drive the wrong way on a one-way street.
- Tek yönlü bir caddede ters yönde sürmemeye dikkat edin.
- I'll be careful never to be late again.
- Bir daha asla geç kalmamaya dikkat edeceğim.
- You've got to be careful what you say to people who are easily offended.
- Kolay rencide olan insanlara ne söyleyeceğinize dikkat etmelisiniz.
- Be careful on those rocks.
- Şu kayalara dikkat edin.
- Tom was careful not to get his shoes muddy.
- Tom ayakkabılarının çamurlanmamasına dikkat ediyordu.
- Be careful not to trip and fall.
- Takılıp düşmemeye dikkat edin.
- Please be careful not to overexert yourself.
- Lütfen kendinizi fazla zorlamamaya dikkat edin.
- You should be careful with those.
- Şunlara dikkat etmelisin.
- You should be careful with Tom.
- Tom'a dikkat etmelisin.
- You should be careful what you say.
- Söylediğine dikkat etmelisin.
- Tom had better be careful what he says.
- Tom ne söylediğine dikkat etse iyi olur.
- People with rheumatoid arthritis symptoms should be careful about what they eat.
- Romatoid artrit semptomları olan insanlar yediklerine dikkat etmelidir.
- Be careful not to hurt Tom's feelings.
- Tom'un duygularını incitmemeye dikkat edin.
- Please be careful not to break this vase.
- Lütfen bu vazoyu kırmamaya dikkat edin.
- The first time you meet people, you should be careful about how near you stand to them.
- İnsanlarla ilk kez tanıştığınızda, onlara ne kadar yakın durduğunuza dikkat etmelisiniz.
- You should be careful about your health.
- Sağlığına dikkat etmelisin.
- You should be careful not to help too much.
- Çok fazla yardım etmemeye dikkat etmelisin.
- You must be careful of yourself.
- Kendinize dikkat etmelisiniz.
- You should be careful not to do too much.
- Çok fazla şey yapmamaya dikkat etmelisin.
- We have to be careful not to do that again.
- Bunu bir daha yapmamaya dikkat etmeliyiz.
- She was careful not to leave the door unlocked.
- Kapıyı açık bırakmamaya dikkat ediyordu.
- Be careful you don't break Tom's heart.
- Tom'un kalbini kırmamaya dikkat edin.
- Be careful not to do that.
- Bunu yapmamaya dikkat edin.
- Tom was careful not to leave any evidence.
- Tom kanıt bırakmamaya dikkat etti.
- You should be careful with him.
- Ona dikkat etmelisin.
- Could you be careful with that?
- Şuna dikkat edebilir misin?
- Tom was careful not to touch Mary.
- Tom Mary'e dokunmamaya dikkat etti.
- Be careful not to spill gasoline when filling the tank on your lawn mower.
- Çim biçme makinenizin deposunu doldururken benzin dökmemeye dikkat edin.
- You should be careful of your money.
- Parana dikkat etmelisin.
- You must be careful of the traffic when you cross the street.
- Karşıdan karşıya geçerken trafiğe dikkat etmelisiniz.
- You should be careful with them.
- Onlara dikkat etmelisin.
- Sami was careful not to wake his wife.
- Sami karısını uyandırmamaya dikkat ediyordu.
- Tom told Mary that she needed to be careful not to make John angry.
- Tom, Mary'ye John'u kızdırmamaya dikkat etmesi gerektiğini söyledi.
- We must be careful of our health.
- Sağlığımıza dikkat etmeliyiz.
- You had better be careful not to overeat.
- Aşırı yememeye dikkat etsen iyi olur.
- Be careful of what you say, for he's easily annoyed.
- Söylediklerinize dikkat edin, çünkü kolayca sinirlenir.
- You should be careful not to say too much.
- Çok fazla şey söylememeye dikkat etmelisin.
- We should be careful what we say.
- Ne söylediğimize dikkat etmeliyiz.
- After cutting habanero peppers, be careful not to rub your eyes.
- Habanero biberlerini kestikten sonra gözlerinizi ovuşturmamaya dikkat edin.
- If you want to lose weight, you'll have to be careful about what you eat.
- Eğer zayıflamak istiyorsan, ne yediğine dikkat etmek zorundasın.
- I've always been careful to not say too much.
- Çok fazla konuşmamaya hep dikkat etmişimdir.
- I was careful not to do that.
- Bunu yapmamaya dikkat ettim.
- Please be careful that you don't break this vase.
- Lütfen bu vazoyu kırmamaya dikkat edin.
- You should be careful of your money.
- Paranıza dikkat etmelisiniz.
- Be careful with contractions.
- Kasılmalara dikkat edin.
- Would you be careful with that?
- Şuna dikkat eder misin?
- Be careful what you say and how you say it.
- Ne söylediğinize ve nasıl söylediğinize dikkat edin.
- We must, first of all, be careful of our health.
- Her şeyden önce, sağlığımıza dikkat etmeliyiz.
- You should be careful what you say.
- Ne söylediğinize dikkat etmelisiniz.
- You must be careful of yourself.
- Kendine dikkat etmelisin.
- We have to be careful who we show these plans to.
- Bu planları kime göstereceğimize dikkat etmeliyiz.
- Be careful of Tom.
- Tom'a dikkat edin.
Show More (109)
|
|
- Be careful swimming in the sea.
- Denizde yüzerken dikkatli ol.
- Be careful crossing the street.
- Karşıdan karşıya geçerken dikkatli ol.
- The floor is slippery, so be careful.
- Yerler kaygan, onun için dikkatli ol.
- Please be careful not to break this vase.
- Lütfen bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol.
- Always be careful.
- Her zaman dikkatli ol.
- Be careful on the way home.
- Eve giderken dikkatli ol.
- Just you be careful.
- Sadece dikkatli ol.
- These stairs are a little slippery, so please be careful.
- Bu merdivenler çok kaygan, bu yüzden lütfen dikkatli ol.
- Be careful or she'll stab you in the back.
- Dikkatli ol yoksa o seni sırtından bıçaklar.
- Be careful not to say something stupid.
- Aptalca bir şey söylememek için dikkatli ol.
- The floor is slippery, so be careful.
- Zemin kaygan, bu yüzden dikkatli ol.
- Anything might happen, so be careful.
- Her şey olabilir bu yüzden dikkatli ol.
- Be careful not to offend him.
- Onu rencide etmemek için dikkatli ol.
- Be careful when you cross a road.
- Yoldan karşıya geçerken dikkatli ol.
- Do be careful.
- Aman dikkatli ol.
- Be careful, OK?
- Dikkatli ol, tamam mı?
- Be careful, I don't want any troubles.
- Dikkatli ol, sorun istemiyorum.
- Be careful not to get caught.
- Yakalanmamak için dikkatli ol.
- Tom, be careful!
- Tom, dikkatli ol!
- Tom, please be careful.
- Tom, lütfen dikkatli ol.
- Just be careful with Tom.
- Tom'a karşı dikkatli ol.
- Be careful near the window.
- Pencerenin yanında dikkatli ol.
- Be careful when working with a hoe.
- Bir çapa ile çalışırken dikkatli ol.
- The roads are slippery, so please be careful.
- Yollar kaygan, onun için lütfen dikkatli ol.
- Please be careful that you don't break this vase.
- Bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol.
- Be careful with it.
- Onunla dikkatli ol.
- Be careful when working with a hoe.
- Çapa ile çalışırken dikkatli ol.
- Be careful with the razor blade.
- Tıraş bıçağı konusunda dikkatli ol.
- Be careful; there's a hole in the road!
- Dikkatli ol; yolda bir çukur var!
- Be careful when you cross the street.
- Karşıdan karşıya geçerken dikkatli ol.
- Be careful now.
- Şimdi dikkatli ol.
- Be careful with fire in the woods.
- Ormanda ateş ile dikkatli ol.
- Be careful, Tom.
- Dikkatli ol, Tom.
- Be careful up there.
- Yukarıda dikkatli ol.
- Be careful or she'll stab you in the back.
- Dikkatli ol yoksa seni sırtından bıçaklar.
- Be careful with it.
- Dikkatli ol.
- Just be careful down there.
- Aşağıda dikkatli ol.
- Be careful, Tom!
- Dikkatli ol, Tom!
- Be careful not to offend her.
- Onu rencide etmemek için dikkatli ol.
- Be careful when crossing the street.
- Karşıdan karşıya geçerken dikkatli ol.
- Just you be careful.
- Sadece sen dikkatli ol.
- Be careful, there's a car!
- Dikkatli ol, bir araba var!
- A typhoon is coming, so be careful.
- Bir tayfun geliyor, bu yüzden dikkatli ol.
- Be careful that they don't suspect you.
- Senden şüphelenmemeleri için dikkatli ol.
- Be careful how you speak to Tom.
- Tom ile konuşurken dikkatli ol.
- Be careful; there's a hole in the road!
- Dikkatli ol, yolda bir delik var!
- Be careful when you cross a road.
- Yoldan geçerken dikkatli ol.
- Be careful, there are cougars in this area.
- Dikkatli ol, bu bölgede pumalar var.
- Be careful, this guy has a shooting license!
- Dikkatli ol, bu adamın ateş etme ruhsatı var!
- Just be careful.
- Sadece dikkatli ol.
- Be careful not to break the eggs.
- Yumurtaları kırmamak için dikkatli ol.
- Just be careful, Tom.
- Dikkatli ol, Tom.
- Be careful not to offend them.
- Onları rencide etmemek için dikkatli ol.
- Maybe the next time you'll listen to me when I tell you to be careful.
- Belki bir dahaki sefere sana dikkatli ol dediğimde beni dinlersin.
- Tom, be careful you don't fall in the hole.
- Tom, çukura düşmemek için dikkatli ol.
- Be careful, he might shoot you!
- Dikkatli ol, seni vurabilir!
- Be careful not to be deceived.
- Aldatılmamak için dikkatli ol.
- Be careful because that soup is hot.
- Dikkatli ol çünkü çorba çok sıcak.
- Be careful not to spill your beer.
- Biranı dökmemek için dikkatli ol.
- Be careful not to fall.
- Düşmemek için dikkatli ol.
- Be careful not to fail.
- Başarısız olmamak için dikkatli ol.
- Now do be careful.
- Şimdi dikkatli ol.
- If you try doing that, be careful.
- Eğer bunu yapmaya çalışırsan, dikkatli ol.
- The road is icy, so please be careful.
- Yolda buzlanma var, onun için lütfen dikkatli ol.
- Be careful in there.
- Orada dikkatli ol.
- Be careful not to break these eggs.
- Bu yumurtaları kırmamak için dikkatli ol.
- Please be careful in Boston, OK?
- Lütfen Boston'da dikkatli ol, tamam mı?
- Be careful, this guy has a shooting license!
- Dikkatli ol, bu adamın atış ruhsatı var!
- If you can't be good, be careful.
- Eğer iyi olamıyorsan, dikkatli ol.
- Be careful not to catch a cold.
- Üşütmemek için dikkatli ol.
- Be careful or you'll strip the gears.
- Dikkatli ol yoksa dişlileri sıyıracaksın.
- Just be careful with everything.
- Her konuda dikkatli ol.
- Be careful, the bullet can ricochet off the rock and come towards you.
- Dikkatli ol, mermi kayadan sekip sana doğru gelebilir.
- Be careful up there.
- Orada dikkatli ol.
- Be careful, dog biting!
- Dikkatli ol, köpek ısırıyor!
- Just please be careful.
- Lütfen dikkatli ol.
- Be careful out there.
- Dışarıda dikkatli ol.
- Be careful not to trip and fall.
- Tökezlememek ve düşmemek için dikkatli ol.
- Be careful crossing the street.
- Caddeyi geçerken dikkatli ol.
Show More (76)
|
