|
- According to the Bible, we are stewards, all bearing responsibility for preserving the environment.
- İncil'e göre, hepimiz çevreyi koruma sorumluluğunu taşıyan kâhyalarız.
- We have proven both the Bible and this nineteenth-century encyclopaedia wrong.
- Hem İncil'in hem de bu on dokuzuncu yüzyıl ansiklopedisinin yanlış olduğunu kanıtladık.
- Non-believers too could feel that the Bible is a literary and cultural treasure for the whole of Europe.
- İnançlı olmayanlar da İncil'in tüm Avrupa için edebi ve kültürel bir hazine olduğunu düşünebilir.
- A phrase from the Bible comes to mind, namely ‘go forth and preach’.
- Akla İncil'den bir cümle geliyor, yani 'dışarı çık ve vaaz ver'.
- Yet is international law, as it exists today, the Bible?
- Yine de bugün var olduğu şekliyle uluslararası hukuk İncil midir?
- Fadil believed in what the Bible said.
- Fadıl İncil'in söylediklerine inanıyordu.
- In the Bible, it says that we are the image of God.
- İncil'de, bizim Tanrı'nın sureti olduğumuz yazıyor.
- Mary threw the Bible in the fire.
- Mary İncil'i ateşe attı.
- Sami was a Bible professor.
- Sami bir İncil profesörüydü.
- He quoted some famous proverbs from the Bible.
- O, İncil'den bazı ünlü atasözlerini alıntı yaptı.
- Tom reads the Bible all day.
- Tom bütün gün İncil okur.
- The Bible permits slavery, and teaches slaves to obey their masters.
- İncil köleliğe izin verir ve kölelere efendilerine itaat etmelerini öğütler.
- Tom was once a Bible teacher.
- Tom bir defasında İncil öğretmeniydi.
- She went to Bible camp.
- O, İncil kampına gitti.
- She spends a little time each day reading the Bible.
- Her gün İncil okuyarak biraz zaman geçiriyor.
- Tom threw the Bible in the fire.
- Tom İncil'i ateşe attı.
- He quoted a passage from the Bible.
- İncil'den bir pasaj aktardı.
- It's from the Bible.
- İncil'den.
- These are all quotations from the Bible.
- Bunların hepsi İncil'den alıntılar.
- They went to Bible camp.
- İncil kampına gitmişler.
- They're studying the Bible.
- İncil üzerinde çalışıyorlar.
- It's from the Bible.
- Bu İncil'den.
- The only book Tom reads is the Bible.
- Tom'un okuduğu tek kitap İncil.
- I read the Bible every day.
- Her gün İncil okurum.
- I read the Bible in order to learn Esperanto.
- Esperanto öğrenmek için İncili okudum.
- According the bible, the pelican fed its chicks with its own blood.
- İncil'e göre, pelikan yavrularını kendi kanıyla beslermiş.
- He often quotes the Bible.
- O, sık sık İncil'den alıntılar yapar.
- The Bible has it written like this.
- İncil'de böyle yazıyor.
- Tom reads the Bible all day.
- Tom bütün gün İncil okuyor.
- Have you ever read the Bible?
- Hiç İncil'i okudun mu?
- Tom was once a Bible teacher.
- Tom bir zamanlar İncil öğretmeniydi.
- There is nothing about Easter in the Bible.
- İncil'de Paskalya hakkında hiçbir şey yoktur.
- They went to Bible camp.
- Onlar İncil kampına gittiler.
- What does the Bible say about this?
- İncil bu konuda ne diyor?
- Do you regularly read the Bible?
- Düzenli olarak İncil okur musun?
- They're studying the Bible.
- Onlar İncil okuyorlar.
- First, Tom read several passages from the Bible.
- Tom önce İncil'den birkaç bölüm okudu.
- Is it correct to say that the Qur'an is the bible of the Muslims?
- Kur'an'ın Müslümanların İncil'i olduğunu söylemek doğru mu?
- Who wrote the Bible?
- İncil'i kim yazdı?
- When Tom was a kid, the only book in the house was a Bible.
- Tom çocukken, evde bulunan tek kitap İncil'di.
- There is nothing about Easter in the Bible.
- İncil'de Paskalya hakkında hiçbir şey yok.
- She went to Bible camp.
- İncil kampına gitti.
- Fadil believed in what the Bible said.
- Fadıl, İncil'in söylediğine inandı.
- He studies the Bible.
- İncil üzerinde çalışıyor.
- Do you regularly read the Bible?
- İncil'i düzenli olarak okuyor musun?
- Do you read the Bible?
- İncil'i okuyor musun?
- Tom has never read the Bible from cover to cover.
- Tom İncil'i baştan sona hiç okumadı.
- It is quite common now to meet with young people who do not know the Bible.
- İncil'i bilmeyen gençlerle karşılaşmak artık oldukça yaygın.
- I often read the Bible at night just before I go to sleep.
- Geceleri uyumadan önce sık sık İncil okuyorum.
- Tom lives in the Bible belt.
- Tom, İncil kuşağında yaşıyor.
- Let's read a few verses from the Bible.
- İncil'den birkaç ayet okuyalım.
- He quoted a passage from the Bible.
- O, İncil'den bir pasaj alıntıladı.
- Have you ever read the Bible?
- Hiç İncil okudun mu?
- He studies the Bible.
- O İncil okur.
- The Bible tells us that we should love our neighbors.
- İncil komşularımızı sevmemiz gerektiğini söylüyor.
- It is quite common now to meet with young people who do not know the Bible.
- Artık İncil'i bilmeyen insanlarla tanışmak oldukça yaygın.
- Do you read something besides the Bible?
- İncil'in dışında bir şey okur musun?
- I think that the Harry Potter series is longer than the Bible.
- Harry Potter serisinin İncil'den daha uzun olduğunu düşünüyorum.
- Figs are mentioned in the Quran and the Bible.
- Kur'an ve İncil'de incirden bahsediliyor.
- This Bible came from an Australian foundation.
- Bu İncil, Avustralyalı bir vakıftan geldi.
- The teacher read a passage from the Bible to the class.
- Öğretmen sınıfa İncil'den bir pasaj okudu.
- In the Bible, it says that we are the image of God.
- İncil, Tanrı'nın görüntüsü olduğumuzu söyler.
- This Bible came from an Australian foundation.
- Bu İncil bir Avustralya vakfından geldi.
- I often read the Bible at night just before I go to sleep.
- Gece yatmadan önce genellikle İncil okurum.
- Tom is reading the Bible.
- Tom İncil okuyor.
- He quoted some famous proverbs from the Bible.
- İncil'den bazı ünlü atasözlerini alıntıladı.
- Tom met Mary at a Bible study group.
- Tom, İncil çalışma grubunda Mary'yle bir araya geldi.
- This is the first time for me to read the Bible.
- Bu, incili ilk kez okuyuşum.
- The translators of the Bible were considered blasphemous.
- İncil'in çevirmenleri kafir olarak görülüyordu.
- I read the Bible in order to learn Esperanto.
- Esperanto öğrenmek için İncil okudum.
- Tom always carries a Bible.
- Tom her zaman bir İncil taşır.
- Do you read something besides the Bible?
- İncil'den başka bir şey okuyor musun?
- This is a Bible study group.
- Bu bir İncil çalışma grubu.
- According to the Bible, God made the world in six days.
- İncil'e göre Tanrı dünyayı altı günde yarattı.
- The Bible tells us that we should love our neighbors.
- İncil bize komşularımızı sevmemiz gerektiğini söyler.
- She studied the Bible.
- O İncil okudu.
- This book is to me what the Bible is to you.
- İncil senin için neyse bu kitap da benim için odur.
- The Bible is the great best seller of all times.
- İncil tüm zamanların büyük best selleridir.
- I'm reading the Bible for the first time.
- İncil'i ilk kez okuyorum.
- Tom has never read the Bible from cover to cover.
- Tom İncili başından sonuna kadar asla okumadı.
- Tom often quotes the Bible.
- Tom sık sık İncil'den alıntı yapar.
- You must swear with your hand on the Bible.
- İncil'e el basarak yemin etmelisin.
- According to the Bible, God created the world in six days.
- İncil'e göre Tanrı dünyayı altı günde yarattı.
- You should swear on the Bible.
- İncil üzerine yemin etmelisin.
- This is a Bible study group.
- Bu bir İncil çalışma grubudur.
- Do you read the Bible?
- İncil okur musun?
- I think that the Harry Potter series is longer than the Bible.
- Bence Harry Potter serisi İncil'den daha uzun.
- Tom opened the Bible and began reading.
- Tom İncil'i açtı ve okumaya başladı.
- He often quotes the Bible.
- Sıklıkla İncil'den alıntılar yapar.
- The Bible tells us to love our neighbor.
- İncil bize komşumuzu sevmemizi söyler.
- Tom often quotes the Bible.
- Tom sık sık İncil'den alıntılar yapar.
- According the bible, the pelican fed its chicks with its own blood.
- İncil'e göre, pelikan civcivlerini kendi kanıyla besledi.
- The Bible has it written like this.
- İncil bunu bu şekilde yazmıştır.
- Tom goes to Bible study on Sunday mornings.
- Tom pazar sabahları İncil dersine gidiyor.
- According to the Bible, the Three Kings were guided to Jesus by a shining star.
- İncil'e göre, Üç Kral parlayan bir yıldız tarafından İsa'ya yönlendirildi.
- I read the Bible every day.
- Ben İncil'i her gün okurum.
- Tom met Mary at a Bible study group.
- Tom, Mary ile bir İncil çalışma grubunda tanıştı.
- Sami went to the Bible club.
- Sami İncil kulübüne gitti.
- Sami knew the Bible back and forth.
- Sami, İncil'i az çok biliyordu.
- She spends a little time each day reading the Bible.
- Her gün İncil okuyarak biraz zaman geçirir.
Show More (97)
|
