|
- The catalyst actions call for particularly creative responses to structural obstacles.
- Katalizör eylemler, yapısal engellere karşı özellikle yaratıcı yanıtlar verilmesini gerektirmektedir.
- Information technology could also be incorporated, thus creating a real catalyst for development.
- Bilgi teknolojisi de dahil edilebilir, böylece kalkınma için gerçek bir katalizör yaratılabilir.
- The liberalisation of trade will also prove to be a catalyst to economic reform.
- Ticaretin serbestleştirilmesi de ekonomik reform için bir katalizör olacaktır.
- The catalyst actions call for particularly creative responses to structural obstacles.
- Katalizör eylemler, yapısal engellere karşı özellikle yaratıcı yanıtlar gerektirmektedir.
- A booming market has been known to act as a great catalyst to taking liberties with the law and even with honesty.
- Büyüyen bir pazarın, yasaları ve hatta dürüstlüğü hiçe saymak için büyük bir katalizör görevi gördüğü bilinmektedir.
- In this respect, the establishment of one European Research Area will function as a catalyst.
- Bu bağlamda tek bir Avrupa Araştırma Alanı'nın kurulması bir katalizör işlevi görecektir.
- First, I'd like to examine the catalyst used in this experiment.
- Önce bu deneyde kullanılan katalizörü incelemek istiyorum.
- First, I'd like to examine the catalyst used in this experiment.
- Öncelikle, bu deneyde kullanılan katalizörü incelemek istiyorum.
Show More (5)
|