|
- Henry has grown wiser with age.
- Henry yaşlandıkça daha da bilge biri oldu.
- I say this in the hope that the Council will this time show more insight and be more open to our wise counsel.
- Bunu, Konsey'in bu kez daha fazla anlayış göstereceği ve bilge tavsiyelerimize daha açık olacağı umuduyla söylüyorum.
- It is regrettable that the legislators should become wise and energetic only after an accident has happened.
- Yasa koyucuların ancak bir kaza meydana geldikten sonra bilge ve enerjik olmaları üzücüdür.
- What I want to say is that the events of 11 September have, I think, made us all much wiser.
- Söylemek istediğim şey, 11 Eylül olaylarının hepimizi çok daha bilge kıldığını düşünüyorum.
- Now is the time for leadership which will provide farsighted, wise guidance.
- Şimdi ileri görüşlü, bilge bir rehberlik sağlayacak liderlik zamanıdır.
- They are very wise, as so often.
- Çoğu zaman olduğu gibi çok bilgedirler.
- It is very easy to be wise in hindsight.
- Geriye dönüp baktığınızda bilge olmak çok kolaydır.
- Tom is wise, isn't he?
- Tom bilge, değil mi?
- Our master is wise.
- Efendimiz bilgedir.
- They say that you are wise.
- Senin bilge olduğunu söylüyorlar.
- He is older and wiser now.
- Şimdi daha yaşlı ve daha bilge.
- They really are wise.
- Onlar gerçekten bilge.
- She is not only honest, but also wise.
- O sadece dürüst değil, aynı zamanda da bilge.
- The wise teacher knew about the sap.
- Bilge öğretmen özsu hakkında biliyordu.
- Not all men are wise.
- Bütün erkekler bilge değildir.
- How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.
- Sevmek ve bilge olmak ne kadar zor bir şey, hem de aynı anda.
- They were both wise and incorruptible men.
- Onlar hem bilge hem de dürüst adamlardı.
- It is true she is young, but she is wise.
- Genç olduğu doğru, ama bilge.
- Owls are wise.
- Baykuşlar bilgedir.
- He is more clever than wise.
- Bilge olmaktan çok, akıllıdır.
- He doesn't appear to be wise, does he?
- O, bilge görünmüyor, değil mi?
- Many people are older, but not wiser.
- Birçok insan daha yaşlıdır ama daha bilge değildir.
- Just because he's wise doesn't mean that he's honest.
- Bilge olması dürüst olduğu anlamına gelmez.
- The wise learn a lot from their enemies.
- Bilgeler düşmanlarından çok şey öğrenir.
- He may be intelligent, but he is not wise.
- Zeki olabilir ama bilge değil.
- A wise leader knows when to listen.
- Bilge bir lider ne zaman dinleyeceğini bilir.
- The old man is wise and knows many things about life.
- Yaşlı adam bilgedir ve hayat hakkında pek çok şey bilir.
- Tom seemed to be wise.
- Tom bilge görünüyordu.
- The wise learn a lot from their enemies.
- Bilge biri düşmanlarından çok şey öğrenir.
- Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.
- Erken yatmak ve erken kalkmak insanı sağlıklı, zengin ve bilge yapar.
- She is very beautiful, and what is more, very wise.
- Çok güzel ve dahası çok bilge.
- The wise teacher knew about the sap.
- Bilge öğretmen özsuyu biliyordu.
- Tom is older and wiser now.
- Tom artık daha yaşlı ve bilge.
- Tom didn't seem to be as wise as Mary seemed to be.
- Tom, Mary'nin göründüğü kadar bilge görünmüyordu.
- She is very wise.
- O çok bilge.
- He is no less wise than his father.
- Babasından daha az bilge değil.
- Tom is now older and wiser.
- Tom artık daha yaşlı ve bilge.
- She is wiser than I am.
- O benden daha bilgedir.
- Mayuko appears wise.
- Mayuko bilge biri gibi görünüyor.
- Yesterday I was clever and tried to change the world, and today I have become wise and started with myself.
- Dün zekiydim ve dünyayı değiştirmeye çalışıyordum, bugün ise bilge oldum ve işe kendimden başladım.
- Tom seemed wise.
- Tom bilge görünüyordu.
- They were both wise and incorruptible men.
- İkisi de bilge ve dürüst adamlardı.
- He is wise in some ways.
- Bazı yönlerden bilge biri.
- She's now older and wiser.
- O artık daha yaşlı ve bilge.
- No one is born wise, but many die stupid.
- Kimse bilge doğmaz, ama çoğu aptal ölür.
- You should listen to your father's wise counsel.
- Babanın bilge öğütlerini dinlemelisin.
- You're very wise.
- Çok bilgesin.
- He's intelligent, but not wise.
- Zeki ama bilge değil.
- What the country needs most is wise leaders.
- Ülkenin en çok ihtiyacı olan şey bilge liderlerdir.
- Early to bed and early to rise makes a man healthy, wealthy and wise.
- Erken yatıp erken kalkmak insanı sağlıklı, zengin ve bilge yapar.
- She is older and wiser now.
- O artık daha yaşlı ve bilge.
- Luck makes us arrogant, bad luck makes us wise.
- Şans bizi kibirli yapar, kötü şans bizi bilge yapar.
- A wise leader knows when to follow.
- Bilge bir lider ne zaman takip edeceğini bilir.
- Tom's mother was a wise woman.
- Tom'un annesi bilge bir kadındı.
- He is too wise not to know that.
- Bunu bilmeyecek kadar bilge.
- Tom appears to be wise.
- Tom bilge biri gibi görünüyor.
- He doesn't appear to be wise, does he?
- Bilge gibi görünmüyor, değil mi?
- A wise leader knows when to listen to others.
- Bilge bir lider başkalarını ne zaman dinleyeceğini bilir.
- Tom isn't as wise as you are.
- Tom senin kadar bilge değil.
- You're very wise, Tom.
- Sen çok bilgesin, Tom.
- Old people aren't always wiser than young people.
- Yaşlı insanlar her zaman gençlerden daha bilge değildir.
- Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.
- Erken yatıp erken uyanmak insanı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar.
- He was wise enough to take her advice.
- Onun tavsiyesine uyacak kadar bilgeydi.
- No one can be more wise than destiny.
- Kimse kaderden daha bilge olamaz.
- He's pretty wise but too self-confident.
- O oldukça bilge ama kendine çok güveniyor.
- Wise people learn from their enemies.
- Bilge insanlar düşmanlarından öğrenirler.
- Tom looked wise.
- Tom bilge görünüyordu.
- The old man looked wise.
- Yaşlı adam bilge görünüyordu.
- Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.
- Erken yatıp ve erken kalkmak, bir adamı sağlıklı, varlıklı ve bilge yapar.
- Nobody likes a wise guy.
- Kimse bilge bir adamı sevmez.
- Tom isn't wise.
- Tom bilge değil.
- He looked wise.
- Bilge görünüyordu.
- Socrates was the wisest of the Greek philosophers.
- Sokrates Yunan filozoflarının en bilgesiydi.
- Do you consider yourself wise, Caty?
- Kendini bilge mi sanıyorsun, Caty?
- Early to bed and early to rise, makes a man healthy, wealthy and wise.
- Erkenden uyumak ve erken kalkmak bir adamı sağlıklı, zengin ve bilge yapar.
- She's a very wise mother.
- O çok bilge bir anne.
- You become wiser if you travel.
- Seyahat ederseniz daha bilge olursunuz.
- I think Tom is wise.
- Bence Tom bilge.
Show More (76)
|
|
- According to a Chinese proverb, when a wise man points at the moon, the fool looks at his finger.
- Bir Çin atasözüne göre, bilge bir adam ayı işaret ettiğinde, aptal onun parmağına bakar.
- Tom is a wise man.
- Tom bilge bir adam.
- A wise man would not do such a thing.
- Bilge bir adam böyle bir şey yapmaz.
- Wise men talk because they have something to say; fools, because they have to say something.
- Bilge insanlar söyleyecek bir şeyleri olduğu için konuşurlar; aptallar ise bir şey söylemek zorunda oldukları için.
- Wise men talk about ideas, intellectuals about facts, and the ordinary man talks about what he eats.
- Bilgeler fikirlerden, entelektüeller gerçeklerden, sıradan insanlar ise yediklerinden bahseder.
- Receive a cure from a doctor, learn from a wise man.
- Bir doktordan şifa al, bilge bir adamdan öğren.
- Water is the only drink for a wise man.
- Su, bilge bir adam için tek içecektir.
- You're a wise man.
- Sen bilge bir adamsın.
- Receive a cure from a doctor, knowledge from a wise man.
- Bir doktordan şifa, bilge bir adamdan bilgi al.
- All this worldly wisdom was once the unamiable heresy of some wise man.
- Tüm bu dünyevi bilgelik bir zamanlar bilge bir adamın utanmaz sapkınlığıydı.
- A wise man once said, life is a series of disappointments.
- Bilge bir adam bir keresinde "Hayat bir dizi hayal kırıklığıdır." demişti.
- Our mayor is a good and wise man.
- Belediye başkanımız iyi ve bilge bir adamdır.
- Tom is a very wise man.
- Tom çok bilge bir adamdır.
- By other's faults wise men correct their own.
- Bilge insanlar başkalarının hatalarına bakarak kendininkileri düzeltirler.
- One word is enough for a wise man.
- Bilge bir adam için tek bir kelime yeterlidir.
- A wise man would not say such a thing.
- Bilge bir adam böyle bir şey demez.
- All wise men are good, but not all good men are wise.
- Tüm bilge insanlar iyidir ama tüm iyi insanlar bilge değildir.
Show More (14)
|
