be willing to - English Turkish Sentences
English Turkish
be willing to istemek v.
  • We affirm our support for the central role he is willing to play in the return to democracy of his country.
  • Ülkesinin demokrasiye dönüşünde oynamak istediği merkezi rolü desteklediğimizi teyit ediyoruz.
  • Is anyone else able or willing to rise?
  • Kalkabilecek ya da kalkmak isteyen başka kimse var mı?
  • I am willing for a report to be drawn up on this matter, but I cannot agree to a cut-off date for the authorisations.
  • Bu konuda bir rapor hazırlanmasını istiyorum, ancak yetkilendirmeler için bir son tarih kabul edemem.
Show More (122)
be willing to gönüllü olmak v.
  • Tom assumes Mary will be willing to help with the bake sale.
  • Tom, Mary'nin pasta satışına yardım etmeye gönüllü olacağını düşünüyor.
  • Perhaps you'd be willing to volunteer.
  • Belki siz de gönüllü olmak istersiniz.
  • Tom says he'd be willing to help us.
  • Tom bize yardım etmek için gönüllü olacağını söylüyor.
Show More (1)
be willing to razı olmak v.
  • I'm sure Tom won't be willing to pay that much.
  • Eminim Tom o kadar ödemeye razı olmayacaktır.
  • Do you think Tom would be willing to babysit our kids?
  • Sence Tom çocuklarımıza bakmaya razı olur mu?
  • Would you be willing to compromise?
  • Uzlaşmaya razı olur musun?
Show More (0)
be willing to can atmak v.
  • I'd be willing to give it a try.
  • Bunu denemek için can atıyorum.
Show More (-2)