circumstances - English Turkish Sentences
English Turkish
circumstances koşullar n.
  • He did a marvellous job in very difficult circumstances.
  • Çok zor koşullarda harika bir iş çıkardı.
  • In view of the circumstances, there was reason to fear the worst.
  • Koşullar göz önüne alındığında, en kötüsünden korkmak için bir neden vardı.
  • This Kyoto protocol must not be watered down under any circumstances.
  • Kyoto protokolü hiçbir koşul altında sulandırılmamalıdır.
Show More (94)
circumstances durumlar n.
  • We have tried to include such circumstances by means of Amendment 16.
  • Değişiklik 16 vasıtasıyla bu tür durumları da dahil etmeye çalıştık.
  • That also applies to the Commission's analyses of the islands' special circumstances and potential.
  • Bu aynı zamanda Komisyon'un adaların özel durumları ve potansiyellerine ilişkin analizleri için de geçerlidir.
  • That also applies to the Commission's analyses of the islands' special circumstances and potential.
  • Bu aynı zamanda Komisyonun adaların özel durumları ve potansiyellerine ilişkin analizleri için de geçerlidir.
Show More (0)