|
- Anyone who did not belong to the main population group of Sunni Turkish speakers had a difficult time.
- Sünni Türkçe konuşan ana nüfus grubuna ait olmayan herkes zor zamanlar geçirdi.
- Sitting here on an evening like this, I think we all belong to Parliament's survivors' network.
- Böyle bir akşamda burada otururken hepimizin Parlamentonun hayatta kalanlar ağına ait olduğumuzu düşünüyorum.
- Our next stop is Sinkiang, still today belonging to China and with a sparse Muslim population.
- Bir sonraki durağımız bugün hala Çin'e ait olan ve seyrek bir Müslüman nüfusa sahip Sinkiang.
- Is it up to Europe to decide what belongs to the private domain?
- Neyin özel alana ait olduğuna karar vermek Avrupa'ya mı kalmış?
- Our next stop is Sinkiang, still today belonging to China and with a sparse Muslim population.
- Bir sonraki durağımız, bugün hala Çin'e ait olan ve seyrek bir Müslüman nüfusa sahip Sinkiang.
- It lays down practical arrangements for the exercise of a right which belongs to the citizens.
- Vatandaşlara ait olan bir hakkın kullanılmasına yönelik fiili düzenlemeleri ortaya koyar.
- In actual fact, however, it is a state that does not belong to anyone.
- Ancak gerçekte, kimseye ait olmayan bir devlettir.
- Estonia is a small country which belonged to a sort of union.
- Estonya, bir tür birliğe ait olan küçük bir ülkedir.
- In actual fact, however, it is a state that does not belong to anyone.
- Ancak gerçekte bu, kimseye ait olmayan bir devlettir.
- We said thirty years ago that our bodies belong to us.
- Otuz yıl önce bedenlerimizin bize ait olduğunu söylemiştik.
- After all, a payment system is a network, and a network develops at the rate of the slowest members that belong to it.
- Sonuçta, bir ödeme sistemi bir ağdır ve bir ağ, kendisine ait olan en yavaş üyeler oranında gelişir.
- Is it up to Europe to decide what belongs to the private domain?
- Neyin özel alana ait olduğuna karar vermek Avrupa'nın işi midir?
- It lays down practical arrangements for the exercise of a right which belongs to the citizens.
- Vatandaşlara ait olan bir hakkın kullanılmasına yönelik pratik düzenlemeleri ortaya koymaktadır.
- There they remind us that the heavens belong to us all, as something we all share.
- Burada bize göklerin hepimize ait olduğunu, hepimizin paylaştığı bir şey olduğunu hatırlatıyorlar.
- Because after tonight you will belong to me.
- Çünkü bu geceden sonra bana ait olacaksın.
- Now we will see if the German team really does belong to you.
- Şimdi Alman takımının gerçekten size ait olup olmadığını göreceğiz.
- Now we will see if the German team really does belong to you.
- Şimdi Alman takımının gerçekten sana ait olup olmadığını göreceğiz.
- Berg explained to Vera, with a tender smile, that love came from the sky and did not belong to the earth.
- Berg, Vera'ya şefkatli bir gülümsemeyle aşkın gökyüzünden geldiğini ve yeryüzüne ait olmadığını açıkladı.
- Tom gave Mary a ring that once belonged to his grandmother.
- Tom bir zamanlar büyük annesine ait olan bir yüzüğü Mary'ye verdi.
- Hunger, my boy, is no reason for taking something which belongs to another.
- Açlık, oğlum, başkasına ait olan bir şeyi almak için bir neden değildir.
- How do you know that belongs to him?
- Bunun ona ait olduğunu nereden biliyorsun?
- Why didn't you tell me that belonged to Tom?
- Neden bana bunun Tom'a ait olduğunu söylemedin?
- Tom took something that didn't belong to him.
- Tom ona ait olmayan bir şey aldı.
- She wished the lovely dog belonged to her.
- Sevimli köpeğin kendisine ait olmasını dilemişti.
- How do you know that belongs to her?
- Ona ait olduğunu nereden biliyorsun?
- It became clear that the stolen bicycle belonged to him.
- Çalınan bisikletin ona ait olduğu belli oldu.
- Why didn't you tell me that belonged to Tom?
- Bunun Tom'a ait olduğunu neden bana söylemedin?
- This clock must've belonged to Tom's father.
- Bu saat Tom'un babasına ait olmalı.
- Fadil presumed the bracelet belonged to Layla.
- Fadıl bileziğin Leyla'ya ait olduğunu varsaymıştı.
- Dan gave Linda a book that once belonged to his grandfather.
- Dan Linda'ya bir zamanlar büyük babasına ait olan bir kitabı verdi.
- We regarded the document as belonging to her brother.
- Belgenin kardeşine ait olduğunu düşündük.
- How do you know that belongs to Tom?
- Onun Tom'a ait olduğunu nasıl biliyorsun?
- Tom knew that the dog on the porch belonged to Mary.
- Tom verandadaki köpeğin Mary'ye ait olduğunu biliyordu.
- I'll be taking what belongs to me.
- Bana ait olanı alacağım.
- I'll take what belongs to me.
- Bana ait olanı alırım.
- I hear that the car Tom bought used to belong to Mary.
- Tom'un aldığı arabanın eskiden Mary'ye ait olduğunu duydum.
- We must take from Cesar what does not belong to him.
- Cesar'dan ona ait olmayan şeyleri almalıyız.
- Tom said it belonged to him.
- Tom bunun ona ait olduğunu söyledi.
- Tell me whom these books belong to!
- Bu kitapların kime ait olduğunu söyle!
- We need to destroy everything that belongs to you.
- Size ait olan her şeyi yok etmeliyiz.
- This must've belonged to him.
- Bu ona ait olmalı.
- Do you know who this car belongs to?
- Bu arabanın kime ait olduğunu biliyor musun?
- Do you know who this car here belongs to?
- Buradaki bu arabanın kime ait olduğunu biliyor musun?
- I believe that belongs to me.
- Bunun bana ait olduğuna inanıyorum.
- The Japanese tend to identify themselves with the group they belong to.
- Japonlar kendilerini ait oldukları grupla tanımlamak eğilimindedir.
- The Japanese tend to identify themselves with the group they belong to.
- Japonlar kendilerini ait oldukları grupla özdeşleştirme eğilimindedir.
- This must've belonged to Tom.
- Bu Tom'a ait olmalı.
- Who does the car belong to when the owner dies?
- Sahibi öldüğünde araba kime ait olur?
- Fadil presumed the bracelet belonged to Layla.
- Fadıl bileziğin Leyla'ya ait olduğunu farz etti.
- She wished the lovely dog belonged to her.
- O, sevimli köpeğin kendine ait olmasını diledi.
- I'll be taking what belongs to me.
- Bana ait olanı alırım.
- Tom said it belonged to Mary.
- Tom bunun Mary'ye ait olduğunu söyledi.
- Do you know who this car here belongs to?
- Bu arabanın kime ait olduğunu biliyor musun?
- Nobody knows that it belonged to Yamada.
- Yamada'ya ait olduğunu kimse bilmiyor.
- At the summer camp, she was in charge of the group I belonged to.
- Yaz kampında, ait olduğum gruptan sorumluydu.
- Is everything that belongs to you in that chest?
- Sana ait olan her şey o sandığın içinde mi?
- I never belonged to a union.
- Asla bir birliğe ait olmadım.
- I believe that belongs to me.
- Onun bana ait olduğuna inanıyorum.
- The house where I live belongs to my parents.
- Aileme ait olan evde yaşıyorum.
- Tom said this belonged to him.
- Tom bunun ona ait olduğunu söyledi.
- I think that belongs to me.
- Onun bana ait olduğunu düşünüyorum.
- Does the lady know who this car here belongs to?
- Hanımefendi bu vagonun kime ait olduğunu biliyor mu?
- How do you know that belongs to Tom?
- Bunun Tom'a ait olduğunu nereden biliyorsun?
- Berg explained to Vera, with a tender smile, that love came from the sky and did not belong to the earth.
- Berg sevginin gökyüzünden geldiğini ve yeryüzüne ait olmadığını nazik bir gülümsemeyle Vera'ya açıkladı.
- I suspect that account belongs to Bora's horde.
- O hesabın Bora'nın sürüsüne ait olduğundan şüpheleniyorum.
- I hear that the car Tom bought used to belong to Mary.
- Tom'un satın aldığı arabanın Mary'ye ait olduğunu duydum.
- This must've belonged to her.
- Bu ona ait olmalı.
- Who do you think this hat belongs to?
- Bu şapkanın kime ait olduğunu düşünüyorsun?
- This must've belonged to them.
- Bu onlara ait olmalı.
- We must take from Cesar what does not belong to him.
- Ona ait olmayan şeyi Cesar'dan almalıyız.
- I'll be taking what belongs to me.
- Bana ait olanları alıyor olacağım.
- Nobody knows that it belonged to Yamada.
- Bunun Yamada'ya ait olduğunu hiç kimse bilmiyor.
- Is everything that belongs to you in that chest?
- Sana ait olan her şey o sandıkta mı?
- Tom gave Mary a ring that once belonged to his grandmother.
- Tom, Mary'ye bir zamanlar büyükannesine ait olan bir yüzük verdi.
- We think this belongs to you.
- Bunun sana ait olduğunu düşünüyoruz.
- I suspect that account belongs to Bora's horde.
- Bu hesabın Bora'nın sürüsüne ait olduğundan şüpheleniyorum.
- Dan gave Linda a book that once belonged to his grandfather.
- Dan, Linda'ya bir zamanlar büyükbabasına ait olan bir kitap verdi.
- Do you know who this belongs to?
- Bunun kime ait olduğunu biliyor musun?
- Does the lady know who this car belongs to?
- Hanımefendi bu arabanın kime ait olduğunu biliyor mu?
- It became clear that the stolen bicycle belonged to him.
- Çalınan bisikletin ona ait olduğu anlaşıldı.
- She wished the lovely dog belonged to her.
- Şirin köpeğin kendisine ait olmasını dilerdi.
- I'll take what belongs to me.
- Bana ait olanları alacağım.
- Tom said this belonged to Mary.
- Tom bunun Mary'ye ait olduğunu söyledi.
- I wonder who this sentence belongs to.
- Bu cümlenin kime ait olduğunu merak ediyorum.
Show More (81)
|
