complexion - English Turkish Sentences
English Turkish
complexion ten n.
  • Tom has a pale complexion.
  • Tom'un soluk bir teni var.
  • A tall man with a sallow complexion walked into the room and sat down next to Tom.
  • Soluk tenli uzun boylu bir adam odaya girdi ve Tom'un yanına oturdu.
  • A stocky man with a swarthy complexion snatched Mary's handbag and disappeared into the crowd.
  • Esmer tenli tıknaz bir adam Mary'nin çantasını kaptı ve kalabalığın içinde kayboldu.
Show More (8)
complexion tenin rengi n.
  • Tom has a light complexion.
  • Tom'un açık ten rengi var.
  • The sunshine improved his complexion.
  • Güneş ışığı ten rengini iyileştirdi.
Show More (-1)
complexion cilt n.
  • She has a pale complexion.
  • O bir soluk cildi vardır.
  • You have a nice complexion.
  • Senin güzel bir cildin var.
Show More (-1)