|
- The cat curled up on the windowsill.
- Kedi pencere kenarına kıvrıldı.
- Indeed, the report lists dogs, cats, ornamental tropical fish, amphibia, reptiles, birds and mammals.
- Nitekim raporda köpekler, kediler, süs tropikal balıkları, amfibiler, sürüngenler, kuşlar ve memeliler listelenmiştir.
- That is the advice I have been given in relation to cats.
- Kedilerle ilgili olarak bana verilen tavsiye de bu yönde.
- Yesterday, I visited a cat and dog food factory.
- Dün bir kedi ve köpek maması fabrikasını ziyaret ettim.
- On average, cats spend two thirds of every day sleeping.
- Kediler ortalama olarak günün üçte ikisini uyuyarak geçirirler.
- Conversely, we saw not a single cat in the whole trip.
- Tam tersi, tüm yolculuk boyunca tek bir kedi dahi görmedik.
- When my first cat died, I decided to get another one.
- İlk kedim öldüğünde bir tane daha almaya karar verdim.
- Congrats for not dying when a giant space cat gave you brain surgery.
- Dev bir uzaylı kedi sana beyin ameliyatı yaptığında ölmediğin için tebrikler.
- Conversely, we saw not a single cat in the whole trip.
- Tam tersi, tüm yolculuk boyunca tek bir kedi bile görmedik.
- When my first cat died, I decided to get another one.
- İlk kedim öldüğünde, başka bir tane daha almaya karar verdim.
- There are many reasons a cat won't eat.
- Bir kedinin mama yememesinin pek çok nedeni vardır.
- On average, cats spend two thirds of every day sleeping.
- Ortalama olarak, kediler günün üçte ikisini uyuyarak geçirir.
- Tom Thumb was so amazed he was at a loss for words to deny what the cat had said.
- Parmak Çocuk o kadar şaşırmıştı ki kedinin söylediklerini inkar edecek kelime bulamıyordu.
- There are many reasons a cat won't eat.
- Bir kedinin yemeyi reddetmesinin birçok nedeni vardır.
- Congrats for not dying when a giant space cat gave you brain surgery.
- Dev bir uzaylı kedi size beyin ameliyatı yaptığında ölmediğiniz için tebrikler.
- When my first cat died, I decided to get another one.
- İlk kedim öldüğünde yeni bir tane almaya karar verdim.
- Interestingly, since that time, cats' genes have evolved very little.
- İlginçtir, o zamandan beri, kedilerin genleri çok az evrimleşmiştir.
- Conversely, we saw not a single cat in the whole trip.
- Tersine, tüm yolculuk boyunca tek bir kedi bile görmedik.
- Interestingly, since that time, cats' genes have evolved very little.
- İlginçtir ki o zamandan bu yana kedilerin genleri çok az evrimleşti.
- Congrats for not dying when a giant space cat gave you brain surgery.
- Dev bir uzaylı kedi sana beyin ameliyatı yaparken ölmediğin için tebrikler.
- Interestingly, since that time, cats' genes have evolved very little.
- İlginçtir ki, o zamandan beri kedilerin genleri çok az evrimleşti.
- There are many reasons a cat won't eat.
- Bir kedinin mama yememesinin birçok nedeni olur.
- Our cat is house-trained.
- Kedimiz evde eğitildi.
- This cat is eating.
- Bu kedi yemek yiyor.
- Feral cats pose a major threat to wildlife.
- Yabanileşmiş kediler vahşi hayat için önemli bir tehdit oluşturuyor.
- Cat cafés have started opening up all over the world.
- Kedi kafeler tüm dünyada açılmaya başladı.
- My dog and my cat get along fine.
- Köpeğim ve kedim iyi geçinir.
- The cat has hidden under the bench.
- Kedi tezgah altına saklandı.
- His old cat is still alive.
- Onun yaşlı kedisi hâlâ hayatta.
- A cat sleeps on a chair.
- Bir kedi sandalyede uyuyor.
- The black dog sees the white cat.
- Siyah köpek beyaz kediyi görüyor.
- Your cat is cute.
- Senin kedin şirin.
- That's such a cute cat.
- Çok şirin bir kedi.
- Please adopt this cat.
- Lütfen bu kediyi sahiplenin.
- My brother named his cat Huazi.
- Kardeşim kedisine Huazi adını verdi.
- Please look after my cats while I'm away.
- Lütfen ben yokken kedilerime bak.
- If cats could talk, what would they say?
- Kediler konuşabilseydi ne derlerdi?
- Do you want to see my cat?
- Kedimi görmek ister misin?
- What colour is this cat?
- Bu kedi ne renk?
- The cat fell asleep curled up in front of the fireplace.
- Kedi şöminenin önünde kıvrılmış uyuyordu.
- The cats are purring.
- Kediler mırıldanıyor.
- The cat retracted its claws.
- Kedi, pençelerini geri çekti.
- Cats are good pets, for they are clean and are not noisy.
- Kediler iyi evcil hayvanlardır, çünkü temizdirler ve gürültü yapmazlar.
- Cats don't like dogs.
- Kediler köpekleri sevmez.
- If the Earth was flat, cats would've knocked everything off by now.
- Dünya düz olsaydı, kediler şimdiye kadar her şeyi üzerinden devirmiş olurdu.
- She has one cat.
- Onun bir kedisi var.
- Her cat is so adorable.
- Kedisi çok sevimli.
- Cats have a tail and four legs.
- Kedilerin bir kuyruğu ve dört bacağı var.
- My cat is missing.
- Kedim kayıp.
- The two boys lived alone with a lovely cat.
- İki çocuk, sevimli bir kediyle yalnız yaşıyordu.
- Tom took care of Mary's cats while she was in the hospital.
- Tom o hastanede iken Mary'nin kedileriyle ilgileniyordu.
- Why is your cat so big?
- Neden senin kedin çok büyük?
- In my opinion dogs are better pets than cats.
- Bence köpekler kedilerden daha iyi evcil hayvanlardır.
- I'm allergic to cats.
- Kedilere alerjim var.
- On this street there is a cat for every person.
- Bu sokakta adam başına bir kedi düşüyor.
- He has a white cat.
- Onun beyaz bir kedisi var.
- A cat got out from under the car.
- Arabanın altından bir kedi çıktı.
- Did you give the food to the cat?
- Kediye yemeği verdin mi?
- Cookie would be a good name for a cat.
- Cookie bir kedi için iyi bir isim olurdu.
- Cats were sacred animals in ancient Egypt.
- Kediler eski Mısır'da kutsal hayvanlardı.
- There isn't enough room to swing a cat in his flat.
- Onun dairesinde bir kedinin sallanacağı kadar yer yok.
- The cat was licking its paws.
- Kedi pençelerini yalıyordu.
- Am I a cat?
- Ben bir kedi miyim?
- I've seen my dog sneeze but never my cat.
- Köpeğimi hapşırırken gördüm ama kedimi hiç görmedim.
- Tom's cat had nine kittens.
- Tom'un kedisinin dokuz yavrusu oldu.
- Your cat is cute.
- Kedin çok şirin.
- A cat is a miniature lion that loves mice, hates dogs and tolerates humans.
- Kedi, fareleri seven, köpeklerden nefret eden ve insanlara tahammül eden minyatür bir aslandır.
- You had a cat.
- Senin bir kedin vardı.
- The cat is not human.
- Kedi insan değildir.
- The dog chases the cat, and the cat chases the squirrel.
- Köpek kediyi kovalar ve kedi sincabı kovalar.
- There's a cat on the table.
- Masanın üzerinde bir kedi var.
- Does your wife like cats?
- Karın kedileri sever mi?
- I saw a black cat run into the house.
- Eve kara bir kedinin girdiğini gördüm.
- Cats have the ability to see in the dark.
- Kedilerin karanlıkta görme yeteneği vardır.
- Tom saw the cat.
- Tom kediyi gördü.
- Tom poured milk into a bowl for his cat.
- Tom kedisi için bir kaseye süt döktü.
- Please look after my cats while I'm away.
- Lütfen ben yokken kedilerime göz kulak ol.
- All cats dream of mice.
- Bütün kediler farelerin hayalini kurar.
- Has your cat ever scratched anyone?
- Kediniz birilerini hiç tırmaladı mı?
- It is a cat.
- O bir kedidir.
- This kind of cat doesn't have a tail.
- Bu tür kedilerin kuyruğu olmaz.
- The fact is that my cat is shy.
- Gerçek şu ki, benim kedim utangaçtır.
- He finally let the cat out of the bag.
- Nihayet kediyi torbadan dışarı saldı.
- Cats are smarter than you think.
- Kediler düşündüğünüzden daha zekidir.
- Does Tom still have a cat?
- Tom'un hala bir kedisi var mı?
- I own one cat.
- Benim bir kedim var.
- The cat likes sleeping.
- Kedi uyumayı seviyor.
- My cat is so adorable.
- Kedim çok sevimli.
- The striped cat is playing with red yarn.
- Çizgili kedi kırmızı iplikle oynuyor.
- Tom thought Mary didn't like cats.
- Tom Mary'nin kedilerden hoşlanmadığını düşündü.
- I saw a cat on the roof.
- Çatıda bir kedi gördüm.
- A cat came out from under the desk.
- Masanın altından bir kedi çıktı.
- The cat is sitting on the chair and looking at the meat that's lying on the kitchen table.
- Kedi sandalyede oturuyor ve mutfak masasında duran ete bakıyor.
- Cats' eyes are very sensitive to light.
- Kedilerin gözleri ışığa karşı çok hassas.
- I have lived with several Zen masters, all of them cats.
- Hepsi de kedi olan birçok Zen ustasıyla yaşadım.
- Mary is playing with her cat.
- Mary kedisiyle oynuyor.
- If the Earth was flat, cats would've knocked everything off by now.
- Eğer dünya düz olsaydı kediler üstündeki her şeyi şimdiye kadar vurup aşağı düşürmüş olurdu.
- The cat is licking itself.
- Kedi kendini yalıyor.
- One of the most beautiful animals is a cat.
- En güzel hayvanlardan biri kedidir.
- Poinsettias are poisonous to cats and dogs.
- Atatürk çiçeği kediler ve köpekler için zehirlidir.
- Tom gave the cat some milk.
- Tom kediye biraz süt verdi.
- The dog ran after the cat.
- Köpek kediyi kovaladı.
- The cat caught the rats.
- Kedi fareleri yakaladı.
- All of your cats are grey.
- Bütün kedilerin gri.
- The cat was not trying to be cruel.
- Kedi acımasız olmaya çalışmıyordu.
- I like your cat, but it doesn't like me.
- Ben senin kedini seviyorum ama o benden hoşlanmıyor.
- Cookie's birth assigned species is cat, but he identifies as and acts like a dog.
- Cookie'nin doğuştan atanan türü kedi ama kendini köpek olarak tanımlıyor ve öyle davranıyor.
- Why don't you take the cat out with you?
- Kediyi neden yanında götürmüyorsun?
- He has two cats, one is white and one is black.
- Onun iki kedisi var, biri beyaz, biri siyah.
- The cat has started acting strangely.
- Kedi garip davranmaya başladı.
- The cat is black.
- Kedi siyah.
- My cat died yesterday.
- Dün kedim öldü.
- We named the cat Mimi.
- Biz kediye Mimi adını verdik.
- Tom told me he didn't like cats.
- Tom bana kedileri sevmediğini söyledi.
- Why don't dogs like cats?
- Köpekler neden kedilerden hoşlanmaz?
- The cat is sleeping on the sofa.
- Bir kedi koltukta uyuyor.
- He finally let the cat out of the bag.
- Sonunda kedinin çantadan çıkmasına izin verdi.
- My younger brother named his cat Hanako.
- Küçük kardeşim kedisine Hanako adını verdi.
- Your cat is fat.
- Senin kedin şişman.
- Do you have a cat?
- Kedin var mı?
- My cat came out of the basket.
- Benim kedi sepetten çıktı.
- Tom's cat is sunbathing.
- Tom'un kedisi güneşleniyor.
- I stay at home every afternoon and my cat, too.
- Her öğleden sonra evde kalıyorum ve kedimi de.
- Alice has a cat.
- Alice'in bir kedisi var.
- Tom likes to look at pictures of cats.
- Tom kedi resimlerine bakmayı sever.
- All I want is your cat.
- Bütün istediğim senin kedin.
- A feral farm cat bit Tom's hand.
- Vahşi bir çiftlik kedisi Tom'un elini ısırmış.
- When the cat's away, the mice will play.
- Kedi gittiğinde, fareler oynayacak.
- Why do dogs and cats often fight?
- Köpekler ve kediler neden sık sık kavga ederler?
- He has one dog and six cats.
- Bir köpeği ve altı kedisi var.
- A feral farm cat bit Tom's hand.
- Yabani bir çiftlik kedisi Tom'un elini ısırdı.
- I don't have any cats.
- Benim hiç kedim yok.
- I hate his cat.
- Onun kedisinden nefret ediyorum.
- Tom's cat is sunbathing.
- Tom'un kedisi güneş banyosu yapıyor.
- Let's name our cat Cookie.
- Kedimizin adını Kurabiye koyalım.
- The cat did not have evil intentions.
- Kedinin kötü bir niyeti yoktu.
- Tom has many cats.
- Tom'un birçok kedisi var.
- Lions and tigers are called big cats.
- Aslan ve kaplanlara büyük kediler denir.
- The cat laps his milk.
- Kedi sütünü yudumluyor.
- There was a Persian cat sleeping on the table.
- Masanın üzerinde uyuyan bir İran kedisi vardı.
- Some people like cats, and others prefer dogs.
- Bazı insanlar kedileri sever, diğerleri köpekleri tercih eder.
- I took care of her cat.
- Onun kedisi ile ilgilendim.
- Cats are active at night.
- Kediler gece aktiftir.
- Tom had a black cat.
- Tom'un siyah bir kedisi vardı.
- Cats hate vacuum cleaners.
- Kediler elektrikli süpürgelerden nefret eder.
- Tom is a shoulder cat.
- Tom omuzda durmayı seven bir kedi.
- I like dogs, but cats I don't like.
- Ben köpekleri severim ama kedilerden hoşlanmıyorum.
- My dog is dreaming of a cat.
- Köpeğim bir kedi hayal ediyor.
- Mary's cat is missing.
- Mary'nin kedisi kayıp.
- The cat had a ribbon around its neck.
- Kedinin boynunda bir kurdele vardı.
- She really likes cats a lot.
- O, gerçekten kedileri çok sever.
- This cat doesn't chase rats.
- Bu kedi sıçanları kovalamaz.
- I stay at home every afternoon and my cat, too.
- Ben her öğleden sonra evde kalıyorum ve benim kedim de öyle.
- Who'll look after your cat while you are away?
- Sen yokken kedine kim bakacak?
- The cat likes to sleep beside me.
- Kedi, yanımda uyumayı seviyor.
- There are cats on Mars, too.
- Mars'ta da kediler var.
- My canary was killed by a cat.
- Kanaryamı bir kedi öldürdü.
- A cat appeared from under the desk.
- Masanın altından bir kedi çıktı.
- The cat was scared by an unfamiliar noise.
- Kedi tanımadığı bir sesten korkmuştu.
- Why is my cat attacking my bathrobe?
- Kedim neden bornozuma saldırıyor?
- My younger brother named his cat Hanako.
- Küçük erkek kardeşim kedisine Hanako adını verdi.
- Under the table is a cat.
- Masanın altındaki bir kedidir.
- How often should I change the cat litter?
- Kedi tuvalet kutusunu ne sıklıkta değiştirmeliyim?
- They fight like cats and dogs.
- Kedi köpek gibi kavga ediyorlar.
- Cats dislike being wet.
- Kediler ıslak olmaktan hoşlanmazlar.
- Look at the cat.
- Kediye bak.
- Tom thought he was a cat.
- Tom kendini kedi sanıyordu.
- We have a cat and several dogs.
- Bir kedimiz ve birkaç köpeğimiz var.
- Where's the cat?
- Kedi nerede?
- The cat is eating the mouse.
- Kedi fareyi yiyor.
- There is a cat under the bed.
- Yatağın altında bir kedi var.
- There are two cats hiding under her car.
- Onun arabasının altında saklanan iki kedi var.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
- Kedi bahçede kasıla kasıla dolaşırken aniden evin içine koştu.
- Farm cats are usually feral or semi-feral.
- Çiftlik kedileri genellikle yabani ya da yarı yabani olur.
- Eva likes dogs, but not cats.
- Eva köpekleri sever ama kedileri değil.
- Marie had a cat.
- Marie'nin bir kedisi vardı.
- My dog and cat live in harmony with each other.
- Köpeğim ve kedim uyum içerisinde yaşıyorlar.
- I'm sick of cat videos.
- Kedi videolarından bıktım.
- The cat will scratch you if you provoke it.
- Eğer onu kışkırtırsan kedi seni tırmalar.
- My cat slept next to me.
- Kedim yanımda uyudu.
- The cat jumped onto the table.
- Kedi masanın üzerine atladı.
- This must be Tom's cat.
- Bu Tom'un kedisi olmalı.
- When the little boy saw the clown, the cat got his tongue.
- Küçük çocuk palyaçoyu gördüğünde, kedi onun dilini kaptı.
- We lost our cat and Tom found it for us.
- Kedimizi kaybettik ve Tom onu bizim için buldu.
- The cat is not mine.
- Kedi benim değil.
- I heard a cat miaowing.
- Bir kedi miyavlaması duydum.
- Declawing cats is forbidden in the European Union.
- Avrupa Birliği'nde kedilerin tırnaklarını sökmek yasak.
- This is a cat.
- Bu bir kedidir.
- Mary's cat needs to hiss only once, to scare away the neighbours' dogs.
- Mary'nin kedisinin komşuların köpeklerini korkutmak için sadece bir kez tıslaması gerekiyor.
- If cats could talk, what would they say?
- Kediler konuşabilseydi, ne derlerdi?
- One day, she told me that she wanted a pet cat.
- Bir gün bana evcil bir kedi istediğini söyledi.
- What is that cat doing?
- O kedi ne yapıyor?
- The cat is in its basket.
- Kedi sepetinde.
- I really don't like cats.
- Kedileri gerçekten sevmiyorum.
- Our cat is sterilized.
- Kedimiz kısırlaştırılmış.
- I used to be a cat lover.
- Eskiden kedi severdim.
- Mary was reading, with a cat sleeping beside her.
- Mary, kitap okuyordu, yanında da bir kedi uyuyordu.
- Tom doesn't have any cats.
- Tom'un hiç kedisi yok.
- Her old cat is still alive.
- Onun yaşlı kedisi hâlâ hayatta.
- I have four cats.
- Benim dört kedim var.
- When was the last time you saw that cat?
- O kediyi en son ne zaman gördün?
- All cats dream of mice.
- Tüm kediler fareleri hayal eder.
- She gave a cat some milk.
- Bir kediye biraz süt verdi.
- That cat is quite fat.
- O kedi oldukça şişman.
- The cat which you found is mine.
- Bulduğun kedi benim.
- My cat rubbed her head against my shoulder.
- Kedim başını omzuma sürttü.
- That cat doesn't like that dog.
- O kedi o köpeği sevmez.
- A cat ran after a mouse.
- Kedi, bir farenin peşinden koştu.
- Tom played with his cats.
- Tom kedileriyle oynardı.
- Tails are absent in some cats.
- Bazı kedilerin kuyrukları yoktur.
- I saw Tom kill the neighbor's cat.
- Tom'un komşunun kedisini öldürdüğünü gördüm.
- What a big cat!
- Ne büyük bir kedi!
- Tom let the cat out.
- Tom kediyi dışarı saldı.
- There is an old story about a Persian cat.
- Bir İran kedisi hakkında eski bir hikaye vardır.
- I like both cats and dogs.
- Hem kedileri hem de köpekleri severim.
- The cat curled up in front of the fire.
- Kedi ateşin önünde kıvrıldı.
- The Jacksons have three dogs and three cats.
- Jackson'ların üç köpeği ve üç kedisi var.
- Is there a cat on the table?
- Masada kedi mi var?
- The cat scratched my hand.
- Kedi elimi tırmaladı.
- Dogs have owners, but cats have staff.
- Köpeklerin sahibi, kedilerin ise hizmet edeni vardır.
- What do you need so many cats for?
- Bu kadar çok kediye neden ihtiyacınız var?
- Is that a cat?
- O bir kedi mi?
- Tom has a black cat.
- Tom'un siyah bir kedisi var.
- My cat loves catnip.
- Benim kedim kedi nanesini sever.
- He will look after the cats for me while I'm abroad.
- Ben yurtdışındayken benim için kedilere göz kulak olacak.
- Why are dogs easier to train than cats?
- Köpekleri eğitmek neden kedileri eğitmekten daha kolay?
- Tom's cat tried to catch the snowflakes.
- Tom'un kedisi kar tanelerini yakalamaya çalıştı.
- I look after a cat and a dog.
- Bir kedi ve bir köpeğe bakıyorum.
- We have two dogs, three cats, and six hens.
- Bizim iki köpek, üç kedi ve altı tavuğumuz var.
- Tom and Mary are playing with John's cat.
- Tom ve Mary, John'un kedisiyle oynuyorlar.
- Whether it's white or black, a cat that chases mice is a good cat.
- Beyaz ya da siyah olsun, fareleri kovalayan bir kedi iyi bir kedidir.
- I saw a cat chasing a dog.
- Köpek kovalayan bir kedi gördüm.
- The cat is lying on the mat.
- Kedi paspasın üzerinde yatıyor.
- The cat was playing with a live mouse.
- Kedi canlı bir fareyle oynuyordu.
- It's very difficult to find a black cat in a dark room, especially if there is no cat.
- Karanlık bir odada siyah bir kediyi bulmak çok zordur, hele odada hiç kedi yoksa.
- He has a cat and two dogs.
- Bir kedisi ve iki köpeği var.
- Do cats dream?
- Kediler rüya görür mü?
- When the cat is blind, the mouse becomes bold.
- Kedi kör olduğunda, fare cesur olur.
- My cat fought with another cat.
- Kedim başka kedi ile kavga etti.
- Is it a cat or a dog?
- Kedi mi köpek mi?
- The cat seems to want some water.
- Kedi biraz su istiyor gibi görünüyor.
- Mike likes the cat.
- Mike kediyi seviyor.
- Give that cat to us.
- O kediyi bize ver.
- You can call a cat a small tiger, and a tiger a big cat.
- Bir kediye küçük bir kaplan, bir kaplana da büyük bir kedi diyebilirsiniz.
- There is nothing that can't be accomplished by an infinite number of cats.
- Sonsuz sayıda kedinin başaramayacağı hiçbir şey yoktur.
- I'm speaking Spanish to my cat.
- Kedimle İspanyolca konuşuyorum.
- Mary lives alone except for her cat.
- Mary, kedisi dışında yalnız yaşıyor.
- My cat was the best cat in the entire world.
- Benim kedim dünyanın en iyi kedisiydi.
- Those are Tom's cats.
- Bunlar Tom'un kedileri.
- A cat is not a human being!
- Kedi insan değildir!
- They fight like cats and dogs.
- Onlar kedi köpek gibi didişirler.
- Tom took care of Mary's cats while she was in the hospital.
- Mary hastanedeyken Tom onun kedilerine baktı.
- The cat chases the squirrel.
- Kedi sincabı kovalıyor.
- The cat ran away into the room.
- Kedi odanın içine kaçtı.
- Cats don't like getting wet.
- Kediler ıslanmayı sevmezler.
- My cat likes to look through the window.
- Kedim pencereden bakmayı seviyor.
- Never feed dog food to your cat.
- Kedinize asla köpek maması yedirmeyin.
- Does a Roman cat have a Roman meow?
- Romalı bir kedinin Romalı miyavlaması olur mu?
- The cats are relaxing in the sun.
- Kediler güneşte dinleniyorlar.
- I'm a cat.
- Ben bir kediyim.
- There isn't a cat.
- Kedi falan yok.
- My cat is unemployed.
- Kedim işsiz kaldı.
- You should play with your cat more often.
- Kedinle daha sık oynaman gerekir.
- The cat ran up the tree.
- Kedi ağaca koştu.
- The cat retracted its claws.
- Kedi pençelerini geri çekti.
- We look after Tom's cat at weekends.
- Hafta sonları Tom'un kedisiyle ilgileniyoruz.
- Tom suggested a few names Mary could give her cat.
- Tom, Mary'nin kedisine verebileceği birkaç isim önerdi.
- The cat escaped.
- Kedi kaçtı.
- Tom saw a cat under his car.
- Tom arabasının altında bir kedi gördü.
- I have four cats.
- Dört kedim var.
- He is as honest as a cat when the meat is out of reach.
- Et ulaşılmaz olduğunda bir kedi kadar dürüsttür.
- It doesn't matter whether the cat is white or black; the important thing is that it can catch mice.
- Kedinin beyaz ya da siyah olması önemli değil; önemli olan fare yakalayabilmesi.
- The cat loves playing in the garden.
- Kedi bahçede oynamayı seviyor.
- We have two dogs, three cats, and six chickens.
- İki köpeğimiz, üç kedimiz ve altı tavuğumuz var.
- Why don't dogs like cats?
- Neden köpekler kedileri sevmez?
- How many cats do you have?
- Kaç tane kedin var?
- The cat is meowing on the roof.
- Kedi çatıda miyavlıyor.
- A cat was sitting on the chair.
- Sandalyenin üstünde bir kedi oturuyordu.
- Some superstitious people in America believe that if a black cat crosses your path, you'll have bad luck.
- Amerika'daki bazı batıl inançlı insanlar eğer bir kedi sizin yolunuzdan geçerse, kötü şansınız olacağına inanıyor.
- Cats and dogs yawn for different reasons.
- Kediler ve köpekler farklı nedenlerle esnerler.
- Tom has hated dogs and cats his whole life.
- Tom hayatı boyunca köpeklerden ve kedilerden nefret etti.
- Cats have a tail and four legs.
- Kedilerin bir kuyruğu ve dört bacağı vardır.
- The cat is reading a book.
- Kedi kitap okuyor.
- Harry is gentle with cats.
- Harry kedilere karşı naziktir.
- Cookie's birth assigned species is cat, but he identifies as and acts like a dog.
- Cookie'nin doğum türü kedi, ama kendini köpek olarak tanımlayıp köpek gibi davranıyor.
- Your cat is so adorable.
- Kediniz çok sevimli.
- You don’t like cats and that is untrue.
- Sen kedilerden hoşlanmıyorsun ve bu doğru değil.
- While Tom waited outside, the vet performed a four hour surgery on Mary's cat.
- Tom dışarıda beklerken, veteriner Mary'nin kedisine dört saatlik bir ameliyat yaptı.
- Apart from cats, I like animals.
- Kediler hariç, hayvanları severim.
- Open the door to let my cat in.
- Kedimin girmesi için kapıyı aç.
- I'll take care of the cat.
- Kediyle ilgileneceğim.
- The cat is hiding its claws.
- Kedi pençelerini saklıyor.
- This is the dog that chased the cat that stalked the mouse that lived in the house that Jack built.
- Bu, Jack'in inşa ettiği evde yaşayan fareyi takip eden kediyi kovalayan köpek.
- Tom fed the neighbor's cat while they were away.
- Onlar yokken Tom komşunun kedisini besledi.
- Tom played with Mary's cat.
- Tom, Mary'nin kedisiyle oynadı.
- My cat is thrilled with joy when she gets fish for dinner.
- Kedim akşam yemeği için balık aldığında sevinçten havalara uçuyor.
- The cat is a wild animal that inhabits the homes of humans.
- Kedi insanların evlerinde yaşayan vahşi bir hayvandır.
- The cat chases the squirrel.
- Kedi sincabı kovalar.
- My cat sleeps with me.
- Kedim benimle uyuyor.
- She has a cat and two dogs.
- Bir kedisi ve iki köpeği var.
- I have to take the cat to the vet today.
- Bugün kediyi veterinere götürmeliyim.
- Your cat is so adorable.
- Kedin çok sevimli.
- The cat ate the mouse.
- Kedi fareyi yedi.
- Luke's cat is missing.
- Luke'un kedisi kayıp.
- This cat is gray.
- Bu kedi gri.
- The cat is eating.
- Kedi yemek yiyor.
- I like cats more than dogs.
- Kedileri köpeklerden daha çok severim.
- This cat is unlucky.
- Bu kedi şanssız.
- The boy caught the cat by the tail.
- Çocuk kediyi kuyruğundan yakaladı.
- Has anybody seen our cat?
- Kedimizi gören oldu mu?
- If you see the cat in this picture, please call us.
- Bu resimde kediyi görürseniz, lütfen bizi arayın.
- Tom really likes cats a lot.
- Tom gerçekten kedileri çok sever.
- If one can say that a tiger is a big cat, one can also say that a cat is a small tiger.
- Eğer biri kaplan büyük bir kedidir diyebiliyorsa, biri de bir kedi küçük bir kaplandır diyebilir.
- Cats are often run over by moving vehicles.
- Kediler genellikle hareketli araçlar tarafından ezilirler.
- The cat is twenty days old.
- Kedi yirmi günlüktür.
- Mary lives alone with her cat, Tom.
- Mary, kedisi Tom'la yalnız yaşıyor.
- What is that cat doing?
- Bu kedi ne yapıyor?
- The cat maimed three squirrels.
- Kedi üç sincabı sakatladı.
- Is that your cat?
- O senin kedin mi?
- He's afraid of cats.
- O, kedilerden korkar.
- He shooed the cat.
- Kediyi kışkırttı.
- The cat is drinking your milk.
- Kedi sütünüzü içiyor.
- My brother's cat is purring non-stop.
- Kardeşimin kedisi hiç durmadan gırlıyor.
- The cat chased the mouse, but couldn't catch it.
- Kedi fareyi kovaladı ama yakalayamadı.
- When the cat is not there, the mice are dancing.
- Kedi orada olmadığında, fareler dans eder.
- There's one small cat hiding behind the car.
- Arabanın arkasında saklanan küçük bir kedi var.
- Mary took a picture of her cat with her cellphone.
- Mary cep telefonuyla kedisinin fotoğrafını çekti.
- Once upon a time, there was a cat whose name was Tango.
- Bir zamanlar, Tango adında bir kedi varmış.
- Cat cafés have started opening up all over the world.
- Dünyanın her yerinde kedi kafeler açılmaya başladı.
- Cats are silly.
- Kediler salak oluyor.
- They say curiosity killed the cat.
- Merak kediyi öldürür derler.
- A cat sat on the table.
- Masanın üzerine bir kedi oturdu.
- Was it a car or a cat I saw?
- Gördüğüm bir araba mıydı yoksa bir kedi mi?
- I'd like to have a cat.
- Bir kedim olmasını isterim.
- A cat has nine lives.
- Bir kedinin dokuz canı vardır.
- Cats kill billions of birds every year.
- Kediler her yıl milyarlarca kuşu öldürüyor.
- My pet cat died yesterday.
- Evcil kedim dün öldü.
- Take the cat to my room.
- Kediyi odama götür.
- Why is my cat attacking my bathrobe?
- Neden benim kedi, bornozuma saldırıyor?
- It is said that cats can change shape.
- Kedilerin şekil değiştirebildiği söylenir.
- Look at that cat on the roof.
- Çatıdaki şu kediye bak.
- Did you say you had a cat?
- Kedim var mı demiştin?
- I keep a female cat.
- Dişi bir kedi besliyorum.
- Don't you love cats?
- Kedileri sevmiyor musun?
- She adores cats.
- O, kedileri seviyor.
- Tom's cat has four legs.
- Tom'un kedisinin dört bacağı vardır.
- Tom likes to look at pictures of cats.
- Tom kedi resimlerine bakmayı seviyor.
- I was scratched by a cat.
- Bir kedi tarafından tırmalandım.
- I was scratched by a cat.
- Beni kedi tırmaladı.
- The cat is in the well.
- Kedi kuyuda.
- This mouse was killed by my cat.
- Bu fare benim kedim tarafından öldürüldü.
- I don't have a cat, but Tom does.
- Benim kedim yok ama Tom'un var.
- The cat purred loudly.
- Kedi yüksek sesle mırıldandı.
- The cat got through the hedge.
- Kedi çitten geçti.
- We own a dog and a cat.
- Bir köpeğe ve bir kediye sahibiz.
- The cat is chasing after the squirrel.
- Kedi sincabı kovalıyor.
- You can call a cat a small tiger, and a tiger a big cat.
- Bir kediye küçük bir kaplan ve bir kaplana büyük bir kedi diyebilirsiniz.
- My cat slept next to me.
- Kedim benim yanımda uyudu.
- The neighbor's cat spilled its cup of milk on the floor tiles.
- Komşunun kedisi süt kabını yer karolarına döktü.
- Tom knew why the cat scratched Mary.
- Tom kedinin neden Mary'yi tırmaladığını biliyordu.
- The cat is hiding under the couch.
- Kedi kanepenin altında saklanıyor.
- The cat is in the house.
- Kedi evde.
- There is a cat on the chair.
- Sandalyenin üstünde bir kedi var.
- He has a white cat.
- Beyaz bir kedisi var.
- The cats are purring.
- Kediler mırlıyor.
- The cat plays a game, but the mouse dies.
- Kedi oyun oynar ama fare ölür.
- I'm afraid of cats.
- Kedilerden korkuyorum.
- Don't forget to change the cat litter.
- Kedi tuvalet kutusunu değiştirmeyi unutma.
- Why aren't there any cats in here?
- Neden burada hiç kedi yok?
- How many cats do you guys have?
- Kaç tane kediniz var?
- The persian cat slept on the table.
- İran kedisi masada uyudu.
- He shooed the cat.
- O, kediyi kovdu.
- He had to leave his cat at home.
- Kedisini evde bırakmak zorunda kaldı.
- Cats dislike being wet.
- Kediler ıslanmaktan hoşlanmazlar.
- Has Tom got a cat?
- Tom bir kediye sahip mi?
- That cat is happy.
- O kedi mutlu.
- The cat is on the table.
- Kedi masanın üzerinde.
- There are many abandoned cats in the world.
- Dünyada çok sayıda terk edilmiş kedi var.
- The two boys lived alone with a lovely cat.
- İki oğlan, sevimli bir kediyle yalnız yaşıyordu.
- I like dogs, but cats I don't like.
- Köpekleri severim ama kedileri sevmem.
- The cat was not trying to be cruel.
- Kedi zalim olmaya çalışmıyordu.
- Better be the head of a cat than the tail of a lion.
- Aslanın kuyruğu olacağına kedinin başı ol.
- Give the cat some meat.
- Kediye biraz et ver.
- I'm giving a pill to the cat.
- Kediye bir hap veriyorum.
- That cat is so cute.
- O kedi çok şirin.
- Your cat is over there.
- Kedin orada.
- Her old cat is still alive.
- Yaşlı kedisi hala yaşıyor.
- A fat white cat sat on a wall and watched them with sleepy eyes.
- Tombul beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onları uykulu gözlerle seyretti.
- Cats have nine lives.
- Kedilerin dokuz canı vardır.
- Didn't you know that Tom has a lot cats?
- Tom'un bir sürü kedisi olduğunu bilmiyor muydun?
- A cat has a tail and four legs.
- Bir kedinin kuyruğu ve dört bacağı vardır.
- My cat is wet.
- Kedim ıslaktır.
- My cat doesn't like to get wet.
- Kedim ıslanmaktan hoşlanmaz.
- All her cats are sitting on the roof of the car.
- Onun tüm kedileri arabanın üstünde oturuyorlar.
- Since Chiro is a cat, he doesn't like lychee.
- Chiro bir kedi olduğu için liçi sevmez.
- Peter is buying a female cat.
- Peter dişi bir kedi alıyor.
- This cat is white.
- Bu kedi beyazdır.
- I seized the cat by the neck.
- Kediyi boynundan yakaladım.
- Tom has a cat.
- Tom'un bir kedisi var.
- The dog chased the cat up a tree.
- Köpek, kediyi ağacın tepesine kadar kovaladı.
- That's a picture of Tom and his cat.
- Bu Tom ve kedisinin bir fotoğrafı.
- My cat likes to look through the window.
- Kedim pencereden bakmayı sever.
- I have two dogs, three cats, and six chickens.
- İki köpeğim, üç kedim ve altı tavuğum var.
- I want that cat.
- O kediyi istiyorum.
- Maybe it was a cat.
- Belki de bir kediydi.
- Cats can climb trees, but dogs can't.
- Kediler ağaçlara tırmanabilir, ancak köpekler tırmanamaz.
- My cat wants to eat an ostrich.
- Kedim bir devekuşu yemek istiyor.
- They saw a cat climbing up the tree.
- Bir kediyi ağaca çıkarken görmüşler.
- The cat was basking in the sun.
- Kedi güneşin tadını çıkarıyordu.
- The cat which you found is mine.
- Senin bulduğun kedi benim.
- If I'm reincarnated, I want to come back as a cat.
- Reenkarne olursam, kedi olarak geri gelmek istiyorum.
- I miss my cat.
- Kedimi özlüyorum.
- My cat loves toys.
- Kedim oyuncakları sever.
- A cat dashed out of the room.
- Bir kedi odadan dışarıya hızla koştu.
- You're a good cat.
- Sen iyi bir kedisin.
- Those cats always sleep on the carpet.
- Bu kediler hep halının üzerinde uyuyor.
- There is a cat on the chair.
- Sandalyenin üzerinde bir kedi var.
- Sami and Layla's children fought like cats and dogs.
- Sami ve Layla'nın çocukları kedi köpek gibi kavga ettiler.
- Tom took care of Mary's cats while she was in Boston.
- Tom Mary Boston'dayken onun kedilerine baktı.
- A black cat is eating a white mouse.
- Siyah bir kedi beyaz bir fareyi yiyor.
- The cat was sick last week.
- Kedi geçen hafta hastaydı.
- My dog likes cats.
- Köpeğim kedileri sever.
- Did you get another cat?
- Başka bir kedi aldın mı?
- Tom rescued the cat from the flames.
- Tom kediyi alevlerden kurtardı.
- The cat is sitting on the desk.
- Kedi masanın üstünde oturuyor.
- A cat is on the table.
- Masanın üzerinde bir kedi var.
- Your cat isn't very affectionate, isn't he?
- Senin kedin çok sevecen değil, değil mi?
- Tom named his cat Mary.
- Tom kedisine "Mary" adını verdi.
- Tom shouldn't have thrown rocks at those cats.
- Tom şu kedilere taşlar atmamalıydı.
- He has a dog and six cats.
- Bir köpeği ve altı kedisi var.
- Don't tell me you sent me another cat video.
- Sakın bana başka bir kedi videosu gönderdiğini söyleme.
- Your cat isn't very affectionate, isn't he?
- Kediniz pek sevecen değil, değil mi?
- I'm a vegan, but my cat isn't.
- Ben bir veganım ama kedim değildir.
- The cat meowed.
- Kedi miyavladı.
- It is my cat.
- O benim kedim.
- There is a cat five meters from the tree.
- Ağacın beş metre uzağında bir kedi var.
- She drowned a cat.
- O bir kedi boğdu.
- A cat doesn't accept a master.
- Bir kedi, bir efendiyi kabul etmez.
- He had to leave his cat at home.
- Kedisini evde bırakmak zorundaydı.
- My cat ran away and never came back.
- Kedim kaçtı ve bir daha geri dönmedi.
- Cats like boxes.
- Kediler kutuları sever.
- Her name is Hope and she loves cats.
- Onun adı Hope ve o, kedileri sever.
- We call the cat Madonna.
- Biz kediye Madonna diyoruz.
- It's just a cat.
- Kedi işte ya.
- Tom keeps a black cat.
- Tom siyah bir kedi besliyor.
- Tom named his cat Mary.
- Tom kedisine Mary adını koydu.
- Today I have to give my cat a bath.
- Bugün kedime banyo yaptırmam gerekiyor.
- The neighbor's cats meow through the night.
- Komşunun kedileri gece boyunca miyavlıyor.
- My cat left the house and never returned.
- Kedim evden çıktı ve bir daha dönmedi.
- One of my cats is missing.
- Kedilerimden biri kayıp.
- Apart from cats, I like animals.
- Kediler dışında hayvanları severim.
- Cats catch mice.
- Kediler, fare yakalar.
- I gave the milk to the cat.
- Sütü kediye verdim.
- She strangled a cat.
- O bir kediyi boğarak öldürdü.
- Jane prefers dogs to cats.
- Jane, köpekleri kedilere tercih eder.
- Who'll take care of your cat then?
- O zaman kedinize kim bakacak?
- Did you get another cat?
- Başka bir kedi mi aldın?
- Her cat had another four kittens.
- Kedisinin dört yavrusu daha oldu.
- How many cats are there in this house?
- Bu evde kaç tane kedi var?
- The farmer's wife threw moldy bread out of kitchen window and the hungry farm cat ran out of the barn to eat it.
- Çiftçinin karısı küflenmiş ekmeği mutfak penceresinden dışarı attı ve aç çiftlik kedisi onu yemek için ahırdan dışarı koştu.
- There's more ways than one to kill a cat.
- Bir kediyi öldürmenin birden fazla yolu vardır.
- To the mouse a cat is a lion.
- Fare için bir kedi bir aslandır.
- I picked up the cat.
- Ben kediyi aldım.
- Cats are my favorite animal.
- Kediler en sevdiğim hayvanlardır.
- The cat was playing with a live mouse.
- Kedi canlı bir fare ile oynuyordu.
- Each cat has its own personality.
- Her kedinin kendine has bir kişiliği vardır.
- A cat has two ears.
- Bir kedinin iki kulağı vardır.
- When candles are out, all cats are grey.
- Mumlar söndüğünde bütün kediler gridir.
- Cats can see things even when it's dark.
- Kediler karanlıkta bile bir şeyler görebilir.
- Who'll look after your cat while you are away?
- Sen uzaktayken kedine kim bakacak?
- Her old cat is still alive.
- Eski kedisi hala yaşıyor.
- I found her cat in an empty room.
- Kedisini boş bir odada buldum.
- Tom has many cats.
- Tom'un bir sürü kedisi var.
- My cat ate a part of the rebate check.
- Kedim, indirim çekinin bir parçasını yedi.
- The cat started to scratch the carpet.
- Kedi halıyı tırmalamaya başladı.
- There are cats on Mars, too.
- Mars'ta da kediler vardır.
- Tom gave his cat to Mary.
- Tom kedisini Mary'ye verdi.
- We keep three dogs and a cat.
- Üç köpek ve bir kedi besliyoruz.
- Humans may have co-evolved with cats and dogs, and they may identify with either.
- İnsanlar kedi ve köpeklerle birlikte evrimleşmiş olabilir ve her ikisiyle de özdeşleşebilirler.
- He's got a white cat.
- Onun beyaz bir kedisi var.
- There isn't a cat in the cinema.
- Sinemada bir kedi yok.
- The cat isn't sleeping.
- Kedi uyumuyor.
- Tom opened the door to let the cat in.
- Tom kediyi içeri almak için kapıyı açtı.
- The lion and the tiger are two different species of cat.
- Aslan ve kaplan iki farklı kedi türüdür.
- The cat is under the table.
- Kedi masanın altında.
- The cat likes sitting in the chair more than I do.
- Kedi benden daha çok koltukta oturmayı sever.
- Tom is a housebroken cat.
- Tom ev kedisidir.
- Is this a cat?
- Bu bir kedi midir?
- I'm looking for my cat.
- Ben kedimi arıyorum.
- The boy grabbed the cat by the tail.
- Oğlan kediyi kuyruğundan yakaladı.
- The mouse ran and the cat ran after him.
- Fare kaçtı ve kedi de peşinden koştu.
- My dog and cat live in harmony with each other.
- Köpeğim ve kedim birbirleriyle uyum içinde yaşarlar.
- He's playing with my cat.
- O benim kedimle oynuyor.
- There was a cat on the table.
- Masanın üzerinde bir kedi vardı.
- My cat needs surgery.
- Kedimin ameliyata ihtiyacı var.
- I left the cat outside the house.
- Ben kediyi evin dışında bıraktım.
- There's a cat in the box.
- Kutunun içinde bir kedi var.
- The tongue of a cat feels rough.
- Bir kedinin dili pürüzlüdür.
- Is the cat all right?
- Kedi iyi mi?
- The cat crept toward the bird.
- Kedi kuşa doğru süründü.
- The cat is drinking your milk.
- Kedi sütünü içiyor.
- Cats hate water.
- Kediler sudan nefret eder.
- Is that cat grey?
- O kedi gri mi?
- I saw a cat running after a dog.
- Bir köpeğin peşinden koşan bir kedi gördüm.
- It's just a cat.
- Bu sadece bir kedi.
- Tom has as many cats as I do.
- Tom'un benim kadar çok kedisi var.
- A cat ran onto the field during the baseball game.
- Beyzbol maçı sırasında sahaya bir kedi girdi.
- Everybody loves my cat.
- Herkes kedimi sever.
- He will look after the cats for me while I'm abroad.
- Ben yurt dışındayken o benim için kedilere bakacak.
- Tom hated dogs and cats for his entire life.
- Tom bütün hayatı boyunca köpeklerden ve kedilerden nefret etti.
- Tom doesn't like Mary's cats.
- Tom, Mary'nin kedilerinden hoşlanmaz.
- Does Tom like cats?
- Tom kedileri sever mi?
- I prefer dogs to cats.
- Köpekleri kedilere tercih ederim.
- Don't you like cats?
- Kedileri sevmiyor musunuz?
- A fat white cat sat on a wall and watched the two of them with sleepy eyes.
- Şişman beyaz bir kedi duvarın üzerine oturmuş uykulu gözlerle ikisini izliyordu.
- Some people like cats, and others prefer dogs.
- Bazı insanlar kedileri sever ve diğerleri köpekleri tercih eder.
- My cat is sleeping on my bed.
- Kedim yatağımda uyuyor.
- Lions and tigers are called big cats.
- Aslan ve kaplanlara büyük kedi denir.
- Did you hear the cat miaowing?
- Kedinin miyavlamasını duydunuz mu?
- Is the cat on the chair or under the chair?
- Kedi sandalyenin üstünde mi altında mı?
- The cat was unimpressed.
- Kedi etkilenmemişti.
- A cat dashed out of the room.
- Bir kedi odadan dışarı fırladı.
- I have a little cat called Nina.
- Adı Nina olan küçük bir kedim var.
- A farmer between two lawyers is like a fish between two cats.
- İki avukat arasında kalan bir çiftçi, iki kedi arasında kalan bir balık gibidir.
- Tom is allergic to cats.
- Tom'un kedilere karşı alerjisi var.
- Tom and Mary fought like cat and dog.
- Tom ve Mary kedi köpek gibi dövüştüler.
- My cat killed a squirrel.
- Kedim bir sincap öldürdü.
- Do you like cats or dogs better?
- Kedileri mi yoksa köpekleri mi daha çok seversin?
- 8th August is International Cat Day.
- 8 Ağustos Uluslararası Kedi Günü.
- I don't have a cat, but Tom does.
- Benim bir kedim yok ama Tom'un var.
- We can have dogs, cats, birds, and so on.
- Köpeklerimiz, kedilerimiz, kuşlarımız falan olabilir.
- I love cats.
- Kedileri severim.
- He loved to throw the cat amongst the pigeons.
- Kediyi güvercinlerin arasına atmaya bayılırdı.
- When the cat leaves, the rat dances.
- Kedi gittiğinde, fare dans eder.
- My cat doesn't like to get wet.
- Kedim ıslanmayı sevmez.
- My cat eats like a horse.
- Kedim bir at gibi yiyor.
- A cat is lying on the sofa.
- Kanapede bir kedi yatıyor.
- I have to feed my cat.
- Kedimi beslemem lazım.
- The cat likes sitting in the chair more than I do.
- Kedi sandalyede oturmayı benden daha çok seviyor.
- Cats have pointed ears.
- Kedilerin sivri kulakları vardır.
- Jane likes dogs better than cats.
- Jane köpekleri kedilerden daha çok seviyor.
- Tom often feeds his cat dog food.
- Tom kedisini sık sık köpek mamasıyla besler.
- She has a cat.
- Onun bir kedisi var.
- I own three cats.
- Üç kedim var.
- My cat killed a squirrel.
- Kedim bir sincabı öldürdü.
- I love animals especially cats.
- Hayvanları severim, özellikle de kedileri.
- You like cats, don't you?
- Kedileri seviyorsun, değil mi?
- I don't want any more cats.
- Daha başka kedi istemem.
- The cat catches mice.
- Kedi fare yakalıyor.
- The bird that sings in the morning is caught by the cat in the evening.
- Sabah öten kuş, akşam kedi tarafından yakalanır.
- The cat slept on the table.
- Kedi masanın üzerinde uyudu.
- The dog scared the cat.
- Köpek kediyi korkuttu.
- The cat crept under the hedge.
- Kedi çitin altına girdi.
- Tom began chain-smoking after the death of Mary's cat.
- Tom, Mary'nin kedisi öldükten sonra sigara üstüne sigara içmeye başladı.
- He doesn't know that I have a cat.
- Bir kedim olduğunu bilmiyor.
- All cats are grey in the dark.
- Bütün kediler karanlıkta gridir.
- I used to be a cat lover.
- Ben bir kedi severdim.
- They already have three cats, they don't need another one.
- Zaten üç kedileri var, bir kediye daha ihtiyaçları yok.
- I am afraid of cats.
- Kedilerden korkarım.
- The cat is like a human.
- Kedi, insan gibidir.
- The house was empty, if you don't count the cat.
- Kediyi saymazsanız ev boştu.
- Why do you have so many cats?
- Neden bu kadar çok kedin var?
- While Tom waited outside, the vet performed a four hour surgery on Mary's cat.
- Tom dışarıda beklerken veteriner, Mary'nin kedisini dört saat boyunca ameliyat etti.
- Tom shouldn't have thrown rocks at those cats.
- Tom o kedilere taş atmamalıydı.
- Do you like cats or dogs better?
- Kedileri mi yoksa köpekleri mi daha çok seviyorsun?
- My cat likes my keyboard.
- Kedim klavyemden hoşlanır.
- Can cats really see in the dark?
- Kediler gerçekten karanlıkta görebilir mi?
- The cats are safe.
- Kediler güvende.
- Tom took care of Mary's cats while she was in Boston.
- Mary Boston'dayken Tom, Mary'nin kedilerine baktı.
- Do you talk to your cats?
- Kedilerinle konuşuyor musun?
- Hey Tom, isn't that your cat?
- Hey Tom, o senin kedin değil mi?
- My cat became frantic as soon as the car began to move.
- Araba hareket etmeye başlar başlamaz kedim çılgına döndü.
- The cat is sitting on the chair and looking at the meat that's lying on the kitchen table.
- Kedi sandalyede oturuyor ve mutfak masasının üzerinde duran ete bakıyor.
- Does Tom have a cat?
- Tom'un kedisi var mı?
- The cat is basking in the sun.
- Kedi güneşleniyor.
- Chase the cat from the kitchen.
- Kediyi mutfaktan kov.
- Did you give the food to the cat?
- Yemeği kediye verdin mi?
- Mary lives alone except for her cat.
- Mary kedisi dışında yalnız yaşıyor.
- Some superstitious people in America believe that if a black cat crosses your path, you'll have bad luck.
- Amerika'daki bazı batıl inançlı insanlar, yolunuza kara bir kedi çıkarsa kötü şans getireceğine inanır.
- I would rather have a cat than a dog.
- Bir köpeğim olacağına bir kedim olmasını tercih ederim.
- I like animals, for example, cats and dogs.
- Hayvanları severim, örneğin kedileri ve köpekleri.
- Henrietta doesn't like cats.
- Henrietta kedileri sevmez.
- He's afraid of cats.
- Kedilerden korkuyor.
- My cat ran away and never came back.
- Kedim kaçtı ve asla geri dönmedi.
- Do you have a cat?
- Bir kedin var mı?
- The kid threw a stone at the cat.
- Çocuk, kediye bir taş attı.
- The child threw a stone at the cat.
- Çocuk kediye bir taş fırlattı.
- Cats' eyes are very sensitive to light.
- Kedilerin gözleri ışığa karşı çok duyarlıdır.
- Why are dogs easier to train than cats?
- Köpekler neden kedilerden daha kolay eğitiliyor?
- I don't have a cat.
- Benim bir kedim yok.
- The cat on the table is sleeping.
- Masanın üstündeki kedi, uyuyor.
- My wife really hates cats.
- Karım gerçekten kedilerden nefret ediyor.
- My cats aren't sleeping under the bed any more.
- Kedilerim artık yatağın altında uyumuyor.
- Since Chiro is a cat, he doesn't like lychees.
- Chiro bir kedi olduğu için, o liçi sevmez.
- The poor cat was on the verge of starvation.
- Zavallı kedi açlıktan ölmenin eşiğindeydi.
- How many cats are there in this house?
- Bu evde kaç tane kedi vardır?
- Tigers are bigger and stronger than cats.
- Kaplanlar kedilerden daha büyük ve daha güçlüdür.
- Tom is the one that killed Mary's cat.
- Mary'nin kedisini öldüren Tom'du.
- Cats are related to tigers.
- Kediler kaplanlarla akrabadır.
- Ken has two cats.
- Ken'in iki kedisi var.
- I'm almost sure that my cat ate my hamster.
- Kedimin hamsterımı yediğinden neredeyse eminim.
- The child is stroking a cat.
- Çocuk bir kediyi okşuyor.
- Cats can see in the dark.
- Kediler, karanlıkta görebilirler.
- Cat cafés are popular in Japan.
- Kedi kafeler Japonya'da popülerdir.
- If the Earth were flat, cats would have knocked everything off it by now.
- Dünya düz olsaydı, kediler şimdiye kadar her şeyi üzerinden atmış olurdu.
- Where did you find their cat?
- Kedilerini nerede buldun?
- Cats are adorable.
- Kediler çok sevimli.
- My cat had a fight with another cat.
- Kedim başka bir kediyle kavga etti.
- It seems like the cat smelled a mouse.
- Görünüşe göre kedi bir fare kokusu almış.
- I also like cats.
- Kedileri de severim.
- My wife hates cats.
- Karım kedilerden nefret eder.
- Your site appeals to people who are interested in cats.
- Siteniz kedilere ilgi duyan insanlara hitap ediyor.
- This is me and this is my cat.
- Bu benim ve bu benim kedim.
- Mary was reading, with a cat sleeping beside her.
- Mary, yanında uyuyan bir kediyle okuyordu.
- Tom's cat had nine kittens.
- Tom'un kedisinin dokuz yavru kedisi vardı.
- A cat ran after a mouse.
- Bir kedi bir farenin peşinden koştu.
- We don't have a cat.
- Kedimiz yok.
- The cat is under the bed.
- Kedi yatağın altında.
- I'm playing with my cat.
- Kedimle oynuyorum.
- My cat died yesterday.
- Kedim dün öldü.
- Tom chased the cats out of his house.
- Tom evindeki kedileri kovaladı.
- A cat can see much better at night.
- Bir kedi gece çok daha iyi görebilir.
- Why did your cats hide under the blanket?
- Neden kedilerin battaniyenin altına saklandılar?
- My cat scratched me.
- Kedim beni tırmaladı.
- He has a cat.
- Onun bir kedisi var.
- That cat is brown.
- Kedi kahverengidir.
- He hunted for his missing cat all day.
- Bütün gün kayıp kedisini aradı.
- This cat is white.
- Bu kedi beyaz.
- Tom often feeds his cat dog food.
- Tom çoğu zaman kedisine köpek maması verir.
- My cat and dog get along.
- Kedim ve köpeğim iyi anlaşıyor.
- A cheetah is just a big cat.
- Çita sadece büyük bir kedidir.
- There is a cat under the desk.
- Masanın altında bir kedi var.
- The cat is on the table.
- Kedi masanın üstünde yatıyor.
- The missing cat has not been found yet.
- Kayıp kedi henüz bulunamadı.
- The missing cat has not been found yet.
- Kayıp kedi henüz bulunmadı.
- Girls like cats more.
- Kızlar kedileri daha çok sever.
- The cat is twenty days old.
- Kedi yirmi günlük.
- I don't like the cats.
- Kedileri sevmiyorum.
- The cat lay hidden in the bushes.
- Kedi çalıların arasına saklandı.
- The cat is basking in the sun.
- Kedi güneşin tadını çıkarıyor.
- The cat is on the rug.
- Kedi halının üstünde.
- You should see my cat now.
- Şimdi kedimi görmelisin.
- If I'm reincarnated, I want to come back as a cat.
- Eğer reenkarne olursam, bir kedi olarak geri gelmek istiyorum.
- How many cats do you guys have?
- Kaç kediniz var arkadaşlar?
- The cat caught a mouse.
- Kedi bir fare yakaladı.
- We ran after the cat.
- Biz kediyi kovaladık.
- We have a cat and a dog.
- Bizim bir kedimiz ve bir köpeğimiz var.
- No sooner had she opened the door than a cat ran out.
- Kapıyı açar açmaz bir kedi dışarı fırladı.
- All I want is your cat.
- Tek istediğim kediniz.
- Sometimes my cat acts like a dog.
- Kedim bazen köpek gibi davranıyor.
- There's a train station in Japan where the station master is a cat.
- Japonya'da istasyon şefinin kedi olduğu bir tren istasyonu var.
- I am as happy as a cat in pajamas.
- Pijamalı bir kedi kadar mutluyum.
- How can I prevent my cat from killing birds?
- Kedimin kuşları öldürmesini nasıl engelleyebilirim?
- The cat is waiting for you at home.
- Kedi evde seni bekliyor.
- Tom poured some milk from the bottle into a bowl for his cat.
- Tom kedisi için şişeden bir kaseye biraz süt döktü.
- Is this your cat?
- Bu senin kedin mi?
- I woke up with my cat's butt in my face.
- Kedimin kıçı suratıma dayanmış bir vaziyette uyandım.
- There's a cat in the box.
- Kutuda bir kedi var.
- Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
- Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar.
- My cat killed this mouse.
- Bu fareyi benim kedim öldürdü.
- Don't tell me you sent me another cat video.
- Sakın bana bir kedi videosu daha gönderdiğini söyleme.
- The cat scared me.
- Kedi beni korkuttu.
- This is the cat's fault.
- Bu kedinin suçu.
- Mary told me she didn't like cats.
- Mary bana kedileri sevmediğini söyledi.
- Your cat is black.
- Kediniz siyahtır.
- There's a cat in my house.
- Evimde bir kedi var.
- I found the lost cat that its owner had been looking for for a long time.
- Sahibinin uzun süredir aradığı kayıp kediyi buldum.
- How small your cat is!
- Senin kedin ne kadar da küçük!
- This is not a cat, it's a dog.
- Bu bir kedi değil, bu bir köpek.
- Do you like cats?
- Kedileri sever misin?
- Ken keeps two cats.
- Ken iki kedi besliyor.
- This is my cat.
- Bu benim kedimdir.
- This mouse was killed by my cat.
- Bu fareyi kedim öldürdü.
- The cat is in the bag.
- Kedi çantada.
- Look at that cat.
- Şu kediye bak.
- Her eyes remind me of a cat.
- Gözleri bana bir kediyi hatırlatıyor.
- A cat appeared from behind the curtain.
- Perdenin arkasından bir kedi göründü.
- Our children like dogs, but I prefer cats.
- Çocuklarımız köpekleri seviyor ama ben kedileri tercih ediyorum.
- A farm cat slept on the wooden fence in the rare October sunlight.
- Bir çiftlik kedisi, Ekim ayının nadir güneş ışığında tahta çitin üzerinde uyuyordu.
- Dogs have owners, but cats have staff.
- Köpeklerin sahipleri vardır, ama kedilerin çalışanları vardır.
- Is this a cat?
- Bu bir kedi mi?
- The cat is like a human.
- Kedi insan gibidir.
- The cat is destroying this couch.
- Kedi bu kanepeyi mahvediyor.
- Your cat needs to eat more.
- Kedinizin daha çok yemesi lazım.
- This is a story about a cat.
- Bu hikaye bir kedi hakkındadır.
- The cat ran right in front of the bus and was run over.
- Kedi otobüsün önüne koştu ve ezildi.
- This cat is, so to speak, a member of our family.
- Bu kedi, tabiri caizse, ailemizin bir üyesi.
- This cat is not ours.
- Bu kedi bizim değil.
- If everyone watched at least one cat video a day, the world would be a better place.
- Herkes günde en az bir kedi videosu izlese dünya daha güzel bir yer olur.
- This is not a cat, it's a dog.
- Bu bir kedi değil, bir köpek.
- Tom could hear the cat scratching the door.
- Tom kedinin kapıyı tırmaladığını duyabiliyordu.
- Is that a cat?
- Bu bir kedi mi?
- She loves cats.
- Kedileri çok sever.
- The cat is sleeping on the table.
- Kedi masanın üstünde uyuyor.
- We saw a pregnant cat near the casino entrance.
- Kumarhane girişinin yakınında hamile bir kedi gördük.
- He has one dog and six cats.
- Onun bir köpeği ve altı kedisi var.
- Do we have to have our cat neutered?
- Biz kedimizi kısırlaştırmak zorunda mıyız?
- It's the story of a boy, a girl, and a cat.
- O, bir oğlan, bir kız ve bir kedinin hikayesi.
- The cat was killed by the dog.
- Kedi köpek tarafından öldürüldü.
- This cat is very fat.
- Bu kedi çok şişman.
- A cat has a tail and four legs.
- Bir kedinin bir kuyruğu ve dört bacağı var.
- Do we have to have our cat spayed?
- Kedimizi kısırlaştırmak zorunda mıyız?
- I have five cats.
- Beş kedim var.
- The cat climbed up the roof of my house by himself.
- Kedi tek başına evimin çatısına tırmandı.
- Tom let the cat out of the bag.
- Tom kedinin çantadan çıkmasına izin verdi.
- We found a poor little cat in the yard.
- Avluda zavallı küçük bir kedi bulduk.
- A dog was running after a cat.
- Bir köpek, bir kediyi kovalıyordu.
- Where is the cat?
- Kedi nerede?
- I would rather have a cat than a dog.
- Bir köpeğe sahip olmaktansa bir kediye sahip olmayı tercih ederim.
- The cat is sleeping on the chair.
- Kedi sandalyenin üzerinde uyuyor.
- This cat is Tom's.
- Bu kedi Tom'unki.
- I don't like cats.
- Ben kedilerden hoşlanmam.
- We know that he was playing like a cat with a mouse.
- Onun bir kedinin bir fareyle oynadığı gibi oynadığını biliyoruz.
- I didn't know Tom had a cat.
- Tom'un bir kedisi olduğunu bilmiyordum.
- He only eats fish because he's a cat.
- O bir kedi olduğu için sadece balık yer.
- Those cats always sleep on the carpet.
- Bu kediler hep halının üzerinde uyur.
- I love both cats and dogs.
- Hem kedileri hem de köpekleri severim.
- She drowned a cat.
- Bir kediyi boğmuş.
- Is Cookie a dog or a cat?
- Cookie bir köpek mi yoksa bir kedi mi?
- Your cat doesn't want to climb off my desk.
- Kedin masamdan inmek istemiyor.
- Horses are bigger than dogs, but cats are smaller than dogs.
- Atlar köpeklerden büyüktür ama kediler köpeklerden küçüktür.
- I have a cat and a dog.
- Benim bir kedim ve bir köpeğim var.
- I have two dogs, three cats, and six chickens.
- Benim iki köpek, üç kedi ve altı tavuğum var.
- This cat doesn't chase rats.
- Bu kedi fareleri kovalamıyor.
- Tom was born the same day as his cat.
- Tom kedisiyle aynı gün doğdu.
- Tom is afraid of cats, isn't he?
- Tom kedilerden korkuyor, değil mi?
- This is the biggest cat that I've ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük kedi.
- My cat barks.
- Kedim havlıyor.
- Young tigers resemble cats.
- Genç kaplanlar kedilere benzerler.
- The cat is very beautiful.
- Kedi çok güzel.
- Tom loves cats.
- Tom kedileri sever.
- The cat is hiding its claws.
- Kedi, pençelerini saklıyor.
- What a cute cat!
- Ne sevimli bir kedi!
- Why is your cat so big?
- Kedin neden bu kadar büyük?
- A cat is not human.
- Bir kedi insan değildir.
- That would be a good name for a cat.
- Bir kedi için iyi bir isim olurdu.
- Tom's cat snuggled against his leg.
- Tom'un kedisi bacağına sokuldu.
- The house was empty except for a cat.
- Ev bir kedi dışında boştu.
- My cat catches birds.
- Kedim kuşları yakalıyor.
- The cat was lying stretched out at full length in the sunlight streaming through the window.
- Kedi, pencereden giren güneş ışığında boylu boyunca uzanmış yatıyordu.
- Mary told me she didn't like cats.
- Mary bana kedilerden hoşlanmadığını söyledi.
- That's not a cat.
- O bir kedi değil.
- Do you think my cat and your pet rat will get along well together?
- Sence benim kedim ve senin faren iyi anlaşabilir mi?
- Cats don't like water.
- Kediler suyu sevmez.
- If one can say that a tiger is a big cat, one can also say that a cat is a small tiger.
- Bir kaplanın büyük bir kedi olduğu söylenebilirse, bir kedinin küçük bir kaplan olduğu da söylenebilir.
- It is a cat.
- Bu bir kedi.
- Since Chiro is a cat, he doesn't like lychees.
- Chiro bir kedi olduğu için liçi sevmez.
- Mary took a picture of her cat with her cellphone.
- Mary cep telefonuyla kedisinin resmini çekti.
- Tom has two cats.
- Tom'un iki kedisi var.
- Do you talk to your cats?
- Kedilerinle konuşur musun?
- The cat dug its claws into my hand.
- Kedi patilerini elime geçirdi.
- My cat is hiding under the stove.
- Kedim ocağın altında saklanıyor.
- Your cat is driving me crazy.
- Senin kedin beni deli ediyor.
- He has two cats.
- İki kedisi var.
- There wasn't any cat there.
- Burada hiç kedi yoktu.
- I let in the cat.
- Kediyi içeri aldım.
- He likes these cats.
- Bu kedileri seviyor.
- He was willing to care for that cat.
- O kediye bakmak için istekliydi.
- Stop hitting the cat!
- Kediye vurmayı kes!
- Cat got your tongue?
- Dilini kedi mi yuttu?
- The hungry cat kept meowing outside the window.
- Aç kedi pencerenin dışında miyavlamaya devam etti.
- Tom doesn't have either a cat or a dog.
- Tom'un ne kedisi ne de köpeği var.
- A cat was sharpening its claws against a post.
- Bir kedi pençelerini bir direğe sürterek sivriltiyordu.
- A cat jumped onto the chair and lay motionless.
- Bir kedi sandalyenin üzerine atladı ve hareketsiz yattı.
- Cats are adorable.
- Kediler çok güzel.
- Did your cat die?
- Kedin öldü mü?
- Tom's dog killed Mary's cat.
- Tom'un köpeği Mary'nin kedisini öldürdü.
- He's playing with my cat.
- Kedimle oynuyor.
- The cat sprang at the bird.
- Kedi kuşun üzerine atladı.
- Has Tom got a cat?
- Tom'un kedisi var mı?
- I keep a cat and a dog.
- Bir kedi ve bir köpek besliyorum.
- Cats almost always land on their feet.
- Kediler neredeyse her zaman ayaklarının üzerine düşerler.
- The cat pressed its nose against the window.
- Kedi burnunu pencereye dayadı.
- The cat likes mice; I don’t like them.
- Kedi fareleri sever; ben sevmem.
- I'm a huge fan of cat videos.
- Kedi videolarının büyük bir hayranıyım.
- I play with my cat.
- Kedimle oynarım.
- Poinsettias are poisonous to cats and dogs.
- Atatürk çiçekleri kedi ve köpekler için zehirlidir.
- Tom's cat brought him a dead bird as a present.
- Tom'un kedisi hediye olarak ona ölü bir kuş getirdi.
- Where is the cat sleeping?
- Kedi nerede uyuyor?
- Dan got a lucky cat figurine from a co-worker for his birthday.
- Dan doğum günü için bir iş arkadaşından şanslı bir kedi heykelciği aldı.
- Your cat entered into my car and peed there.
- Kedi arabama girip oraya işedi.
- Tom poured some milk into a bowl for his cat.
- Tom kedisi için bir kaseye biraz süt döktü.
- I have a little cat called Nina.
- Nina adında küçük bir kedim var.
- That's my cat.
- Bu benim kedimdir.
- The cat jumps on top of the table.
- Kedi masanın üstüne atlıyor.
- My dog and my cat get along fine.
- Köpeğim ve kedim iyi anlaşıyor.
- The cat hissed at them.
- Kedi onlara tısladı.
- The neighbor's cat loves our garden.
- Komşunun kedisi bizim bahçeyi seviyor.
- I wouldn't let Tom near my cats.
- Tom'u kedilerimin yanında bırakmam.
- Her cat is so adorable.
- Onun kedisi çok sevimli.
- Fuck, I just bought a new rug and the cat already puked on it.
- Kahretsin, yeni bir halı aldım ve kedi çoktan üzerine kustu.
- The dogs, the cats, and the horses are animals.
- Köpekler, kediler ve atlar birer hayvandır.
- The persian cat slept on the table.
- İran kedisi masanın üzerinde uyudu.
- Has your cat ever scratched anyone?
- Kedinin birini tırmaladığı oldu mu hiç?
- How can I prevent my cat from killing birds?
- Kedimin kuşları öldürmesini nasıl önleyebilirim?
- We used to have a cat, but one day it disappeared.
- Eskiden bir kedimiz vardı ama bir gün ortadan kayboldu.
- What's your cat's name?
- Kedinin adı nedir?
- I like your cat, but it doesn't like me.
- Kedini seviyorum ama o beni sevmiyor.
- How old is your cat?
- Kedin kaç yaşında?
- I don't like cats.
- Kedileri sevmem.
- Cats have pointed ears.
- Kedilerin sivri kulakları var.
- My cat is hiding under the stove.
- Kedim sobanın altında saklanıyor.
- He owns one cat and two dogs.
- Onun bir kedisi ve iki köpeği var.
- Cats are natural hunters.
- Kediler doğal avcılardır.
- Whose cats are these?
- Bu kediler kimin?
- My father does not allow me to have a cat.
- Babam kedi sahibi olmama izin vermiyor.
- Tom hid under the bed with the cat.
- Tom kediyle birlikte yatağın altına saklandı.
- If everyone watched at least one cat video a day, the world would be a better place.
- Herkes günde en az bir tane kedi videosu izleseydi, dünya daha iyi bir yer olurdu.
- Has your cat ever scratched anyone?
- Kediniz hiç birini tırmaladı mı?
- The cat is in the box.
- Kedi kutunun içinde.
- Tom has as many cats as I do.
- Tom'un da benim kadar kedisi var.
- He played with his cat.
- O, kedisiyle oynadı.
- This cat adopted us.
- Bu kedi bizi evlat edindi.
- They have two cats.
- Onların iki kedisi var.
- You don’t like cats and that is untrue.
- Kedileri sevmiyorsun ve bu doğru değil.
- I own one dog and one cat.
- Bir köpeğim ve bir kedim var.
- Modern cats don't eat mice.
- Modern kediler fare yemez.
- A cat sleeps on a chair.
- Bir kedi, bir sandalyenin üstünde uyuyor.
- The cat is adorable.
- Kedi çok sevimli.
- He keeps two cats.
- İki kedi besliyor.
- The cats are relaxing in the sun.
- Kediler güneşin altında dinleniyorlar.
- Tom saw a cat under his car.
- Tom arabasının altında bir kedi görmüş.
- When did that fat cat eat the little yellow bird?
- O şişman kedi küçük sarı kuşu ne zaman yedi?
- That black dog is looking at that white cat.
- O siyah köpek, o beyaz kediye bakıyor.
- The cat waited in front of the mousehole for over ten minutes.
- Kedi, fare deliğinin önünde on dakikayı aşkın bekledi.
- On this street there is a cat for every person.
- Bu sokakta her insan için bir kedi var.
- Cats do this when they want something.
- Kediler bir şey istediklerinde bunu yaparlar.
- My cat is following me.
- Kedim beni takip ediyor.
- The cat can't do that.
- Kedi bunu yapamaz.
- A cat has been on the table.
- Bir kedi masadaydı.
- To the mouse a cat is a lion.
- Fare için kedi aslandır.
- I own one cat.
- Bir kedim var.
- The cat is under the chair.
- Kedi sandalyenin altında.
- The brave mouse chased the cat.
- Cesur fare kediyi kovaladı.
- It is said that cats can change shape.
- Kedilerin şekil değiştirebildikleri söylenir.
- My cat fought with another cat.
- Kedim başka bir kediyle kavga etti.
- We see the same behaviour in cats and dogs.
- Aynı davranışı kedi ve köpeklerde de görüyoruz.
- It seems like the cat caught the scent of a mouse.
- Görünüşe göre kedi bir farenin kokusunu almış.
- A bird was caught by a cat.
- Bir kuş, bir kedi tarafından yakalandı.
- The cat waited in front of the mousehole for over ten minutes.
- Kedi on dakikadan fazla fare deliğinin önünde bekledi.
- Tom said he didn't have as many cats as Mary does.
- Tom, Mary kadar çok kedisi olmadığını söyledi.
- This is why I dislike cats.
- İşte bu yüzden kedilerden hoşlanmıyorum.
- A cat is a miniature lion that loves mice, hates dogs and tolerates humans.
- Bir kedi; fareleri seven, köpeklerden nefret eden ve insanlara tahammül eden minyatür bir aslandır.
- Some people like cats, others prefer dogs.
- Bazı insanlar kedileri sever, diğerleri köpekleri tercih eder.
- Don't step on the cat.
- Kedinin üstüne basma.
- The cat sat on the table.
- Kedi masanın üzerine oturdu.
- Does Tom still like cats?
- Tom hala kedileri seviyor mu?
- When the cat is not there, the mice are dancing.
- Kedi orada olmadığında fareler dans ediyor.
- Look, there's a cat on the roof.
- Bak, çatıda bir kedi var.
- This cat is as big as that one.
- Bu kedi de onun kadar büyük.
- Our cat is in the kitchen.
- Kedimiz mutfakta.
- Cat eats bread.
- Kedi ekmek yer.
- Tom drowned his neighbor's cat.
- Tom komşusunun kedisini boğmuş.
- Are there some cats on the desks?
- Masaların üzerinde kediler var mı?
- Tom poured some milk into a bowl for his cat.
- Tom kedisi için bir kaseye biraz süt koydu.
- Cats don't eat bananas.
- Kediler muz yemez.
- On the internet, nobody knows you're a cat.
- İnternette kimse senin kedi olduğunu bilmiyor.
- Mary doesn't understand why Tom chose a cat as his online avatar.
- Mary, Tom'un çevrimiçi avatarı olarak neden bir kedi seçtiğini anlamıyor.
- The cat hid among the branches.
- Kedi dalların arasına saklandı.
- Tom saw the cat.
- Tom, kediyi gördü.
- This is my cat.
- Bu benim kedim.
- A cat abhors a vacuum.
- Kedi elektrik süpürgesinden nefret eder.
- The cat purred loudly.
- Kedi yüksek sesle mırıldadı.
- Tom offered to feed my cat while I was out of town.
- Tom ben şehir dışındayken kedimi beslemeyi önerdi.
- That cat is so cute.
- Bu kedi çok tatlı.
- Your site appeals to people who are interested in cats.
- Siteniz kedilerle ilgilenen insanlara hitap ediyor.
- Let's name our cat Cookie.
- Kedimize Cookie adını verelim.
- The cats are curious about the red dot on the wall.
- Kediler duvardaki kırmızı noktayı merak ediyorlar.
- The house was empty except for a cat.
- Bir kedi haricinde ev boştu.
- Jane likes dogs better than cats.
- Jane köpekleri kedilerden daha çok sever.
- My father does not allow me to have a cat.
- Babam bir kedim olmasına izin vermiyor.
- She really likes cats a lot.
- Kedileri gerçekten çok sever.
- Have you ever seen a cat who can play Mozart?
- Hiç Mozart çalabilen bir kedi gördün mü?
- I rescued the cat.
- Kediyi kurtardım.
- The cat is on the roof.
- Kedi çatıda.
- They named their cats Tom and Jerry.
- Onlar kedilerine Tom ve Jerry adını verdiler.
- Tom drowned his neighbor's cat.
- Tom komşusunun kedisini boğdu.
- The cat meows.
- Kedi miyavlıyor.
- I don't like cats very much.
- Kedileri pek sevmem.
- Was it a car or a cat I saw?
- Gördüğüm bir araba mıydı yoksa bir kedi miydi?
- I have to take the cat to the vet today.
- Kediyi bugün veterinere götürmek zorundayım.
- My cat got stuck up a tree.
- Kedim ağaçta mahsur kaldı.
- As soon as she opened the door, a cat ran out.
- Kapıyı açar açmaz, bir kedi dışarı koştu.
- She has a white cat.
- Beyaz bir kedisi var.
- The cat climbed up the tree.
- Kedi ağaca tırmandı.
- My cat is happy.
- Kedim mutlu.
- This is me and this is my cat.
- Bu benim ve bu da kedim.
- All the villagers went into the mountains to look for a missing cat.
- Bütün köylüler kayıp bir kediyi aramak için dağlara gittiler.
- Who'll take care of your cat then?
- Kedine kim bakacak o zaman?
- The cat crept under the hedge.
- Kedi çitin altında süründü.
- A cat has been on the table.
- Masada bir kedi vardı.
- My cats love me.
- Kedilerim beni seviyor.
- Tom knew Mary had more than one cat.
- Tom, Mary'nin birden fazla kedisi olduğunu biliyordu.
- He's got a white cat.
- Beyaz bir kedisi var.
- A cat doesn't accept a master.
- Bir kedi efendi kabul etmez.
- Where could the cat be?
- Kedi nerede olabilir?
- Have you ever put your cat into a cage?
- Sen hiç kedini kafese koydun mu?
- I hate his cat.
- Onun kedisinden nefret ederim.
- Tom bought a cat toy for his cat.
- Tom kedisine oyuncak aldı.
- Tom likes cats.
- Tom kedileri sever.
- Your cat is over there.
- Sizin kediniz orada.
- Cats like catnip.
- Kediler kedi nanesini sever.
- The poor cat was on the verge of starvation.
- Zavallı kedi neredeyse açlıktan ölmek üzereydi.
- There isn't a cat.
- Kedi yok.
- This cat is brown-colored.
- Bu kedi kahverengi renkli.
- He is afraid of cats.
- O, kedilerden korkar.
- Mary lives alone with her cat.
- Mary kedisiyle beraber yalnız yaşıyor.
- Jack has a cat under his arm.
- Jack'in kolunun altında bir kedi var.
- Because dogs are more faithful than cats.
- Çünkü köpekler, kedilerden daha sadıktırlar.
- I hate that cat.
- O kediden nefret ediyorum.
- A fat white cat sat on a wall and watched the two of them with sleepy eyes.
- Şişman beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onların ikisini uykulu gözlerle izledi.
- The cat ran right in front of the bus and was run over.
- Kedi otobüsün önüne doğru koştu ve ezildi.
- Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
- Genel olarak konuşursak, köpekler kedilerden daha sadıktır.
- I don't have two cats.
- Benim iki kedim yok.
- You should not change the cat litter box if you're pregnant.
- Hamile iseniz kedi tuvalet kutusunu değiştirmemelisiniz.
- You have three cats.
- Senin üç kedin var.
- Meg has a cat as a pet.
- Meg'in evcil bir kedisi var.
- Cats don't have owners, they have staff.
- Kedilerin sahipleri yoktur, personeli vardır.
- The mouse was killed by the cat.
- Fare kedi tarafından öldürüldü.
- The cat is on the mat.
- Kedi paspasın üstünde.
- Cats can see in the dark.
- Kediler, karanlıkta görebilir.
- Tom doesn't know that I have a cat.
- Tom bir kedim olduğunu bilmiyor.
- They fight like cat and dog.
- Kedi köpek gibi kavga ediyorlar.
- No sooner had she opened the door than a cat ran out.
- O, kapıyı açar açmaz bir kedi dışarı kaçtı.
- The cat is under the table.
- Kedi masanın altındadır.
- You should play with your cat more often.
- Kedinle daha sık oynamalısın.
- The cat is brown.
- Kedi kahverengi.
- Cats of that breed have no tail.
- Bu cins kedilerin kuyruğu yoktur.
- Tom thought Mary didn't like cats.
- Tom, Mary'nin kedileri sevmediğini düşünüyordu.
- My cat likes to roam at night.
- Kedim geceleri dolaşmaktan hoşlanır.
- Tom is a shoulder cat.
- Tom bir omuz kedisi.
- The cats are afraid of water.
- Kediler sudan korkuyor.
- Tom wants a cat.
- Tom bir kedi istiyor.
- Tom wants a cat.
- Tom bir kedi ister.
- A cat abhors a vacuum.
- Bir kedi boşluktan nefret eder.
- I'm scared of cats.
- Kedilerden korkuyorum.
- On the table there was a cat.
- Masanın üzerinde bir kedi vardı.
- Tom said he didn't like cats.
- Tom kedilerden hoşlanmadığını söyledi.
- Is the cat on or under the chair?
- Kedi sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?
- Cats sometimes chew on plants.
- Kediler bazen bitkileri çiğnerler.
- If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
- Eğer fare çok yükseğe sıçrarsa, kedi tarafından yakalanır.
- It's the story of a boy, a girl, and a cat.
- Bir oğlan, bir kız ve bir kedinin hikayesi.
- Tom is afraid of cats.
- Tom kedilerden korkuyor.
- What is the cat up to?
- Kedi neyin peşinde?
- He pushed the cat into the swimming pool.
- O, kediyi yüzme havuzuna itti.
- My cat is hungry.
- Benim kedim aç.
- There's more than one way to skin a cat.
- Bir kedinin derisini yüzmenin birden fazla yolu vardır.
- Dan carefully lifted the badly decayed body of the cat.
- Dan kedinin kötü biçimde çürümüş cesedini dikkatle kaldırdı.
- I picked up the cat.
- Kediyi kucağıma aldım.
- Who'll take care of your cat then?
- O zaman kedine kim bakacak?
- The big white dog looks at that cat.
- Büyük beyaz köpek o kediye bakıyor.
- Why is the cat scared of the doll?
- Kedi neden oyuncak bebekten korkuyor?
- Tom stroked the cat's head.
- Tom kedinin başını okşadı.
- My cat will love this.
- Benim kedim bunu sevecek.
- She has a white cat.
- Onun beyaz bir kedisi var.
- I like your cat.
- Kedini sevdim.
- I'm a vegan, but my cat isn't.
- Ben veganım ama kedim değil.
- My cats will love this.
- Kedilerim bunu sevecek.
- Tom let the cat in.
- Tom kediyi içeri aldı.
- I took care of Tom's cat.
- Tom'un kedisine ben baktım.
- A cornered rat will bite a cat.
- Kıstırılmış bir sıçan bir kediyi ısırır.
- She scared the cat away.
- Kediyi ürkütüp kaçırdı.
- Mary took a picture of her cat and sent it to Tom.
- Mary kedisinin resmini çekti ve Tom'a gönderdi.
- The cat licked Tom.
- Kedi Tom'u yaladı.
- The cat has hidden under the bench.
- Kedi bankın altına saklandı.
- Cats are not human.
- Kediler insan değildir.
- The mouse hid from the cat.
- Fare kediden saklandı.
- The cat is reading a book.
- Kedi bir kitap okuyor.
- Cats almost always land on their feet.
- Kediler neredeyse her zaman ayaklarının üzerine düşer.
- The quiet cat caught the mouse.
- Sessiz kedi fareyi yakaladı.
- This is a story about a cat.
- Bu bir kedi hakkında bir öyküdür.
- A cat is on the table.
- Masanın üstünde bir kedi var.
- Mike likes the cat.
- Mike kedi sever.
- My cat has cancer.
- Kedim kanser oldu.
- A cat is lying on the sofa.
- Bir kedi kanepede yatıyor.
- The cat on the table is sleeping.
- Masadaki kedi, uyuyor.
- The cat caught me by surprise!
- Kedi beni gafil avladı!
- We own a dog and a cat.
- Bir köpeğimiz ve bir kedimiz var.
- Tom has a dog and three cats.
- Tom'un bir köpeği ve üç kedisi var.
- Mice are the dream of all cats.
- Fareler bütün kedilerin rüyasıdır.
- Your cat is black.
- Kedin siyahtır.
- She is afraid of cats.
- Kedilerden korkuyor.
- The cat is lying under the table.
- Kedi masanın altında yatıyor.
- Cats hate to get wet.
- Kediler ıslanmaktan nefret eder.
- Tom stroked the cat's head.
- Tom kedinin kafasını okşadı.
- A cat was sleeping in the bass drum.
- Bas davulda bir kedi uyuyordu.
- Are there some cats on the desks?
- Masada kedi var mı?
- The cat is eating the small mouse.
- Kedi küçük fareyi yiyor.
- The dog bit the cat on the tail.
- Köpek kediyi kuyruğundan ısırdı.
- The dog and the cat are sleeping together in a basket.
- Köpek ve kedi bir sepetin içinde birlikte uyuyorlar.
- There's a cat on the desk.
- Masanın üzerinde bir kedi var.
- Is that your cat?
- Bu senin kedin mi?
- Tom is allergic to cats.
- Tom'un kedilere alerjisi var.
- I heard a cat miaowing.
- Bir kedinin miyavladığını duydum.
- It is said that cats can change shape.
- Kedilerin şekil değiştirebildikleri söylenilmektedir.
- That cat is brown.
- Bu kedi kahverengi.
- Cats are active at night.
- Kediler geceleri aktiftir.
- What is this cat doing?
- Bu kedi ne yapıyor?
- The cat did not have evil intentions.
- Kedinin kötü niyetleri yoktu.
- The cat likes to sleep beside me.
- Kedi, yanımda uyumayı sever.
- A dog runs after a cat, and the cat after a mouse.
- Bir köpek bir kedinin peşinden koşuyor, kedi de bir farenin.
- Horses are bigger than dogs, but cats are smaller than dogs.
- Atlar köpeklerden daha büyüktür ama kediler köpeklerden daha küçüktür.
- The cat likes to play in the garden.
- Kedi bahçede oynamaktan hoşlanıyor.
- Jack keeps a cat and a parrot at home.
- Jack, evde bir kedi ve bir papağan besliyor.
- Tom and Mary fought like cat and dog.
- Tom ve Mary kedi köpek gibi kavga ediyorlardı.
- Tom hid under the bed with the cat.
- Tom kediyle yatağın altına saklandı.
- I woke up with my cat's butt in my face.
- Kedimin poposu yüzümde uyandım.
- How many cats does Tom have?
- Tom'un kaç kedisi var?
- They named their cats Tom and Jerry.
- Kedilerine Tom ve Jerry adını verdiler.
- Has anybody seen our cat?
- Kimse kedimizi gördü mü?
- This is a picture of Tom and his cat.
- Bu Tom ve kedisinin bir fotoğrafı.
- I like the cats but the chicken is better.
- Ben kedileri severim ama tavuk daha iyidir.
- Tom is afraid of cats.
- Tom kedilerden korkar.
- I'm in the middle of playing with my cat.
- Kedimle oynamanın tam ortasındayım.
- No, it is not a cat.
- Hayır, o bir kedi değil.
- We found a poor little cat in the yard.
- Bahçede zavallı küçük bir kedi bulduk.
- Tom prefers the company of cats and books over people.
- Tom kedileri ve kitapları insanlara tercih eder.
- Under the table is a cat.
- Masanın altında bir kedi var.
- Cats don't like to get wet.
- Kediler ıslanmaktan hoşlanmazlar.
- The child threw a stone at the cat.
- Çocuk kediye bir taş attı.
- Tom painted his son's bedroom with images of dogs and cats.
- Tom oğlunun yatak odasını köpek ve kedi resimleriyle boyadı.
- I own one cat and one dog.
- Bir kedim ve bir köpeğim var.
- Did you say you had a cat?
- Sen bir kedin olduğunu söyledin mi?
- The cat got through the hedge.
- Kedi çitlerin arasından geçti.
- Tom is looking for his cat.
- Tom kedisini arıyor.
- Is it just me or is there a cat there?
- Bana mı öyle geliyor yoksa orada bir kedi mi var?
- This cat is Tom's.
- Bu kedi Tom'un.
- I had a cat.
- Benim bir kedim vardı.
- That person thinks that my cat lives on the tree.
- O kişi kedimin ağaçta yaşadığını düşünüyor.
- The cat crossed the street.
- Kedi caddeyi geçti.
- Tom keeps the ashes of his cat in an urn.
- Tom kedisinin küllerini bir vazoda saklıyor.
- There are two cats sleeping on the bed.
- Yatakta uyuyan iki kedi var.
- Mary asked if the cat had drunk all of the milk.
- Mary kedinin tüm sütü içip içmediğini sordu.
- This cat is Tom's.
- Bu Tom'un kedisi.
- The cat was not impressed.
- Kedi etkilenmedi.
- The cat went through a gap in the fence.
- Kedi çitteki bir boşluktan geçti.
- There was once a cat whose name was Tango.
- Bir zamanlar adı Tango olan bir kedi varmış.
- As soon as she opened the door, a cat ran out.
- O kapıyı açar açmaz bir kedi dışarı kaçtı.
- That cat is quite fat.
- Bu kedi oldukça şişman.
- My cat is missing.
- Benim kedim kayıp.
- My cat purrs with pleasure when I pet it.
- Kedim onu sevdiğimde zevkle mırlıyor.
- I gave the milk to the cat.
- Ben kediye süt verdim.
- Tom has hated dogs and cats his whole life.
- Tom tüm hayatı boyunca köpeklerden ve kedilerden nefret etti.
- My cat likes it when I scratch her behind the ears.
- Kedim kulaklarının arkasını kaşımamdan hoşlanıyor.
- The cat is sleeping on the table.
- Kedi masanın üzerinde uyuyor.
- There is a cat in the meeting room.
- Toplantı odasında bir kedi var.
- He pushed the cat into the swimming pool.
- Kediyi yüzme havuzuna itti.
- My cat sleeps all day.
- Kedim bütün gün uyur.
- Don't pick up the cat.
- Kediyi kucağına alma.
- The cat sat on the mat.
- Kedi paspasın üzerine oturdu.
- Cats are my favorite animal.
- Kediler benim en sevdiğim hayvanlardır.
- Whether it's white or black, a cat that chases mice is a good cat.
- İster beyaz ister siyah olsun, fareleri kovalayan bir kedi iyi bir kedidir.
- Cats are smarter than you think.
- Kediler düşündüğünüzden daha akıllı.
- Your cat is fat.
- Kedin şişman.
- She gave a cat some milk.
- Kediye biraz süt verdi.
- We haven't found the lost cat yet.
- Kayıp kediyi henüz bulamadık.
- Once upon a time, there was a cat whose name was Tango.
- Bir zamanlar adı Tango olan bir kedi varmış.
- A farm cat slept on the wooden fence in the rare October sunlight.
- Nadir ekim güneşi ışığında ahşap çitte bir çiftlik kedisi yatıyordu.
- Tom's cat was carried away by a tornado.
- Tom'un kedisini bir kasırga alıp götürdü.
- There's more ways than one to kill a cat.
- Bir kediyi öldürmenin birden fazla yolu var.
- The cat jumped in surprise.
- Kedi şaşırarak atladı.
- Cats are smart.
- Kediler akıllıdır.
- My cat wants to eat an ostrich.
- Kedim devekuşu yemek istiyor.
- My pet cat died yesterday.
- Benim evcil kedim dün öldü.
- I'm a cat person.
- Kediciyimdir.
- He doesn't know that I have a cat.
- Kedim olduğunu bilmiyor.
- I play with my cat.
- Kedimle oynuyorum.
- They saw a cat climbing up the tree.
- Bir kedinin ağaca tırmandığını gördüler.
- The neighbor's cat loves our garden.
- Komşumuzun kedisi bahçemizi çok seviyor.
- I really love cats.
- Kedileri çok severim.
- Because dogs are more faithful than cats.
- Çünkü köpekler kedilerden daha sadıktır.
- She loves cats.
- O kedileri seviyor.
- The cat is playing with a mouse.
- Kedi fareyle oynuyor.
- A tiger is bigger and stronger than a cat.
- Bir kaplan, bir kediden daha büyük ve güçlüdür.
- My brother's cat is purring non-stop.
- Erkek kardeşimin kedisi durmadan mırlıyor.
- She has a cat.
- Onun kedisi var.
- My cat ignores me, except when she's hungry.
- Kedim aç olduğu zamanlar dışında beni görmezden geliyor.
- He's got two cats, one white and one black.
- İki kedisi var, biri beyaz biri siyah.
- The cat is hidden under the table.
- Kedi masanın altına saklanmış.
- Cats do this when they want something.
- Kediler bir şey istediği zaman bunu yaparlar.
- A cat was on the table.
- Masanın üstünde bir kedi vardı.
- I have 13 cats.
- 13 kedim var.
- I hate cats.
- Kedilerden nefret ediyorum.
- When candles are out, all cats are grey.
- Mumlar söndüğünde, bütün kediler gri olur.
- Do cats see in the dark?
- Kediler karanlıkta görür mü?
- Cats are natural-born hunters.
- Kediler doğuştan avcıdır.
- A cat can see much better at night.
- Bir kedi geceleri çok daha iyi görebilir.
- Tom poured some milk from the bottle into a bowl for his cat.
- Tom kedisi için şişeden kaseye biraz süt döktü.
- The cat is stuck in the tree.
- Kedi ağaçta mahsur kaldı.
- Tom's cat was carried away by a tornado.
- Tom'un kedisi bir kasırga tarafından sürüklendi.
- There are two cats hiding under her car.
- Arabasının altında saklanan iki kedi var.
- Tom hates cats.
- Tom kedilerden nefret eder.
- The dog easily killed the cat.
- Köpek kediyi kolayca öldürdü.
- The cat is not dead.
- Kedi ölmedi.
- Her name is Hope and she loves cats.
- Adı Hope ve kedileri seviyor.
- Tom hated dogs and cats for his entire life.
- Tom hayatı boyunca kedi ve köpeklerden nefret etti.
- Tom took his cat to the vet to have her spayed.
- Tom kısırlaştırılması için kedisini veterinere götürdü.
- Dan carefully lifted the badly decayed body of the cat.
- Dan kedinin fena halde çürümüş cesedini dikkatlice kaldırdı.
- The cat is writing a book.
- Kedi bir kitap yazıyor.
- Our cat is sterilized.
- Kedimiz kısırlaştırıldı.
- I love cats, too.
- Ben de kedileri severim.
- The cat climbed up the roof of my house by himself.
- Kedi evimin çatısına tek başına tırmandı.
- Is Cookie a dog or a cat?
- Cookie köpek mi yoksa kedi mi?
- I have a dog and two cats.
- Bir köpeğim ve iki kedim var.
- I have two female cats.
- İki dişi kedim var.
- There are footprints of a cat on the table.
- Masanın üstünde, bir kedinin ayak izleri var.
- My cat had surgery.
- Kedim ameliyat oldu.
- Is it OK to feed my dog the same thing that I feed my cat?
- Kedimi beslediğim şeylerin aynısını köpeğime de verebilir miyim?
- Is the cat on or under the chair?
- Kedi sandalyenin üstünde mi altında mı?
- The cat ran up the tree.
- Kedi ağaca tırmandı.
- I have a dog and a cat.
- Bir köpeğim ve bir kedim var.
- Have you ever seen a cat who can play Mozart?
- Sen hiç Mozart çalabilen bir kedi gördün mü?
- She has been unhappy since her cat died.
- Kedisi öldüğünden beri mutsuz.
- He had a white cat.
- Beyaz bir kedisi vardı.
- She has a dog and six cats.
- Bir köpeği ve altı kedisi var.
- If the cat is outside, the mice dance on the table.
- Kedi dışarıdaysa, fareler masanın üzerinde dans eder.
- Tom is playing with his cat.
- Tom kedisiyle oynuyor.
- We have a cat and a dog.
- Bir kedimiz ve bir köpeğimiz var.
- I took my cat to the veterinary hospital yesterday.
- Dün kedimi veteriner hastanesine götürdüm.
- I have a white cat.
- Beyaz bir kedim var.
- Cats often kill small animals if allowed outside of the house.
- Evin dışına çıkmalarına izin verilirse kediler genellikle küçük hayvanları öldürürler.
- Who will look after your cat while you are away?
- Sen uzaktayken kedine kim bakacak?
- Alain focused all his attention on his cat.
- Alain bütün dikkatini kedisine odakladı.
- My wife loves cats.
- Karım kedileri sever.
- A cat may be compared to a small tiger, and a tiger may also be compared to a large cat.
- Bir kedi küçük bir kaplana benzetilebilir ve bir kaplan da büyük bir kediye benzetilebilir.
- I saw Tom kill the neighbor's cat.
- Tom'u komşunun kedisini öldürürken gördüm.
- I'm getting a cat.
- Bir kedi alıyorum.
- If you anger the cat, it will certainly scratch you.
- Kediyi kızdırırsan o seni kesinlikle tırmalar.
- Dan got a lucky cat figurine from a co-worker for his birthday.
- Dan doğum günü için bir iş arkadaşından şanslı kedi heykelciği aldı.
- I like her cat.
- Kedisini seviyorum.
- Cats and mice are natural enemies.
- Kediler ve fareler doğal düşmandır.
- The cat caught the mouse.
- Kedi fareyi yakaladı.
- We have named our cats Tom and Jerry.
- Kedilerimize Tom ve Jerry isimlerini verdik.
- Tom likes dogs but he hates cats.
- Tom köpekleri sever ama kedilerden nefret eder.
- This cat is as big as that one.
- Bu kedi şu kedi kadar büyüktür.
- Cats can't learn to speak.
- Kediler konuşmayı öğrenemez.
- There are tons of cat photos on the internet.
- İnternette tonlarca kedi fotoğrafı var.
- We see the same behaviour in cats and dogs.
- Aynı davranışı kedilerde ve köpeklerde de görüyoruz.
- If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
- Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.
- The cat was basking in the sun.
- Kedi güneşin keyfini çıkarıyordu.
- That cat has beautiful fur.
- O kedinin güzel bir kürkü var.
- The happy cat is purring.
- Mutlu kedi mırıldıyor.
- She strangled a cat.
- Bir kediyi boğdu.
- The cat was lying stretched out at full length in the sunlight streaming through the window.
- Kedi, pencereden giren güneş ışığında boylu boyunca gerinerek uzanıyordu.
- This cat is brown-colored.
- Bu kedi, kahverengi renklidir.
- The cat drank his milk.
- Kedi sütünü içti.
- The tongue of a cat feels rough.
- Bir kedinin dili serttir.
- Who will look after your cat while you are away?
- Sen yokken kedine kim bakacak?
- In Japanese folklore, bakeneko are cats with magical powers.
- Japon folklorunda, bakeneko sihirli güçleri olan kedilerdir.
- The mother cat went out hunting birds.
- Anne kedi kuşları avlamak için dışarı çıktı.
- I think it's cruel to keep a cat inside.
- Bence bir kediyi içeride tutmak zalimlik.
- We look after Tom's cat at weekends.
- Biz hafta sonları Tom'un kedisine bakarız.
- That's a picture of Tom and his cat.
- Bu Tom ve kedisinin bir resmidir.
- My brother named his cat Hanako.
- Erkek kardeşim kendi kedisine "Hanako" adını verdi.
- On this street there is a cat for each person.
- Bu sokakta her insan için bir kedi var.
- This is the cat's fault.
- Bu, kedinin suçu.
- My brother named his cat Hanako.
- Kardeşim kedisine Hanako adını verdi.
- Cookie would be a good name for a cat.
- Kurabiye bir kedi için iyi bir ad olurdu.
- The cat loves playing in the garden.
- Kedi bahçede oynamayı sever.
- Buy me a cat.
- Bana bir kedi satın al.
- I also like cats.
- Ben de kedileri severim.
- Whose cats are these?
- Bunlar kimin kedileri?
- Cats' eyes are very sensitive to light.
- Kedilerin gözleri ışığa çok duyarlıdır.
- The cat made off with a piece of fish from the kitchen.
- Kedi mutfaktan bir parça balık aşırdı.
- I have three cats.
- Üç kedim var.
- Tom poured some milk in a bowl for his cats.
- Tom kedileri için bir kaseye biraz süt döktü.
- A cat appeared from behind the curtain.
- Perdenin arkasından bir kedi çıktı.
- It doesn't matter whether the cat is white or black; the important thing is that it can catch mice.
- Kedinin beyaz mı yoksa siyah mı olduğu önemli değil; önemli şey fareleri yakalayıp yakalayamamasıdır.
- The cat is sitting on the table.
- Kedi masanın üzerinde oturuyor.
- There are so many cats over there.
- Orada pek çok kedi vardır.
- The cat doesn't look happy to see us.
- Kedi bizi gördüğü için mutlu görünmüyor.
- My cat had an operation.
- Kedim ameliyat olmuştu.
- The cat is wet.
- Kedi ıslak.
- Her old cat is still alive.
- Onun eski kedisi hâlâ hayatta.
- If the Earth were flat, cats would have knocked everything off it by now.
- Eğer dünya düz olsaydı kediler üstündeki her şeyi şimdiye kadar vurup aşağı düşürmüş olurdu.
- I saw a black cat run into the house.
- Eve doğru koşan siyah bir kedi gördüm.
- Chase the cat from the kitchen.
- Mutfaktan kediyi çıkart.
- Tom is the one that killed Mary's cat.
- Tom Mary'nin kedisini öldüren kişidir.
- My dog and cat live in harmony with each other.
- Kedi ve köpeğim birbiriyle uyum içerisinde yaşıyor.
- Why do dogs and cats often fight?
- Köpekler ve kediler neden çoğu zaman kavga eder?
- Tom has a white cat.
- Tom'un beyaz bir kedisi var.
- There is no reason to adopt a dog when we could adopt a cat.
- Kedi evlat edinmek varken köpek evlat edinmek için bir neden yok.
- My cats aren't sleeping under the bed any more.
- Kedilerim artık yatağın altında uyumuyorlar.
- Look at that cat, it's really cute.
- Şu kediye bak, çok şirin.
- It is only the cat's fault.
- Bu sadece kedinin hatası.
- The mother cat went out hunting birds.
- Anne kedi kuş avlamaya çıktı.
- That cat has beautiful fur.
- Kedinin tüyleri çok güzel.
- There isn't enough room to swing a cat in his flat.
- Dairesinde bir kediyi sallamak için yeterli yer yok.
- I took my cat to the veterinary hospital yesterday.
- Dün kedimi hayvan hastanesine götürdüm.
- Your cat is black.
- Kediniz siyah.
- The cat is chasing after the squirrel.
- Kedi sincabın peşinden koşuyor.
- There are footprints of a cat on the table.
- Masanın üzerinde bir kedinin ayak izleri var.
- My cat had an operation.
- Kedim operasyon geçirdi.
- A cat was on the table.
- Masanın üzerinde bir kedi vardı.
- I see your cat in the garden.
- Bahçede kedinizi görüyorum.
- Are cats smarter than dogs?
- Kediler köpeklerden daha mı zekidir?
- Our children like dogs, but I prefer cats.
- Bizim çocuklar köpek sever ama ben kediyi tercih ederim.
- We used to have a cat, but one day it disappeared.
- Eskiden bir kedimiz vardı, ancak bir gün kayboldu.
- What is the cat up to?
- Kedi ne yapıyor?
- This is why I dislike cats.
- Kedileri sevmememin nedeni budur.
- Which do you prefer, dogs or cats?
- Hangisini tercih edersin, köpekleri mi kedileri mi?
- Cats and dogs are animals.
- Kediler ve köpekler hayvandır.
- I have two cats, a black one and a white one.
- İki kedim var; biri siyah, biri beyaz.
- My cat has come out from under the table.
- Kedim masanın altından çıktı.
- Ziri has a cat.
- Ziri'nin bir kedisi var.
- Sami shot at a cat.
- Sami bir kediye ateş etti.
- The cat is waiting for you at home.
- Kedi seni evde bekliyor.
- Tom heard a cat meowing in the tree.
- Tom, ağaçta bir kedinin miyavladığını duydu.
- The white cat is under the tree.
- Beyaz kedi ağacın altında.
- I'm fascinated by cats.
- Kediler beni büyülüyor.
- His cat is so adorable.
- Kedisi çok sevimli.
- Who'll take care of your cat then?
- Ee, kedinle kim ilgilenecek?
- He has got two cats, one is white, one is black.
- İki kedisi var, biri beyaz, biri siyah.
- My cat barks.
- Benim kedim havlıyor.
- The cats seem very happy.
- Kediler çok mutlu görünüyor.
- I had a cat named Cookie.
- Cookie adında bir kedim vardı.
- Cats are cute.
- Kediler sevimlidir.
- I like your cat, but she doesn't like me.
- Ben senin kedini seviyorum ama o beni sevmiyor.
- He gave the cat milk.
- O, kediye süt verdi.
- He has two cats.
- Onun iki kedisi var.
- Do we have to have our cat neutered?
- Kedimizi kısırlaştırmak zorunda mıyız?
- She called her cat Tatoeba.
- O, kedisine Tatoeba adını verdi.
- Our cat is housebroken.
- Kedimiz ev terbiyeli.
- We named the cat Mimi.
- Kedinin adını Mimi koyduk.
- My cat loves shrimp.
- Kedim karidese bayılır.
- I don't like cats very much.
- Ben kedileri çok fazla sevmem.
- Do you think my cat and your pet rat will get along well together?
- Benim kedimin ve senin evcil farenin iyi geçineceklerini düşünüyor musun?
- Klabaster and Gizmo are cats.
- Klabaster ve Gizmo kedidir.
- My cat wasn't impressed.
- Kedim etkilenmedi.
- What kind of person hates cats and candy floss?
- Ne tür bir insan kedi ve şekerden nefret eder?
- Susan likes cats.
- Susan kedileri sever.
- He has got two cats, one is white, one is black.
- Biri beyaz diğeri siyah renkli olan iki tane kedisi var.
- A cat is not human.
- Kedi insan değildir.
- Does Tom still have a cat?
- Tom'un hâlâ bir kedisi var mı?
- Tom kissed his cat.
- Tom kedisini öptü.
- He does not like cats.
- O kedileri sevmez.
- The house was empty, if you don't count the cat.
- Kediyi saymazsak ev bomboştu.
- Is there a cat under the table?
- Masanın altında kedi mi var?
- Our cat's fur has lost its luster.
- Kedimizin kürkü parlaklığını kaybetti.
- Cats were domesticated by the Egyptians.
- Kediler, Mısırlılar tarafından evcilleştirilmiştir.
- The cat loves to chase mice.
- Kedi fareleri kovalamayı sever.
- According to folktales, cats have nine lives.
- Halk hikayelerine göre kediler dokuz canlıdır.
- Tom doesn't like cats.
- Tom kedileri sevmez.
- Tom's cat hissed at Mary.
- Tom'un kedisi Mary'ye tısladı.
- My cat purrs with pleasure when I pet it.
- Benim kedim onu okşadığımda zevkten mırlar.
- I see you've never slept with a cat.
- Görüyorum ki bir kediyle hiç beraber yatmamışsın.
- Mary is playing with her cat.
- Mary kedisi ile oyun oynuyor.
- The cat was licking its paws.
- Kedi patilerini yalıyordu.
- Eva likes dogs, but not cats.
- Eva köpekleri sever ama kedileri sevmez.
- There are some cat's tracks on the table.
- Masanın üzerinde bazı kedi izleri var.
- Is Kuki a dog or a cat?
- Kuki köpek mi, kedi mi?
- The cat ran away into the room.
- Kedi odaya kaçtı.
- My cat likes my keyboard.
- Kedim klavyemi seviyor.
- A cat ran after a mouse.
- Kedi farenin peşinden koştu.
- What a big cat!
- Ne kadar büyük bir kedi!
- Unfortunately, Tom let the cat out of the bag.
- Ne yazık ki, Tom kediyi torbadan dışarı çıkarttı.
- I thought Tom didn't like cats.
- Tom'un kedileri sevmediğini düşündüm.
- That would be a good name for a cat.
- Bu bir kedi için iyi bir ad olurdu.
- This cat is gray.
- Bu kedi gridir.
- I hate cats.
- Kedilerden nefret ederim.
- A cheetah is just a big cat.
- Çita sadece büyük bir kedi.
- We named the cat Mimi.
- Biz kediye Mimi adını koyduk.
- That black dog sees a white cat.
- Şu siyah köpek beyaz bir kedi görüyor.
- Tom is playing with Mary's cat.
- Tom Mary'nin kedisiyle oynuyor.
- Why do you have so many cats?
- Neden bu kadar çok kediniz var?
- Who will take care of your cat then?
- O zaman kedinize kim bakacak?
- My cat kind of looks like a biscuit.
- Kedim bisküvi gibi görünüyor.
- The cat played with the live mouse.
- Kedi canlı fareyle oynadı.
- Curiosity killed the cat.
- Merak kediyi öldürdü.
- The cat lay hidden in the bushes.
- Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.
- My cats love me.
- Kedilerim beni sever.
- This type of cat has no tail.
- Bu tür kedilerin kuyruğu yoktur.
- Tom played with his cats.
- Tom kedileriyle oynadı.
- My friend has a cat named Sock.
- Arkadaşımın Çorap adlı bir kedisi var.
- A cat appeared from behind the curtain.
- Perdenin arkasından bir kedi belirdi.
- A cat ran across the street.
- Bir kedi caddenin karşısına koştu.
- As soon as she opened the door, a cat ran out.
- Kapıyı açar açmaz bir kedi dışarı koştu.
- I asked Tom to come over to collect my mail and feed my cat while I'm out of town.
- Tom'dan ben şehir dışındayken gelip postalarımı almasını ve kedimi beslemesini istedim.
- Keep the cat off the couch.
- Kediyi kanepeden uzak tut.
- Tom prefers the company of cats and books over people.
- Tom kedilerin ve kitapların arkadaşlığını insanlara tercih ediyor.
- The dog is looking at the cat.
- Köpek kediye bakıyor.
- Tom's cat is fighting with Mary's cat.
- Tom'un kedisi Mary'nin kedisiyle kavga ediyor.
- Why don't you take the cat out with you?
- Neden kediyi de yanında götürmüyorsun?
- I realized that cats can see in the dark.
- Kedilerin karanlıkta görebildiğini fark ettim.
- He rescued a cat from a high tree.
- Yüksek bir ağaçtan bir kediyi kurtardı.
- The dog ran after the cat.
- Köpek kedinin peşinden koştu.
- Tom said he didn't like cats.
- Tom kedileri sevmediğini söyledi.
- How do you keep cats out of your garden?
- Kedileri bahçenizden nasıl uzak tutuyorsunuz?
- I can't live without my cat.
- Kedim olmadan yaşayamam.
- I don't want any more cats.
- Ben artık kedi istemiyorum.
- I saw a cat chasing a dog.
- Bir kedinin köpeği kovaladığını gördüm.
- The cat came near being run over by a truck.
- Kedi neredeyse kamyon tarafından eziliyordu.
- My cat only eats wet food.
- Kedim sadece yaş mama yer.
- The cat is purring.
- Kedi mırıldıyor.
- Cats are natural-born hunters.
- Kediler doğuştan avcılardır.
- There's a cat on the desk.
- Masanın üstünde bir kedi var.
- Curiosity killed the cat, but satisfaction brought it back to life.
- Merak kediyi öldürdü, ama memnuniyet onu hayata döndürdü.
- The boy grabbed the cat by the tail.
- Çocuk kediyi kuyruğundan yakaladı.
- Cats often lick each other.
- Kediler sık sık birbirlerini yalarlar.
- The cat is sleeping on the chair.
- Kedi sandalyede uyuyor.
- Tom bought a cat toy for his cat.
- Tom kedisi için bir kedi oyuncağı aldı.
- I have three dogs and three cats.
- Üç tane köpeğim ve üç tane kedim var.
- Tom had a cat.
- Tom'un bir kedisi vardı.
- How many cats do you have?
- Kaç tane kediniz var?
- Tom prefers dogs to cats.
- Tom köpekleri kedilere tercih ediyor.
- This plant is toxic to cats.
- Bu bitki, kediler için toksiktir.
- The cat ruined everything.
- Kedi her şeyi mahvetti.
- I called my cats Tom and Jerry.
- Kedilerime Tom ve Jerry adını verdim.
- Did you say you had a cat?
- Kedim var mı dedin?
- Our child likes dogs, but I prefer cats.
- Çocuğumuz köpekleri seviyor ama ben kedileri tercih ediyorum.
- Is there a cat under the table?
- Masanın altında bir kedi var mı?
- I have thirteen cats.
- On üç kedim var.
- I will look after your cat while you are away.
- Siz yokken kedinize ben bakarım.
- A cat sat on the chair.
- Sandalyeye bir kedi oturdu.
- She is afraid of cats.
- O kedilerden korkuyor.
- Our cat's fur has lost its luster.
- Kedimizin tüyleri parlaklığını kaybetti.
- The hungry cat scattered the trash all over the kitchen.
- Aç kedi çöpleri mutfağın her yerine dağıttı.
- Find the cat.
- Kediyi bulun.
- Thereupon he let the cat out of the bag.
- Bunun üzerine kediyi çantadan çıkardı.
- My cat is cute!
- Benim kedim sevimli!
- Tom killed my neighbor's cat.
- Tom komşumun kedisini öldürdü.
- At the sight of the dog, the cat ran off.
- Köpeği gören kedi kaçtı.
- I actually don't like cats at all.
- Esasında kedileri hiç sevmem.
- The child caresses the cat.
- Çocuk kediyi okşuyor.
- The cat likes to play in the garden.
- Kedi bahçede oynamayı seviyor.
- Our cat is house-trained.
- Bizim kedimizin tuvalet eğitimi var.
- He's got two cats, one white and one black.
- Onun iki tane kedisi var, biri beyaz ve biri siyah.
- I'm looking for my cat.
- Kedimi arıyorum.
- We've got two cats - one is white, and the other's black.
- İki kedimiz var. Biri beyaz, diğeri siyah.
- The cat is safe.
- Kedi güvende.
- Everybody loves my cat.
- Herkes benim kedimi sever.
- My father forbade me from having a pet cat.
- Babam evcil kedi sahibi olmamı yasakladı.
- They have two cats.
- İki kedileri var.
- I found her cat in an empty room.
- Onun kedisini boş bir odada buldum.
- Your cat is hiding from me.
- Senin kedin benden saklanıyor.
- My cat will love this.
- Kedim buna bayılacak.
- Why does everybody love cats?
- Neden herkes kedileri seviyor?
- There's a cat there.
- Orada bir kedi var.
- A cat wearing gloves won't catch any mice.
- Eldiven takan bir kedi fare yakalayamaz.
- Dogs have masters, cats have servants.
- Köpeklerin efendileri, kedilerin hizmetçileri vardır.
- The cat didn't move a muscle.
- Kedi kılını bile kıpırdatmadı.
- He was willing to care for that cat.
- O kediye bakmaya istekliydi.
- The cat is very cute.
- Kedi çok sevimli.
- I have three dogs and three cats.
- Üç köpeğim ve üç kedim var.
- The cat which you found is mine.
- Bulduğun kedi benimdir.
- Does Tom have a cat?
- Tom'un bir kedisi var mı?
- I have a cat named Cookie.
- Cookie adında bir kedim var.
- The cat sat on the table.
- Kedi masaya oturdu.
- That cat needs help to climb off a table.
- O kedinin masadan inmek için yardıma ihtiyacı var.
- Tigers are bigger and stronger than cats.
- Kaplanlar kedilerden daha büyük ve güçlüdür.
- Tom loves cats.
- Tom kedileri seviyor.
- Buy me a cat.
- Bana bir kedi al.
- Tom gave some milk to the cat.
- Tom kediye biraz süt verdi.
- There is a cat in the kitchen.
- Mutfakta bir kedi var.
- Cats kill billions of birds every year.
- Kediler her yıl milyarlarca kuş öldürüyor.
- There is a cat.
- Bir kedi var.
- A dog was running after a cat.
- Bir köpek, bir kedinin peşinden koşuyordu.
- Cats have two ears.
- Kedilerin iki kulağı vardır.
- Tom chased the cats out of his house.
- Tom kedileri evin dışına kovaladı.
- The sparrow was killed by the cat.
- Serçe kedi tarafından öldürüldü.
- Tom's cat is missing.
- Tom'un kedisi kayıp.
- He's been looking for the missing cat all day.
- Bütün gün kayıp kediyi aradı.
- The cat is playing with the ball.
- Kedi topla oynuyor.
- Did your cat die?
- Kedin mi öldü?
- Why do cats purr?
- Kediler neden mırlar?
- My cat kind of looks like a biscuit.
- Kedim bisküviye benziyor.
- Alain focused all his attention on his cat.
- Alain tüm dikkatini kedisine verdi.
- He has a cat and two dogs.
- Onun bir kedisi ve iki köpeği var.
- I don't have a cat.
- Benim kedim yok.
- Remember, curiosity killed the cat.
- Unutma, kediyi merak öldürür.
- The cat jumps off the table.
- Kedi masadan atlıyor.
- Tom and Mary have two cats.
- Tom ve Mary'nin iki tane kedileri var.
- There are so many cats over there.
- Orada çok fazla kedi var.
- Tom said he didn't have as many cats as Mary does.
- Tom, Mary'ninki kadar çok kediye sahip olmadığını söyledi.
- The cat hissed at him.
- Kedi ona tısladı.
- That's such a cute cat.
- O böyle sevimli bir kedi.
- I have three cats and three dogs.
- Üç kedim ve üç köpeğim var.
- Are there some cats on the desk?
- Masanın üzerinde kedi var mı?
- Do cats eat bats or do bats eat cats?
- Kediler mi yarasaları yer yoksa yarasalar mı kedileri yer?
- I like both dogs and cats.
- Hem köpekleri hem de kedileri severim.
- The cat hissed at her.
- Kedi ona tısladı.
- Your cat entered into my car and peed there.
- Kediniz arabama girdi ve oraya işedi.
- The cat slept on the table.
- Kedi masanın üstünde uyudu.
- The cat sneaked up on the unsuspecting bird.
- Kedi masum kuşa sinsice yaklaştı.
- Mary lives alone with her cat, Tom.
- Mary kedisi Tom ile yalnız yaşıyor.
- Does this cat belong to you?
- Bu kedi sana mı ait?
- Tom often feeds his cat dog food.
- Tom sık sık kedisini köpek mamasıyla besler.
- My cat sleeps all day.
- Kedim bütün gün uyuyor.
- While walking down the street, I saw two white cats pissing near a car tire.
- Sokakta yürürken, bir araba lastiğinin yanına işeyen iki beyaz kedi gördüm.
- I have two cats, a black one and a white one.
- İki kedim var, biri siyah biri beyaz.
- My friend has a cat named Sock.
- Arkadaşımın Çorap adında bir kedisi var.
- Cats and dogs are animals.
- Kediler ve köpekler hayvanlardır.
- You can't bring your cat to school.
- Kedini okula getiremezsin.
- I see you've never slept with a cat.
- Bir kediyle hiç uyumadığını görüyorum.
- She's playing with her cat.
- Kedisiyle oyun oynuyor.
- The cats are curious about the red dot on the wall.
- Kediler duvardaki kırmızı noktayı merak ediyor.
- She likes these cats.
- O, bu kedileri sever.
- Is the cat on the chair or under the chair?
- Kedi, sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?
- She has a dog and six cats.
- Onun bir köpeği ve altı kedisi var.
- That black dog is looking at that white cat.
- Şu siyah köpek şu beyaz kediye bakıyor.
- Cats can see even in dark places.
- Kediler, karanlık yerlerde bile görebilirler.
- Cats usually hate dogs.
- Kediler genellikle köpeklerden nefret ediyor.
- The cat ran after the rat.
- Kedi sıçanı kovaladı.
- There is nothing that can't be accomplished by an infinite number of cats.
- Sonsuz sayıda kedi tarafından başarılamayacak hiçbir şey yoktur.
- The cat was lying stretched out at full length in the sunlight streaming through the window.
- Kedi, pencereden giren güneş ışığının altında gerinebildiği kadar gerinerek yatıyordu.
- The cat is playing with a mouse.
- Kedi bir fare ile oynuyor.
- Cats are very clean animals.
- Kediler çok temiz hayvanlardır.
- This is a picture of Tom and his cat.
- Bu, Tom ve kedisinin bir resmi.
- The cat has pursued the mouse.
- Kedi fareyi takip etti.
- That isn't a cat.
- O bir kedi değil.
- It is only the cat's fault.
- Sadece kedinin hatası.
- Feral cats pose a major threat to wildlife.
- Yabanileşmiş kediler doğal yaşam için büyük tehdit oluşturuyor.
- The cat dug its claws into my hand.
- Kedi pençelerini elime geçirdi.
- Tom's cat rubbed against Mary's leg.
- Tom'un kedisi Mary'nin bacağına sürtündü.
- The cat burglar must have entered the mansion from the roof.
- Kedi hırsız köşke çatıdan girmiş olmalı.
- Tom chased the cats away.
- Tom kedileri kovaladı.
- How do you keep cats out of your garden?
- Kedileri bahçenden nasıl uzak tutuyorsun?
- Maybe it was a cat.
- Belki o bir kediydi.
- Tom's cat has four legs.
- Tom'un kedisinin dört bacağı var.
- My cat purrs when I scratch behind his ears.
- Kedim kulaklarının arkasını kaşıdığımda mırlıyor.
- Did you hear the cat miaowing?
- Kedinin miyavladığını duydunuz mu?
- I'm a huge fan of cat videos.
- Ben kedi videolarının büyük bir hayranıyım.
- The cat is now sleeping.
- Kedi şimdi uyuyor.
- The cat is on the rug.
- Kedi halının üzerinde.
- That's my cat.
- O benim kedim.
- The dog chases the cat, and the cat chases the squirrel.
- Köpek kediyi kovalar, kedi de sincabı.
- The cat jumped on the table.
- Kedi masanın üzerine atladı.
- My cat is cute!
- Kedim çok tatlı!
- What a cute cat!
- Ne şirin bir kedi!
- I will look after your cat while you are away.
- Sen yokken kedine bakacağım.
- Why does catnip drive cats nuts?
- Kedinanesi neden kedileri çıldırtır.
- I don't really know anything about cats.
- Gerçekten kediler hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
- The cat jumped in surprise.
- Kedi şaşkınlıkla sıçradı.
- According to folktales, cats have nine lives.
- Halk hikayelerine göre, kedilerin dokuz canı vardır.
- Tom has three cats.
- Tom'un üç kedisi var.
- Cats are finicky.
- Kediler titizdir.
- We don't have a cat.
- Bir kedimiz yok.
- She scared the cat away.
- O, kediyi korkutup kaçırdı.
- I've never seen my cat act like that.
- Ben de kedimi hiç böyle davranırken görmemiştim.
- My cat is shedding hair.
- Kedim tüy döküyor.
- The kid threw a stone at the cat.
- Çocuk kediye taş attı.
- We have two dogs, three cats, and six hens.
- İki köpeğimiz, üç kedimiz ve altı tavuğumuz var.
- That isn't a cat.
- Bu bir kedi değil.
- Is that a cat or a dog?
- Bu bir kedi mi yoksa köpek mi?
- Where did the cat and the dog go last night?
- Kedi ve köpek dün gece nereye gitti?
- Tom's cat rubbed against Mary's leg.
- Tom'un kedisi, Mary'nin ayağına sürtündü.
- The cat ruined my sofa.
- Kedi kanepemi mahvetti.
- Mary doesn't understand why Tom chose a cat as his online avatar.
- Mary, Tom'un online avatar olarak neden bir kediyi seçtiğini anlamıyor.
- Sometimes my cat acts like a dog.
- Bazen kedim köpek gibi davranıyor.
- I think it's cruel to keep a cat indoors.
- Bence bir kediyi içeride tutmak zalimlik.
- His aunt has three cats.
- Teyzesinin üç kedisi var.
- My cat is hungry.
- Kedim aç.
- Did you say you had a cat?
- Kediniz olduğunu söylemiş miydiniz?
- Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
- Genel olarak konuşursak köpekler kedilerden daha sadıktır.
- Tom is a shoulder cat.
- Tom omuz kedisidir.
- Cats and mice are natural enemies.
- Kediler ve fareler doğal düşmanlardır.
- I didn't know Tom had a cat.
- Tom'un kedisi olduğunu bilmiyordum.
- The cat slowly approached the mouse.
- Kedi yavaşça fareye yaklaştı.
- A lot of people ask why the cat does not appear among the twelve animals of the Chinese zodiac.
- Birçok insan kedilerin neden Çin burcundaki on iki hayvan arasında görünmediğini soruyor.
- Tom and Maria have two cats.
- Tom ve Maria'nın iki kedisi var.
- Tom keeps the ashes of his cat in an urn.
- Tom kedisinin küllerini bir urnede saklıyor.
- Our cat fought with someone's else's cat.
- Bizim kedimiz başka birinin kedisiyle kavga etti.
- I bought a cat at that shop.
- O dükkandan bir kedi aldım.
- He owns one cat and two dogs.
- Bir kedisi ve iki köpeği var.
- There weren't any cats.
- Hiç kedi yoktu.
- Your cat needs to eat more.
- Senin kedinin daha fazla yemesi gerekir.
- My dog likes cats.
- Köpeğim kedileri seviyor.
- My cat has cancer.
- Kedim kanser.
- Mom, where's the cat?
- Anne, kedi nerede?
- The cat has two ears.
- Kedinin iki kulağı var.
- I like dogs more than cats.
- Köpekleri kedilerden daha çok severim.
- She likes these cats.
- Bu kedileri seviyor.
- The cat is a wild animal that inhabits the homes of humans.
- Kedi, insanların evlerinde yaşayan vahşi bir hayvandır.
- Tom gave his cat some milk.
- Tom kedisine biraz süt verdi.
- Would you look after my cat?
- Kedime bakar mısınız?
- Don't pick up the cat.
- Kediyi almayın.
- My cat is running around the room.
- Kedim odanın içinde koşturuyor.
- Cats hate water.
- Kediler sudan nefret ederler.
- I didn't know you had a cat.
- Bir kedin olduğunu bilmiyordum.
- She wants to keep a cat.
- O, bir kedi bakmak istiyor.
- Cats have a dread of water.
- Kedilerin sudan korkarlar.
- Tom is allergic to cats, isn't he?
- Tom'un kedilere alerjisi var, değil mi?
- We know that he was playing like a cat with a mouse.
- Kedinin fareyle oynadığı gibi oynadığını biliyoruz.
- He keeps a black cat.
- Siyah bir kedi besliyor.
- This plant is toxic to cats.
- Bu bitki kediler için zehirlidir.
- I'd like to have a cat.
- Bir kedim olsun istiyorum.
- Why do cats' eyes shine in the dark?
- Neden kedilerin gözleri karanlıkta parlar?
- Tom doesn't like cats and Mary doesn't either.
- Tom kedileri sevmez ve Mary de sevmez.
- The cat hides its claws.
- Kedi pençelerini saklıyor.
- Jack keeps a cat and a parrot at home.
- Jack, evde bir kedi ve bir papağan bakıyor.
- A cat ran onto the field during the baseball game.
- Beyzbol maçı sırasında bir kedi sahaya koştu.
- I let the cat in.
- Ben kedinin içeri girmesine izin verdim.
- I miss my cat.
- Kedimi özledim.
- Sami found a dead cat in the backyard.
- Sami arka bahçede ölü bir kedi buldu.
- Where is the chopped meat for the cat?
- Kedi için doğranmış et nerede?
- I actually don't like cats at all.
- Aslında kedileri hiç sevmiyorum.
- The cat ran after the rat.
- Kedi farenin peşinden koştu.
- This is not my cat.
- Bu benim kedim değil.
- At the sight of the dog, the cat ran off.
- Köpeği görür görmez, kedi kaçtı.
- The cats are afraid of water.
- Kediler sudan korkar.
- The house was empty except for a cat.
- Bir kedi dışında ev boştu.
- Cats are cute.
- Kediler çok tatlı.
- Cats arch their backs.
- Kediler sırtlarını kabartırlar.
- I don't want any more cats.
- Artık kedi istemiyorum.
- This is Tom's cat.
- Bu, Tom'un kedisi.
- He does not like cats.
- Kedileri sevmez.
- Cats usually meow.
- Kediler genelde miyavlar.
- Tom began chain-smoking after the death of Mary's cat.
- Tom Mary'nin kedisinin ölümünden sonra art arda sigara içmeye başladı.
- Cats of that breed have no tail.
- O cins kedilerin kuyruğu yok.
- Tom likes dogs better than cats.
- Tom köpekleri kedilerden daha çok sever.
- A cat was sitting on the chair.
- Sandalyenin üzerinde bir kedi oturuyordu.
- If you anger the cat, it will certainly scratch you.
- Eğer kediyi kızdırırsanız, kesinlikle sizi tırmalar.
- When the cat is away, the mice will play.
- Kedi gidince meydan farelere kalır.
- What does the cat want?
- Kedi ne istiyor?
- The cat made off with a piece of fish from the kitchen.
- Kedi mutfaktan bir parça balık alıp kaçtı.
- He keeps two cats.
- O iki kedi besler.
- The cat is adorable.
- Kedi şirin.
- The cat is on the table.
- Kedi masanın üstünde.
- I didn't know you had a cat.
- Kedin olduğunu bilmiyordum.
- The dog chased the cat up a tree.
- Köpek kediyi ağaca kadar kovaladı.
- The cat was unimpressed.
- Kedi hiç etkilenmemişti.
- Cats have seven lives.
- Kedilerin yedi canı vardır.
- What an ugly cat.
- Ne çirkin bir kedi.
- I left the cat outside the house.
- Kediyi evin dışında bıraktım.
- Do you know how many cats she has?
- Kaç tane kedisi olduğunu biliyor musun?
- When did that fat cat eat the little yellow bird?
- Ne zaman o şişman kedi küçük sarı kuşu yedi?
- Tom named his cat Cookie.
- Tom kedisine Cookie adını verdi.
- How many cats does Tom have?
- Tom'un kaç tane kedisi var?
- Do cats meow?
- Kediler miyavlar mı?
- Mary took a picture of her cat and sent it to Tom.
- Mary kedisinin fotoğrafını çekti ve Tom'a gönderdi.
- There was no cat.
- Hiç kedi yoktu.
- Is Tom's cat black?
- Tom'un kedisi siyah mı?
- I have five cats.
- Beş tane kedim var.
- A cat always lands on its feet, even if upside down when dropped.
- Bir kedi düştüğünde baş aşağı olsa bile her zaman ayaklarının üzerine düşer.
- All of your cats are grey.
- Senin kedilerinin hepsi gri renkli.
- She's playing with her cat.
- O kedisiyle oynuyor.
- The cat has started acting strangely.
- Kedi garip biçimde davranmaya başladı.
- Tom doesn't like cats and Mary doesn't either.
- Tom kedileri sevmez ve Mary de.
- My wife loves cats.
- Benim karım kedileri sever.
- He gave the cat milk.
- Kediye süt verdi.
- We have named our cats Tom and Jerry.
- Kedilerimize Tom ve Jerry adını verdik.
- Tom lives with Mary like a dog and a cat.
- Tom Mary'yle kedi köpek gibi yaşıyor.
- Cats are social animals.
- Kediler sosyal hayvanlardır.
- I need to buy a good scratching post before my cat destroys my sofa.
- Kedim kanepemi mahvetmeden iyi bir tırmalama tahtası almalıyım.
- Cats kill billions of birds every year.
- Kediler her sene milyarlarca kuşu öldürüyor.
- We named the cat Mimi.
- Kediye Mimi adını verdik.
- Why does everybody love cats?
- Neden herkes kedileri sever?
- My cat is white.
- Benim kedim beyaz.
- Cats can climb trees, but dogs can't.
- Kediler ağaca tırmanabilir ama köpekler tırmanamaz.
- Cats kill rats.
- Kediler fareleri öldürür.
- Cats are nocturnal animals.
- Kediler gece hayvanlarıdır.
- Tom heard a cat meowing in the tree.
- Tom ağaçta bir kedinin miyavladığını duydu.
- I feed my cat every morning and every evening.
- Ben kedimi her sabah ve her akşam beslerim.
- I'm almost sure that my cat ate my hamster.
- Kedimin hamsterimi yediğinden neredeyse eminim.
- A fat white cat sat on a wall and watched them with sleepy eyes.
- Şişman beyaz bir kedi duvarın üzerine oturmuş uykulu gözlerle onları izliyordu.
- Farm cats are usually feral or semi-feral.
- Çiftlik kedileri genellikle vahşi veya yarı vahşidir.
- My cat meows all the time.
- Kedim her zaman miyavlar.
- Cats can see even in dark places.
- Kediler karanlık yerlerde bile görebilirler.
- A cat wearing gloves won't catch any mice.
- Eldiven giyen bir kedi hiç fare yakalayamaz.
- That cat doesn't like that dog.
- O kedi o köpeği sevmiyor.
- Marjane caught the cat.
- Marjane kediyi yakaladı.
- The hungry cat kept meowing outside the window.
- Aç kedi pencerenin dışında miyavlayıp duruyordu.
- Tom picked up the cat.
- Tom kediyi kucağına aldı.
- The cat was curled up asleep.
- Kedi kıvrılmış uyuyordu.
- Is Kuki a dog or a cat?
- Kuki bir köpek mi yoksa bir kedi mi?
- My cats will love this.
- Kedilerim buna bayılacak.
- My cat is wet.
- Kedim ıslanmış.
- Tom painted his son's bedroom with images of dogs and cats.
- Tom oğlunun yatak odasını kedi ve köpek resimleriyle boyadı.
- A cat can see in the dark.
- Bir kedi karanlıkta görebilir.
- Where did you find their cat?
- Onların kedisini nerede buldun?
- John, did you see the cat?
- John, kediyi gördün mü?
- The cat is purring.
- Kedi mırlıyor.
- I'm not fluent in Cat.
- Kedi dilinde akıcı değilim.
- Our cat fought with someone's else's cat.
- Kedimiz başkasının kedisiyle kavga etti.
- Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
- Kediler, sahiplerininki ile paralel duygusal alışkanlıklar gösterirler.
- As soon as she opened the door, a cat ran out.
- Kapıyı açar açmaz bir kedi dışarı fırladı.
- I have a white cat.
- Benim beyaz bir kedim var.
- Mice are the dream of all cats.
- Fareler tüm kedilerin rüyasıdır.
- One day, a cat showed up at my front door.
- Bir gün kapıma bir kedi geldi.
- How small your cat is!
- Kedin ne kadar da küçük!
- The cat sunned itself.
- Kedi güneşlendi.
- They fight like cat and dog.
- Onlar kedi ve köpek gibi kavga ediyorlar.
- The cat drinks milk.
- Kedi süt içiyor.
- I like both cats and dogs.
- Hem kedilerden hem de köpeklerden hoşlanırım.
- Is there a cat on the table?
- Masanın üzerinde bir kedi var mı?
- My cat ate a part of the rebate check.
- Kedim indirim çekinin bir kısmını yedi.
- Tom doesn't have either a cat or a dog.
- Tom'un bir kedi ya da bir köpeği yok.
- Are dogs more intelligent than cats?
- Köpekler kedilerden daha mı zeki?
- Look at that cat on the roof.
- Şu çatıdaki kediye bak.
- Cats like playing in the sun.
- Kediler güneşte oynamayı sever.
- This is Tom's cat.
- Bu Tom'un kedisi.
- The cat crossed the street.
- Kedi karşıdan karşıya geçti.
- Tom, are you a dog person or a cat person?
- Tom, sen köpekleri mi seversin yoksa kedileri mi?
- Tom doesn't have a cat.
- Tom'un bir kedisi yok.
- Cats kill rats.
- Kediler fareleri öldürürler.
- Does your wife like cats?
- Eşiniz kedileri sever mi?
- A cat was sleeping in the bass drum.
- Bas davulun içinde bir kedi uyuyordu.
- Her eyes remind me of a cat.
- Onun gözleri bana bir kediyi hatırlatıyor.
- She called her cat Tatoeba.
- Kedisine Tatoeba adını verdi.
- I love both dogs and cats.
- Hem köpekleri hem de kedileri severim.
- I wouldn't let Tom near my cats.
- Tom'un kedilerime yaklaşmasına izin vermezdim.
- Cats have a dread of water.
- Kedilerin su korkusu vardır.
- Do you prefer cats or dogs?
- Kedileri mi yoksa köpekleri mi tercih edersin?
- When was the last time you saw the cat?
- Kediyi en son ne zaman gördün?
- I have a cat.
- Benim de bir kedim var.
- The brave mouse chased the cat.
- Cesur fare, kediyi kovaladı.
- He likes dogs better than cats.
- Köpekleri kedilerden daha çok sever.
- Tom is playing with my cat.
- Tom kedimle oynuyor.
- A cat is lying in the sun.
- Bir kedi güneşin altında yatıyor.
- Don't you like cats?
- Kedileri sevmez misin?
- Have you ever seen an ugly cat?
- Hiç çirkin bir kedi gördün mü?
- A cat is lying in the sun.
- Bir kedi güneşte yatıyor.
- It was a cat starved to skin and bones.
- Açlıktan bir deri bir kemik kalmış bir kediydi.
- There isn't a cat in the cinema.
- Sinemada hiç kedi yok.
- Why do cats purr?
- Kediler neden mırıldar?
- I can hear a cat scratching at the window.
- Bir kedinin pencereyi tırmaladığını duyabiliyorum.
- What do you need so many cats for?
- Bu kadar kediye ne gerek var?
- When was the last time you saw that cat?
- En son ne zaman o kediyi gördün?
- You haven't seen my cat?
- Kedimi görmedin mi?
- The cat is almost five meters away from the dog.
- Kedi köpekten neredeyse beş metre uzakta.
- Tom offered to feed my cat while I was out of town.
- Tom, ben şehir dışındayken kedimi beslemeyi teklif etti.
- We have two cats; one is white, and the other is black.
- Bizim iki kedimiz var, biri beyaz, diğeri ise siyah.
- That's my cat.
- Bu benim kedim.
- It's very difficult to find a black cat in a dark room, especially if there is no cat.
- Karanlık bir odada siyah bir kediyi bulmak çok zordur, özellikle de kedi yoksa.
- On this street there is a cat for each person.
- Bu sokakta adam başına bir kedi düşüyor.
- The cats are drinking milk from a bowl.
- Kediler bir kaseden süt içiyorlar.
- We have a dog, a cat and three canaries.
- Bir köpeğimiz, bir kedimiz ve üç kanaryamız var.
- The cat is almost five meters away from the dog.
- Kedi köpeğe nerdeyse beş metre uzaklıktadır.
- Where is the chopped meat for the cat?
- Kedi için kıyılmış et nerede?
- Why is the cat scared of the doll?
- Kedi bebekten neden korkuyor?
- The cat is drinking.
- Kedi içiyor.
- I found the lost cat that its owner had been looking for for a long time.
- Sahibinin uzun zamandır aradığı kayıp kediyi buldum.
- Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
- Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.
- My cat likes to roam at night.
- Kedim geceleri dolaşmayı sever.
- Mary lives alone except for her cat.
- Mary, kedisi hariç yalnız yaşıyor.
- Tom knew why the cat scratched Mary.
- Tom kedinin Mary'yi neden tırmaladığını biliyordu.
- She's allergic to cats.
- Onun kedilere karşı allerjisi var.
- Will you look after my cat?
- Kedime göz kulak olur musun?
- Young tigers resemble cats.
- Genç kaplanlar kedilere benzer.
- A lot of people ask why the cat does not appear among the twelve animals of the Chinese zodiac.
- Birçok insan Çin Zodyak'ının on iki hayvanı arasında kedinin neden yer almadığını soruyor.
- Cats have nine lives.
- Kediler dokuz canlıdır.
- Mary lives alone with her cat.
- Mary kedisiyle yalnız yaşıyor.
- She adores cats.
- Kedilere bayılır.
- My cat catches birds.
- Kedim kuşları yakalar.
- Tom and Mary have three cats and two dogs.
- Tom ve Mary'nin üç kedisi ve iki köpeği var.
- Your cat is overweight.
- Senin kedin fazla kilolu.
- Cats were sacred animals in ancient Egypt.
- Eski Mısır'da kediler kutsal hayvandı.
- This cat is not for sale.
- Bu kedi satılık değil.
- Our cat is missing.
- Kedimiz kayıp.
- My wife really hates cats.
- Karım kedilerden gerçekten nefret eder.
- My dog and cat live in harmony with each other.
- Köpeğim ve kedim birbirleriyle uyum içinde yaşıyorlar.
- Cats arch their backs.
- Kediler sırtlarını kamburlaştırır.
- I let the cat into my room.
- Kedinin odama girmesine izin verdim.
- Cats' eyes are very sensitive to light.
- Kedilerin gözleri ışığa karşı çok hassastır.
- A cat has seven lives.
- Bir kedinin yedi canı vardır.
- Why did your cats hide under the blanket?
- Kedilerin neden battaniyenin altına saklandı?
- Cats don't like getting wet.
- Kediler ıslanmayı sevmez.
- The cat is lazy.
- Kedi tembeldir.
- Your cat is black.
- Kedin siyah.
- Your cat will survive.
- Kedin hayatta kalacak.
- I want this cat.
- Bu kediyi istiyorum.
- Do you know how many cats she has?
- Onun kaç tane kedisi olduğunu biliyor musun?
- Which do you prefer, dogs or cats?
- Hangisini tercih edersin, köpekleri mi yoksa kedileri mi?
- Tom took his cat to the vet to have her spayed.
- Tom kedisini kısırlaştırtmak için veterinere götürdü.
- The story about Tom eating my cat isn't true.
- Tom'un kedimi yediği hikayesi doğru değil.
- Cats are good pets, for they are clean and are not noisy.
- Kediler iyi evcil hayvanlardır, çünkü temizlerdir ve gürültülü değillerdir.
- There wasn't any cat there.
- Orada hiç kedi yoktu.
- My cat killed this mouse.
- Kedim bu fareyi öldürdü.
- Tails are absent in some cats.
- Bazı kedilerde kuyruk bulunmaz.
- The mouse was killed by the cat.
- Fareyi kedi öldürdü.
- He told him about his cats.
- Ona kedilerinden bahsetti.
- Each cat has its own personality.
- Her kedinin kendi kişiliği var.
- She thought of her cat left behind at home.
- Evde ardında bıraktığı kedisini düşündü.
- I let the cat in.
- Kediyi içeri aldım.
- My cat looks sad.
- Kedim üzgün görünüyor.
- The cat is on the mat.
- Kedi paspasın üzerinde.
- I took care of Tom's cat.
- Tom'un kedisi ile ilgilendim.
- A lame cat is more valued than a fast horse when the palace is full of mice.
- Saray farelerle doluyken topal bir kedi hızlı bir attan daha değerlidir.
- I was scratched by a cat.
- Ben bir kedi tarafından tırmalandım.
- He only eats fish because he's a cat.
- Sadece balık yiyor çünkü o bir kedi.
- Mary lives alone with her cat.
- Mary kedisiyle birlikte yalnız yaşıyor.
- Tom's cat tried to catch the snowflakes.
- Tom'un kedisi, kar tanelerini yakalamaya çalıştı.
- I really don't like cats.
- Ben gerçekten kedileri sevmiyorum.
- Cats are often run over by moving vehicles.
- Kediler genellikle hareket halindeki araçlar tarafından ezilirler.
- I have to feed my cat.
- Kedimi beslemeliyim.
- The cat meows.
- Kedi miyavlar.
- I like dogs and cats.
- Ben köpekleri ve kedileri severim.
- Tom is a shoulder cat.
- Tom omza çıkmaktan hoşlanan bir kedi.
- He's a cat lover.
- O bir kedi sever.
- Tom only gives raw meat to his cat.
- Tom kedisine sadece çiğ et verir.
- In Japanese folklore, bakeneko are cats with magical powers.
- Japon folklöründe, bakenekolar büyülü güçleri olan kedilerdir.
- The cat began to tear at the mouse it caught.
- Kedi yakaladığı fareyi parçalamaya başladı.
- No, it is not a cat.
- Hayır, kedi değil.
- The cat drinks milk.
- Kedi süt içer.
- I have a black cat.
- Siyah bir kedim var.
- He rescued a cat from a high tree.
- O, kediyi yüksek bir ağaçtan kurtardı.
- Tom is playing with my cat.
- Tom benim kedimle oynuyor.
- I have a cat and a dog.
- Bir kedim ve bir köpeğim var.
- Will you look after my cat?
- Kedime bakar mısın?
- There was once a cat whose name was Tango.
- Bir zamanlar, Tango adında bir kedi vardı.
- I have two cats.
- İki kedim var.
- There is a cat in this room.
- Bu odada bir kedi var.
- The cats were playing dominance games.
- Kediler baskınlık oyunu oynuyorlardı.
- Tom is playing with his cats.
- Tom kedileriyle oynuyor.
- A cat has nine lives.
- Bir kedi dokuz canlıdır.
- Tom has neither cat nor dog.
- Tom'un ne kedisi ne de köpeği var.
- There are some cat's tracks on the table.
- Masada bazı kedilerin izleri var.
- Would you look after my cat?
- Kedime bakar mısın?
- The cat arched its back.
- Kedi sırtını kamburlaştırdı.
- I have a lot of cats.
- Bir sürü kedim var.
- Cats usually hate dogs.
- Kediler genellikle köpeklerden nefret eder.
- She has one cat.
- Bir tane kedisi var.
- I see your cat in the garden.
- Bahçede kedini görüyorum.
- A cornered rat will bite a cat.
- Köşeye sıkışmış bir fare bir kediyi ısırır.
- The cat caught the rats.
- Kedi sıçanları yakaladı.
- Millie has a cat.
- Millie'nin bir kedisi var.
- I have two female cats.
- İki tane dişi kedim var.
- Modern cats don't eat mice.
- Modern kediler fare yemezler.
- A cat was on the table.
- Bir kedi masanın üstündeydi.
- Our cat is in the kitchen.
- Bizim kedimiz mutfaktadır.
- Cats don't like to get wet.
- Kediler ıslanmayı sevmez.
- Your cat is hiding from me.
- Kedin benden saklanıyor.
- Is it a cat or a dog?
- O bir kedi mi veya bir köpek mi?
- A lame cat is more valued than a fast horse when the palace is full of mice.
- Saray farelerle dolu olduğunda topal bir kedi, hızlı bir attan daha değerlidir.
- We must call a cat a cat.
- Kediye kedi demeliyiz.
- I don't really know anything about cats.
- Kediler hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
- The cat hid among the branches.
- Kedi dalların arasında saklandı.
- The cat is running in the garden.
- Kedi bahçede koşuyor.
- Cat cafés are popular in Japan.
- Japonya'da kedi kafeler popüler.
- The cat is sitting on the desk.
- Kedi masanın üzerinde oturuyor.
- He gave some milk to the cat.
- Kediye biraz süt verdi.
- Who wouldn't love cats?
- Kim kedileri sevmez ki?
- He loved to throw the cat amongst the pigeons.
- Kediyi güvercinlerin arasına atmayı severdi.
- Look at that cat, it's really cute.
- Şu kediye bak, o gerçekten sevimli.
- The cat jumps off the table.
- Kedi masadan atlar.
- I thought Tom didn't like cats.
- Tom'un kedileri sevmediğini sanıyordum.
- The cat is in the yard, too.
- Kedi de avluda.
- Jane prefers dogs to cats.
- Jane köpekleri kedilere tercih ediyor.
- Tom and I have three cats.
- Tom ve benim üç kedimiz var.
- Cats hate to get wet.
- Kediler ıslanmaktan nefret ederler.
- I like dogs and cats.
- Köpekleri ve kedileri severim.
- I like dogs better than cats.
- Köpekleri kedilerden daha çok severim.
- Does a Roman cat have a Roman meow?
- Romalı bir kedinin, Romalı bir miyavlaması var mı?
- There was no cat.
- Kedi yoktu.
- The cat is meowing.
- Kedi miyavlıyor.
- I bought a cat at this shop.
- Bu dükkandan bir kedi aldım.
- I need only one cat.
- Sadece bir kediye ihtiyacım var.
- My cat needs surgery.
- Kedimin ameliyat olması gerekiyor.
- The mouse ran and the cat ran after him.
- Fare koştu ve kedi onu kovaladı.
- Your cat scratched me.
- Kedin beni tırmaladı.
- If you see the cat in this picture, please call us.
- Bu resimdeki kediyi görürseniz, lütfen bizi arayın.
- You have three cats.
- Üç kediniz var.
- A cat ran after a mouse.
- Bir kedi bir fareyi kovaladı.
- His aunt has three cats.
- Halasının üç kedisi vardır.
- I lost my cat and job on the same day, and on top of it all, my wife announced that she was leaving me.
- Aynı gün kedimi ve işimi kaybettim, üstüne üstlük karım beni terk edeceğini açıkladı.
- A cat scratched me.
- Bir kedi beni tırmaladı.
- The cat is lazy.
- Kedi tembel.
- We ran after the cat.
- Kedinin peşinden koştuk.
- I am a cat.
- Ben bir kediyim.
- The cat arched its back.
- Kedi sırtını kabarttı.
- Your cat is driving me crazy.
- Kedin beni deli ediyor.
- The cats are meowing.
- Kediler miyavlıyor.
- Cats are silly.
- Kediler aptaldır.
- A cat jumped onto the chair and lay motionless.
- Bir kedi sandalyeye atladı ve hareketsiz yatıyor.
- I love my cat.
- Kedimi seviyorum.
- Cats catch mice.
- Kediler, fareleri yakalar.
- My cat is happy.
- Benim kedim mutlu.
- Tom doesn't like Mary's cats.
- Tom, Mary'nin kedilerini sevmiyor.
- He is afraid of cats.
- Kedilerden korkuyor.
- This cat is, so to speak, a member of our family.
- Bu kedi, tabiri caizse, ailemizin bir üyesidir.
- Cats are afraid of dogs.
- Kediler köpeklerden korkar.
- Tom really likes cats a lot.
- Tom kedileri gerçekten çok seviyor.
- The cat jumped on the table.
- Kedi masaya atladı.
- We call the cat Madonna.
- Kediye Madonna diyoruz.
- I like the cats but the chicken is better.
- Kedileri severim ama tavuk daha iyi.
- The cat looked intensively at him with her big, round, blue eyes.
- Kedi büyük, yuvarlak, mavi gözleriyle ona dikkatle baktı.
- How many cats are there in the garden?
- Bahçede kaç tane kedi var?
- Tom and Mary have two cats.
- Tom ve Mary'nin iki kedisi var.
- My cat loves catnip.
- Kedim kedi nanesine bayılır.
- They saw a cat climbing up the tree.
- Ağaca tırmanan bir kedi görmüşler.
- Cats like playing in the sun.
- Kediler güneşte oynamayı severler.
- Care killed a cat.
- Merak kediyi öldürdü.
- The cat has pursued the mouse.
- Kedi farenin peşine düşmüş.
- Mary's cat is a nasty beast.
- Mary'nin kedisi iğrenç bir canavar.
- The cat sat on the mat.
- Kedi mindere oturdu.
- I took care of her cat.
- Kedisine ben baktım.
- My father forbade me from having a pet cat.
- Babam evcil bir kedi edinmemi yasaklamıştı.
- The cat catches mice.
- Kedi fareleri yakalar.
- I don't like the cats.
- Ben kedileri sevmem.
- Cats often lick each other.
- Kediler genellikle birbirlerini yalarlar.
- This cat is not for sale.
- Bu kedi satılık değildir.
- Cats often kill small animals if allowed outside of the house.
- Evin dışına çıkmalarına izin verilirse kediler genellikle küçük hayvanları öldürür.
- There is a cat five meters from the tree.
- Ağacın beş metre ötesinde bir kedi var.
- The cat is under the chair.
- Kedi sandalyenin altındadır.
- Who wouldn't love cats?
- Kedileri kim sevmez ki?
- My cat is unemployed.
- Kedim işsiz.
- I like your cat.
- Kedini seviyorum.
- 8th August is International Cat Day.
- 8 Ağustos, Uluslararası Kedi Günüdür.
- Cats usually meow.
- Kediler genellikle miyavlar.
- Have you ever put your cat into a cage?
- Hiç kedinizi kafese koydunuz mu?
- The cat doesn't look happy to see us.
- Kedi bizi gördüğüne mutlu görünmüyor.
- The farmer's wife threw moldy bread out of kitchen window and the hungry farm cat ran out of the barn to eat it.
- Çiftçinin karısı, mutfak penceresinden küflü ekmek fırlattı ve aç çiftlik kedisi onu yemek için ahırdan dışarı koştu.
- My cat was the best cat in the entire world.
- Kedim tüm dünyadaki en iyi kediydi.
- There is an old story about a Persian cat.
- Bir İran kedisi hakkında eski bir hikaye var.
- I saw the cat.
- Kediyi gördüm.
- Open the door to let my cat in.
- Kedimi içeri almak için kapıyı aç.
- He's allergic to cats.
- Adamın kedilere alerjisi var.
- A tiger is bigger and stronger than a cat.
- Bir kaplan, bir kediden daha büyük ve daha güçlüdür.
- This plant is toxic to cats.
- Bu bitki, kediler için zehirlidir.
- The cat hides its claws.
- Kedi, pençelerini saklar.
- Is that cat grey?
- Şu kedi gri mi?
- He played with his cat.
- Kedisiyle oynadı.
- The boy is petting the cat.
- Çocuk kediyi okşuyor.
- Our cat is housebroken.
- Bizim kedimiz ehlileşmiş.
- The cat closed his eyes and started to purr.
- Kedi gözlerini kapadı ve mırlamaya başladı.
- Rich people have fat cats.
- Zengin insanların şişman kedileri vardır.
- On the table there was a cat.
- Masanın üstünde bir kedi vardı.
- My cat came out of the basket.
- Kedim sepetten çıktı.
- I prefer cats to dogs.
- Kedileri köpeklere tercih ederim.
- Tom's cat brought him a dead bird as a present.
- Tom'un kedisi ona hediye olarak ölü bir kuş getirdi.
- She has a cat and two dogs.
- Onun bir kedisi ve iki köpeği var.
- I have to look after this cat.
- Bu kediye bakmak zorundayım.
- Cats don't have owners, they have staff.
- Kedilerin sahipleri yoktur, çalışanları vardır.
- She's allergic to cats.
- Kedilere alerjisi var.
- My cat and dog get along.
- Kedim ve köpeğim iyi geçinirler.
- My canary was killed by a cat.
- Benim kanarya bir kedi tarafından öldürüldü.
- Our child likes dogs, but I prefer cats.
- Bizim çocuğumuz köpekleri sever ama ben kedileri tercih ederim.
- Am I a cat?
- Ben kedi miyim?
- The cat fell asleep curled up in front of the fireplace.
- Kedi şöminenin önünde kıvrılmış yatıyordu.
- I just saved your cat from drowning.
- Az önce kedini boğulmaktan kurtardım.
- Our children like the dog, but I like the cat.
- Çocuklarımız köpeği seviyor ama ben kediyi seviyorum.
- The cats were playing dominance games.
- Kediler baskın çıkma oyunu oynuyordu.
- I have lived with several Zen masters, all of them cats.
- Birkaç Zen üstadıyla birlikte yaşadım, hepsi de kediydi.
- I really love cats.
- Kedileri gerçekten severim.
- The cat didn't move a muscle.
- Kedi kımıldamadı.
- The cat is under the sofa.
- Kedi kanepenin altında.
- His cat is so adorable.
- Onun kedisi çok sevimli.
- The cat is in the well.
- Kedi kuyunun içinde.
- My cat is going to have kittens next month.
- Kedim gelecek ay yavrulayacak.
- I'm pretty sure that my cat ate my hamster.
- Kedimin hamsterımı yediğinden oldukça eminim.
- Why do cats' eyes shine in the dark?
- Kedilerin gözleri neden karanlıkta parlar?
- The cat is hidden under the table.
- Kedi masanın altına gizlenmiş.
- This is a cat.
- Bu bir kedi.
- Mary asked if the cat had drunk all of the milk.
- Mary kedinin sütün hepsini içip içmediğini sordu.
- Which cat is yours?
- Hangi kedi senin?
- Cats have the ability to see in the dark.
- Kedilerin karanlıkta görme yetileri vardır.
- Tom picked up the cat.
- Tom kediyi aldı.
- There's more than one way to skin a cat.
- Bir kedinin derisini yüzmenin birden fazla yolu var.
- Your cat is overweight.
- Kedin fazla kilolu.
- Her cat had another four kittens.
- Kedisinin dört yavrusu daha olmuş.
- My cat loves toys.
- Benim kedim oyuncakları sever.
- Cats are nocturnal creatures.
- Kediler gece yaratıklarıdır.
- A cat sat on the table.
- Bir kedi masaya oturdu.
- We have two cats; one is white, and the other is black.
- İki kedimiz var; biri beyaz ve diğeri de siyah.
- Have you decided on a name for the cat?
- Kedi için bir isme karar verdin mi?
- We must not wake a sleeping cat.
- Uyuyan bir kediyi uyandırmamalıyız.
- Would you like me to feed your cat?
- Kedinizi beslememi ister misiniz?
- He's allergic to cats.
- Onun kedilere karşı allerjisi var.
- The grey cat can't climb off the tree.
- Gri kedi ağaçtan inemiyor.
- The cat jumps on top of the table.
- Kedi masanın üstüne atlar.
- Under the table was a black cat.
- Masanın altında siyah bir kedi vardı.
- My brother named his cat Huazi.
- Erkek kardeşim kedisine Huazi adını verdi.
- I like your cat, but she doesn't like me.
- Kedini seviyorum ama o beni sevmiyor.
- There's a cat under the table.
- Masanın altında bir kedi var.
- My cat meows all the time.
- Kedim sürekli miyavlıyor.
- The cat came near being run over by a truck.
- Kedi neredeyse bir kamyon tarafından çiğneniyordu.
- His old cat is still alive.
- Yaşlı kedisi hala hayatta.
- The cat hissed at Tom.
- Kedi Tom'a tısladı.
- The cat ran away.
- Kedi kaçtı.
- The cat is in the yard, too.
- Kedi de bahçede.
- It seems like the cat smelled a mouse.
- Kedi bir fare kokusu aldı gibi görünüyor.
- She has two cats.
- İki kedisi var.
- Hey Tom, isn't that your cat?
- Hey Tom, bu senin kedin değil mi?
- One of the cats is black, the other is brown.
- Kedilerden biri siyah, diğeri kahverengi.
- We keep three dogs and a cat.
- Biz üç köpek ve bir kedi besliyoruz.
- The cat is in its basket.
- Kedi, sepetinde.
- Tom prefers dogs to cats.
- Tom köpekleri kedilere tercih eder.
- Cats don't have owners, they have staff.
- Kedilerin sahibi olmaz, hizmetçisi olur.
- Cats don't have owners, they have staff.
- Kedilerin sahibi yoktur, elemanı vardır.
- Cats are related to tigers.
- Kediler kaplanlarla akrabadırlar.
- If you see the cat in this photo, please call.
- Bu fotoğraftaki kediyi görürseniz, lütfen arayın.
- Never feed dog food to your cat.
- Kedinize asla köpek maması vermeyin.
- Tom is a cat lover.
- Tom bir kedi sever.
- Is that a cat or a dog?
- O bir kedi mi yoksa bir köpek mi?
- The cat is sitting on top of the table.
- Kedi masanın üstünde oturuyor.
- What's your cat's name?
- Senin kedinin adı ne?
- Tom let the cat in.
- Tom kedinin içeri girmesine izin verdi.
Show More (1887)
|
