bush - English Turkish Sentences
English Turkish
bush çalı n.
  • In short, we must stop beating about the bush where sustainable development is concerned and take practical action.
  • Kısacası sürdürülebilir kalkınma söz konusu olduğunda çalıyı çırpmayı bırakmalı ve pratik adımlar atmalıyız.
  • In short, we must stop beating about the bush where sustainable development is concerned and take practical action.
  • Kısacası, sürdürülebilir kalkınma söz konusu olduğunda çalıyı çırpmayı bırakmalı ve pratik adımlar atmalıyız.
  • We shall also debate bush meat and multiple sclerosis.
  • Ayrıca çalı eti ve multipl skleroz konularını da tartışacağız.
Show More (37)
bush çalılık n.
  • It has been said that a bird in the hand is worth two in the bush.
  • Eldeki bir kuşun, çalılıktaki iki kuştan daha değerli olduğu söylenir.
  • A friend in hand is worth two in the bush!
  • Eldeki bir arkadaş, çalılıktaki iki arkadaşa bedeldir!
  • Tom hid behind a bush so Mary wouldn't see him.
  • Tom bir çalılığın arkasına saklandı, böylece Mary onu görmedi.
Show More (3)
bush fidan n.
  • He watered the rose bush.
  • Gül fidanını suladı.
  • We have some rose bushes in front of our house.
  • Evimizin önünde birkaç gül fidanı var.
Show More (-1)