|
- I've been told that often enough.
- O bana yeterince sık söylendi.
- I was told Tom would be here.
- Tom'un burada olacağı söylendi.
- I've been told we aren't permitted to do that here.
- Bana burada bunu yapmaya iznimiz olmadığı söylendi.
- They were told to play in the nearby park.
- Yakındaki parkta oynamaları söylendi.
- Tom has been told never to do that.
- Bunu asla yapmaması Tom'a söylendi.
- Have you been told what to expect?
- Ne beklemen gerektiği sana söylendi mi?
- You'll be told in advance.
- Önceden sana söylenecek.
- I was told that I needed to get enough sleep.
- Yeterince uyumam gerektiği söylendi.
- I was told not to sit in that chair.
- Bana o sandalyeye oturmamam söylendi.
- He did it as he had been told.
- Ona söylendiği gibi yaptı.
- I've been told that's right.
- Bana doğru olduğu söylendi.
- We only do what we've been told.
- Biz sadece bize söyleneni yaparız.
- Tom is only doing what he was told to do.
- Tom'a ne yapması söylenmişse onu yapıyor.
- Tom needs to be told that he shouldn't do that.
- Tom'a bunu yapmaması gerektiği söylenmeli.
- I've been told that I don't need to do that.
- Bana onu yapmama gerek olmadığı söylendi.
- I've been told that I need to do that.
- Bunu yapmam gerektiği söylendi.
- I was told never to do that again.
- Onu tekrar yapmamam söylendi.
- I've been told to do that again.
- Bunu tekrar yapmam söylendi.
- I've been told not to try to do that by myself.
- Bana onu tek başıma yapmayı denememem söylendi.
- We've already been told what to do.
- Zaten bize ne yapacağımız söylendi.
- I was told to do that.
- Bunu yapmam söylendi.
- He didn't require to be told twice.
- Ona iki kez söylenmesine gerek yoktu.
- That's what I've been told.
- Bana söylenen bu.
- I've been told I can't do that.
- Bunu yapamayacağım söylendi.
- I was told there would be flying cars in the future.
- Bana gelecekte uçan araçların olacağı söylendi.
- I was told not to eat in the workplace.
- İş yerinde yemek yememem söylendi.
- I've been told you knew Tom.
- Bana senin Tom'u tanıdığın söylendi.
- The public only knows what they've been told by the state media.
- Halk sadece devlet medyası tarafından söylenenleri biliyor.
- Tom didn't have to be told what to do.
- Tom'a ne yapacağının söylenmesine gerek yoktu.
- My son surprised me by tidying up his room without being told.
- Oğlum bana söylenmeden odasını toplayarak beni şaşırttı.
- I've been told I can't do that anymore.
- Artık bunu yapamayacağım söylendi.
- I was told to get enough sleep.
- Yeterince uyumam söylendi.
- I was told to wait here.
- Burada beklemem söylendi.
- Tom needs to be told he can't do that.
- Tom'a bunu yapamayacağı söylenmeli.
- I've been told I shouldn't do that.
- Bana bunu yapmamam söylendi.
- I've been told that you're a very competent person.
- Bana çok yetkili bir kişi olduğun söylendi.
- I've been told that Tom won't be here today.
- Tom'un bugün burada olmayacağı söylendi.
- I was told I could reach Tom at this number.
- Tom'a bu numaradan ulaşabileceğim söylendi.
- Tom needs to be told he doesn't have to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olmadığı söylenmeli.
- I've been told that he's a very competent person.
- Bana onun çok yetenekli bir kişi olduğu söylendi.
- You'll be told in advance.
- Sana önceden söylenecek.
- Tom has been told what to do more than once.
- Tom'a birden fazla kez ne yapması gerektiği söylendi.
- I was told I could reach Tom at this number.
- Bana Tom'a bu numaradan ulaşabileceğim söylendi.
- I was told not to do that here.
- Bana burada bunu yapmamam söylenmişti.
- I was told that I should sleep at least seven hours a day.
- Bana günde en az yedi saat uyumam gerektiği söylendi.
- I'd like to go through just one day without being told I need to grow up.
- Bana büyümem gerektiği söylenmeden sadece bir gün geçirmek istiyorum.
- I've been told I shouldn't do that.
- Bana bunu yapmamam gerektiği söylendi.
- I was told that you could teach me how to sharpen a knife.
- Bana bir bıçağı nasıl bileyeceğimi öğretebileceğin söylendi.
- Tom has been told to do that again.
- Tom'a bunu tekrar yapması söylendi.
- You were told to do that by yourself, weren't you?
- Bunu kendi başına yapman söylendi, değil mi?
- I think Tom and Mary both have to be told not to do that.
- Bence Tom ve Mary'nin ikisine de bunu yapmamaları söylenmeli.
- Tom has been told to never do that again.
- Tom'a bunu bir daha asla yapmaması söylendi.
- He was told to abstain from drinking by the doctor.
- Doktor tarafından içkiden uzak durması söylendi.
- Tom has already been told not to do that.
- Tom daha önce bunu yapmaması söylendi.
- I am told he has a broad back.
- Bana arkasının sağlam olduğu söylendi.
- I've been told you knew Tom.
- Bana Tom'u tanıdığınız söylendi.
- Tom said he was told to do that again.
- Tom bunu tekrar yapması söylendiğini söyledi.
- Tom said Mary was told to do that again.
- Tom, Mary'ye bunu tekrar yapmasının söylendiğini söyledi.
- Tom needs to be told that he doesn't need to do that.
- Tom'a bunu yapmasına gerek olmadığı söylenmeli.
- Tom needs to be told he's required to do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiğinin söylenmesi gerekiyor.
- Tom said Mary was told to do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmasının söylendiğini söyledi.
- I've been told that he's a very competent person.
- Bana onun çok yetenekli biri olduğu söylendi.
- I was told that Tom will be fired.
- Bana Tom'un kovulacağı söylendi.
- Tom doesn't like being told what to do.
- Tom kendisine ne yapacağının söylenmesinden hoşlanmaz.
- That's what we've been told.
- Bize söylenen bu.
- I was told that Tom doesn't need to do that.
- Bana Tom'un bunu yapmasına lüzum olmadığı söylendi.
- I've been told that you can't be trusted.
- Bana sana güvenilemeyeceği söylendi.
- Tom needs to be told not do that.
- Tom'a bunu yapmamasının söylenmesi gerekiyor.
- Tom needs to be told he has to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olduğu söylenmeli.
- Tom has been told not to do that.
- Tom'a bunu yapmaması söylendi.
- Neither Tom nor Mary has been told to do that.
- Ne Tom'a ne de Mary'ye bunu yapmaları söylenmedi.
- I have been told that I am pragmatic, and I am.
- Bana pragmatik olduğum söylenir, öyleyim de.
- I was told that Tom doesn't need to do that.
- Bana Tom'un bunu yapması gerekmediği söylendi.
- I've been told I need to do that at least one more time.
- Bana bunu en az bir kez daha yapmam lazım olduğu söylendi.
- I was told not to do that.
- Bana bunu yapmamam söylendi.
- Tom hasn't yet been told that he needs to do that.
- Tom'a henüz bunu yapması gerektiği söylenmedi.
- Tom has already been told he can't do that.
- Tom zaten onu yapamayacağı söylendi.
- You must do as you are told.
- Sana söyleneni yapmalısın.
- I was told not to repair it by myself.
- Kendi başıma tamir etmemem söylendi.
- Tom and I did what we were told to do.
- Tom ve ben bize söyleneni yaptık.
- Tom was told he was too short.
- Tom'a çok kısa olduğu söylendi.
- Have you been told where the meeting will be?
- Toplantının nerede yapılacağı size söylendi mi?
- I was told to come in.
- İçeri gelmem söylendi.
- When I was a kid, I was told that butter is bad for one's health.
- Çocukken bana tereyağının insan sağlığına zararlı olduğu söylenirdi.
- Tom has been told to go home.
- Tom'a eve gitmesi söylendi.
- Tom was told to do that.
- Tom'a onu yapması söylendi.
- Neither Tom nor Mary has been told to do that.
- Ne Tom'a ne de Mary'ye bunu yapmaları söylendi.
- Tom hasn't yet been told that he needs to do that.
- Tom'a henüz bunu yapması gerektiğini söylenmedi.
- John stayed at home, as he was told.
- John ona söylendiği gibi evde kaldı.
- I hate being told what I can't do.
- Yapamayacağım şeylerin söylenmesinden nefret ediyorum.
- Tom has been told what to do.
- Tom'a ne yapması gerektiği söylendi.
- Tom hasn't yet been told what to do.
- Tom'a henüz ne yapması gerektiği söylenmedi.
- Tom has been told to leave Mary alone.
- Tom'a Mary'yi yalnız bırakması söylendi.
- Tom has been told never to come back here again.
- Tom'a buraya asla bir daha geri gelmemesi söylendi.
- Have you been told the reasons why we didn't hire you?
- Sizi neden işe almadığımız söylendi mi?
- I was told to go home and wait.
- Eve gitmem ve beklemem söylendi.
- The truth can be told gently.
- Gerçekler nazikçe söylenebilir.
- Tom has already been told not to do that by himself.
- Tom'a bunu kendi başına yapmaması söylendi.
- Tom was told never to do that.
- Tom'a bunu asla yapmaması söylenmişti.
- I was told there would be free food.
- Bana bedava yemek olacağı söylendi.
- Tom has already been told never to come back here again.
- Tom'a buraya bir daha asla gelmemesi söylendi bile.
- Tom needs to be told that he has to leave.
- Tom'a gitmesi gerektiğinin söylenmesi gerekiyor.
- I've been told never to do that.
- Bana bunu asla yapmamam söylendi.
- I'm one of the thirty people who were told to do that.
- Bunu yapması söylenen otuz kişiden biriyim.
- Tom needs to be told not to do that anymore.
- Tom'a artık bunu yapmaması söylenmesi gerekiyor.
- Tom said he was told to do that again.
- Tom bunu tekrar yapmasının söylendiğini söyledi.
- You must do as you are told to do.
- Sana söyleneni yapmalısın.
- Tom was told not to do that again.
- Tom'a bunu bir daha yapmaması söylendi.
- Tom and Mary have been told to leave.
- Tom ve Mary'ye gitmeleri söylendi.
- I've been told that I have to do that.
- Bunu yapmam gerektiği söylendi.
- I was told never to do that again.
- Bunu bir daha asla yapmamam söylendi.
- I was told not to eat in the workplace.
- İşyerinde yemek yememem söylendi.
- I was told to stay in my room.
- Odamda kalmam söylendi.
- Tom had better do what he's been told to do.
- Tom kendisine söyleneni yapsa iyi olur.
- We've been told that you were the one who started the fight.
- Bize kavgayı başlatanın sen olduğun söylendi.
- Tom did exactly what he'd been told to do.
- Tom tam olarak kendisine söyleneni yaptı.
- Tom said he was told not to do that again.
- Tom, bunu tekrar yapmaması söylendiğini söyledi.
- You will be told where to sit.
- Nereye oturacağın söylenecek.
- Tom needs to be told that he can't do that.
- Tom'a bunu yapamayacağının söylenmesi gerekiyor.
- I was told to be quiet.
- Bana sessiz olmam söylendi.
- We were told this would happen.
- Bunun olacağı bize söylendi.
- I've been told that Tom won't be here today.
- Bana Tom'un bugün burada olmayacağı söylendi.
- She was told to accompany me.
- Bana eşlik etmesi söylendi.
- I was told that you witnessed the murder.
- Bana senin cinayete tanık olduğunun söylendi.
- I was told that Tom now lives in Boston.
- Bana Tom'un artık Boston'da yaşadığı söylendi.
- Tom doesn't need to be told more than once to do something.
- Tom'a bir şeyi yapması için birden fazla kez söylenmesine gerek yok.
- Were they being told the truth?
- Onlara gerçek mi söylendi?
- I've been told to never do that again.
- Bunu bir daha asla yapmamam söylendi.
- We've been told to do that.
- Bize bunu yapmamız söylendi.
- Tom has been told to never do that again.
- Tom'a onu bir daha asla yapmaması söylendi.
- Tom has been told not to try to do that by himself.
- Tom'a bunu kendi başına yapmaya çalışmaması söylendi.
- We've been told what to do.
- Bize ne yapmamız gerektiği söylendi.
- Tom hasn't been told that he doesn't need to do that.
- Tom'a bunu yapmasına gerek olmadığı söylenmedi.
- He was told to abstain from drinking by the doctor.
- Ona doktor tarafından içki içmekten uzak durması söylendi.
- Tom has been told what to do.
- Tom'a ne yapacağı söylendi.
- Tom needs to be told he has to leave.
- Tom'a gitmesi gerektiği söylenmeli.
- I've been told that I snore.
- Bana horladığım söylendi.
- I was told I would feel better after this medicine.
- Bana bu ilaçtan sonra daha iyi hissedeceğim söylendi.
- Tom needs to be told that he's required to do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiğinin söylenmesi gerekiyor.
- What was it that we were told to do?
- Bize ne yapmamız söylendi?
- This should not be told but Tom is an alcoholic and he beats Mary, his wife.
- Bu söylenmemeli ama Tom bir alkolik ve karısı Mary'yi dövüyor.
- You must do as you are told to do.
- Size söyleneni yapmalısınız.
- I've been told not to call you stupid.
- Bana sana aptal dememem söylendi.
- Tom just did what he was told to do.
- Tom sadece ona söyleneni yaptı.
- I was told that Tom has moved to Boston.
- Bana Tom'un Boston'a taşındığı söylendi.
- I was told to do this.
- Bunu yapmam söylendi.
- Tom said he was told not to do that again.
- Tom bunu bir daha yapmamasının söylendiğini söyledi.
- I was told to contact you.
- Sizinle iletişime geçmem söylendi.
- Tom needs to be told that he should do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiğinin söylenmesi gerekiyor.
- Tom doesn't like being told to clean his room.
- Tom odasını temizlemesinin söylenmesinden hoşlanmıyor.
- I've been told I need to do that.
- Bana bunu yapmam gerektiği söylendi.
- If anything bad had happened, I would've been told.
- Kötü bir şey olsaydı, bana söylenirdi.
- We were told to do that.
- Bize bunu yapmamız söylendi.
- I was told you were an expert.
- Bana bir uzman olduğun söylendi.
- Tom needs to be told he shouldn't do that.
- Tom'a bunu yapmaması gerektiği söylenmeli.
- Tom doesn't like being told when to go to bed.
- Tom ne zaman yatacağının söylenmesinden hoşlanmıyor.
- I was told that you might be willing to play a couple of songs for us.
- Bana senin bizim için birkaç şarkı çalmakta istekli olabileceğin söylendi.
- Tom needs to be told not to leave.
- Tom'a gitmemesinin söylenmesi gerekiyor.
- He was told to get off at the station.
- İstasyonda inmesi söylendi.
- I think Tom needs to be told about what happened.
- Bence Tom'a ne olduğu söylenmeli.
- Tom has already been told to do that again.
- Tom'a bunu tekrar yapması zaten söylendi.
- I was told to stay in bed.
- Yatmam söylendi.
- I was told you were an expert.
- Bana uzman olduğun söylenmişti.
- We've been told what to do.
- Bize ne yapacağımız söylendi.
- I've been told to do that by myself.
- Bunu kendim yapmam söylendi.
- He was told to stand up, and he did so slowly.
- Onun ayağa kalkması söylendi ve o çok yavaş yaptı.
- His family will be told of his death.
- Onun ölümü ailesine söylenecek.
- I've been told I should do that again.
- Onu tekrar yapmam gerektiği söylendi.
- The suspect was told not to leave town.
- Şüpheliye kasabadan ayrılmaması söylendi.
- Tom hasn't done anything he was told to do.
- Tom kendisine söylenen hiçbir şeyi yapmadı.
- I was told to stay on the ship.
- Bana gemide kalmam söylendi.
- I was told you'd be willing to help.
- Bana yardım etmek için istekli olacağın söylendi.
- I was told to leave this alone.
- Bana bunu yalnız bırakmam söylendi.
- You've been told this many times.
- Bu sana defalarca söylendi.
- I've been told to do that by myself.
- Bana onu kendi başıma yapmam söylendi.
- I was told to stay in bed.
- Bana yatakta kalmam söylendi.
- Tom said that Mary was told not to do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmamasının söylendiğini söyledi.
- He was told to expect her help.
- Ondan yardım beklemesi söylendi.
- Tom doesn't mind being told what to do.
- Tom ne yapacağının söylenmesine aldırmıyor.
- Tom was told he has to do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiği söylendi.
- Tom needs to be told that he doesn't have to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olmadığı söylenmeli.
- I can't tell you everything I've been told because I've been told not to.
- Bana söylenen her şeyi sana söyleyemem çünkü söylememem söylendi.
- Tom has been told what to do more than once.
- Tom'a ne yapacağı birçok kez söylendi.
- When does Tom need to be told?
- Tom'a ne zaman söylenmesi gerekiyor?
- Tom has already been told he can't do that.
- Tom'a bunu yapamayacağı çoktan söylenmiş.
- I've been told that I need to do that.
- Bana onu yapmam gerektiği söylendi.
- She did what she was told.
- Ona söyleneni yaptı.
- I've been told that you're resigning.
- İstifa edeceğin söylendi.
- I don't believe half of what I've been told about you.
- Senin hakkında bana söylenenin yarısına inanmıyorum.
- I've been told to help you.
- Sana yardım etmem söylendi.
- Tom has been told to leave Mary alone.
- Tom'a Mary'yi rahat bırakması söylendi.
- I was told Tom wanted to see me.
- Bana Tom'un beni görmek istediği söylendi.
- Do it as you are told.
- Sana söyleneni yap.
- Tom did what he was told.
- Tom ona söyleneni yaptı.
- I'm sure you've been told this already.
- Bunun önceden sana söylendiğinden eminim.
- Tom has been told not leave.
- Tom'a gitmemesi söylendi.
- Tom has been told several times not to sing so late at night.
- Tom'a birkaç defa geceleri çok geç saatte şarkı söylememesi söylendi.
- Tom hasn't yet been told to do that.
- Tom'a henüz bunu yapması söylenmedi.
- I've been told that Tom can't speak French.
- Bana Tom'un Fransızca konuşamadığı söylendi.
- You've been told not to do that.
- Sana bunu yapmaman söylenmişti.
- Tom said Mary was told to do that.
- Tom Mary'ye onu yapması söylendiğini söyledi.
- Tom refused to do what he was told to do.
- Tom kendisine söyleneni yapmayı reddetti.
- You'll be told where to go.
- Nereye gideceğin sana söylenecek.
- I was told that I need to lose weight.
- Kilo vermem gerektiği söylendi.
- I've been told I have to do that again.
- Onu yine yapmam gerektiği söylendi.
- Tom needs to be told that he doesn't have to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olmadığının söylenmesi gerekiyor.
- I haven't yet been told how much they are willing to pay.
- Ne kadar ödemek istedikleri henüz bana söylenmedi.
- I've been told I can't do that.
- Bana onu yalnız yapamayacağım söylendi.
- He was told to stand up, and he did so slowly.
- Ayağa kalkması söylendi ve o da yavaşça ayağa kalktı.
- Tom didn't like being told what to do.
- Tom ne yapacağının söylenmesinden hoşlanmazdı.
- Tom and Mary just did what they were told to do.
- Tom ve Mary kendilerine söyleneni yaptılar.
- I was told to wait here.
- Bana burada beklemem söylendi.
- You've been told the same thing everybody else has been told.
- Herkese ne söylendiyse sana da aynısı söylendi.
- You were told this was going to happen.
- Bunun olacağı sana söylenmişti.
- Tom needs to be told he doesn't need to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olmadığının söylenmesi gerekiyor.
- I was told that you saw the accident.
- Kazayı gördüğünüz söylendi.
- I was told to help.
- Yardım etmem söylendi.
- I haven't been told anything.
- Bana bir şey söylenmedi.
- When does Tom need to be told?
- Tom'a ne zaman söylenmeli?
- We've always been told to do what's best for us.
- Bize hep bizim için en iyi olanı yapmamız söylendi.
- I was told to do that.
- Bana onu yapmam söylendi.
- I was told to help.
- Bana yardım etmem söylendi.
- Tom was told what to do.
- Tom'a ne yapması gerektiği söylendi.
- I've been told I have to do that.
- Bunu yapmam gerektiği söylendi.
- They need to be told.
- Onlara söylenmesi gerekiyor.
- I've been told that I should never ask a woman how old she is.
- Bana bir kadına asla kaç yaşında olduğunu sormamam gerektiği söylendi.
- Tom doesn't like being told to clean his room.
- Tom odasının temizlenmesinin söylenmesinden hoşlanmaz.
- We've been told not to do that.
- Bize onu yapmamamız söylendi.
- I've been told that I behaved badly.
- Kötü davrandığım söylendi.
- I've been told I shouldn't do that again.
- Bana onu bir daha yapmamam gerektiği söylendi.
- Tom has been told he can't do that.
- Tom'a bunu yapamayacağı söylendi.
- I am told he has a broad back.
- Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
- You'll be told when you can go.
- Ne zaman gidebileceğin sana söylenecek.
- Tom did what he had been told to do.
- Tom kendisine söyleneni yaptı.
- John stayed at home as he was told.
- John ona söylendiği gibi evde kaldı.
- I was told I couldn't do that.
- Bana onu yapamadığım söylendi.
- I've been told not to do this.
- Bana bunu yapmamam söylendi.
- You have only to do as you were told.
- Tek yapmanız gereken size söylendiği gibi yapmak.
- I was told Tom will be fired.
- Bana Tom'un kovulacağı söylendi.
- Tom had no choice but to do what he had been told to do.
- Tom'un ona söyleneni yapmaktan başka seçeneği yoktu.
- She did what she was told.
- O söyleneni yaptı.
- Tom said that Mary was told not to do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmaması söylendiğini söyledi.
- Tom was told that he had to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olduğu söylendi.
- Tom was told not to leave.
- Tom'a gitmemesi söylendi.
- Tom has already been told to leave Mary alone.
- Tom'a Mary'yi rahat bırakması söylendi bile.
- Tom needs to be told not to do that by himself.
- Tom'a bunu kendi başına yapmaması söylenmeli.
- People were told to stay indoors because of the violence in the streets.
- İnsanlara sokaklardaki şiddet nedeniyle evde kalmaları söylendi.
- I was told to go home and wait.
- Eve gidip beklemem söylendi.
- We were told never to do that again.
- Bunu bir daha asla yapmamamız söylendi.
- I've been told Tom is still in Boston.
- Bana Tom'un hâlâ Boston'da olduğunu söylendi.
- You've been told not to do that.
- Sana onu yapmaman söylendi.
- You were told to do that by yourself, weren't you?
- Bunu kendin yapman söylendi, değil mi?
- I've been told that I don't have to do that.
- Bunu bunu yapmak zorunda olmadığım söylendi.
- Shouldn't Tom be told what to do?
- Tom'a ne yapacağının söylenmesi gerekmez mi?
- I've been told I need to do that at least one more time.
- Bana onu en az bir kere daha yapmam gerektiği söylendi.
- Tom hasn't yet been told that he's required to do that.
- Bunu yapması gerektiği Tom henüz Tom'a söylenmedi.
- You've just been told.
- Sana az önce söylendi.
- Tom has been told what happened.
- Tom'a ne olduğu söylendi.
- Tom did what he was told to do.
- Tom kendisine söyleneni yaptı.
- Tom did that as he was told to.
- Tom ona söylendiği gibi yaptı.
- Tom has already been told to do that by himself.
- Tom'a bunu kendi başına yapması söylendi.
- He did what he had been told.
- Ona söyleneni yaptı.
- At least, that's what I've been told.
- En azından bana öyle söylendi.
- As long as you do what you've been told, we'll have absolutely no problem.
- Sana söyleneni yaptığın sürece hiçbir sorunumuz olmayacak.
- Tom doesn't like being told when to go to bed.
- Tom ne zaman yatacağının söylenmesinden hoşlanmaz.
- I was told never to do that.
- Bana bunu asla yapmamam söylendi.
- We were told to do that.
- Bunu yapmamız söylendi.
- We should've done what we were told to do.
- Bize söyleneni yapmalıydık.
- I've been told that I'm a good kisser.
- Bana iyi öpüştüğüm söylendi.
- We haven't yet been told what we need to do.
- Henüz ne yapmamız gerektiği söylenmedi.
- I've been told several times not to do that.
- Bana bunu yapmamam birkaç kez söylendi.
- I was told you knew how to do this.
- Bana nasıl yapılacağını bildiğin söylendi.
- I was told that Tom can't speak French.
- Bana Tom'un Fransızca konuşamadığı söylendi.
- I was told that Tom didn't want to do that.
- Bana Tom'un bunu yapmak istemediği söylendi.
- Tom said that Mary has been told not to do that.
- Tom, Mary'nin bunu yapmaması söylendiğini söyledi.
- The truth must be told.
- Gerçekler söylenmeli.
- Tom and Mary have been told to leave.
- Tom ve Mary'ye ayrılmaları söylendi.
- I was told to stay on the ship.
- Gemide kalmam söylendi.
- Tom has already been told to leave Mary alone.
- Tom'a Mary'yi yalnız bırakacağı zaten söylenmişti.
- Tom needs to be told he has to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olduğunun söylenmesi gerekiyor.
- I've been told not to call you stupid.
- Sana aptal dememem söylendi.
- We've been told not to do that.
- Bize bunu yapmamamız söylendi.
- He was told by his doctor to remain in bed.
- Doktoru tarafından yatakta kalması söylenmiştir.
- Tom needs to be told he needs to do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiğinin söylenmesi gerekiyor.
- I was told you were the one who helped Tom build his house.
- Bana Tom'un evini yapmasına yardım eden kişinin sen olduğu söylendi.
- Tom has already been told to stay away from Mary.
- Tom'a zaten Mary'den uzak durması söyleniyor.
- I've been told that I don't need to do that.
- Bunu yapmama gerek olmadığı söylendi.
- We've been told that you were the one who started the fight.
- Bize kavgayı başlatan kişinin sen olduğu söylendi.
- I was told Tom was dead.
- Tom'un öldüğü söylendi.
- Tom hasn't yet been told to do that again.
- Tom'a henüz bunu tekrar yapması söylenmedi.
- He was told to abstain from smoking and drinking.
- Alkol ve sigaradan kaçınması söylendi.
- Tom has been told never to come back here again.
- Tom'a bir daha buraya gelmemesi söylendi.
- Tom needs to be told that he has to do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiğinin söylenmesi gerekiyor.
- Tom has been told not to do that by himself.
- Tom'a bunu tek başına yapmaması söylendi.
- I don't need to be told who you are.
- Kim olduğunun bana söylenmesine gerek yok.
- Tom has been told several times not to do that.
- Tom'a onu yapmaması birkaç kez söylendi.
- Tom was told that he was too short.
- Tom'a çok kısa olduğu söylendi.
- I'm going to do what I've been told.
- Bana söyleneni yapacağım.
- I was told that Tom now lives in Boston.
- Bana Tom'un Boston'da yaşadığı söylendi.
- Tom needs to be told to do that by himself.
- Tom'a bunu kendi başına yapması söyleniyor.
- We were told to stay on the ship.
- Bize de gemide kalmamız söylendi.
- I was told not to park my car here anymore.
- Arabamı artık buraya park etmemem söylendi.
- I was told Tom ran away.
- Tom'un kaçtığı söylendi.
- I knew you'd want to be told.
- Sana söylenmesini isteyeceğini biliyordum.
- Tom needs to be told to do that by himself.
- Tom'a bunu kendi başına yapmasının söylenmesi gerekiyor.
- People were told to stay indoors because of the violence in the streets.
- Sokaklardaki şiddet nedeniyle insanlara evlerinde kalmaları söylendi.
- If you'd come back when you were told to, we wouldn't have had a problem.
- Sana söylendiğinde geri gelseydin bir sorunumuz olmazdı.
- I was told that I couldn't do that here.
- Bana burada bunu yapamayacağım söylendi.
- I thought Tom had been told.
- Tom'a söylendiğini sandım.
- Tom needs to be told not to do that by himself.
- Tom'a bunu tek başına yapmamasının söylenmesi gerekiyor.
- Have you been told where to park your car?
- Arabanızı nereye park edeceğiniz söylendi mi?
- I was told you were the one who came up with the idea.
- Bana fikir öneren kişi olduğun söylendi.
- Tom was told to go home.
- Tom'a eve gitmesi söylendi.
- I was told not to trust you.
- Bana sana güvenmemem söylendi.
- I've been told Tom will be fired.
- Bana Tom'un kovulacağı söylendi.
- I thought Tom had been told.
- Tom'a söylendiğini sanıyordum.
- I was told to do this.
- Bana bunu yapmam söylendi.
- He hates being told to hurry up.
- Acele etmesinin söylenmesinden nefret eder.
- Tom needs to be told that he can't do that.
- Tom'a bunu yapamayacağı söylenmeli.
- I was told that I wouldn't be allowed to do that.
- Bunu yapmama izin verilmeyeceği söylendi.
- We were told Tom is in danger.
- Bize Tom'un tehlikede olduğu söylendi.
- Tom was told not do that.
- Tom'a bunu yapmaması söylendi.
- Babies can become dehydrated from a high fever, so I was told that it would be better to send him to the hospital.
- Bebekler yüksek ateş nedeniyle susuz kalabilir, bu yüzden onu hastaneye göndermemin daha iyi olacağı söylendi.
- I'm one of the thirty people who were told to do that.
- Bunu yapması söylenen otuz insandan biriyim.
- Tom has already been told that he has to do that.
- Tom'a daha önce bunu yapması gerektiğini söylendi.
- I've been told that I should never ask a woman how old she is.
- Bir kadına kaç yaşında olduğunu sormamam gerektiği bana söylendi.
- Do as you are told.
- Sana söyleneni yap.
- He was told to get off at the station.
- Ona istasyonda inmesi söylendi.
- Tom needs to be told he should wear a helmet.
- Tom'a kask takması gerektiğinin söylenmesi gerekiyor.
- I was told to inform you that your father was killed in an accident.
- Babanızın bir kazada öldüğünü size bildirmem söylendi.
- When we are told not to come, we become all the more eager to go.
- Gelmememiz söylendiği zaman, gitmek için daha da istekli oluruz.
- I think Tom has to be told not to do that.
- Bence Tom'a bunu yapmaması söylenmeli.
- Tom needs to be told that he has to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olduğu söylenmeli.
- I've been told that I should do that again.
- Bana onu tekrar yapmam gerektiği söylendi.
- Tom has already been told not to leave.
- Tom'a çoktan gitmemesi söylendi.
- Tom is only doing what he was told to do.
- Tom sadece ona söyleneni yapıyor.
- I was told not to do that here.
- Onu burada yapmamam söylendi.
- Tom has already been told he has to do that.
- Tom'a daha önce bunu yapmak zorunda olduğu söylenmişti.
- You'd better do what you've been told to do.
- Sana söyleneni yapsan iyi olur.
- I was told that you know Tom's telephone number.
- Bana Tom'un telefon numarasını bildiğin söylendi.
- I was told you were reliable.
- Bana güvenilir olduğun söylendi.
- I've been told that I'm required to do that.
- Bunu yapmam gerektiği söylendi.
- Tom was told not to do that.
- Tom'a bunu yapmaması söylenmişti.
- I've been told I need to do that.
- Bunu yapmam gerektiği söylendi.
- I've been told that I snore.
- Horladığım söylendi.
- Tom needs to be told he has to leave.
- Tom'a gitmesi gerektiğinin söylenmesi gerekiyor.
- Tom has been told to do that.
- Tom'a bunu yapması söylendi.
- Tom has already been told what to do.
- Tom'a ne yapması gerektiği çoktan söylendi.
- I've been told this is a quiet town.
- Bana buranın sakin bir kasaba olduğu söylendi.
- Tom said Mary has been told to do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmasının söylendiğini söyledi.
- I was told that Tom is still in Boston.
- Bana Tom'un hâlâ Boston'da olduğu söylendi.
- Tom needed to be told to do that by himself.
- Tom'a bunu kendi başına yapmasının söylenmesi gerekiyordu.
- I was told that you might be able to help me.
- Bana yardım edebileceğin söylendi.
- I was told you wouldn't be at the meeting.
- Bana toplantıda olmayacağın söylendi.
- Tom has already been told that he has to do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiği zaten söylendi.
- I've been told that I should do that again.
- Bunu tekrar yapmam gerektiği söylendi.
- I've been told that I have to do that.
- Onu yapmak zorunda olduğum söylendi.
- I've been told that this will likely never happen again.
- Bana bunun bir daha asla olmayacağı söylendi.
- Tom was told not to wait.
- Tom'a beklememesi söylendi.
- Tom dislikes being told what to do.
- Tom ne yapacağının söylenmesini sevmiyor.
- Tom didn't need to be told what to do.
- Tom'a ne yapacağının söylenmesine gerek yoktu.
- That's what we were told.
- Bize söylenen buydu.
- I've been told that.
- Bana öyle söylendi.
- Tom needs to be told not do that.
- Tom'a bunu yapmaması söylenmeli.
- I've been told Tom is going to be fired.
- Bana Tom'un işten atılacağı söylendi.
- The truth must be told.
- Gerçek söylenmeli.
- Tom said Mary has been told not do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmaması söylendiğini söyledi.
- Tom has already been told never to come back here again.
- Tom'a daha önce buraya bir daha gelmemesi zaten söylendi.
- Tom hasn't yet been told that he's required to do that.
- Tom'a henüz bunu yapması gerektiği söylenmedi.
- Sami was told there was a fire at the church.
- Sami'ye kilisede yangın çıktığı söylendi.
- Tom said that Mary has been told not to do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmamasının söylendiğini söyledi.
- I was told not to park my car here anymore.
- Bana artık arabamı buraya park etmemem söylendi.
- Tom must be told.
- Tom'a söylenmeli.
- When we are told not to come, we become all the more eager to go.
- Bize gelmememiz söylendiğinde gitmeye daha da hevesli oluyoruz.
- I've been told that I'm required to do that.
- Bana onu yapmamın gerekli olduğu söylendi.
- I was told that you knew how to do this.
- Bana bunu nasıl yapacağını bildiğin söylendi.
- Tom was told that he had to do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiği söylendi.
- Tom has been told he has to leave.
- Tom'a gitmesi gerektiği söylendi.
- He was told to remain standing all the way to go there.
- Oraya gitmek için yol boyunca ayakta kalması söylendi.
- I was told to stay away from Tom.
- Bana Tom'dan uzak durmam söylendi.
- Tom did that as he was told to.
- Tom bunu kendine söylendiği gibi yaptı.
- I've been told I should do that.
- Bana onu yapmam gerektiği söylendi.
- Tom said Mary has been told to do that.
- Tom Mary'ye bunu yapması söylendiğini söyledi.
- Tom was told to do that.
- Tom'a bunu yapması söylendi.
- Tom has been told to leave.
- Tom'a gitmesi söylendi.
- I've been told that I have to do that again.
- Bana onu tekrar yapmak zorunda olduğum söylendi.
- I was told to report to you.
- Size rapor vermem söylendi.
- Shouldn't Tom be told what to do?
- Tom'a ne yapacağı söylenmesi gerekmiyor mu?
- Have you been told when you are expected to be here?
- Ne zaman burada olman gerektiği sana söylendi mi?
- Tom was told what to do.
- Tom'a ne yapacağı söylendi.
- Tom dislikes being told what to do.
- Tom kendisine ne yapacağının söylenmesinden hoşlanmaz.
- You've been told.
- Size söylendi.
- I've been told I should do that again.
- Bunu tekrar yapmam gerektiği söylendi.
- Tom needs to be told that he has to leave.
- Tom'a gitmesi gerektiği söylenmeli.
- I was told that we have to bring our own water.
- Bana kendi suyumuzu getirmemiz gerektiği söylendi.
- I've been told to do that again.
- Bana onu tekrar yapmam söylendi.
- You were told this would happen.
- Bunun olacağı size söylenmişti.
- The suspect was told not to leave town.
- Şüpheliye şehri terk etmemesi söylendi.
- I was told to inform you that your father was killed in an accident.
- Babanızın bir trafik kazasında öldüğünü size bildirmem söylendi.
- Tom has already been told he needs to do that.
- Tom'a bunu daha önce yapması gerektiği söylendi.
- I'm doing what I've been told to do.
- Bana yapmam söyleneni yapıyorum.
- I've been told I should do that.
- Bunu yapmam gerektiği söylendi.
- I was told not to sit in that chair.
- Bana o sandalyede oturmamam söylendi.
- I was told that you might be willing to play a couple of songs for us.
- Bizim için birkaç şarkı çalmak isteyebileceğin söylendi.
- I've been told to do that.
- Bunu yapmam söylendi.
- Tom hasn't been told what happened yet.
- Tom'a henüz olanlar söylenmedi.
- Tom was told never to do that.
- Tom'a bunu asla yapmaması söylendi.
- Tom did as he was told.
- Tom ona söyleneni yaptı.
- That's what I've been told.
- Bana söylenen buydu.
- I've been told that I behaved badly.
- Bana kötü davrandığım söylendi.
- Tom doesn't need to be told that.
- Tom'a bunun söylenmesine gerek yok.
- Do as you were told to do.
- Sana ne söylendiyse onu yap.
- I think Tom and Mary both have to be told not to do that.
- Bence Tom ve Mary'ye bunu yapmamaları söylenmeli.
- If you'd come back when you were told to, we wouldn't have had a problem.
- Sana söylendiği zaman gelseydin, bir sorunumuz olmazdı.
- I am told that he is ill in bed.
- Bana onun hasta yatağında olduğu söylendi.
- The news was told to me by Ito.
- Haber bana Ito tarafından söylendi.
- You have to do what you were told to do.
- Sana söyleneni yapmalısın.
- I don't like being told I'm too young.
- Çok genç olduğumun söylenmesinden hoşlanmıyorum.
- I was told to come here today.
- Buraya bugün gelmem söylenmişti.
- Tom did it the way he was told.
- Tom ona söylendiği gibi yaptı.
- Tom has already been told that he needs to do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiği çoktan söylendi.
- Tom needs to be told not to do that anymore.
- Tom'a artık bunu yapmaması söylenmeli.
- I was told the future would have flying cars.
- Bana gelecekte uçan arabalar olacağı söylendi.
- I was told you weren't very helpful.
- Bana pek yardımcı olmadığın söylenmişti.
- It can be told in a few words.
- Bu birkaç kelimeyle söylenebilir.
- Have you been told when you are expected to be here?
- Ne zaman burada olmanız gerektiği söylendi mi?
- We should've been told about it.
- Bize söylenmeliydi.
- Yesterday I was told I looked like Tom.
- Dün bana Tom'a benzediğim söylendi.
- Tom did that as he was told to.
- Tom kendisine söylendiği gibi yaptı.
- We've already been told what to do.
- Ne yapacağımız bize çoktan söylendi.
- I was told Tom ran away.
- Bana Tom'un kaçtığı söylendi.
- Tom has been told.
- Tom'a söylendi.
- Tom needs to be told he doesn't need to do that.
- Tom'a bunu yapmasına gerek olmadığı söylenmeli.
- Tom has already been told to go home.
- Tom'a eve gitmesi söylendi.
- I've been told to get out of town.
- Şehirden ayrılmam söylendi.
- If anything bad had happened, I would've been told.
- Eğer kötü bir şey olsaydı bana söylenirdi.
- Tom has already been told he needs to do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiği zaten söylendi.
- Tom said Mary was told not to do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmamasının söylendiğini söyledi.
- Tom did exactly as he was told.
- Tom kendisine söyleneni aynen yaptı.
- I was told that you saw the accident.
- Bana senin kazayı gördüğün söylendi.
- At least, that's what I've been told.
- En azından bana söylenen bu.
- I've been told I should do that tomorrow.
- Bana onu yarın yapmam gerektiği söylendi.
- I was told that it's dangerous to swim here.
- Bana burada yüzmenin tehlikeli olduğu söylendi.
- We were told Tom had been in an accident.
- Bize Tom'un trafik kazası geçirdiği söylendi.
- I was told to do this.
- Bana bunu yapmam söylenmişti.
- Tom has just been told that he's been fired.
- Tom'a az önce kovulduğu söylendi.
- I've been told I should do that tomorrow.
- Bunu yarın yapmam gerektiği söylendi.
- Tom has been told not to do that.
- Tom'a onu yapmaması söylendi.
- I've just been told that I have to bring my own equipment.
- Az önce kendi ekipmanımı getirmem gerektiği söylendi.
- You were told this was going to happen.
- Bunun olacağı sana söylendi.
- I was told that you witnessed the murder.
- Cinayete tanık olduğunuz söylendi.
- Tom needs to be told that he's not required to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olmadığının söylenmesi gerekiyor.
- We haven't been told yet.
- Henüz bize söylenmedi.
- Tom has already been told that he needs to do that.
- Tom'a daha önce bunu yapması gerektiği söylendi.
- He was told to remain standing all the way to go there.
- Oraya gitmek için tüm yol boyunca ayakta kalması söylendi.
- I was told not do that.
- Bana bunu yapmamam söylendi.
- I was told Tom will be fired.
- Bana Tom'un işten atılacağı söylendi.
- Tom doesn't like being told to hurry.
- Tom acele etmesinin söylenmesinden hoşlanmaz.
- Tom has been told several times not to sing so late at night.
- Tom'a birkaç kez gece geç saatlerde şarkı söylememesi söylendi.
- I was told that I should stay away from Tom.
- Bana Tom'dan uzak durmam gerektiği söylendi.
- Tom has been told not to try to do that by himself.
- Tom'a bunu tek başına yapmaya çalışmaması söylendi.
- Tom doesn't like being told he's not old enough yet.
- Tom henüz yeterince büyük olmadığının söylenmesinden hoşlanmaz.
- Tom has already been told he has to do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiği zaten söylendi.
- Tom needs to be told he can't do that.
- Tom'a bunu yapamayacağının söylenmesi gerekiyor.
- Tom and Mary did what they were told.
- Tom ve Mary onlara söyleneni yaptılar.
- Tom was told to leave.
- Tom'a gitmesi söylendi.
- I've been told that I don't have to do that.
- Bunu yapmak zorunda olmadığım söylendi.
- I was told I shouldn't do that.
- Bunu yapmamam söylendi.
- We haven't yet been told what we need to do.
- Henüz ne yapmamız gerektiği bize söylenmedi.
- Tom doesn't like being told he's not old enough yet.
- Tom henüz yeterince yaşlı olmadığının söylenmesinden hoşlanmıyor.
- The students were told to learn the poem by heart.
- Öğrencilere şiiri ezbere öğrenmeleri söylendi.
- Do what you've been told.
- Sana söyleneni yap.
- Tom was told he had cancer just recently.
- Geçenlerde Tom'a kanser olduğu söylendi.
- Tom hasn't yet been told what happened.
- Tom'a henüz olanlar söylenmedi.
- Tom has no choice but to do what he's been told to do.
- Tom'un kendisine söyleneni yapmaktan başka seçeneği yok.
- We were told Tom is in danger.
- Tom'un tehlikede olduğu söylendi.
- I have been told that I am pragmatic, and I am.
- Bana pragmatik olduğum söylendi, öyleyim de.
- Has everyone been told?
- Herkese söylendi mi?
- We were told Tom wanted our help.
- Bize Tom'un yardımımızı istediği söylendi.
- Tom and I've been told not to try doing that by ourselves.
- Tom ve bana bunu kendi başımıza yapmamamız söylendi.
- We were told to stay on the ship.
- Bize gemide kalmamız söylendi.
- I am told that he is ill in bed.
- Bana hasta yatıyor olduğu söylendi.
- We were told this would happen.
- Bize bunun olacağı söylenmişti.
- I've been told I need to do that at least one more time.
- Bunu en az bir kez daha yapmam gerektiği söylendi.
- Some people have to be told everything.
- Bazı insanlara her şeyin söylenmesi gerek.
- Tom and Mary were told to stay in their room.
- Tom ve Mary'ye odalarında kalmaları söylendi.
- The child was told to apologize for being rude to the guests.
- Misafirlere kaba davrandığı için çocuğa özür dilemesi söylendi.
- I've been told several times not to do that.
- Bunu yapmamam birkaç kez söylendi.
- Tom has been told never to do that again.
- Tom'a bunu bir daha asla yapmaması söylendi.
- I haven't been told anything.
- Bana hiçbir şey söylenmedi.
- Tom was told he had cancer just recently.
- Tom'a kısa bir süre önce kanser olduğu söylenmişti.
- I've been told we aren't permitted to do that here.
- Bana bunu burada yapma izni verilmediği söylendi.
- Have you been told where to park your car?
- Sana arabanı nereye park edeceğin söylendi mi?
- I was told never to do that.
- Bana onu asla yapmamam söylendi.
- We've already been told about what Tom did.
- Tom'un ne yaptığı bize zaten söylendi.
- You were told to stay on the ship.
- Sana gemide kalman söylendi.
- I've been told I snore.
- Bana horladığım söylendi.
- Tom did what he was told.
- Tom kendine söyleneni yaptı.
- They were told to stay on the ship.
- Onlara gemide kalmaları söylendi.
- You were told this would happen.
- Bunun olacağı size söylendi.
- I only know what I've been told.
- Ben sadece bana söyleneni biliyorum.
- Tom has not yet been told of his father's death.
- Tom'a babasının ölümü henüz söylenmedi.
- Tom was told not to leave.
- Tom'a ayrılmaması söylendi.
- The child was told to apologize for being rude to the guests.
- Çocuğa misafirlere kaba davrandığı için özür dilemesi söylendi.
- I was told the future would have flying cars.
- Gelecekte uçan arabalar olacağı söylenmişti.
- I was told Tom would be difficult to talk to.
- Bana Tom'la konuşmanın zor olacağı söylendi.
- I've been told to do that.
- Bana bunu yapmam söylendi.
- I've been told I shouldn't do that again.
- Bunu bir daha yapmamam söylendi.
- I was told you'd be willing to help.
- Bana yardım etmek isteyeceğin söylendi.
- They need to be told.
- Onlara söylenmeli.
- Tom needs to be told he should do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiğinin söylenmesi gerekiyor.
- I knew you'd want to be told.
- Söylenmesini isteyeceğini biliyordum.
- The orphan children were told to behave themselves.
- Yetim çocuklara uslu durmaları söylendi.
- I was told to come here today.
- Bugün buraya gelmem söylendi.
- We were told never to do that again.
- Bize onu bir daha asla yapmamamız söylendi.
- He didn't require to be told twice.
- İki kez söylenmesine gerek yoktu.
- Tom needs to be told not to leave.
- Tom'a gitmemesi söylenmeli.
- He had no choice but to do as he was told.
- Kendisine söyleneni yapmaktan başka çaresi yoktu.
- The soldiers were told never to surrender.
- Askerlere asla teslim olmamaları söylendi.
- The girl said she was going shopping with her mother, ignoring what she was told.
- Kız, kendisine söylenenleri görmezden gelerek annesiyle alışverişe gideceğini söyledi.
- Tom was told he was too short.
- Tom'a boyunun çok kısa olduğu söylendi.
- I've been told that I have to do that again.
- Bunu tekrar yapmam gerektiği söylendi.
- You will be told where to sit.
- Size nereye oturacağınız söylenecek.
- Tom needs to be told that he should wear a helmet.
- Tom'a kask takması gerektiğinin söylenmesi gerekiyor.
- Tom needs to be told.
- Tom'a söylenmesi gerek.
- Tom did that the way he was told.
- Tom kendisine söyleneni yaptı.
- Tom has been told never to do that.
- Tom'a bunu asla yapmaması söylendi.
- I was told to report to you.
- Sana rapor vermem söylendi.
- The problem is that that boy never does what he is told to do.
- Sorun şu ki, o çocuk kendisine söyleneni asla yapmıyor.
- I was told I couldn't do that.
- Bana bunu yapamayacağım söylendi.
- I was told you would be alone.
- Yalnız kalacağın söylenmişti.
- Tom has already been told to do that again.
- Tom'a bunu tekrar yapması söylendi.
- Have you been told when to come?
- Ne zaman geleceğiniz söylendi mi?
- I've been told to get out of town.
- Bana şehir dışına çıkmam söylendi.
- I've been told that this will likely never happen again.
- Bana bunun muhtemelen bir daha asla olmayacağı söylendi.
- Tom has already been told to go home.
- Tom'a çoktan eve gitmesi söylendi.
- I've been told Tom is going to be fired.
- Bana Tom'un kovulacağı söylendi.
- Tom was told to leave.
- Tom'a ayrılması söylendi.
- He was told to abstain from smoking and drinking.
- Sigara ve içkiden uzak durması söylendi.
- Tom hates being told to hurry.
- Tom acele etmesinin söylenmesinden nefret eder.
- I was told that I couldn't do that here.
- Bana onu burada yapamayacağım söylendi.
- We haven't yet been told.
- Henüz bize söylenmedi.
- Yesterday I was told I looked like Kohei Tanaka.
- Dün bana Kohei Tanaka'ya benzediğim söylendi.
- I've been told I have to do that.
- Bana bunu yapmak zorunda olduğum söylendi.
- I've been told I have to do that again.
- Bunu tekrar yapmam gerektiği söylendi.
- I was told Tom wanted to see me.
- Tom'un beni görmek istediği söylendi.
- Tom hasn't yet been told to do that.
- Tom'a bunu yapması henüz söylenmedi.
- Tom has already been told not to do that.
- Tom'a bunu yapmaması çoktan söylendi.
- I was told you wanted to see me.
- Bana beni görmek istediğin söylendi.
- Tom has been told to leave.
- Tom'a ayrılması söylendi.
- You'll be told where to go.
- Nereye gideceğiniz söylenecek.
- We were told Tom wanted to drop out of school.
- Bize Tom'un okulu bırakmak istediği söylendi.
- We did what we were told.
- Bize söyleneni yaptık.
- I am still waiting to be told what happened.
- Hâlâ ne olduğunun söylenmesini bekliyorum.
- Have you been told why we didn't hire you?
- Sana niçin iş vermediğimiz sana söylendi mi?
- Tom hasn't done everything he was told to do.
- Tom kendisineyapması söylenen her şeyi yapmadı.
- Tom is tired of being told he's too fat.
- Tom çok şişman olduğunun söylenmesinden bıktı.
- Tom hasn't done anything he was told to do.
- Tom ona yapması söylenen hiçbir şeyi yapmadı.
- I've been told that I should pay more attention.
- Daha dikkatli olmam gerektiği söylendi.
- I've been told never to do that again.
- Onu asla bir daha yapmamam söylendi.
- Tom was told not to do that.
- Tom'a bunu yapmaması söylendi.
- Tom and I were told to behave ourselves.
- Tom ve bana uslu durmamız söylendi.
- I've been told Tom has been in an accident.
- Bana Tom'un kaza geçirdiği söylendi.
- Not every truth is fit to be told.
- Her gerçek söylenmeye uygun değildir.
- I was told there would be flying cars in the future.
- Bana gelecekte uçan arabalar olacağı söylenmişti.
- Tom has been told never to do that again.
- Tom'a onu bir daha yapmaması söylendi.
- Tom was told never to do that again.
- Tom'a onu tekrar yapmaması söylendi.
- I've been told that you're resigning.
- Bana istifa ettiğin söylendi.
- I was told there would be free food.
- Bana ücretsiz yemek olacağı söylendi.
- No sooner had the spy returned home than he was told to go to another country.
- Casus eve döner dönmez ona başka bir ülkeye gitmesi söylendi.
- I was told that I shouldn't believe everything Tom says.
- Bana Tom'un söylediği her şeye inanmamam gerektiği söylendi.
- Tom has just been told that he's been fired.
- Tom'a işten kovulduğu söylendi.
- The girl said she was going shopping with her mother, ignoring what she was told.
- Kız kendine söyleneni görmezden gelerek annesiyle alışverişe gideceğini söyledi.
- Tom has been told what's happened.
- Tom'a ne olduğu söylendi.
- I'm doing what I've been told to do.
- Bana söyleneni yapıyorum.
- Tom said Mary has been told not do that.
- Tom, Mary'ye bunu yapmamasının söylendiğini söyledi.
- I've been told never to do that again.
- Bunu bir daha asla yapmamam söylendi.
- I was told that I shouldn't believe everything Tom says.
- Tom'un söylediği her şeye inanmamam gerektiği söylendi.
- I've been told that sitting for hours working on my computer is bad for my back.
- Saatlerce bilgisayar başında oturmanın sırtıma iyi gelmediği söylendi.
- We were told to shoot to kill.
- Öldürmek için ateş etmemiz söylendi.
- I've been told not to try to do that by myself.
- Bunu tek başıma yapmaya çalışmamam söylendi.
- Tom was told he has to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olduğu söylendi.
- I've been told that's right.
- Bana bunun doğru olduğu söylendi.
- Tom has been told not to do that by himself.
- Tom'un bunu kendi başına yapmaması söylendi.
- Tom has been told to stay away from Mary.
- Tom'a Mary'den uzak durması söylendi.
- I don't need to be told what to do.
- Ne yapacağımın söylenmesine ihtiyacım yok.
- I've been told I can't do that anymore.
- Bana onu artık yapamayacağım söylendi.
- Tom has been told several times not to do that.
- Tom'a bunu yapmaması birkaç kez söylendi.
- I was told that we couldn't swim here.
- Bana burada yüzemeyeceğimiz söylendi.
- I was told you would be alone.
- Bana yalnız olacağın söylendi.
- No sooner had the spy returned home than he was told to go to another country.
- Casus ülkesine döner dönmez başka bir ülkeye gitmesi söylendi.
- I don't believe half of what I've been told about you.
- Senin hakkında bana söylenenlerin yarısına inanmıyorum.
- I was told that Tom is still in Boston.
- Bana Tom'un hala Boston'da olduğu söylendi.
- Tom and I've been told not to try doing that by ourselves.
- Tom ve bana bunu kendi başımıza yapmayı denemememiz söylendi.
- Tom has been told to do that by himself.
- Tom'a bunu kendi başına yapması söylendi.
- Tom has been told to do that again.
- Tom'a tekrar yapması söylendi.
- I was told to stay away from Tom.
- Tom'dan uzak durmam söylendi.
- Tom was told not to do that here.
- Tom'a bunu burada yapmaması söylendi.
- Tom was told to abstain from smoking and drinking.
- Tom'a sigara içmekten ve içki içmekten sakınması söylendi.
- I think Tom needs to be told that.
- Bence onun Tom'a söylenmesi gerekiyor.
- I was told to stay in bed.
- Yataktan çıkmamam söylendi.
- I was told I would feel better after this medicine.
- Bu ilacı aldıktan sonra kendimi daha iyi hissedeceğim söylendi.
- I was told to be here on the 13th.
- Ayın 13'ünde burada olmam söylendi.
- I've been told never to do that.
- Onu asla yapmamam söylendi.
- Tom hasn't yet been told what to do.
- Tom'a henüz ne yapacağı söylenmedi.
- Tom needs to be told that he doesn't need to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olmadığının söylenmesi gerekiyor.
- I was told not to trust you.
- Sana güvenmemem söylendi.
- I was told to be here on the 13th.
- Bana ayın on üçünde burada olmam söylendi.
- Tom was told never to do that again.
- Tom'a bunu bir daha asla yapmaması söylendi.
- I've been told not do that.
- Bana bunu yapmamam söylendi.
- Is there a reason Tom shouldn't be told?
- Tom'a söylenmemesi için bir sebep mi var?
- Tom has already been told to stay away from Mary.
- Tom'a Mary'den uzak durması söylendi bile.
- Tom needs to be told that he isn't required to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olmadığının söylenmesi gerekiyor.
- Tom needs to be told he doesn't have to do that.
- Tom'a bunu yapmak zorunda olmadığının söylenmesi gerekiyor.
- Tom just did what he was told to do.
- Tom sadece ona yapılması söyleneni yaptı.
- I don't want to be told what to do.
- Ne yapacağımın söylenmesini istemiyorum.
- Tom was told to abstain from smoking and drinking.
- Tom'a sigara ve içkiden uzak durması söylendi.
- I was told to go home.
- Eve gitmem söylendi.
- Tom has already been told not to leave.
- Tom'a daha önce gitmemesi söylendi.
- Tom needs to be told that he needs to do that.
- Tom'a bunu yapması gerektiğinin söylenmesi gerekiyor.
- I'd like to go through just one day without being told I look like my brother.
- Kardeşime benzediğim söylenmeden bir gün geçirmek istiyorum.
Show More (618)
|
