| 1 |
clay |
kil |
n. |
|
- We are coating the wall with clay.
- Biz duvarı kille kaplıyoruz.
- Bricks consist mostly of clay.
- Tuğlalar çoğunlukla kilden oluşur.
- Is it true that you coated the wall with clay?
- Duvarı kille kapladığın doğru mu?
- Tom worked the clay into a vase.
- Tom kili işleyerek vazo haline getirdi.
- He hardened clay by putting it into a fire.
- O kili ateşe koyarak sertleştirdi.
- Clay bricks can be bought from the manufacturer.
- Üreticiden kil tuğlalar satın alınabilir.
- The heat of the sun hardens clay.
- Güneşin ısısı kili sertleştirir.
- Clay bricks can be bought from the manufacturer.
- Kil tuğlalar üreticiden satın alınabilir.
- He hardened clay by putting it into a fire.
- Kili ateşe atarak sertleştirdi.
Show More (6)
|
| 2 |
clay |
çamur |
n. |
|
- I will create the human being out of pure mud-moulded clay.
- Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan bir beşer yaratacağım.
- When your Lord said to the maintainers, Indeed, I am going to create a human being from clay.
- Bir zamanlar Rabbiniz bir zaman evrendeki güçlere, Şüphesiz Ben çamurdan bir beşer yaratıcıyım.
Show More (-1)
|
| 3 |
clay |
kil ile kaplamak |
v. |
|
- Is it true that you coated the wall with clay?
- Duvarı kil ile kapladığınız doğru mu?
- We are coating the wall with clay.
- Duvarı kil ile kaplıyoruz.
Show More (-1)
|
| 4 |
clay |
toprak |
n. |
|
- You need to hit the clay pigeon.
- Toprak güvercini vurmalısın.
Show More (-2)
|
